'1982 Anayasası Türkiye'nin sırtında bir kamburdur'

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç, İdareci ve Bürokratlar Birliği'nin Dost Meclisi Programı'nda, yeni Anayasa çalışmaları ve Başkanlık Sistemiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Genel Başkanı Yücel Can ve Birlik üyelerinin katılımıyla gerçekleşen programda, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Malkoç, 1982 Anayasası'nın kuruluşunda sakatlık bulunduğunu ve bu sakatlığın tüm ülkeye sirayet ettiğine dikkat çekerek "Hangi partiden olursak olalım, hangi düşünceden olursak olalım, hangi etnik kökenden olursak olalım bizim arzu ettiğimiz şey ülkemizde huzur olsun, demokrasinin çarkı daha düzgün işlesin. Çocuklarımız daha iyi eğitim alsın, eğitim kalitesi artsın, sağlık hizmetleri daha iyi yürüsün, esnaf veya üretici, imalatçı, ihracatçı, sanayici daha çok çalışsın daha çok kazansın. Bunu yapabilmek için bu anayasayı değiştirmemiz lazım" diye konuştu.

1982 ANAYASA'SI TÜRKİYE'NİN SIRTINDA BİR KAMBURDUR

1982 Anayasası'nın Türkiye'nin sırtında bir kambur olduğunu belirten Malkoç, "Şu anda Sayın Cumhurbaşkanımızın yetkileri oldukça fazla. Yeni anayasa ve başkanlık sistemine geçildiğinde bu yetki ve imkanlarının bir kısmını bırakacak. Bu anayasa yapılırken Kenan Evren ve benzerleri cumhurbaşkanı olacak diye yapılmış, çok geniş yetkileri var. Ancak yeni anayasa ve başkanlık sistemini bilerek Sayın Cumhurbaşkanımız fedakarlık yapacak bazı haklarından ve yetkilerinden. Mevcut anayasada cumhurbaşkanının herhangi bir sorumluluğu yok, halbuki başkanlık sisteminde bir sürü sorumluluk yüklenecek. Vatana ihanet suçundan başka herhangi bir suçlamadan mesul tutulamıyor başkanlık sistemine geçildiğinde farklı sorumlulukları, karşılıkları olacak. Sayın Cumhurbaşkanımız başkalarının dediği gibi diktatörlük düşünse bu anayasadan daha iyisi yok. Yeni anayasada siyasi istikrar olsun istiyoruz" ifadelerini kullandı.

YENİ ANAYASADA SİYASİ İSTİKRAR İSTİYORUZ

"Yeni anayasada siyasi istikrar olsun istiyoruz. Bugünkü sistemde oyu atıyoruz sandıktan bir sandık daha çıkıyor kim başkan olacağı belli değil" diyen Malkoç şunları kaydetti: "Hak ve özgürlüklerin genişletilmesi için demokrasinin sağlıklı işletilmesi için hukuk devletinin Türkiye'de kökleşmesi adaletin yaygınlaşması ve uzlaşma kültürü için başkanlığın olması gerekiyor. 27 Nisan 2007'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) birinci tur Cumhurbaşkanlığı oylaması yapılıyor, Cumhurbaşkanı adayı Sayın Abdullah Gül oylama yapıldı, 360 civarında oy alındı. Yalnız bu sefer itirazlar başladı. Birinci tur oylama yapılabilmesi için meclise 367 milletvekili girmesi lazım, Anayasa'da böyle bir şey yok. Maksat Cumhurbaşkanlığını engellemek. Meclis normal faaliyetini sürdürüyor, dördüncü turda Cumhurbaşkanı seçildi o gece Cumhuriyet Halk Partisi, Anayasa Mahkemesi'ne müracaat etti oylama geçersiz iptal edilsin diye. Yine o gece Genelkurmay'ın sitesinde e-muhtıra yayınlandı, yani deniliyor ki; 'bizim istediğimiz cumhurbaşkanını seçmezseniz biz de size yapacağımızı biliriz', Hükümet buna karşı yine bu anayasadaki yetkilerini kullandı. 1960'tan beri daralan, bunalan milletin gönlüne su serpildi. Oy hakkına sahip olan millete güven geldi, iktidara güven geldi."