4 yıl içinde 771 bin öğretmen adayı daha mezun olacak

Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Doç. Dr. Ali Yılmaz, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle Posta Gazetesinin sorularını yanıtladı. Genel Müdür Yılmaz, atanamayan öğretmen sorununun yaşanmasında, mevcut atama bekleyen 273 bin 419 öğretmen adayı arasına gelecek 4 yıl içinde 771 bin 348 öğretmen adayının daha katılacak olmasını gösterdi...

Kaynak : Posta
Haber Giriş : 24 Kasım 2014 10:18, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
4 yıl içinde 771 bin öğretmen adayı daha mezun olacak

Son yıllarda Eğitim Fakülteleri ile birlikte (106) Fen Fakülteleri, Edebiyat Fakülteleri ve Fen-Edebiyat Fakültelerinin sayısında (125) da artış yaşanmıştır. 2013 yılı itibariyle eğitim fakültelerinde öğrenim gören öğrencilerin sayısı 226 bin 633, Fen-Edebiyat Fakültelerinde öğrenim görmekte olan öğrencilerin sayısı ise 293 bin 800 civarındadır, Pedagojik formasyon ile öğretmenliğe başvuru hakkı tanındığı düşünülürse öğretmen yetiştiren tüm kurumlarda 771 bin 348 öğrenci öğrenimine devam ediyor. Bu da mevcut atama bekleyen
273 bin 419 öğretmen adayı arasına gelecek 4 yıl içinde 771 bin 348 öğretmen adayının daha katılacak olması demektir. Yani, önümüzdeki 4 yıl içerisinde yeni hiçbir öğrenci kayıt yaptırmasa bile 4 yıl sonra toplamda 1 milyondan fazla öğretmen yetiştiren fakülte mezunu öğretmen adayı anlamına gelmektedir. Okul çağ nüfusu, özür grubu atamaları, norm kadro doluluk oranı, sistemden ayrılan öğretmen sayıları ve ekonomik gerçeklikler dikkate alınarak ihtiyaçlar doğrultusunda ; mevcut öğretmen adayları arasından çeşitli testlerle seçilerek atanmalarına devam edilecektir

Eğitim alanında bir dönüşüm sağlanmaya çalışılıyor.

Sistem kendini yenilerken öğretmenler kendilerini yenileyip, günün şartlarına uyum sağlayabiliyor mu?

Çağımızda bilim ve teknolojide baş döndürücü bir gelişim ve değişim yaşanıyor. Eğitim sistemimizin ve sistemin en önemli öğesi olan öğretmenlerimizin bu gelişim ve değişime ilgisiz kalması düşünülemez. Her kademedeki okullarımızda görev yapan yaklaşık 860 bin öğretmenimizin yarıya yakınına her yıl Genel Müdürlüğümüzce gerçekleştirilen merkezi ve mahalli faaliyetlerle ihtiyaç analizine dayalı olarak tespit edilen konularda hizmet içi eğitim verilmesini sağlıyoruz.

Günümüzde öğretmenlerin sorunu ekonomik midir?

Günümüzde öğretmenlerin sorunları şüphesiz sadece ekonomik içerikli değildir. Geçmişte son derece saygın ve yüksek statülü bir meslek olarak algılanan öğretmenlik mesleği son yıllarda bir statü erozyonu yaşıyor. Bu durum öğretmenlerimizde motivasyon kaybına ve zamanla mesleki tükenmişlik yaşanmasına neden oluyor. Genel müdürlüğümüzce hazırlanan ve yakın zamanda yürürlüğe girecek olan Ulusal öğretmen Strateji Belgesi'nde öğretmenlerimizin toplumsal algı ve statüsünü yükseltmeye, motivasyonu artırmaya ve çalışma koşullarını iyileştirmeye yönelik eylemlere yer vermiş, bu eylemleri gerçekleştirebilmek amacıyla Genel Müdürlüğümüz bünyesinde Öğretmene Hizmet, Sosyal ve Kültürel Faaliyetler Daire Başkanlığı kurulmuştur.

Eğitim Fakültelerinin altı yıla çıkarılması bir başka bahara mı kaldı?

Öğretmen yetiştiren fakültelerde verilen eğitimle ilgili sorunun süre ile ilgili olmaktan çok içerik ile ilgili olduğu düşünülüyor. Başka bir ifade ile uluslararası karşılaştırmalarda süre açısından bir farklılık olmamakla birlikte verilen eğitimin içeriği açısından önemli farklar olduğu görülüyor. Programların, ülke gerekleri göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenmesi gerekiyor. 2-6 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilecek olan 19. Eğitim Şurasının temel konularından birisi de "öğretmen kalitesinin yükseltilmesi" olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte uzun vadede öğretmenlerin hizmet öncesi eğitimlerinin lisansüstü düzeye çıkarılması ve mevcut öğretmenlerimizin de sürekli mesleki gelişim eğitimi bağlamında lisansüstü eğitim almalarının kolaylaştırılmasına yönelik çalışmaların gereğine inanıyoruz.

CAZİBESİNİ KORUYOR

Öğretmenlik tercih edilen cazibeli mesleklerden midir?

2010'da öğretmen yetiştiren fakültelerin birinci sınıfında okuyan 18 bin 266 öğretmen adayı ile yapılan çalışmada elde edilen bulgular adayların düşük sosyoekonomik statüye ve eğitim seviyesine sahip ailelerden geldiklerini; öğretmenliği seçmelerindeki en önemli nedenlerin yüzde 51,2 öğretmen olma istekleri, yüzde 28,5 üniversite sınav puanları, yüzde 25,4 iş bulma imkanı ve yüzde 20,9 çalışma koşullarının rahatlığı olduğu ortaya konulmuştur. Araştırmanın bulgularından birisi de adayların yüzde 87'sinin mezuniyet sonrasında öğretmen olarak çalışmak istemeleridir.

Atanamayan öğretmenler sorunu ne zaman sorun olmaktan çıkar?

Eğitim sisteminin başarısı, büyük ölçüde yetiştirilen öğretmenlerin kalitesi ile ilişkilidir. Bu nedenle öğretmenlerin hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimi ve istihdamı tartışmalı konuların başında gelmektedir, öğretmen ihtiyacının ve istihdamının en temel belirleyicisi okul çağ nüfusudur. 2013-2014 eğitim öğretim yılında yaklaşık 26 milyon öğrenci Bakanlığımıza bağlı eğitim kurumlarında öğrenimlerine devam ediyor. Okul çağı nüfusunun 2023'de de yaklaşık 25 milyon civarında olacağı öngörülüyor. Okul çağ nüfusunda gözlenen bu kısmi azalma, geçmişte sürekli artan okul çağ nüfusu düşünüldüğünde Türkiye için önemli bir demografik gelişmeye işaret ediyor, öğretmen norm ihtiyacı MEB'deki tüm branşlarda Eylül itibariyle yaklaşık 110 bin civarındadır. Ülkemizde her sene toplamda yaklaşık 80 bin kişi eğitim ve fen- edebiyat fakültelerinden mezun oluyor.

Son 10 yılda yapılan atamalarla öğretmen başına düşen öğrenci sayısı gelişmiş ülkelerin ortalamalarına yaklaşmış, norm kadrolarda alan bazlı öğretmen doluluk oranı da yüzde 87,61'e yükselmiştir.



Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber