Belediyelerin performansı ölçülecek

Haber Giriş : 29 Eylül 2004 18:27, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, performansa dayalı yönetim modelinin bir ihtiyaç olarak ortaya çıktığını belirterek, ''Çünkü, demokratik yönetimin temel öğesi yönetilenlerin hem yönetime katılmasını, hem de denetim haklarının varlığını kabul etmektir'' dedi.

İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü'nün Dünya Bankası desteği ile geliştirdiği, belediyelerin şeffaf, etkin, katılımcı ve çağdaş özelliklere kavuşturulmasını amaçlayan ''Belediyelerde Performans ölçümü ve Denetimi (BEPER) Projesi'', Hilton Oteli'nde düzenlenen toplantıda tanıtıldı.

Aksu, burada yaptığı konuşmada, yeni kamu yönetimi anlayışına uygun olarak, kamu hizmetlerini sağlamada ''hiyerarşik'' yöntemden ''rekabetçi'' yönteme doğru bir geçişin sağlanması gerektiğini, bu anlayışta ''süreçler'' yerine ''sonuca'' önem verildiğini söyledi.

1980'li yıllarla birlikte dünyadaki yönetim anlayışının bu yönde bir değişim gösterdiğini anlatan Aksu, ülkelerin birer birer kamu yönetimlerinde yapısal değişikliğe gittiğini kaydetti.

Aksu, dünyadaki kamu yönetimi reformlarının temel amacının; kamu harcamalarında tasarruf sağlamak, kamu hizmetlerinin kalitesini iyileştirmek, yönetimin işleyişini daha verimli kılmak, seçilen ve uygulanan politikaların etkinliğini sağlamak olduğunu anlattı.

Türkiye'nin bu gelişmeleri daima yakından izlediğini, ancak 1980'li yıllardan itibaren Türkiye'yi uğraştıran başka sorunların, belki de reform çalışmalarını ikinci plana itmiş olabileceğini belirten Aksu, gelinen noktada Türkiye'de değişimin gereğine inanmış bir politik kadronun iktidarda olduğunu söyledi.

Aksu, Hükümet'in bu konuda yaptığı çalışmaları, TBMM'nin çıkardığı yasaları anlattı.

PERFORMANSA DAYALI YÖNETİM ANLAYIŞININ TESCİLİ

Kamu yönetimi reformu sürecinde görev, yetki ve kaynak bölüşümünün merkezden yerele doğru uzanması üzerinde uzlaşıldığını kaydeden Aksu, AB'ye tam üyelik sürecinde hazırlanan Ulusal Program'da da, yerel yönetimlerin hizmetlerini daha hızlı, daha ekonomik ve daha verimli yapabilmeleri için desteklenmelerine özel önem atfedildiğini söyledi.

BEPER'in bu çerçevede daha da önem kazandığını vurgulayan Aksu, istedikleri reform gerçekleştiğinde, performansa dayalı yeni bir yönetim anlayışına geçilmesinin yasal olarak tescil edilmiş olacağını anlattı.

Performansa dayalı yönetim modelinin bir ihtiyaç olarak ortaya çıktığını dile getiren Aksu, şöyle konuştu:

''Çünkü, demokratik yönetimin temel öğesi yönetilenlerin hem yönetime katılmasını, hem de denetim haklarının varlığını kabul etmektir. Durum böyle olunca, halkın kendisine en yakın yönetim birimi olan belediyeler açısından, karşılaştırmalı performans kriterlerinin ne olduğuna ilişkin bilgiye ihtiyaç duyabileceğini kabul etmemiz gerekmektedir. Üstelik performans ölçümü, demokratik yönetimlerde yalnızca halkın ihtiyacı da değildir. Belediye yönetimini üstlenen heyetin ve iç denetim ile görevlendirilen birimlerin de olmazsa olmazları arasındadır.'' Aksu, BEPER Projesi ile yapılabileceklerden bazılarını şöyle sıraladı:

- Belediyelerin sundukları mal ve hizmetlerin kalitesini artırmak, - Etkin ve verimli bir hizmet anlayışını yerleştirmek, - Karar vericilere ve vatandaşlara objektif verilere dayanarak değerlendirme yapma olanağı sağlamak, - Demokratik katılım ve şeffaflığı, hesap sorma/verme mekanizmalarını güçlendirmek için belediyeleri büyüklük, gelişme gibi özellikleri açısından sınıflandırarak ulusal performans göstergelerini tespit etmek, - Performans hedeflerini belirlemek, - Hizmet kalitesini sonuç merkezli olarak ölçmek ve değerlendirmek, belediyeler arasında karşılaştırmalar yapmak.

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, Türkiye'de son dönemdeki gelişmelerin yerel yönetimlere daha fazla serbestlik tanınmasına katkıda bulunabilecek adımlar olduğunu kaydederek, ''Bu serbestlik AB kuralları ile de uyumlu'' dedi.

BEPER Projesi, Hilton Oteli'nde düzenlenen toplantıda tanıtıldı.

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, Türkçe yaptığı konuşmasında, BEPER Projesi'ne katkıda bulunmaktan memnun olduklarını kaydetti.

BEPER Projesi'nin iki nedenle tam zamanında yapıldığını kaydeden Vorkink, birinci nedeni şöyle anlattı: Türkiye hızlı kentleşme sürecinden geçiyor. Nüfusun yüzde 70'i kentlerde yaşıyor. Hızlı kentleşmeyle belediyelerden özellikle su, kanalizasyon, kent içi yollar, katı atık yönetimi gibi hizmetlere olan talep artıyor. Belediyelerin kaliteli hizmet sağlaması ise sadece nüfusun ihtiyaçlarını giderebilmesi için değil, yaşam standartları ve ekonomik fırsatların geliştirilmesi açısından da önemli.

Vorkink ikinci nedenin ise Türkiye'nin AB standartlarına gittikçe yaklaşması ve AB üyesi olmasıyla yerel hizmet yatırımlarına olan ihtiyacın belirgin şekilde artması olacağını söyledi.

Günümüzde yerel yönetimlerin sunduğu hizmetlerin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın yüzde 5'ini oluşturduğunu anlatan Vorkink, Hükümet'in bu hizmetlerin önemini bildiğini ve son aylarda bu konuyla ilgili yasa çalışmaları yapıldığını anlattı.

Son dönemdeki gelişmelerin yerel yönetimlere daha fazla serbestlik tanınmasına katkıda bulunabilecek önemli adımlar olduğunu belirten Vorkink, bu serbestliğin AB kuralları ile de uyumlu olduğunu ifade etti.

Vorkink, BEPER Projesi'nin yerel yönetimlerin hesap verme işleminin gerçekleşmesine ve Hükümet'in kamu harcamalarının puanlanmasına destek sağlayacağını, belediye faaliyetlerinin daha da saydamlaşması ile belediye hizmetlerinin geniş halk kitlelerince bilinmesi ortamını oluşturacağını kaydetti.

BEPER 129 BELEDİYEYİ KAPSIYOR

Mahalli İdareler Genel Müdürü Kayhan Kavas da projenin amacının; belediyelerin sundukları mal ve hizmetler için temel performans kriterleri oluşturarak ulusal performans göstergelerini tespit etmek ve belediyeler arasında karşılaştırmalar yapmayı mümkün kılacak bir model geliştirmek olduğunu söyledi.

BEPER Projesi'ne Dünya Bankası'nın 350 bin dolar tutarında hibe kredisi ile 2002 yılı Şubat ayında başlandığını kaydeden Kavas, proje kapsamında nüfusu 100 binin üzerinde olan 122 belediye ve bakanlığın seçtiği 7 pilot belediye olmak üzere toplam 129 belediye ile işbirliği yapıldığını söyledi.

Kavas, bu belediyelerde 2000 yılı itibarıyla 30 milyon kişinin yaşadığını, proje kapsamındaki belediye nüfusunun toplam nüfusun yüzde 42'sini oluşturduğunu anlattı. Proje kapsamında belediyelerden elektronik ortamda verilerin toplandığını, bu verilerden preformans kriterleri geliştirildiğini kaydeden Kavas, verilerden büyükşehir belediyeleri için 63, diğer belediyeler ve büyükşehir ilçe veya ilk kademe belediyeleri için 70 performans göstergesi geliştirildiğini söyledi.

Kavas, performans göstergelerinin hizmet, altyapı ve mali göstergeler olmak üzere üç temel konu ile sınıflandırıldığını, ayrıca ''hizmet kalitesi, hizmet maliyetleri, hizmet sunum sonuçları, yönetsel etkinlik ve çevre koruma'' olmak üzere beş adet anahtar başarı göstergesi geliştirildiğini anlattı.

BELEDİYELER BORÇLARINI SÖYLEMEK İSTEMİYOR

Kavas, belediyelerin borçları konusunda bilgi vermekte isteksiz davrandığını, belediyelerde personel kayıtları ve görev dağılımlarının standart olmadığını kaydetti.

Özellikle büyükşehir belediyelerinde birkaç birimin ortaklaşa cevap vermesi gereken sorulara genellikle hatalı bilgi verildiğini veya bilgi alınamadığını anlatan Kavas, şöyle konuştu:

''Belediyelerde kamu taşımacılığı ve katı atık yönetiminin bağlı şirketler veya özel firmalarla yürütüldüğü yerlerde veriler eksik veya yetersizdir. Özelleştirilen hizmetler üzerindeki denetimin yeterli düzeyde olmadığı görülmektedir. Belediye şirketleri ve iştirakleri konusunda çok güç bilgi alınabilmiş veya tanımlanan yapıya uymayan bilgiler verilmiştir.'' Kavas, diğer belediyelerin de sisteme dahil edilerek sistemin yaygınlaştırılmasının planlandığını sözlerine ekledi.

Toplantıya, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Şehabettin Harput, bazı valiler, belediye başkanları katıldılar.

Milliyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber