Bakan Eroğlu'dan başarının formülü...

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 23 Aralık 2007 14:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İstanbul'da çeşme suyu içiyorum, Ankara'da damacana

Gazeteciliğin temeli '5N 1K' şeklinde formülize edilen kaidedir. Yani bir haber 6 sorunun cevabını vermek zorundadır: 'Ne, ne zaman, nasıl, neden, nerede ve kim?' Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, bu formülü kendi alanına uyarlamış: '6N 1K + 7T' 'Başarımın sırrı' dediği bu formülü her icraatında uyguluyor.

Açılımı şöyle: "Ne, nerede, neden, nasıl, ne kadar, ne zaman, kim ve tahayyül, tetkik, tahkik, takvim, tatbik, takip, tekamül."

Eroğlu, her büyük işin temelinin 'tahayyül' olduğu düşüncesinde. Ancak her hayal gerçek olmayabilir. Bunun için 'tetkik' gerekiyor. Ardından derinlemesine bir inceleme yapılmalı: 'Tahkik' Plansız, programsız işin yürümesi mümkün değildir. Bu sebeple, 'takvim' belirlenmeli. Sırada işin 'tatbiki' vardır. Ancak olay burada bitmez. Zira işin 'takibi' diğer aşamalar kadar önemlidir. Eroğlu'na göre takip edilmeyen bir iş neticelenmez. Son aşama ise 'tekamül'dür: 'İşi, mükemmel hale getirip, bitirmek.' Eroğlu, bu anlayış sayesinde görev yaptığı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi'nde de Devlet Su İşleri'nde de 'destan' yazdığını söylüyor.

Eroğlu, İstanbul'a verdiği hizmetleri öğrenciyken ettiği 'dua'ya bağlıyor. İTÜ İnşaat Fakültesi'nde öğrenci olduğu dönemde şöyle dua etmiş: "Ya Rabbi, bu şehre güzel hizmetler yapmayı nasip eyle." Temiz duygularla ettiği bu duanın kabul olduğunu düşünüyor. Eroğlu, çocukluğundan beri her işini bir plan doğrultusunda yapmış. Zamanı yönetmeyi çok önemsiyor: "Birçok insan zamanı boşa harcar. Zaman çok kıymetli. Geri getirilemez. Barajda suyu depoluyoruz; ama zaman için bu söz konusu değil. Üç şey geri alınamıyor. Atılan ok, söylenen söz ve geçen zaman." Eroğlu, zamanı iyi yönetmesinin kendisine sağladığı avantajı şöyle ifade ediyor: "Türkiye'de en hızlı karar veren kişiyim."

Eroğlu'nun önem verdiği konulardan biri 'atış serbest' adını verdiği toplantılar. Bu toplantılarda herkes düşüncesini söylüyor. Eroğlu, oradaki tabloyu şöyle anlatıyor: "Memur, amirinden, amir memurundan çekinmiyor. Yanlış bir şey söylenirse komik olur muyum diye düşünmüyor. Hakikat kıvılcımı fikirlerin çatışmasından ortaya çıkar. Fikirleri çatıştırırsak doğruyu buluruz. Kitlenin kararı olduğu için verilen karara sahip çıkılır." Eroğlu, bu yöntemleri 1994'te 1 milyar dolar borcu olan İSKİ'de uygulayarak 7,5 ayda İstanbul'da su kesintisine son verdiğini, şehrin su şebekesini yenilediğini ve Haliç'i temizlediğini anlatıyor.

Eroğlu, bakanlığıyla ilgili de bir yol haritası çizmiş. Öncelikle Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Planı'nı uygulamaya geçirecek. Ardından illerin su eylem planı, katı atık bertaraf planı, atık suların arıtılması planlarını hazırlayacak. Çöplük ve arıtma tesisi kurmayan belediye ve sanayicelere de göz açtırılmayacak. Eroğlu, bu hususta kararlı: "Cezaî yaptırımlar var. Ümit ederim ki kimse o duruma düşmez. Gerçekleştirmezlerse kapatılacak. Bu kanun." Eroğlu'nun en çok haz aldığı uğraş yine su ile ilgili. Her vakit bulduğunda ebru teknesinin başına geçtiğini anlatıyor. Futboldan söz açılınca 'kanarya' sevgisi kendini belli ediyor. Bunu ilginç bir şekilde dile getiriyor: "Denize düşen takım flamalarından önce hangisini alırsınız deseler... Diğer takımlara deriz ki; 'Sizler yüzme biliyorsunuz. Fenerbahçeyi bir alalım.' Ama Afyonspor'un da tabii taraftarıyım."

DSİ'de ölü yatırımlar yığını devraldım

Eroğlu, DSİ genel müdürü olduğunda vahim bir manzarayla karşılaştığını savunuyor. Eroğlu, şunları kaydediyor: "1500 iş ihale edilmişti. Bunlar 52 katrilyon tutuyordu. İşin içine girince anladım ki birtakım ihaleleri düşük ihale etmişler. Tahminen 80 katrilyon. Bir de görünmeyen kısım var. Mesela 100 trilyona mal olacak barajın keşfini 10 trilyon göstermişler. Daha temel safhasında keşif bedeli bitiyor. Yılda 2 trilyon veriliyordu. Bunlar 40 yılda bitecekti. Biz stratejik planlama yaptık. Öncelik sıralaması yaptık. İhtiyaç olan ve verimli projeleri seçtik."

İstanbul'da çeşme suyu içiyor; Ankara'da damacana

Bakan Eroğlu Ankara'da görev yaparken, ailesi İstanbul'da yaşıyor. Peki hayatı suyla iç içe geçen Eroğlu, evinde hangi suyu kullanıyor? Cevabı aynen şöyle: "Ailem İstanbul'da çeşme suyu kullanıyor. İSKİ genel müdürlüğü dönemimde çok emek verdiğim Hamidiye Suları'nı ise tadımlık olarak bulunduruyorlar. Ankara'da lojmanda kaldığım için bakanlıkça alınan damacana suyu kullanıyorum."

Gürhan Savgı

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber