Şentop: Gezi olaylarının hedefi Cumhurbaşkanlığı seçimleri

AK Partili Şentop’a göre Gezi Parkı olaylarının arkasında 28 Şubat’ın ‘sivil ayakları’ bulunuyor ve “Asıl hedef Cumhurbaşkanlığı seçimlerini etkilemek.” Şentop, “Eski Türkiye’nin kriterleri geçerli olsaydı CHP’ye kapatma davası açılırdı” dedi

Kaynak : Vatan
Haber Giriş : 22 Haziran 2013 10:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Şentop: Gezi olaylarının hedefi Cumhurbaşkanlığı seçimleri

Deniz Güçer

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Şentop, gündemdeki konuları değerlendirdi:

- Haftalardır yaşanan olaylara bakıldığında artık Türkiye'de yeni bir 'Durum' var gibi görünüyor...

Yeni bir durum yok ama yaşanan bazı olaylar var. Türkiye'nin siyasi takvimi bir ay önce neyse, bugün de odur. Olayları birkaç katmanda ele alıyoruz. İlki Taksim'de çevreyle ilgili itiraz dile getirenler. Bunlar samimi olanlar olarak ifade ettiğimiz kesim. Bence ilk üç günden sonra onlar yoktu. Ama bu bahaneyle Türkiye'de organize, küçük çaplı bir kalkışma yapılmaya çalışıldı.

- İktidarın açıklayacağı belgeleri herkes merak ediyor...

İç ayağına bakmak lazım. Burada bana göre illegal ve legal marjinal gruplar var. İkincisi AK Parti'nin 2002'den beri yaptığı icraatlardan rahatsızlık duyan çevreler var. AK Parti öncesi hükümetleri dışarıdan yöneterek rahat kazanmaya alışmış olan çevreler. Faiz lobisi budur. Türkiye'de 2002 öncesinde Hükümetlerle “al takke ver külah” ilişkisi içinde olan, yönlendirmeye çalışan, Bakan düşüren, tayin ettiren bir finans ve iş dünyası çevresi var. Kimler oldukları konusunda da bilgimiz var.

- İsim telaffuz etmediniz ama aralarında Koç grubunun da bulunduğu bazı önemli holdingler adres gösteriliyor?

İsim vermeyelim. İlerde bu olaylarla ilgili daha somut açıklamalar yapılacağı zaman bilgi verilecek. Bu kesim meseleyi sadece bir finans meselesi olarak görmüyor. Siyaset üzerindeki belirleyiciliklerini yeniden elde etmek istiyorlar. Bunlar 28 Şubat'ın önemli aktörleriydi. Bu süreçte -tırnak içi- 'Silahsız aktörler' büyük ölçüde rol aldılar. Medya da içinde. Çünkü AK Parti iktidara geldikten sonra Sayın Başbakanımız dışarıdan müdahaleye müsaade etmedi. 2003, 2004'te AK Parti hükümetlerini düşürmeye yönelik bazı organizasyonlarda da bu çevreler var.

28 Şubat'ın sivilleri

- Niye bu işin içine girsinler?

Burada başka bir yerel faktör önemli. 28 Şubat'la ilgili iddianamenin askerlerle ilgili kısmı tamamlandı, dava açıldı. Sivillerle ilgili asıl kısmında soruşturma devam ediyor. Nasıl bazı üst rütbeli askerlerin ifadeleri alınmış veya gözaltına alınmışlarsa, muhtemelen 28 Şubat döneminin sivil aktörlerinin, yani silahsız kuvvetlerin içinde de Türkiye'nin tanıdığı önemli, etkin kişilerin ifadelerine de başvurulacaktı. Bu olaylar da fırsat bilindi, destek verildi.

- Bir anlamda gözdağı mı verildi?

Gözdağı vermekten çok bir önalma olduğunu zannediyorum. 28 Şubat'ta aktif rol almış aktörler, soruşturmanın ortaya çıkartacağını zannettiğim tablonun verdiği telaş ve heyecanla işin içine girmişlerdir. Ayaklardan birinin de Türkiye'de henüz tasfiye edilememiş bazı illegal devlet içi yapılanmalar olduğu kanaatindeyim. CHP ise bu işin parsasını toplamak için sonradan ortaya çıktı.

- Partinizin önde gelen isimlerinin mesajları kulislerde “CHP'ye kapatma davası” olarak yorumlandı. Olabilir mi?

AK Parti öncesi dönemde yaşıyor olsaydık, muhakkak böyle bir dava açılabilirdi. RP, FP niye kapatıldı? Parti adına bazı şahısların yaptığı konuşmalar nedeniyle. Bugün CHP'nin birçok milletvekilinin halkı isyana teşvik etmek gibi bir takım suçlar işlediklerini görüyoruz. Bu anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüstür. Sokak hareketleriyle, bir anarşi ortamı doğurmakla Anayasal düzen değişikliği yapmak, hükümet faaliyetlerini engellemeye çalışmak suçtur. Eski Türkiye'ye göre bakarsak o partinin mensuplarının sözlerinden dolayı partiler kapatılmışsa, burada çok açık bir şekilde anayasal düzeni şiddetle, illegal yollarla değiştirmeye yönelik eylemler var. Bugün siyasi partilerin kapatılmasına karşı çıkanlar bile, şiddetle ilişkili, şiddeti bir yöntem olarak benimseyen veya kullanan partilerin kapatılabileceğini kabul etmektedir.

- Referandum öncesi TBMM'de kabul edilmedi ama 'parti kapatılmasın' maddesini öneren sizdiniz...

Partilerin kapatılmasına taraftar değiliz. Ancak siyasi partilerin şiddeti teşvik etmesi halinde kapatılmasını mümkün görüyoruz. Burada öyle bir durum var mıdır yok mudur bilemiyorum. Biz siyasi partilerle sandıkta mücadele etmeyi tercih ederiz.

Sosyal medya suç cenneti olamaz

- Yeni anayasa bireysel özgürlüklere odaklı olacak derken sosyal medyaya sınırlama bir çelişki değil mi?

Ben öyle düşünmüyorum. Bir adam diğerine küfür ederse suçtur. Dava açarsınız...Ama aynısını twitter'da yaptığında ceza, tazminat davası açamıyorsunuz. Bu doğru mu? Sosyal medyada kişiler gerçek kimlikleriyle yer almıyorlar. Böyle ayrıcalıklı, bir suç cenneti diyebileceğimiz alan olabilir mi hukuk devletinde? Bu sansür değil sosyal medyayı gerçek hayatla eşitlemek olabilir. Kişi gerçek hayatta nasıl yaptıklarının sorumluluğunu taşıyorsa, aynı sorumluluğu sosyal medyada da taşımak zorunda.

Kendilerince bir uyanıklık yaptılar

- CHP'nin bu olayları organize ettiğini düşünüyor musunuz?

CHP'yi ben bu süreçte gerçek bir aktör olarak görmüyorum. Sürece sonradan dahil olup, semerelerinden yararlanmak, bir uyanıklık yapmak istemiştir. Ama samimi olanlar çekildikten, olayların kontrolü illegal, legal marjinal örgütlerin eline geçtikten sonra CHP'nin de belki bunun koordinasyonunda yer aldığını söyleyebiliriz. Bir sokak hareketine, bir siyasi partinin mal buymuş mağribi gibi saldırarak bunu lehine dönüştürecek bir takım hamleler yapmaya kalkışması, siyasi acziyettir, zavallılıktır.

İstikrara sabotaj

- Tabloya baktığınızda olayların hedefi size göre neydi?

Hedefi şuydu; Türkiye'de siyasi istikrarsızlık varmış havası vermek, buna bağlı olarak ekonomik istikrarı sabote etmeye çalışmak. Ve Türkiye'yi yönetilemez hale getirmek. Bunun devamında bence cumhurbaşkanlığı seçimlerini etkilemek vardı.

- Başbakan'ın, Cumhurbaşkanlığını mı engellemek istediler?

Benim kanaatim bu. Engellemek değil belki. Buna güçleri yetmez, onlar da bunu bilir, ama süreci etkilemek istediler. Eylemlerde doğrudan Başbakanımız hedef alındı. Akılları sıra bir taşla iki kuş vurulacaktı. Başbakanımızın etkisini zayıflatmak, AK Parti'yi de zayıflatmak anlamına gelecekti. Partimiz doğrudan isimlendirerek hedef alınmadı. Böylece kendilerince bir uyanıklık yaptılar. Cumhurbaşkanlığı seçimleri Türkiye'de yeniden bir siyasi dizaynın yapılacağı dönem olacak. Ardından genel seçimler var. Hem Başbakanımızın hem AK Parti'nin gücünü zayıflatarak bu siyasi sürece girmesini sağlamak istediler. Ancak bu hedefler tutmamıştır. Bölge ülkelerinde bu tür organizasyonlar yaptıklarında aldıkları neticeleri hesap ederek bu işin içine girdiler. AK Partinin ve Başbakanımızın göstereceği refleksleri, Türkiye'deki ekonomik ve siyasi istikrarın ne kadar kararlı ve yerleşik olduğunu tahmin edemediler.

- Partinizin sokaktan aldığı mesaj yok mu? En azından 'yeni bir sosyolojik durum var' diyebilir miyiz?

Tek mesaj yok. Muhtelif mesajlar olduğunu görüyorsunuz. 'Hükümet istifa' falan gibi... Bunu diyenler zaten AK Parti'yi iktidara getirmemiş. Hükümetler, arkasındaki millet desteği kaybolduktan sonra gider. Destek vermeyenler bunu diyorsa fazla önemi de yok.

Ulusalcılar, 'arsı ulusalcı'

- Özellikle sokaktaki gençler açısından 'Bizi duy, bize karışma' mesajı da almadınız mı?

Gençler açısından büyük ölçüde manipülasyonlar olduğu kanaatindeyiz. Üniversitelerde bazı örgütlü yapılanmaların gençleri sokağa sevk ettiğini görüyoruz. Tüm dünyada üniversite öğrencileri kolay harekete geçirilebilen unsurlardır. Şu da var tabii; AK Parti olarak siyasi, sosyolojik boyutlarıyla bunu değerlendiriyoruz. Ama bunun bizim görmediğimiz bir sorun dolayısıyla ortaya çıkmış olduğu kanaatinde değiliz. Bunlar fırsat kollayan ve bir bahaneyle iç ve dış organizasyonlarla ortaya çıkan olaylar. Ankara'da bayrak yakılıyor. Ulusalcıların ne kadar ulusalcı olduğunu gösteren bir şey. Bunların eski bir tabirle 'Arsı ulusalcı' olduğunu gördük. Uluslararacı anlamına geliyor. International'in karşılığı olarak 30'lu yıllarda kullanılmıştır. Aslında enternasyonal olduklarını gösterdiler.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber