Bakan Kacır, Berlin'e Togg ile gitti, Alman devlerine çağrı yaptı
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "2025 Alman-Türk Otomotiv Zirvesi"nde, Türkiye'nin 2,2 milyonluk üretim kapasitesiyle otomotivde Avrupa'nın en büyük tedarik merkezlerinden biri olduğunu belirtti. Yeni mobilite ekosistemine uyum için Togg'un kritik bir adım olduğunu ifade eden Kacır, özellikle elektrifikasyon, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm hedeflerine tam uyumlu teknoloji çözümleri geliştirebilen Türk tedarik sanayisinin Alman firmalarına stratejik bir ortaklık zemini sağladığını söyledi. Kacır, Alman yatırımcıları, Türkiye'yi AR-GE altyapılarını kuracakları küresel bir merkez olarak görmeye davet etti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Berlin'de düzenlenen "2025 Alman-Türk Otomotiv Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, küresel ekonominin, üretim coğrafyasının ve tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiği bir döneme hep beraber şahitlik edildiğini söyledi.
Dünyanın çok taraflı işbirliklerinin ciddi sınamalardan geçtiği, buna karşın güvenilir, köklü ve stratejik ikili ortaklıkların değerinin her geçen gün daha da belirginleştiği bir dönemde bulunulduğunu belirten Kacır, "Türkiye ve Almanya arasındaki güçlü ve tarihsel ortaklık; küresel düzlemdeki bu değişimi, ortak başarılara dönüştürmemiz için bize cesaretlendirici bir zemin ve benzersiz bir fırsat sunuyor." diye konuştu.
Bakan Kacır, iki ülke arasındaki köklü ve çok boyutlu ilişkilerin bir sütununu yatırım ve ticaretin oluşturduğunu hatırlatarak, Türkiye'de 8 bini aşkın Alman sermayeli şirketin faaliyet gösterdiklerini dile getirdi ve "Gerçekleştirdikleri üretim, istihdam ve ihracatla Türkiye'ye kazandırdılar, Türkiye'de kazandılar." yorumunu yaptı.
Benzer şekilde, Türk firmalarının da Almanya'da önemli yatırımlara imza atarak hem Alman ekonomisine hem de iki ülkenin ortaklık ruhuna katkıda bulunduğunu anlatan Kacır, özellikle Almanya'da Türkler tarafından kurulan ve yıllık cirosu 50 milyar doları aşan 80 binden fazla şirketin, Alman ekonomisine önemli bir dinamizm, yenilikçi güç ve rekabet yeteneği katmasından memnuniyet duyduklarını söyledi.
"Sanayi ve teknolojide sayısız ilklere, önemli kazanımlara imza attık"
Türkiye'nin son 23 yılda gerçekleştirdiği büyük atılımlar sonucunda hiç olmadığı kadar kuvvetlendiğini anlatan Kacır, "Çünkü bu dönemde siyasetten ekonomiye, hukuktan altyapıya uzanan geniş bir yelpazede, kapsamlı reformlar hayata geçirdik. Makroekonomik istikrarın güçlendiği, yatırımcıya güven veren, öngörülebilir ve cazip bir iş ve yatırım iklimi oluşturduk. Sanayi ve teknolojide sayısız ilklere, önemli kazanımlara imza attık." dedi.
"Araştırma ve inovasyon ekosistemi, planlı sanayi alanları, girişimcilik kültürü ve nitelikli insan kaynağıyla Türkiye'yi küresel bir üretim üssü haline getirdik" diyen Kacır, şöyle devam etti:
"Sanayi üretimimizi 3-4 kat artırdık. Ürün ihracatımız, 36 milyar dolardan 270 milyar dolara erişti. Bugün Türkiye, Çin'den sonra, Orta Avrupa'ya kadar uzanan kuşakta en fazla ülkeye, en fazla çeşit ürünü, rekabetçi şekilde ihraç edebilen ülke konumunda. Üretim gücüyle, sadece bölgesinin değil dünyanın önemli tedarik merkezlerinden biri. Yatırım, istihdam, üretim, icat ve ihracat gücümüzün lokomotiflerinden otomotiv sanayimiz, zikrettiğimiz bu tarihi başarılarda önemli bir paya sahip.16 ana sanayi firmasında 65 bin, tedarik sanayisinde faaliyet gösteren 1100'den fazla firmada ise 200 bini aşkın vatandaşımıza istihdam sağlayan sektörümüz, geniş yetenek havuzu, yüksek teknolojili ve üst düzey kalitede üretimi maliyet avantajıyla sunabilme yetkinliğiyle öne çıkıyor."
Bakan Kacır, Türkiye'nin, yıllık 2,2 milyon araç üretim kapasitesi ve yüksek katma değerli parçaları uluslararası kalite standartlarında üretme kabiliyetiyle, küresel otomotiv tedarik zincirlerindeki rolünü her geçen gün güçlendirdiğini belirtti.
Kacır, "Geçen yıl 37,2 milyar dolarla ihracatta rekora imza atan Türkiye otomotiv sektörünün bu yılın ilk on ayındaki güçlü performansıyla bu başarı ivmesini istikrarlı bir şekilde sürdürdü. Ticari araç ve otobüs üretiminde Avrupa'da birinci, otomotiv üretiminde dördüncüyüz. Ülkemizin yüz akı otomotiv sanayisinin rekabetçiliğini ileriye taşımak adına küresel trendleri yakından takip ediyoruz." değerlendirmesini yaptı.
Togg mobilite markası
Bakan Kacır, batarya maliyetlerinin düşmesinin, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve ülkelerin ulusal karbon nötr hedefleri doğrultusunda adımlar atmasının elektrikli araçların yaygınlaşmasını sağladığını anlattı.
İçten yanmalı araçlarda 30 bine varan parça bulunurken; elektrikli araçlarda toplam parça sayısının 10 ila 15 bin bandına gerilediğine dikkati çeken Kacır, "Otomotiv pazarı, klasik bir araç satış piyasası olmaktan çıkıp; enerji, yazılım, veri ve mobilite hizmetlerinin iç içe geçtiği bambaşka bir rekabet alanına dönüşüyor. Bu büyük dönüşümün etkilerinin en net biçimde hissedildiği pazarlardan biri de hiç şüphesiz Avrupa otomotiv pazarıdır." diye konuştu.
Kacır, Türkiye'nin gerek sahip olduğu gelişmiş AR-GE ve inovasyon ekosistemi gerekse güçlü ve köklü üretim altyapısı sayesinde, otomotiv sektörünün mobilite odaklı yeni ekosisteme dönüşümünde öncü rol üstlenmeye hazır olduğunun altını çizerek "Nitekim Cumhurbaşkanı'mızın iddiası, iradesi ve liderliğiyle hayata geçirdiğimiz elektrikli ve akıllı otomobilimiz Togg; yeni mobilite teknolojilerindeki fırsatları yakalamak için attığımız kritik bir adımdır." dedi.
Togg'u yalnızca iç talebi karşılayacak bir marka olarak "asla" görmediklerini vurgulayan Kacır, Avrupa'nın en gelişmiş pazarlarında dahi tercih edilecek, teknolojisiyle ve kalitesiyle adından söz ettirecek bir mobilite markası olarak konumlandırdıklarını söyledi.
"Alman üreticiler Türkiye'yi yakından tanıyor"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, elektrikli araçların yaygınlaşmasını sağlamak için sundukları desteklerle Türkiye'de şarj bağlantı sayısını 36 bine ulaştırdıklarına atıf yaparak mobilitede elde ettikleri yetkinlikleri ve birikimi yüksek katma değer ile buluşturarak, Türkiye'yi küresel yarışta bir adım daha ileri taşıyacak bütüncül bir destek enstrümanı kurguladıklarını dile getirdi.
Bakan Kacır, Türkiye'de üretim yapan otomotiv üreticilerinin, son dönemdeki yatırımlarını elektrikli ve hibrit araç üretimine yönlendirmesini, attıkları bu adımların meyvesi olarak değerlendirdiklerini belirtti.
Yeni yatırım arayışındaki küresel otomotiv firmalarıyla, Türkiye'nin yatırımcılara sunduğu güçlü değer teklifini ve yeni mobilite alanında attıkları adımlarla oluşturdukları cazip yatırım ortamını paylaştıklarını belirten Kacır, şunları söyledi:
"Kendilerini, Türkiye'nin güçlü potansiyelini değerlendirmeye ve yerinde keşfetmeye davet ediyoruz. Halihazırdaki yatırımcı ilgisi, Türkiye'nin uluslararası yeni mobilite yatırımları için bir cazibe merkezi olduğunu kanıtlıyor. Bu vesileyle Alman firmalarını, Türkiye'nin sunduğu güçlü yatırım zeminine ve yükselen mobilite fırsatlarının merkezinde yer almaya davet ediyoruz. Türkiye; öngörülebilir yatırım ortamı, güçlü sanayi altyapısı ve nitelikli insan kaynağıyla, Almanya'nın otomotivde ihtiyaç duyduğu güvenilir, rekabetçi ve uzun vadeli ortağıdır. Sizlerin gerçekleştireceği her yeni yatırım, iki ülkenin otomotiv sanayilerinde yarım asrı aşan ortaklığını daha da perçinleyecek ve ülkelerimizi geleceğe bağlayacak yeni bir halka olacaktır."
"Türk otomotiv tedarik sanayisi, Alman OEM'lerinin kalite, maliyet, teslimat sürekliliği ve mühendislik standartlarını uzun yıllardır başarıyla karşılayan bir tecrübeye sahip" diyen Kacır, şunlara dikkati çekti:
"Almanya'dan birçok üretici ve tedarikçi, Türkiye'yi yakından tanıyor. Hatta gerçekleştirdikleri yatırımlar ülkemizi adeta ikinci evi haline getirdiğini söyleyebiliriz. Esnek ve ölçeklenebilir üretim kabiliyetimiz ve nitelikli insan kaynağıyla üretim altyapımız; Alman otomotiv firmalarına, yeni nesil mobilite yarışında avantajlı konuma taşıyacak stratejik bir ortaklık zemini sağlıyor. Batarya ve enerji yönetim sistemlerinden güç elektroniği ve şarj altyapısına; araç içi yazılım çözümlerinden gelişmiş sürücü destek sistemlerine geniş bir yelpazede, Alman otomotiv sanayisinin, elektrifikasyon, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm hedefleriyle tam uyumlu teknoloji çözümlerini geliştirebilen ve üretebilen bir mobilite ekosistemine sahibiz."
"Birlikte çok daha fazla kazanacağız"
Kacır, Türkiye'nin üyesi olduğu Avrupa Birliği (AB) Gümrük Birliği ve imzalanan serbest ticaret anlaşmalarıyla yüksek alım gücüne sahip 1 milyarlık nüfusa erişim imkanı sunduğunun altını çizerek, "Modern otoyollarımız, demir yolu hatlarımız, gelişmiş limanlarımız, hava kargo kapasitemiz ve üç kıtanın kesişim noktasındaki stratejik konumumuz; Türkiye'yi küresel tedarik zincirlerinin doğal lojistik üssü haline getiriyor." dedi.
Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusu ile an az jeostratejik avantajları kadar büyük bir değere sahip olduğunu dile getiren Kacır, Türkiye'nin Almanya dahil Avrupa'nın önde gelen pek çok ekonomisine göre 10-15 yaş genç bir nüfusa sahip olduğuna vurgu yaptı.
Kacır, Türkiye'nin uluslararası ölçekte projelerde yer almış, ileri imalat, ikiz dönüşüm alanında yetkin bir insan kaynağı havuzu bulunduğunu anlatarak, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Türkiye, doğru ve yerinde yatırımlarla dünya ölçeğinde imza atılacak başarılara ev sahipliği yapmaya hazırdır. Bizim yatırımcılardan beklentimiz Türkiye'yi salt bir pazar olarak değil, bölgesel ve küresel değer zincirlerine ihraç da gerçekleştirebilecekleri bir merkez olarak konumlandırmalarıdır. Yatırımlarını tamamlayacak AR-GE altyapısını ülkemizde kurmalarıdır. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir dönemdeyiz. Eski ezberler hızla terk ediliyor. Küreselleşme artık zayıflıyor. İkili işbirlikleri çok daha önemli hale geliyor. Bu tablo bize şunu söylüyor; Türkiye ve Almanya işbirliği, güç birliği yapmaya yöneldikçe bu büyük dönüşüm fırtınasında güçlenerek çıkacaktır. Ve birlikte çok daha fazla kazanacağız."
Öte yandan, Bakan Kacır, havalimanından Alman-Türk Otomotiv Zirvesi'nin düzenlendiği otele Togg ile geldi.