MB: Ücret ayarlamaları, enflasyonu olumsuz etkileyebilecek

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 26 Ocak 2007 16:43, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, 2006 yılının son çeyreğinde ekonomik faaliyette toparlanma eğilimi gözlense de toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüş sürecine verdiği desteğin sürdüğünü bildirdi.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun 16 Ocak'ta yaptığı yılın ilk toplantısının ardından, toplantıya ilişkin değerlendirme özeti açıklandı.

Değerlendirmede, dış talebin göreli olarak güçlü seyretmesine ve kamu harcama kalemlerindeki artışlara rağmen, toplam talepte önceki dönemlere kıyasla bir yavaşlamanın söz konusu olduğu ve 2006 yılının son çeyreğinde, bir önceki yılın aynı dönemindeki yüksek bazın da etkisiyle, yıllık büyüme oranının düşük bir düzeyde gerçekleşmesinin beklendiği ifade edildi.

Önümüzdeki dönemde ekonomik faaliyetin aşamalı olarak toparlanmaya devam edeceğinin düşünüldüğü belirtilen değerlendirmede, şu bilgiler yeraldı:

''2006 yılının üçüncü çeyreğinde, özel imalat sanayiindeki verimlilik artışlarının reel ücretlerdeki yükselişin üzerinde kalmasıyla gerileyen birim iş gücü maliyetlerinin enflasyona olumlu katkı yapmaya devam ettiği görülmektedir. Bu eğilimin yılın son çeyreğinde de korunması beklenmektedir.

Son açıklanan veriler, tarım istihdamındaki gerilemelerin belirgin olarak azaldığını, tarım dışı istihdamdaki artışların ise devam ettiğini göstermektedir. Ancak, tarım dışı işsizlik oranının, gerilemekle beraber hala yüzde 11,9 gibi yüksek bir seviyede olması, istihdamdaki artışın henüz enflasyon üzerinde baskı oluşturacak boyuta ulaşmadığına işaret etmektedir. Diğer taraftan, son dönemdeki ücret ayarlamalarının hedeflenen enflasyonun üzerinde olması, bekleyişler ve üretim maliyetleri yoluyla enflasyonu olumsuz etkileyebilecektir.'' Değerlendirmede, enflasyon beklentilerindeki kısmi iyileşmenin devam ettiği de belirtildi.

PARA POLİTİKASINDAKİ SIKI DURUŞ

Değerlendirmede, mevcut koşullarda para politikasının duruşunun sıkı olduğunu söylemenin mümkün olduğu kaydedilerek, ''Yılın son çeyreğinde enflasyon beklentilerindeki düşüşün devam etmesi, parasal koşulların daha da sıkılaşmasına neden olmuştur. Diğer bir ifadeyle, Merkez Bankası politika faizlerini sabit tutmasına rağmen para politikası sıkılaşmaya devam etmiştir'' denildi.

Para politikasındaki sıkı duruşun, önümüzdeki dönemde özel tüketim talebini sınırlamaya devam edeceği ve enflasyonu kademeli olarak aşağı çekeceği tahminine yer verilen değerlendirmede, buna rağmen, enflasyon görünümüne ilişkin bazı risklerin mevcut olduğu da belirtildi.

Değerlendirmede, orta vadeli enflasyon görünümüne ilişkin temel riskin, enflasyonun aşağı inmesi konusunda beklenenden daha güçlü bir direnç gösterme olasılığı olduğu bildirilerek, şöyle denildi:

''Enflasyon beklentilerindeki ve hizmet enflasyonundaki düşüşün sınırlı olması, bu riski daha da belirginleştirmektedir. Yurt içi talepte öngörülen yavaşlamaya bağlı olarak, önümüzdeki dönemde, hizmet grubunun yıllık fiyat artışının da yavaşlayacağı düşünülmektedir. Ancak, gerek hizmet sektöründe göreli verimliliğin düşük olması gerekse fiyatlama davranışının geçmiş enflasyona endeksleme eğilimi göstermesi ve ücret artışlarına daha duyarlı olması, hizmet enflasyonunun önümüzdeki dönemde de dikkatle izlenmesini gerektirmektedir.

Son dönemdeki ücret ayarlamaları hizmet fiyatlarına dair riskleri artırmıştır. Bu çerçevede, enflasyonun oldukça kısa bir süre içinde yüzde 10 düzeylerinden yüzde 4 düzeyine indirilmesinin hedeflendiği de göz önüne alındığında, Kurul hizmet sektörü fiyatlarının orta vadede yüksek artışını sürdürme olasılığını önemli bir risk unsuru olarak değerlendirmektedir. Böyle bir riskin gerçekleşmesi, para politikasının sıkı duruşunun uzun bir süre korunmasını gerektirebilecektir.''

DİĞER RİSKLER

Enflasyon görünümüne dair bir diğer riskin, para politikasının toplam talep üzerindeki gecikmeli etkilerine ilişkin belirsizlik olduğu bildirilen değerlendirmede, para politikasının gecikmeli etkilerinin zamana bağlı olarak değişebildiği, bu durumun Türkiye ekonomisi için de geçerli olduğu ifade edildi.

Ekonomik faaliyette 2006 yılının üçüncü çeyreğinde görülen yavaşlamanın, para politikasındaki sıkılaşmadan ziyade finansal piyasalardaki dalgalanmalar sonrasında tüketici ve üretici güvenindeki azalmadan kaynaklandığının düşünüldüğünün bildirildiği değerlendirmede, şu bilgiler yer aldı:

''2006 yılı Haziran ayından bu yana gerçekleştirilen parasal sıkılaştırmanın özel kesim talebi üzerindeki etkisi son dönemde görülmeye başlamış olsa da ekonomideki yavaşlamanın ne kadar süreceği ve hangi boyutta gerçekleşeceği konusu henüz tam olarak netleşmemiştir. Ayrıca, kamu harcamalarına ilişkin belirsizliklerin devam etmesi, toplam talep ve enflasyon üzerinde yukarı yönlü bir risk unsuru oluşturmaktadır.

Bu bağlamda, Merkez Bankası, gerek gelirler politikasındaki gelişmelerin gerekse faiz dışı kamu harcamalarındaki artışların makroekonomik etkilerini yakından takip etmektedir.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber