Eğitim Bir-Sen: Kanun eksik ve yanlışlıklarla dolu!

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 22 Mart 2006 13:18, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Kanun çıktı ama sevinemedik

Ek ödemeler ve ek derslerle ilgili kanun dün gece Meclis'te kabul edildi. Toplu Görüşmelerde konfederasyonların talep ettiği ve kanunlaşan bazı kazanımları şöyle sıralayabiliriz:

Ek ödeme alamayan memurlara 1 Ocak 2006'dan itibaren 40 ve 1 Temmuz'dan itibaren 80 lira ek ödeme yapılması talebi kanunlaştı.

Ek ders ücretleri 3 lira 60 kuruştan 5 liraya yükseltildi.

Aile yardımı ödeneğinin göstergesi de 1250'den 1500'e çıkarıldı. Böylece aile yardımı 11 lira artmış oldu.

Sendikalara üye olan memurlara 1 Ocak 2006'dan itibaren geçerli olmak üzere aylık 5 lira ?örgütlülük ödeneği? verilmesi kanunlaştı.

Kanun eksik ve yanlışlıklarla dolu!

Tüm bu kazanımlara rağmen ek ödemeleri ve ek dersleri yeniden düzenleyen kanun, ne yazık ki çalışanları son derece üzen bazı eksiklikler ve ciddi yanlışlıklarla dolu.

Yalnızca ek derslerle ilgili olanları hemen bir çırpıda sayacak olursak, bu kanun, branş dışı derslerin aylık karşılığı ders saati kapsamında değerlendirilmesi, eğitim kurumu yöneticilerinin haftada 6 saat ders göreviyle yükümlü tutulmaları, master ve doktora yapmış olanların yararlanmakta oldukları %25-40 oranındaki fazla ödemelerin sona erdirilmesi, atölye ve meslek dersi öğretmenlerinin aylık karşılığı okutmakla yükümlü oldukları derslerin niteliğinin değiştirilmesi, ders dışı hazırlık ve planlama ücretinin 10 saate 1 saat karşılığı ve haftada 3 saat ile sınırlı olarak verilmesi gibi; öğretmenlerin büyük bir bölümünün ek ders ücretine yapılan artıştan hiç yararlanamaması sonucunu doğuran hükümler içermektedir. Kanunun, eğitim çalışanlarınca hoşnutsuzlukla karşılanacak bir çok yönü bulunuyor.

40+40 YTL konusunda eksiklikler:

Ek ödeme kanununun birinci maddesi ile, madde içeriğinde sayılan kurumlarda görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bir kısmına, 1 Ocak 2006'dan geçerli olmak üzere 40YTL ve 1 Temmuz'dan itibaren de 80 YTL her ay maaşlarına ilave olarak ödenmesi öngörülmüştür.

Anılan ek ödeme memur ve diğer kamu görevlilerinin emekli ikramiyeleri ve emekli maaşlarının hesaplanmasında dikkate alınmayacağından eksik bir düzenlemedir. Diğer taraftan milli eğitim çalışanları yönünden bu ödemeyle ilgili kapsam eksik düzenlenmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatında görev yapmakta olan şef, eğitim uzmanı, savunma ve sivil savunma uzmanları, raportör, strateji geliştirme dairesi başkanlığı uzmanları (eski APK uzmanları), talim ve terbiye kurulu uzmanları, şube müdürleri ile taşra teşkilatındaki il/ilçe milli eğitim şube müdürü, il/ilçe milli eğitim müdür yardımcısı, ilköğretim müfettişi, ilköğretim müfettiş yardımcısı, il milli eğitim müdürü, ders aletleri yapım merkezi ve benzeri nitelikteki kurumlarda görev yapan ve kendilerine ek ders ücreti ödenen yönetici ve öğretmenler denge tazminatından yararlanamamaktadır. Bu nedenle, eğitim çalışanlarının bütünün kapsama alınmamış olması açık bir eksikliktir.

Sözleşmelilik hükmü ve mahsurları:

Kanunun 3'üncü maddesiyle 657 sayılı Kanunun bazı maddelerinde değişiklik yapılarak; 657 sayılı Kanunun sözleşmeli personel çalıştırılmasını öngören 4 üncü maddesinin (B) bendine; ? Milli Eğitim Bakanlığında norm kadro sonucu ortaya çıkan öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmen istihdamıyla kapatılmaması hallerinde öğretmenlerin? ifadeleri eklenmiş, böylece öğretmenlik görevine sözleşmeli personel istihdamı yoluyla atama yapılabileceği öngörülmüştür.

Oysa asli ve sürekli bir kamu hizmeti olan öğretmenlik mesleğinin ruhu ve işleviyle bağdaşmayacak olan bu istihdam yöntemi, genel istihdam şekli olarak düşünülemez. Etkin, sürekli ve asli kamu hizmeti olan eğitim hizmetlerinin sözleşmeli personel aracılığıyla yürütülmesi sonucunu doğuran bu hükmü eğitimci, sendikacı kimliğimiz yanında vatandaş kimliğimiz yönüyle de kabul etmek imkanı bulunmamaktadır. Kaldı ki Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen kadrolu öğretmen istihdamı sürecinde hemen hemen her branşta atama yapılacak kadro sayısından fazla başvuru yapıldığı dikkate alındığında, sözleşmeli personel istihdamı için öngörülen ön şartın gerçekleşmesi de mümkün bulunmamaktadır.

2 ve 3 yıllık yüksek okul mezunları mağdur:

Kanunla dört yıl veya daha fazla süreli yüksek öğretim veren okul mezunu olan Teknik Hizmetler Sınıfı personelinin özel hizmet tazminatlarında 10 puanlık bir artış gerçekleştirilmiştir. Ancak, bu hizmet sınıfında olmakla birlikte dört yıldan daha az süreli eğitim görenler için bir artış öngörülmemesi bu hizmet sınıfında görev yapan eğitim çalışanları açısından mağduriyet oluşturmuştur.

5 YTL iki yıl önceki rakamdır:

657 sayılı Kanunun ek ders ücretlerini düzenleyen 176'ncı maddesinde değişikliğe gidilerek ek ders ücretlerinin ödenmesine esas gösterge rakamları arttırılmıştır. Ancak bizzat Milli Eğitim Bakanı tarafından yapılan açıklamada ek ders ücretlerinin 10 YTL'ye çıkarılması vaad edildiği göz önüne alındığında artışın vaad edilen artış düzeyinin altında kalması eğitim çalışanlarını üzmüştür. 2002 yılından bu yana maaşlarda yapılan artışlarının bütünün ek ders ücretlerine yansımamış olması nedeniyle ek ders ücretinin 5 YTL'ye çıkarılması sadece oluşan kaybı gidermiştir. İki yıl önce 5 milyon olması gerekirdi. Bu nedenle bir saatlik ders ücretinin 5 YTL olarak belirlenmesinin kamuoyuna bir artış olarak sunulması gerçek durumu yansıtmamaktadır.

Kazanılmış haklar bile elimizden alınıyor:

Diğer taraftan, master ve doktora yapmış öğretmenlerin ek ders ücretlerinin %25 ve %40 fazlasıyla ödenmesine ilişkin hüküm yürürlükten kaldırılmıştır. Meslekte kariyer yapmayı teşvik ilkesiyle açıkça çelişen bu hükümle, eğitim seviyesini ve donanımını artırarak bu niteliğini eğitim sürecine yansıtan öğretmenlerin kazanılmış hakları elinden alınmıştır. Meclis tarafından kabul edilen kanun tasarısının adının memurlara ek ödeme yapılması olduğu dikkate alındığında, anılan kanun eğitim çalışanları açısından ek ödemelerinin sona erdirilmesi anlamı taşımaktadır. Master ve doktora yapmış öğretmenlerimiz bu yönüyle ek ders ücretinin arttırılmasından yararlanamayacaktır.

İdareciyi öğretmenliğe zorlamak yanlıştır:

Bilindiği gibi eğitim kurumlarında yönetici olarak görev yapmakta olanlar bu görevlerine bağlı olarak 6 saate kadar ders okutmakla yükümlü tutulmuşlardır. Kabul edilen Kanunla eğitim kurumu yöneticilerinin 1-6 saat arasındaki ders verme yükümlülükleri mutlak 6 saat derse girme yükümlülüğüne dönüştürülmüştür. Düzenlemenin bu şekle dönüştürülmesine bağlı olarak okulun eğitim ve öğretimle ilgili işlerine ve yönetim faaliyetlerini yerine getirmekle yükümlü yöneticilerin bu görevlerinde aksamalar oluşacaktır. Diğer taraftan, eğitim kurumu yöneticilerinin 6 saat derse girmesi nedeniyle eğitim kurumlarının öğretmen norm kadrolarında değişiklikler olacaktır. Sonuçta eğitim kurumu yöneticileri ile aynı branşta olan öğretmenlerin alabilecekleri ek ders ücretlerinde azalmalar meydana gelecektir. Bu madde ile, sadece eğitim kurumları yöneticileri aleyhine bir sonuç doğmamıştır. Aynı zamanda eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin ve öğrencilerin aleyhine durumların oluşmasına da sebep olunmuştur. Korkarız ki, yönetim çalışmaları ve katılmak zorunda olduğu toplantıların sıklığı sebebiyle, idarecilerin giriyor göründüğü dersler boş geçecek, çocuklarımız da bu yanlış kanundan payını alacaktır.

Hazırlık ve planlama ücretleri kesiliyor:

Kabul edilen Kanunla öğretmenlere ders dışı ve hazırlık planlama karşılığı ödenen ek ders ücreti miktarı haftada 3 saat ile sınırlandırılmış ve ayrıca ders dışı hazırlık ve planlama karşılığı olarak ödenecek ücretin 10 saate 1 saat karşılığı olacak şekilde ödenmesi öngörülmüştür. Halen ödenmekte olan ders dışı hazırlık ve planlama ücretlerinin ödenmesinde branş ve kurumlar itibariyle farklı olmak üzere 2 saate 1 saat, 7 saate 1 saat esasıyla ödeme yapıldığı göz önüne alındığında, kanunun bu maddesi ile eğitim çalışanlarının haklarında azalmaya sebep olunduğu açıktır.

Diğer taraftan; ?Yarıyıl ve yaz tatillerinde yapılan ders görevleri, ders görevinin yapmış sayılacağı haller ile yüz yüze yapılan ders görevleri dışındaki ek ders görevleri hariç, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında aylık karşılığı ders görevini doldurmayanlara ek ders ücreti ödenmez? hükmüne yer verilerek halen aylık karşılığı olmayan derslere girmeleri karşılığında ödenen ek ders ücretlerinin önüne geçilmiştir. Diğer bir ifadeyle, öğretmenlerin kendi kişisel bilgi ve deneyimleri ile vermiş oldukları branş dışı derslerden elde edilen ek ders ücretinden yoksun bırakılmalarına sebebiyet verilmiştir.

Bir tırpan da meslek liselerine:

Kanunla, atölye ve meslek dersi öğretmenlerinin aylık karşılığı okutmakla yükümlü oldukları 20 saat, atelye ve meslek yükümlülüğü değiştirilerek bu öğretmenlerin 20 saat ders okutmakla yükümlü olmaları hüküm altına alınmıştır. Bu hükme bağlı olarak bu öğretmenlerin 20 saatlik aylık karşılığı ders verme yükümlülüğünün kapsamına branş dışı dersler de eklenmiştir. Bu durum, öğrenci sayısı azalan teknik ve/veya mesleğe yönelik eğitim veren eğitim kurumu öğretmenlerinin ek ders ücreti yönüyle mağduriyetine sebep olmuştur.

Sağ elle verilen sol elle geri alınıyor:

Sonuç olarak, itirazlara rağmen kabul edilen ve kamuoyunda ek ödeme verilmesine ilişkin kanun olarak isimlendirilen bu düzenleme, eğitim çalışanları açısından ilave ödeme verilmesi sonucunu değil; var olan ödemelerin sona erdirilmesi ve çeşitli hak kayıplarıyla karşı karşıya bırakılması sonucunu doğurmuştur. Eğitim çalışanlarının söz konusu tasarı kapsamında genel itibariyle denge tazminatından yararlanması sağlanırken verilenden çok daha fazlası geri alınmıştır. Adeta sağ elle verilenler, sol elle geri alınmaktadır. Ek ders ücretlerinin 3,5 liradan 5 liraya çıkarılmasında da aynı formül işlemiş, öğretmenin birinden alınıp birine verilmiştir.

Hizmetli ve memurlar üvey memur mu?:

Kanun kapsamında eğitim çalışanlarından memur ve hizmetliler için genel nitelikteki denge tazminatı dışında bir artışı sağlanmamıştır. Oysa polis, din hizmetlileri ve Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesindeki genel idare hizmetleri sınıfı personeli, asker, hakim ve bir kısım teknik personel için öngörülen ilave artışların, eğitim hizmet kolundaki memur ve hizmetlilere olsun, öngörülmeliydi. Bütçeden Milli Eğitime ayrılan payın arttırılması, ne yazık ki bir kere daha eğitim çalışanlarına yansımamıştır.

İyileştirmeler emekliliğe yansımayacak:

Eğitim çalışanlarına kanun kapsamında tanınan sınırlı mali imkanların hiç birinin emekliliğe yansımaması, kanundaki bir başka mühim eksikliktir. Kamu hizmetinin yürütülmesinde ağır bir sorumluluğu bulunan eğitim çalışanlarına yürüttükleri hizmetle dengeli bir gelir düzeyi sağlanmadığı gibi, fiilen çalışılan dönemde elde edilen gelirlerin bütünün emekliliğe yansımayacak olması da ayrı bir yaradır. Eğitim çalışanlarının, emekliliklerinde hayatlarını onurlu ve insana yakışır bir biçimde sürdürmelerine imkan verecek şekilde, emekli ikramiyesine ve emekli aylıklarına yansıyacak biçimde bir artışın gerçekleştirilmesinin haklı bir beklenti olduğu açıktır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber