Danıştay, ihraç edilen üye hakimin imzası olmadığı için, mahkemenin kararını bozdu

Danıştay, meslekten ihraç edilen hakimin karar görüşmelerine katıldığı ancak kararda ve görüşme tutanaklarında imzasının olmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararını bozdu.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 16 Nisan 2018 14:43, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Danıştay, ihraç edilen üye hakimin imzası olmadığı için, mahkemenin kararını bozdu

Danıştay, İdare Mahkemesince verilen Karara ilişkin görüşme tutanağının fiziki nüshasının mahkeme başkan vekili hariç diğer iki üye tarafından imzalanmasının, UYAP sisteminde kayıtlı görüşme tutanağında ise karara katılan üyelerden sadece birinin elektronik imzasının bulunmasının 2577 sayılı Kanunun öngördüğü usule aykırı olduğuna karar verdi. Danıştay, İdare Mahkemesinin karar görüşmelerine katıldığı anlaşılan ancak daha sonra meslekten ihraç edilen hakimin tutanaklarda imzasının olmaması dolayısıyla "Meslekten ihraç edildiği ve gözaltına alınıp tutuklandığı için imza eksikliği giderilememiştir." şerhinin düşülmesinin söz konusu hukuka aykırılığı gidermeyeceğini ifade ermiştir.

DANIŞTAY

ALTINCI DAİRE

E. 2016/13644

K. 2018/838

T. 01.02.2018

İstemin Özeti : İdare Mahkemesince verilen 15.07.2016 tarihli, E:2015/201, K:2016/760 sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : Büşra ELLİGIRAM

Düşüncesi : İdare Mahkemesince alınan 15.07.2016 tarihli, E:2015/201, K:2016/760 sayılı karara ilişkin görüşme tutanağının fiziki nüshasının mahkeme başkan vekili hariç diğer iki üye tarafından imzalandığı, mahkeme başkan vekili için "Meslekten ihraç edildiği ve gözaltına alınıp tutuklandığı için imza eksikliği giderilememiştir." şerhinin düşüldüğü, UYAP sisteminde kayıtlı görüşme tutanağında ise karara katılan üyelerden sadece birinin elektronik imzasının bulunduğu, 2577 sayılı Kanunun öngördüğü usule uyulmaksızın alınan temyize konu kararda hukuka uyarlık bulunmadığı açık olup uyuşmazlık hakkında İdare Mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden temyize konu kararın bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, ..... İli, ..... İlçesi, 107 ada, 5 parsel sayılı taşınmazın park alanı olan fonksiyonunun akaryakıt istasyonu olarak değiştirilmesine yönelik imar planı değişikliğine ilişkin 03.09.2009 tarihli, ..... sayılı belediye meclisi kararının iptaline karar verilmesi istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen rapor ve dosyanın birlikte değerlendirilmesinden, davaya konu plan değişikliği ile 107 ada, 5 parsel sayılı taşınmazdan kaldırılan park alanı fonksiyonunun mevcut imar planında spor alanı olarak planlı olan taşınmaz üzerine kaydırıldığı, buradan kaldırılan spor alanı yerine ise eşdeğeri olacak herhangi bir spor alanı önerilmediği, spor alanlarının sosyal altyapı alanlarından biri olduğundan bu durumun "sosyal ve teknik altyapı alanlarının kaldırılabilmesi ancak bu tesisin hizmet götürdüğü bölge içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabilir" yönündeki mevzuat hükmüne aykırı olduğu, diğer taraftan işlemde davaya konu taşınmazın plan değişikliği ile akaryakıt ve LPG satış istasyonu kullanımına dönüştürülmesini kamu yararı açısından zorunlu kılan bilimsel, nesnel ve teknik gerekçelere yer verilmediği anlaşıldığından dava konusu imar planı değişikliğinin hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idareler tarafından temyiz edilmiştir.

2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun "İdare ve Vergi Mahkemelerinin oluşumu" başlıklı 4. maddesinde, idare ve vergi mahkemelerinde birer başkan ve yeteri kadar üye bulunacağı; Mahkeme kurullarının, başkan ile iki üyeden; başkanın yokluğunda kıdemli üyenin başkana vekillik edeceği hükmü yer almaktadır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Kapsam ve Nitelik" başlıklı 1. maddesinin 2. fıkrasında; Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinde yazılı yargılama usulünün uygulanacağı ve incelemenin evrak üzerinden yapılacağı; "Davaların Karara Bağlanması" başlıklı 22. maddesinde, konular aydınlandığında meselelerin sırasıyla oya konulacağı ve karara bağlanacağı, 15. maddede sayılan sebeplerden biri ile veya yargılama usullerine ilişkin meselelerde azınlıkta kalanların işin esası hakkında da oylarını kullanacakları ve azınlıkta kalanların görüşlerinin kararların altına yazılacağı, "Tutanaklar" başlıklı 23. maddesinde, her dava dosyası için görüşmelere katılan başkan ve üyelerin, Danıştay'da düşünce veren savcının, tetkik hakiminin ve tarafların ad ve soyadlarını, incelenen dosya numarasını, kısaca dava konusunu ve verilen kararın neticesini, çoğunlukta ve azınlıkta bulunanları gösteren bir tutanak düzenleneceği, bu tutanakların görüşmelere katılanlar tarafından aynı toplantıda imzalanacağı ve dosyalarında saklanacağı, "Kararlarda bulunacak hususlar" başlıklı 24. maddesinin (h) bendinde, kararlarda kararı veren mahkeme başkan ve üyelerinin veya hakiminin ad ve soyadları ve imzaları ve varsa karşı oylarının belirtileceği hükme bağlanmıştır.

5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun "Güvenli Elektronik İmza" başlıklı 4. maddesinde, güvenli elektronik imzanın; a)Münhasıran imza sahibine bağlı olan, b)Sadece imza sahibinin tasarrufunda bulunan güvenli elektronik imza oluşturma aracı ile oluşturulan, c)Nitelikli elektronik sertifikaya dayanarak imza sahibinin kimliğinin tespitini sağlayan, d)İmzalanmış elektronik veride sonradan herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmadığının tespitini sağlayan elektronik imza olduğu kurala bağlanmış olup, "Güvenli elektronik imzanın hukuki sonucu ve uygulama alanı" başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrası da güvenli elektronik imzanın, elle atılan imza ile aynı hukuki sonucu doğuracağı kuralına yer vermiştir.

Bu maddelerin birlikte değerlendirilmesinden, üç kişi ile yapılacak olan toplantıda kararın oluşabilmesi için en az iki üyenin aynı yönde oy kullanması ve varsa karşı oy kullanan üyenin belirtilmesi ve kararda imzası bulunması gereken başkan ve üyelerin, kararın verildiği toplantıya katılan ve bu toplantıda düzenlenen tutanakta imzası bulunan başkan ve üyeler olması ve tutanakların aynı toplantıda imzalanması gerektiği anlaşılmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, 15.07.2016 tarihli, E:2015/201, K:2016/760 sayılı karara ilişkin görüşme tutanağının fiziki nüshasının mahkeme başkan vekili hariç diğer iki üye tarafından imzalandığı, mahkeme başkan vekili için "Meslekten ihraç edildiği ve gözaltına alınıp tutuklandığı için imza eksikliği giderilememiştir." şerhinin düşüldüğü, UYAP sisteminde kayıtlı görüşme tutanağında ise karara katılan üyelerden sadece birinin elektronik imzasının bulunduğu anlaşıldığından 2577 sayılı Kanunun öngördüğü usule uyulmaksızın alınan temyize konu kararda hukuka uyarlık bulunmadığı açık olup uyuşmazlık hakkında İdare Mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince verilen 15.07.2016 tarihli, E:2015/201, K:2016/760 sayılı kararın BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 01.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber