İmarzedelerden ödeme planına iptal davası

Haber Giriş : 26 Temmuz 2007 17:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Bonozedeler, faiz düzenlemesine itiraz ettikleri Bakanlar Kurulu'nun ödeme planının yürürlüğünün durdurulması ve kararın iptali istemiyle Danıştay'da dava açtı.

İmar Bankası'ndan Devlet İç Borçlanma Senedi alanlar, faiz düzenlemesine itiraz ederek, seçim öncesi Bakanlar Kurulu kararıyla çıkartılan ödeme planının yürürlüğünün durdurulması ve kararın iptali istemiyle Danıştay 13. Dairesi'nde dava açtılar.

Bonozede Hüseyin Pektaş, avukatı Cem Demirhan aracılığıyla açtığı davada, 2007/12398 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 2. Ve 3. Maddesinde yer alan ödeme için ilamın kesinleşme şartına dair ibarelerin öncelikle yürürlüğünün durdurulmasını, yargılama sonunda ise iptaline hükmedilmesini talep etti.

?ÖDEMELERİN TÜFE ORANINDA OLMASI USUL VE YASALARA AYKIRI'

Avukat Demirhan, Danıştay'da açtığı davada, ?Bakanlar Kurulu, Mahkeme ilamını ?derhal' uygulamak yerine usule ve hukuka aykırı olarak ?kesinleşme' şartını aramış ve müvekkili TÜFE oranında faize razı olmak ile Mahkeme kararı uyarınca hak ettiği yasal faizi alabilmek için senelerce beklemek arasında tercih yapmak mecburiyetinde bırakmıştır? dedi. Demirhan, Bakanlar Kurulu karırında yer alan şu maddelerin iptalini talep etti:

?3. madde; (2) Bu Karar kapsamında kesinleşmiş idari yargı kararlarına dayanan her türlü ödemeler; hak sahiplerinin kesinleşme şerhli ilam ve aşağıdaki belgelerle birlikte BDDK ve SPK'ya ayrı ayrı yapacakları yazılı başvuru üzerine, anılan idarelerin Fona yapacakları ortak bildirimini müteakip, Fon tarafından ödeme tarihine kadar hesaplanacak faizleri ile birlikte Ödeme Bankasına altmış gün içinde aktarılır. d) Kesinleşmiş ilamın icra takibine konu edilmediğine ilişkin taahhütname. (3) Bu Karar kapsamında kesinleşmiş idari yargı kararlarına dayanan icra takiplerine ilişkin her türlü ödemeler; hak sahiplerinin BDDK ve SPK'ya ayrı ayrı kesinleşme şerhli ilam ve aşağıdaki belgelerle birlikte yapacakları yazılı başvuru üzerine, anılan idarelerin Fona yapacakları ortak bildirimi müteakip, Fon tarafından ilgili icra müdürlüğündeki dosyasına yapılır.?

?İDARE, HAİZ OLMADIĞI TAKDİR YETKİSİNİ KULLANDI'

Avukat Demirhan, Bakanlar Kurulu kararının iptali talebine gerekçe olarak da şu görüşleri yazdı:

?Bakanlar Kurulu Kararı 5667 sayılı Kanuna uygun olması gerektiği gibi, yürürlükte olan diğer kanunlara da uygun olmalıdır. 2007/12398 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptalini istediğimiz maddeler idari yargı kararlarının uygulanması için ?kesinleşme' şartını getiren maddeleri İdari Yargılama Usulü Kanununa aykırıdır. Gerçekten de İYUK 28. Madde çok açık bir hükümle idari yargı kararlarının 30 gün içinde uygulanması mecburiyetini getirmektedir. Tazminat kararlarının zamanında yerine getirilmemesi durumunda ise yasal faiz uygulanacağı hükmünü getirmekle birlikte kararları ifası için ?kesinleşmenin'beklenmesi gerektiği yolunda en ufak bir hüküm ihtiva etmemektedir. Türk Hukuk Sistemimize egemen ?Normlar Hiyerarşisi' uyarınca alttaki norm olan Bakanlar Kurulu Kararının üstteki norm olan İdari Yargılama Usulü Kanunu'na aykırı olması hukuka aykırıdır, iptali gerekir. Davalı İdare yayınladığı düzenleyici işlemde haiz olmadığı bir takdir hakkını kullanarak idari yargı kararlarının kesinleşmesi şartını getirmiştir. İptalini talep etmekteyiz.?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber