Güney'in ses kaydı kurgu çıktı

Çözüm sürecini hedef alan çevrelerin servis ettiği Paris infazlarının tetikçisi Ömer Güney'e ait ses kaydının kurgu olduğunu gösteren ayrıntılar ortaya çıktı

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 19 Ocak 2014 09:46, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Güney'in ses kaydı kurgu çıktı

ÖMER GÜNEY

Çözüm sürecinin kalbini hedef alan Paris'teki 3 PKK'lı kadın cinayetlerinin üzerinden tam bir yıl geçti. Ancak aradan geçen sürede bir arpa boyu yol alamayan Paris Cumhuriyet Savcısı François Molins ve Fransız dış istihbarat servisi 'DGSE', cinayet zanlısı Ömer Güney'i özel bir hastanede misafir ederken bir yandan da Avrupa'daki Kürt toplulukları üzerinde psikolojik algı operasyonu için MİT'i hedef göstermekten kaçınmıyor. Çözüm sürecini hedef alan çevrelerin servis ettiği sözde 'MİT-Ömer Güney görüşmesi' ses kaydında gözden kaçan ayrıntılar ortaya çıkmaya başladı. MİT, servis edilen belge ve ses kayıtlarının kendilerine ait olmadığını ifade etti. Ancak çözüm sürecini hedef alan çevrelerin içerideki işbirlikçisi durumundaki bazı isimlerin 'Kare mühür, belgenin gönderildiği ve sızdığı bakanlığı belli eden şifredir' sözleri, çözüm sürecinin ve MİT'in hedef haline getirilmek istendiğini ortaya koyuyor.

GÖZDEN KAÇANLAR

Kapalı bir ortamda çekildiği anlaşılan ses kaydındaki görüşmenin hangi tarihte yapıldığı bilinmiyor. Fakat bu ses kaydının, belli vaatler verilerek Güney'in misafir edildiği hastanede çekilmiş olabileceği ileri sürülüyor. Zira ses kayıtlarında yer alan isimler 'bugün düşünülerek dün' kurgulanmışçasına hazırlanmış gibi duruyor. Güney, ses kaydında Oslo görüşmelerinin en önemli aktörü olan ve görüşmeler sürecinde Fransız istihbaratının bir komplosu ile tutuklanan Nedim Seven'i öldürme girişiminden bahsediyor. Ancak güvenliğine olağanüstü dikkat eden Seven'in Ömer Güney'le hiçbir zaman biraraya gelmediği öğrenildi. Güney'in Fransa'ya geldiğinde Seven'in Fransa'da tutuklu olduğu ve 3 PKK'lı kadının öldürülmesinin ardından serbest kaldığı, bu nedenle biraraya gelmelerinin imkansız olduğu ifade edildi. Güney ayrıca, suikast mekanı olarak Paris'in Vilebel banliyösüdeki dernek binasından bahsediyor. Oysa 9 Ocak 2013 tarihinde Paris'te üç PKK'lı kadının öldürüldüğü eylem dernek binasında değil, PKK'nın Fransa'da uzun yıllardan beri kullandığı, Paris'in en işlek ve birçok noktada kameralarla takip edilen bürosunda gerçekleştirilmişti.

SORU İŞARETLERİ

Ses kaydı ile video üzerine yazılan yazılar arasında çelişkiler bulunması da dikkat çeken hususlar arasında. Kayıtta Ömer Güney'in 'Abram, Nedim Seven, Şiyar, Remzi Kartal' gibi isimlere suikast hazırlığı konusundaki konuşmalar yer alıyor. Ses kaydının başında ekranda ise 'Esas hedefi Sakine Cansız'mış, diğerlerini eylem sırasında orada bulunduklarından dolayı öldürmek zorunda kalmış' ibaresi beliriyor. Bu ibarenin ses kaydından bağımsız olarak ekrana eklendiği anlaşılıyor.

Fransızlar görüntüleri sakladı

Çözüm sürecinin kalbini hedef alan soruşturmanın üzerinden tam bir yıl geçti. Gizlilik kararı nedeniyle Fransız hukukçular da pek yorum yapamıyor. Soruşturmayı yürüten savcılık, cinayetin işlendiği adres yakınındaki 6 ayrı kamera görüntüsü ile cinayetin işlendiği binayı her açıdan gören, giriş-çıkışların da kayıtlı olduğu 2 farklı kamera görüntüsünü Fransız dış istihbarat servisine gönderdi. 72 saati bulduğu söylenen kayıtlarla ilgili Fransız istihbaratının kriminal incelemede bulunmayışı ve aradan geçen bir yıllık süreye rağmen görüntülere dair ayrıntıların kamuoyuyla paylaşılmaması soru işaretlerine neden oluyor. Savcılık, 13 Ocak'tan bu yana Paris cinayeti ile ilgili 17 kişiyi dinlerken, 2'si İranlı olmak üzere 11 kişinin de ifadelerine başvurdu. Ancak, kriminal raporda olay yerine gelenlerin en az 3 kişi olduğuna değinilmesine rağmen, savcılık diğer iki kişinin izine 'ulaşamadı'. Parmak izi eşleştirme raporlarının akıbeti de hala belli değil.

Aydar varken neden Kartal?

Servis edilen ses kayıtlarındaki dikkat çekici noktalardan biri, tetikçi Ömer Güney'in PKK'nın şimdiki Avrupa sorumlusu Remzi Kartal'ı vurmak için hazırlık içinde olduğunu söylemesiydi. Ancak örgütü yakından bilen isimler, 3 PKK'lı kadının öldürüldüğü dönemde örgütün Avrupa temsilciliği görevini Remzi Kartal'ın, değil Zübeyr Aydar'ın yaptığına dikkat çekerek, 'Eğer lider kadrodan ve ses getirecek biri öldürülecekse, bu ismin şimdiki Kartal değil, o zamanki yönetici Aydar olması gerekirdi' yorumunda bulunuyor. Diğer bir nokta ise Kartal'ın Brüksel dışına pek çıkmadığı ancak o dönemin sorumlusu Aydar'ın sık sık Avrupa ülkelerini ziyaret ettiği için daha kolay hedef durumundayken, Güney'e ses kaydını yaptıranların 'bugünü düşünerek dünü hayal ettikleri' yorumu yapılıyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber