Erdoğan: YÖK Yasası'nın iade gerekçelerindeki tespitler ''üzücü''

Haber Giriş : 02 Haziran 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, YÖK Yasası konusunda ''bunun üzerine gitmek gibi bir dertleri bulunmadığını'' ifade ederek, ''Türkiye'nin bu yanlıştan döneceğine inandıklarını'' söyledi. Erdoğan, yasanın iade gerekçelerdeki tespitleri ''üzücü'' bulduğunu belirterek, ''Önyargısız bir yaklaşım görmüyorum. Önyargısız bir yaklaşımı ben ülkemde arıyorum'' dedi. Başbakan Erdoğan, SHOW TV'de anahaber bültenine katılarak, YÖK Yasa ile iç ve dış gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı. ''YÖK Yasa Tasarısı ile ilgili bugün TBMM'de sert bir açıklama yaptınız ve tasarıyı dondurma kararı aldınız. Sizi bu kararı almaya iten nedenler nelerdir?'' sorusu üzerine Erdoğan, TBMM'de ''sert'' bir açıklama yapmadığını, ''gayet yumuşak bir geçiş sağlamak istediğini'' söyledi.

Yıllardır Türkiye'de bir sorun olan ve 90'a yakın maddesi değişen YÖK Yasası'nın ele alındığını anımsatan Erdoğan, YÖK Yasa Tasarısı ile birlikte meslek liselerini de gündeme getirdiklerini ifade etti. Erdoğan, ''Bu maalesef kasıtlı olarak, niyet okuyucular tarafından çok farklı bir yere doğru kaydırılmıştır. Böyle bir konunun üzerinde biz durmadık. Durmak istemedik. Böyle bir şeyi asla düşünmedik. Ama ısrarla oraya gitme gayretleri bizi tabiki üzmüştür'' diye konuştu.

''Katsayı denilen olayın Türkiye'de geçmişi nedir? Bunun geçmişi 4-5 yıldır'' diyen Erdoğan, Türkiye'de 1973'e kadar katsayı diye bir konu olmadığını söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti: ''1973-1999 yılları arasında katsayı yokken bu iş yanlış mı yapılıyordu? 1999'dan bugüne kadar katsayı uygulamasını getiren güç veya irade ne ise bugün de yine aynı irade kalkmıştır böyle bir adım atmıştır. İmam hatiplerin 1973 ile 1999 yılları arasındaki, veya tüm meslek liselerinin ondan önceki durumu ne ise bizim şu anda gelinmesini istediğimiz konu budur. Olayı abartmak çok yanlış, çok anlamsız. Ben bunu gündemde de tutmak istemiyorum. Tüm meslek liselerinin içinde, imam hatip oranı yüzde 5'tir. Bu, bu kadar abartmaya asla gelmez. Türkiye, çok ciddi anlamda bir ara eleman ihtiyacı olan bir ülke. Kaldı ki Avrupa Birliği ilerleme raporlarında da yer alan tespitlerde de meslek liselerine ağırlık verilmesi öngörülüyor. Türkiye, şu anda düz lise mezunları ile doludur. Gelişmiş ülkelere baktığımız zaman oralarda düz lise mezunları oranı yüzde 30 civarlarındadır, meslek lisesi mezunu oranı yüzde 70'lerdedir.'' Başbakan Erdoğan, YÖK Yasa ile meslek liselerine girişin özendirilmediğini ifade etti.

Amerika'da SAT sınavları bulunduğunu belirten Erdoğan, sınavı kazanıp üniversiteye giren kişiye ''Nereden geldin, nasıl geldin?'' diye sorulmadığını ifade ederek, sadece, sınavdaki başarısının dikkate alındığını kaydetti. Erdoğan, Batı'da da aynı uygulamanın yapıldığını söyledi.

Başbakan Erdoğan, Türkiye'de okuma-yazma oranını artırmanın yanında, kabiliyetleri test ile ayırma gayreti içerisinde olduklarını ve öğrencilerin bu testi geçerek, arzu ettiği yere gidebilme imkanını yakalayabilmesini amaçladıklarını anlattı.

Erdoğan, ''Bırakalım yarışsınlar, haksız rekabete fırsat vermeyelim. Eğitimde 'fırsat eşitliği' diyorsak, bu fırsat eşitliğini yakalasınlar. Düz liselerde okumak bir tercihtir, meslek liselerinde okumak da bir tercihtir'' diye konuştu. Erdoğan, 8 yıllık eğitimin ardından, gideceği lise konusunda doğru karar veremeyeceği için öğrenciye velisinin yardımcı olduğunu ifade ederek, öğrencinin kendi idaresi ile doğru tercihini liseden sonra yapabileceğini söyledi. Erdoğan, ''Liseden sonra bırakalım, sınava girsin, başarıyorsa başardığı gibi devam etsin'' dedi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bu safhada bu olmadı. Bizim bunun üzerine şu anda gitmek gibi bir derdimiz yok. Biz, şuna inanıyoruz, Türkiye bu yanlıştan dönecektir. Niye? Şu anda bir taraftan bizim 12 yıllık eğitim çalışmalarımız var, o yapılıyor. Bu devam edecektir. Biz şu anda alınan bu kararın doğru olduğu inancında değiliz. Niçin? Çünkü, Parlamento yasa düzenlemesini yapmış, bu yasal düzenleme istikametinde bu iş bir yola girmiştir. Burada Sayın Cumhurbaşkanı takdirini, yorumunu şu veya bu şekilde yapmıştır'' ''Anayasa'daki değişiklikten sonra yasanın Anayasa'ya aykırılıktan dolayı veto edilmesini bekliyor muydunuz? Bu teknik bir hata mı, yoksa zaman kazanmak için bilerek mi yapıldı?'' sorusunu Erdoğan, ''Teknik bir hata olabilir veyahut da onun daha sonra gelmesinden kaynaklanmış olabilir'' diye yanıtladı. Erdoğan, ''YÖK'teki Genelkurmay temsilcisinden dolayı yasanın Anayasa'ya aykırı olacağı başından belliydi. Bu atlandı mı? sorusuna ise ''O, atlanmış olabilir. Şu anda onun üzerinde durmuyorum. O konuda şu anda bir adım atılmaya çalışılırsa yine düzenlenebilir. Bizim özellikle gerekçelerde gördüğümüz tespitler açısından söylüyorum... O tespitleri şahsen üzücü buluyorum. Önyargısız bir yaklaşım görmüyorum. Önyargısız bir yaklaşımı ben ülkemde arıyorum''

Son seçimlerde ''halkının yüzde 42'sinin güven vermiş olduğu'' bir partinin milletvekillerinin TBMM'de bulunduğunu anımsatan Erdoğan, ''Buradaki çoğunluğu, çoğunluk iradesini kullanarak, yetki kullanmayı tahkir etmek, tezyif etmek, bu insanları buraya getirenleri tahkirdir'' diye konuştu.

Erdoğan, Milli Eğitim ile ilgili konularda Anayasa ve yasalara aykırılığın söz konusu olamayacağını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in gerekçesinde laiklik ve tevhidi tedrisata dikkat çektiğinin anımsatılması üzerine Erdoğan, şöyle konuştu: ''1950'lerden bu yıla kadar imam hatip okulları Milli Eğitim Bakanlığı çatısı altında tevhidi tedrisata uygun olarak çalışmıyor muydu? Tevhidi tedrisat nedir? Eğitimin tek elde toplanmasıdır. Tek el, Milli Eğitim Bakanlığı'dır. Milli Eğitim, zaten imam hatip okullarını ve meslek liselerini tek elde toplamıştır. Tevhidi tedrisata uygun olan aslında budur. Eğer bunun dışında kalmış olsa, tevhidi tedrisatın dışındadır. Bu okulların hepsi laiklik esasına uygun olarak... Çünkü devletin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olması ilkesinden hareketle bunlar hazırlanmış, gelip geçen tüm milli eğitim bakanlarının hazırladıkları müfredatlar uygulanmıştır.'' Türk halkının bir çoğunun imam hatip okullarında hangi derslerin okutulduğunu bilemediğini ifade eden Erdoğan, bu okullarda düz liselerde okutulan derslerin yanı sıra ''yoğunlaştırılmış din'' öğretimi verildiğini kaydetti. İmam hatip okullarına, ''imam yetiştiren yer'' diye bakmanın yanlış olacağını söyleyen Erdoğan, ''Ülkemdeki vatandaşım, benim evladım, imam hatibe giderek, (Dinini, diyanetini daha iyi öğrensin, biraz daha fazla bilgi edinsin. Yoğunlaştırılmış olarak bunu öğrenme fırsatı bulsun) istiyor. Kurulurken farklı düşüncelerle kurulmuş olabilir. Ama bu sonra belli bir gelişime tabi tutulmuş ve daha sonra bu okullar hem mesleki anlamda öğrenci yetiştirmiş hem de dini eğitimini almış olsun'' diye konuştu. Erdoğan, imam hatip lisesi mezunlarının 1973'ten sonra kazanabildiği üniversiteye girdiğini, kendisinin de böyle okuduğunu söyledi.

Çocuklarının üniversiteyi kazandıklarını, ancak Türkiye'de okuma şansı bulamadıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: ''Yurtdışında rahatça okuma şansı buldular. Onlara kimse (Sen nereden geldin) demedi. Birisi kamu yönetimini okudu, yanında tarih de okudu. Kızımın bir tanesi de siyaset dili okuyor. Diğeri de sosyoloji ve tarih okuyor. Şimdi mastırlarını yapıyorlar. Bilim, netlik, şeffaflık, açıklık ister. Rekabete açık olmamız, bunu başarmamız lazım. Kimsenin itiraz edemeyeceği bir demokratik açılımı yapmamız lazım. Bunu sağlayamazsak, yazık olur. Ben ülkemde herhangi bir gerginliğe neden olabilecek konular üzerinde durmak istemiyorum. Kaldı ki biz böyle bir konuyu ülkenin o zamanlar bir sorunu olarak gördüğümüz için YÖK olsun, meslek liseleri konusu olsun... O farklı yere çekildi, hele hele devletin tepesinde... Olayı kişiselleştirmek suretiyle satır aralarındaki ifadelerle böyle bir şeyde bulunmayı doğru bulmuyorum. Onun için de ben burada noktayı koyalım istiyorum''

Netgazete

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber