Hükümetin boykot planı

Kaynak : Bugün
Haber Giriş : 18 Eylül 2010 09:22, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

BDP'nin referandum boykotundan elde ettiği cesaretle eğitimi 1 hafta boykot etme kararı alması hükümeti harekete geçirdi.

Boykota karşı 3 aşamalı bir plan hazırlayan hükümet, öncelikle velileri ikna yolunu deneyecek...

Eylül referandumunu boykot eden BDP, bu kez bölgedeki okullarda bir hafta süreyle eğitimi boykota hazırlanıyor. "Anadilde eğitim hakkı" için yapıldığı söylenen boykot, 1980 öncesinde yapılan üniversite boykotlarını ve kaos ortamlarını hatırlatıyor. Konuya endişe ile yaklaşan hükümetin, uygulamaya koyacağı önlemler de netleşmeye başladı. Boykota karşı 3 aşamalı bir plan hazırlandı.

VELİLER İKNA EDİLECEK

Üst düzey kaynaklardan edinilen bilgiye göre, devlet öncelikli olarak okul boykotunu vatandaşı ikna ederek çözmeye çalışılacak. Bölgede, Valilikler, Kaymakamlıklar, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri, velilerle birebir görüşerek eylemin çocukların ve bölgenin geleceği için ne kadar zararlı olduğunu anlatacak. Okulların etrafındaki güvenlik önlemleri artırılırken, hem öğrencilerin, hem öğretmenlerin hem güvenliği sağlanacak. Eğitim öğretim hakkının vatandaşların elinden alınması yasal olarak suç olduğu için boykotu organize edenlere, polisiye yöntemlerle müdahale edilecek.

BDP'nin boykotta aktif olarak yer alması beklenildiğinden, yeni bir gerilimin oluşmaması için denge politikası izlenecek. Bölgedeki kanaat önderlerinden de yardım istenecek. Referandumda olduğu gibi okul boykotunda da tüm okullar emniyet altına alınacak. Ancak okulların etrafındaki güvenlik önlemleri sıkılaştırılırken asker ve polisin, okullara çok fazla yaklaşmamasına, okulların "olağanüstü' görüntü vermemesine özen gösterilecek. Ekranlara "kalem-silah" görüntüsü yansımamasını istediklerini belirten yetkililer, "Öğrenciler ve öğretmenler uzaktan korunacak. Ama güven içinde olduklarını hissedecekler.

Vatandaşlar, çocuklarını güven içinde okula gönderebilecek. Okula giden çocuklara müdahale edilmesine izin vermeyeceğiz" diye konuştular. "Çocuğunu alırız' uyarısı Sorunun iyilikle çözülmesini isteyen devlet, istenilen sonucun alınamaması durumunda ise yasal haklarını kullanacak. Eğitim ve öğretim hakkının anayasal bir hak olduğunu hatırlatan yetkililer, 8 yıllık ilköğretimin "zorunlu" olduğunu vurguluyor.

Okul boykotunun "çocuk istismarı" kapsamında da değerlendirileceğini ifade eden yetkililer, devletin, çocuklarını okula göndermeyen ailelerden, vesa yetlerini alma hakkı olduğuna dikkat çekti. Bu seçeneğin saklı tutulacağını ifade eden yetkililer, toplumsal kaygılar nedeniyle bu seçeneği kullanmak istemediklerini ancak velilerin bunu da bilmesi gerektiğini ifade ediyor. Okula gitmeyen öğrencilere, devlet tarafından verilen maddi desteğin kesilmesinin de gündeme gelebileceği ifade edildi.

KAMERALI KORUMA

Doğu ve Güneydoğudaki Yatılı Bölge İlköğretim okulları'nın (YİBO) PKK'nın hedeflerinin başında geldiği 'ifade ediliyor. Bu kapsamda YİBO'larda MOBESE sistemiyle uyumlu çalışacak kamera sistemlerinin yaygınlaştırılmasının gündemde olduğu, MEB'in de konuya sıcak baktığı kaydediliyor.

KİMSE ÇOCUKLARI İSTİSMAR ETMESİN

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, çocukların, bazı kesimler tarafından okulların boykot edilmesi konusunda kullanılmaması gerektiğini belirterek, ''Bu çocuklar sadece anne ve babalarına ait değiller. Anne ve babalarının siyasi görüşlerine de ait değiller. Dolayısıyla her şeyden önce, çocuklar hepimizin. Ben bu ülkede yaşayan her çocuğun hepimizin olduğunu düşünüyorum ve çocuklarımızın bu konularda istismar edilmesinin önüne geçmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız, yaptırımları da uygulayacağız'' dedi.

TEHDİT VE BASKIYA BOYUN EĞMEYİN

Velilere sağduyu çağrısında da bulunan Çubukçu, "Tehdit ve baskıya boyun eğmeden... Bunlar sadece demokratik bir taleple gelmiyor. Referandumda aynı şey oldu. Baskı, korkutma ve sindirme yöntemleri tercih ediliyor. Aileler üzerinde de böyle bir baskı ve sindirme uygulanırsa, bunun da yaptırımları olacaktır, ilgili bakanlıklarımız tarafından. Benim çağrım, çocuklarımızı korumaya muktediriz. Aileler, çocukları okullarına yollasınlar. Ana dilde eğitim ve anadilin öğrenilmesi kavramları farklı şeylerdir. Bunların farklı zeminlerde tartışılması mümkündür ama çocuklarımızı lütfen bu konularda istismar A etmesinler, kullanmasınlar" diye konuştu.

Seçkin Ergün /ANKARA- BUGÜN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber