İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Yeni atanan valilere tavsiyeler

Haber Giriş : 09 Eylül 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, yeni atanan valilere, özgürlük alanlarını genişletmeleri ve olumsuz imaj oluşturacak uygulamalardan kaçınmalarını önerdi. Görev yeri değişen ve yeni atanan valiler için Polisevi'nde bir tören düzenlendi. Törene İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Şehabettin Harput ve atamaları yapılan valiler katıldı. Bakan Aksu, valilere hitaben yaptığı konuşmada, yeni görevlerine başlayacak valilere, görev ve sorumluluklarını hatırlatarak, kişi hak ve özgürlüklerin korunması, sosyal ve ekonomik kalkınma ile huzuru sağlamak gibi konularda tavsiye ve uyarılarda bulundu.

Valilerin, Türk milletinin en kutsal sembolü olan ''Türk Bayrağı''nı araçlarında bulundurma şerefine sahip görevliler olduğunu dile getiren Aksu, bu büyük onurun aynı zamanda, önemli mesuliyetlerin de yüklenilmesi anlamına geldiğini belirtti.

Devlet-millet birlikteliğinin sağlanması, halkın dert ve ihtiyaçlarının karşılanması, toplumsal değer yargılarıyla barışık olunması gerektiğini ifade eden Aksu, ''Bunu hem idareci olmanın doğal gereği hem de il idaresi kanununun 'merci' tanımlamasının uygulaması biçiminde algıladığını'' söyledi.

''AB SÜRECİNDE VALİLERE DÜŞEN GÖREVLER'' Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne giriş mücadelesi için 23 Aralık'ın çok önemli bir tarih olduğunu belirten Aksu, 40 yıllık süreç boyunca, hukuk, ekonomik ve sosyal alanlarda Türkiye'nin önemli değişimler geçirdiğini kaydetti. Hükümetin, anayasa da dahil olmak üzere pek çok temel yasada, esaslı değişiklikler yaparak, Kopenhag kriterlerini yasal planda yakalamanın gayreti içinde olduğunu anlatan Bakan Aksu, bu noktada hükümetin, gerek Türkiye kamuoyundan gerekse batılı düşünce üretim merkezlerinden, takdir aldığını dile getirdi.

Yasal değişim anlamında, atılması gereken bazı adımlar daha bulunduğunu belirten Aksu, ''şu anki hukuk düzeninin AB üyesi ülkelerin gerisinde olmadığını'' söyledi. Bakan Aksu, gelinen noktada uygulamanın şeklinin, yasama faaliyetlerinin önüne geçtiğini belirterek, hükümetin ''işkenceye ve kötü muameleye sıfır tolerans'' yaklaşımıyla yola çıktığını vurguladı.

Bu durumda valilerin hiçbir biçimde kötü muameleyi görmezden gelemeyeceğini ifade eden Aksu, şunları söyledi: ''Bürokrasimizi, il düzeyinde sevk ve idare eden sizlere bu anlamda büyük sorumluluklar düşmektedir. Bu noktada valilerimizin şahsi ilgileri son derece önemlidir. Sizler, insan hak ve özgürlükleri alanında değişime öncü olduğunuz takdirde; uyum süresinin daralacağından hiç kuşku duymuyorum. Bunun aksini düşünmek bile istemiyorum. Biraz daha spesifik örneklerle gidecek olursak, mesela, basın açıklamaları ve toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında, yasaların çizdiği sınırı, yani amacını aşan bir şekilde, aşırı güç kullanılmamasını istiyoruz.

O halde valiler, bu konuda da gerekli tedbirleri mutlaka almak zorundadırlar.'' Türk demokrasisini evrensel kurallara uygun olarak geliştirmek konusunda, tarihi bir sorumlulukla karşı karşıya olduklarını belirten Aksu, valilerden özgürlük alanlarını genişletmelerini ve olumsuz imaj oluşturacak uygulamalardan kaçınmalarını da istedi. Halkla devlet arasındaki kaynaşmayı sağlamak açısından illerde valilere önemli görevler düştüğünü hatırlatan Bakan Aksu, valilik görevinin inanç ve yürek işi olduğunu ifade etti.

Aksu şunları kaydetti: ''Halkla ve onun değer yargılarıyla bütünleşmek demek; ne haftanın bir-iki gününü 'halk günü' yapmak ne de sınırı belirsiz bir şekilde 'popülizm' hastalığına yakalanmak anlamına gelmemelidir. Bu tamamen bir inanç ve yürek işidir. Türkiye'nin her ili veya her ilçesi için genel-geçer bir kural koyma imkanı da yoktur. Ama, valilik mesleği, 'diğerkam' olmak biçimde özetleyeceğimiz bir davranış biçimine sahip olmayı gerekli kılar. Vali'nin kendine ve ailesine ayıracağı zaman neredeyse yoktur. Mesai mefhumu yoktur, olamaz. Kendisi çalışacak ve takımını çalıştıracaktır.

'' Merkezden gelen ödeneklerle iş yapan, para gelmediğinde mazeret üreten bir idareci anlayışının, çağın gerisinde kaldığını ifade eden Aksu, sosyal ve ekonomik kalkınmanın sağlanması için her türlü tedbiri almanın valinin görevleri arasında yer aldığını söyledi. Valilerin bu bakımdan, bölgenin şartlarına uygun çözümler üretmesi, müteşebbisleri tanıması ve onları biraraya getirmesi gerektiğini belirten Aksu, valilerden yatırımı teşvik etmelerini istedi.

Türkiye'nin ciddi bir ekonomik krizi kendi hükümetleri döneminde aştığını dile getiren bakan Aksu, ekonomik göstergelerin hızla düzelmesi ile birlikte, Türkiye'nin kredibilitesinin olumlu noktalara geldiğini, sanayide kapasite kullanımının arttığını, ihracatta ve turizm girdilerinde patlamalar yaşandığını bildirdi. Ülkenin topyekün kalkınması için teşvik sistemini yeniden düzenlediklerini de kaydeden Aksu, özellikle nispeten geri kalmış yerlerdeki valilere önemli sorumluluklar düştüğünü belirtti. İşsizlikle mücadelenin ancak bu şekilde yapılabileceğini anlatan Aksu, gönderilen kaynakların gerçek hak sahiplerine ulaşmasının valilerin görevi olduğunu söyledi.

''Artık soğuktan donarak ölen, çöplerden yiyecek toplayan insan manzaralarının ülkemizde yaşanmasını istemiyoruz'' diye konuşan Bakan Aksu, Türkiye'ye yakışmayan bu gibi görüntülerin, valilerin dikkatle üreteceği projelerle aşılabileceğini belirtti. Aksu, madde bağımlısı gençler, engelli vatandaşlar ile toplumda yardıma muhtaç yaşlı, kadın ve korunma ihtiyacı olan çocuklara sahip çıkmanın sosyal devlet olmanın gereği olduğunu belirterek, sorunun tedbirlerin zamanında alınmasıyla çözülebileceğini ifade etti Aksu, atamaları yapılan valilerden ''bölünmüş yol seferberliği''ne destek vermesini de istediği konuşmasında, yerel yönetim reformu çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Yerel yönetimler reformu başlığı altında yaklaşık 1,5 yıllık bir maraton sonunda hazırlanan tasarıların meclisten geçtiğini anlatan Aksu, Büyükşehir Belediye Kanununun cumhurbaşkanı tarafından onaylandığını, diğer yasaların ise bir kez daha görüşüleceğini söyledi. Aksu, yasaların onaylanması ve yürürlüğe girmesi ile valiler için yeni bir performans yarışı başlayacağını belirterek, ''Hangi il daha hazırlıklı ise, sorunlarını anlamlı bir öncelik sırasına koymuşsa, planlamalarını tamamlamışsa, kaynakları harekete geçirmişse, yarışa o önde girecek'' diye konuştu. Aksu, ilde asayişi sağlama sorumluluğu bulunan valilerin, uyuşturucu, silah ticareti, yasadışı göç, insan ticareti ve terörizm konularında dikkatli olmaları gerektiğini de kaydetti.

Valilerin ilişkilerine özen göstermesi gerektiğinin altını çizen Bakan Aksu, ''açıklık'' ve ''dürüstlüğün'' ilişkilerde seviyenin korunması açısından son derece önemli olduğunu söyledi. Bilgi Edindirme Kanunu'nun, yönetimde saydamlık açısından devrim mahiyetinde bir yasa olduğunu, kamu görevlilerinin artık, olur olmaz her konuda, ''devlet sırrı'' kavramının arkasına sığınma imkanı bulunmadığını dile getiren Aksu, şunları söyledi: ''İcraatlarınızda hukuk devletinin temel ilkelerini göz ardı etmeyiniz. Ama, mevzuatın arkasına da saklanmayınız. İcra etmek, başarılı olmak kamu yararına risk almayı gerektirir. Risk almaktan kaçınmayınız.

Saydam olmak; kamunun bilgi edinme hakkına saygı göstermek ve kamuoyunu zamanında ve doğru bilgilendirmek demektir. Kamu görevi yapan basın mensuplarına bilgi vermek şüphesiz onların görev yapmasını kolaylaştıracaktır. Çünkü onların yaptığı kamu görevi, doğru bilgileri kamuya mal etmeyi gerektirmektedir. Zor bir görev sizleri bekliyor. Hükümetimizin ve devletimizin desteği daima arkanızda olacaktır.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber