Mahkum, cezaevi yöneticilerini rüşvetle bağlamış

Kaynak : Vatan
Haber Giriş : 19 Nisan 2011 07:30, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00

Ümraniye Cezaevi'nde yatan Ergenekon'un gizli tanığı eşine ayrıcalık için binlerce dolar veren A.A., "Canıma tak etti" deyip rüşvet çarkını ihbar etti. A.A. ve eşi ile birlikte aralarında gardiyan ve müdürlerin de olduğu 53 kişi hakkında dava açıldı

İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kabul ettiği 100 sayfalık iddianamede, Ümraniye Cezaevi'ndeki rant trafiğinin ayrıntıları ortaya çıktı. Başgardiyan M.G. ile cezaevi teknisyeni Ö.A.tutuklandı. Aralarında gizli tanık Aydost ve eşi A.A.'nın da bulunduğu 53 kişi hakkında, "Rüşvet, görevi kötüye kullanmak, resmi belgede sahtecilik, örgüt kurmak, örgüte üye olmak, uyuşturucu ticareti yapmak" suçlarından 6 yıldan 92 yıla kadar hapis cezası istendi. Rant çarkını ortaya çıkaran A.A. ihbar mektubunda şunları anlattı: "Eşim cezaevinde ayrıcalıklı muamele istiyordu. Verdiğim rüşvetler sayesinde bu sağlandı. Eşim en son birinci müdür H.Y.'nin kızının düğünü için, 6 bin dolar para istedi. Babamın çektiği krediyle bu parayı da ayarladım. Ama canıma tak ettiği için savcıya ihbar ettim."

'AYDOST' CUMHURİYETİ

Yüz sayfadan oluşan iddianamede, cep telefonu satışlarından uyuşturucu pazarlığına, rüşvet pazarlığından adam kayırmaya, pahalı hediyelerden kebap partilerine kadar yok yok. İddianameye göre, Ergenekon'un gizli tanığı olan işadamı 'Aydost' cezaevinde rüşvet karşılığında şunları yaptı:

Cezaevi birinci müdürü H.Y., ikinci müdürü D.G. ve başgardiyan M.G.'ye rüşvet vererek zengin tutuklu ve mahkûmları kendi koğuşuna aldırdı.

Bu kişilerin dışarıdaki çek senet gibi işlerini çözerek karşılığında para aldı.

Mahkûmların koğuşlarından çıkması yasakken her gün koğuşundan çıkıp, cezaevi içinde istediği yere girip çıktı.

Koğuşlara yapılacak baskınları önceden haber aldı ve böylece telefonların çıkarılmasını sağladı. Soruşturma kapsamında ifadesi alınan Aydost da çarpıcı itiraflarda bulundu: "Başgardiyan M.G., önce cezaevinde kullanılmak üzere on tane uydu alıcısı istedi. Eşim istenilenleri aldı. Ardından birinci ve ikinci müdürün kızlarına kol saati istedi. Eşim 20 kol saati aldı. Daha sonra, birinci müdüre dizüstü bilgisayar istedi. Bilgisayarı da eşime aldırdım."

'YÖNETİM DENETLİYOR'

Cezaevindeki uyuşturucu ve cep telefonu trafiğinin, yönetimin denetiminde yapıldığını ileri süren Aydost, şu iddialarda bulundu: "Ben cezaevinde koğuş sorumlusuyum. Koğuş sorumlularının haberi olmadan yasal olmayan hiçbir şey yapılmaz. Dışarıda 50 lira olan uyuşturucu, içeride 2 bin 500 liraya satılıyor. Kameralı cep telefonlarının fiyatı, cezaevinde 15 bin dolar, kamerasız telefonların fiyatı 5 bin liradır. Cezaevindeki cep telefonu ve uyuşturucu trafiği, teknisyenler ve çöp bölümünde çalışan görevli memurlarca yürütülmektedir."

Sabah


Ümraniye E Tipi Cezaevi bu kez de rüşvet skandalı ile gündeme geldi. İki cezaevi müdürü, baş gardiyan, gardiyanlar, mahkumlar ve mahkum yakınlarının da dahil olduğu çarkın başında 2'inci Ergenekon davasının gizli tanığı Aydost'un olduğu ortaya çıktı. Aydost'un, cezaevinde on binlerce lira rüşvet dağıttığı ve bunun karşılığında cezaevinde krallar gibi yaşadığı ortaya çıktı. İhbar üzerine soruşturma başlatan Üsküdar Cumhuriyet Savısı Ersoy Yüce'nin iddianamesi mahkeme tarafından kabul edildi. İddianameye göre, Aydost kod adlı mahkum, 2 yıl önce başka bir suçtan Ümraniye Cezaevi'ne sevkedildi. Cezaevine geldikten sonra Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıya ihbar mektupları yazan Aydost, gizli tanık oldu ve özel yetkili savcı tarafından cezaevinde ifadesi alındı. Eski bir JİTEM'ci olduğunu ve gizli tanık olarak ifade verdiğini cezaevi içinde herkese yayan Aydost, bu şeklide cezaevi içerisinde kendisini önemli biriymiş gibi gösterdi. Cezaevi müdürleri, baş gardiyan ve gardiyanlara da rüşvet dağıtan ?Aydost', kendisine cezaevinde ayrıcalıklı bir ortam sağladı.

Oğluyla alışverişsaatlerce telefon

İddianamede Aydost'un, mahkumların koğuşlarından çıkması yasakken her gün koğuşundan çıkıp, cezaevi içinde istediği yere girip çıktığı belirtildi. İddianamenin eklerinde buna ilişkin görüntüler de yer aldı. Yasa gereği tüm mahkumlar haftada sadece 10 dakika telefon görüşme hakkına sahipken, Aydost'un her gün saatlerce telefon görüşmesi yaptığı da vurgulandı. Aydost, kantinden direk alışveriş yapıyor hatta ziyarete gelen oğlunun elinden tutarak hobi atölyelerine alışverişe gidiyordu.

Zengin mahkumlarıharaca bağladı

Cezaevi 1. Müdürü Hulusi Yenişan, 2. Müdürü Dursun Genç ve Başgardiyan Murat Gökbaş'a verdiği rüşvetler karşılığı cezaevine gelen zengin mahkumları kendi koğuşuna aldıran Aydost, zengin mahkumların dışarıdaki çek senet işlemlerini de yürütüyordu. Mahkumların dışarıdaki sorunlarını çözen ve borçlarını yeniden yapılandırmalarını sağlayan Aydost, bunun karşılığında mahkumlardan yüklü paralar alıyordu. Mahkumların cezaevindeki işlerini de menfaat karşılığı halleden Aydost, aldığı bu paraların bir kısmını da kendi el yazısı ile defterine kaydediyordu.

Eşi rüşveti kantine teslim ediyordu

İddianamede rüşvet çarkının nasıl döndüğü de detayları ile anlatıldı. Buna göre Aydost her hafta ziyerete gelen eşi Ayla A'dan dağıtmak için yüksek meblağlarda paralar istiyordu. Eşine rüşvet verilecek görevlilerin de isimlerini veren Aydost, paraları zaflara koyup üzerine teslim alacak kişilerin isimlerini yazarak kantinciye bırakmasını istiyordu. İddianameye göre defalarca zaflar halinde binlerce dolar rüşvet parasını cezaevine getiren Ayla A, rüşvet paralarını denkleştirebilmek için bankadan kredi bile çekti.

Cezaevinde 200 bin lira rüşvet dağıttım

Aydost cezaevindeki rüşvet çarkını detaylarıyla anlattı: ?21 aydır cezaevindeyim. Başgardiyan Murat on tane uydu alıcısı istedi. Eşim aldı teslim etti. Daha sonra birinci ve ikinci müdüre ve kızlarına kol saati istedi. Eşim 20 kol saati alarak kantinde görevli memura teslim etti. 1. müdüre dizüstü bilgisayar lazım olduğunu söyledi. Onu da aldırdım? dedi. İfadesinde, cezaevinde toplam 200 bin lira para dağıttığını anlatan ?Aydost, ?Başgardiyan bana gelerek, ?Birinci müdürün kızının düğünü var. 10-15 bin lira yardım edebilir misin?' diye sordu. Eşimi arayarak 8 bin lira hazırlamasını söyledim. Zarflarda yine kantine bıraktı. Ayrıca başgardiyana iki altın tesbih, bir beyaz altın Dupont çakmak verdim? diye konuştu.

2 bin 500'e uyuşturucu 15 bine cep telefonu

?Aydost, ?Ben cezaevinde koğuş sorumlusuyum. Koğuş sorumlularının haberi olamadan yasal olmayan hiçbir şey yapılmaz. Dışarıda 50 lira olan uyuşturucu içeride 2 bin 500 liraya satılmaktadır. Kameralı cep telefonlarının fiyatı cezaevinde 15 bin dolar, kamerasız telefonların fiyatı 15 bin liradır. Cezaevindeki cep telefonu ve uyuşturucu trafiği teknisyenler ve çöp bölümünde çalışan görevli memurlarca yürütülerek temini yapılmaktadır? diye konuştu.

53 sanığa 92 yıla kadar hapis

İddianamede 23 kamu görevlisi, 27 tutuklu ve 3 de tutuklu yakını sanık oldu. Savcı Aydost ve eşi hakkında önce rüşvetten 78 yıla kadar hapis cezası öngördü ancak etkin pişmanlıktan bu cezayı talep etmedi. Aydost'a görevi kötüye kullanma suçuna azmettirmekten 7 yıldan 21 yıla kadar hapis, eşine de aynı suçtan 18 yıla kadar hapis istendi. Diğer sanıklara ise 92 yıla kadar değişen cezalar talep edildi. Haklarında dava açılan sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.

Cezaevi 1. Müdürü Hulusi Yenişan'ın 27 yıla kadar hapsi isteniyor

Son olarak cezaevi müdürü Hulusi Yenişan'ın kızının düğünü için yardım adı altında 6 bin lira rüşvet istediğini öne süren Aydost'un eşi Ayla A, soluğu cezaevi bölük komutanının yanında aldı. Komutanın yönlendermesiyle savcıya giden Ayla A, cezaevinde dönen rüşvet çarkını ihbar etti. Cezaevi savcısı ile seri numaraları alınmış 6 bin lirayı zarfa koyan Ayla. A., her zamanki şekilde cezaevinin kantincisine gitti. Üzerlerine Cezaevi Birinci Müdürü Hulusi Yenişan, 2. Müdür Dursun Genç ve Başgardiyan Gökbaş'ın isimlerinin yazıldığı zarfları verdi. Parayı teslim almaya gelen başgardiyan Murat Murat Gökbaş, savcılar tarafından suçüstü yakalandı.

?Başsavcıyı vurmamı istedi' demişti

Aydost cezaevinde Ergenekon savcılarına ifade vermiş ve gizli tanık statüsü almıştı. Aydost 1990'lı yıllarda JİTEM elemanı olarak görev yaptığını belirtmiş, 2003'te Veli Küçük'ün Susurluk iddianamesini yazan dönemin DGM Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'e suikast düzenlemesini istediğini öne sürmüştü. Aydost Ergenekon sanığı emekli albay Hasan Atilla Uğur'un korucu ve PKK itirafçılarından oluşan bir ekip kurduğunu, PKK'lı olduğu söylenen bir kişiyi herkesin içinde başından vurarak öldürdüğünü, ve Susurluk döneminde de adı geçen Osman Gürbüz'ün Uğur'un yanından ayrılmadığını anlatmıştı. 1 Temmuz 2008'deki operasyonda emekli Orgeneraller Şener Eruygur, Hurşit Tolon'la birlikte gözaltına alınan Atilla Uğur, iddianemede örgütün yöneticilerinden biri olarak sayılıyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber