Bilimciyle etikçinin bitmeyen kavgası

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 09 Mart 2007 12:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Tanja Steinbach, Almanya, Leipzig'de yaşayan 21 yaşında bir öğrenci. Katıldığı bir deneyde, MRI (manyetik görüntüleme sistemi) makinesiyle zihni okunan 21 denekten biri. Daha çok bilimkurgu filmlerinde görmeye alışık olduğu bu olayı kendisinin yaşamış olmasını garip buluyor ama durumdan çok da rahatsız değil: "Bu gerçekten çok tuhaf bir duygu! Sonuçta aklımdan geçenleri okumak için özel makinelere ihtiyaç duyuluyor. Sokakta yürürken, insanlar zihnimden geçeni anlayamayacağına göre sorun yok!"

'İleri zihinsel aktiviteyi tanımladık'

Ancak yurttaş hakları savunucuları, Max Planck Enstitüsü'nde yürütülen 'zihin okuma' deneyleri konusunda, Tanja kadar iyimser düşünmüyor. Bu teknolojinin, insanların suç işlemesine engel olmak amacıyla önleyici güvenlik teknolojileri alanından çıkıp hızla yaygınlaşmasından endişe ediyorlar.

Bilim insanları geçmişte, insanların hangi fiziksel hareketleri yapacaklarını öngörmeyi başarmıştı. Berlin'deki Bernstein Nörobilim Merkezi'ndeki araştırmacılarsa ilk kez insanların bir sonraki ileri seviyedeki zihinsel aktivitelerini tanımladıklarını iddia ediyor.

Teknik henüz başlangıç aşamasında ancak ileride kriminal araştırmalardan havaalanındaki güvenlik kontrollerine kadar her alanda kullanılabilecek bir seviyeye gelmesi planlanıyor. Bu da etikçilerin, teknolojinin ileride kimi otoriteler tarafından kötüye kullanılması endişesi taşımasına neden oluyor.

Bilim insanları MRI makineleri aracılığıyla uzun zamandır farklı tipteki beyin aktivitelerini denetleyebiliyor ve gelişmiş beyin taramaları ABD'de son zamanlarda yalan makinelerinde de kullanılıyor. Ancak uzmanlara göre, Bernstein Merkezi'nde Dr. John-Dylan Haynes tarafından yürütülen çalışma bugüne kadar yapılanların ötesine geçti.

2005 Temmuz'unda başlayan çalışmanın kapsamı şimdilik sadece 21 kişi üzerinde yapılan deneyle sınırlı. Düşünceyi okuma konusundaki doğruluk oranıysa yüzde 71.

Hâlâ karmaşık bir süreç

Deneyi yapan ekip, öncelikle taramalar neticesinde karar alma konusunda beynin hangi bölgesinin çalıştığını tespit etti. Dr. Haynes, "Hangi düşünce işaretlerine baktığınızı bilirseniz, teorik olarak insanların ileride neler düşüneceğini de daha detaylı olarak anlayabilirsiniz" diyor. Şu an için zihin okuma hâlâ karmaşık bir süreç ve ekip de çalışmalarını deneklerin iki tercih arasında hangisini seçeceğinde yoğunlaşarak sürdürüyor.

Ancak uzmanların beynin hangi bölgesinde düşüncenin belirdiğini tespit etmesi bile etik kaygıların gündeme gelmesine yetiyor. Haynes ise korkular bir yana bırakılırsa, bu teknolojinin beyin sinyalleri kullanılarak felçli insanlara TV kanalı değiştirme, internet ve küçük robotik aletleri kullanabilme imkânı sağlayabileceğini hatırlatıyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber