Erdoğan: Ek 17 Mahkeme kararını bekleyecek

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 17 Şubat 2008 22:53, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Erdoğan, Yüksek Öğretim Kanunu ek 17. maddesi'ndeki değişiklik için Anayasa Mahkemesi'nin türban konusunda yapılan anayasa değişikliği konusundaki kararını bekleyeceklerini söyledi.

Erdoğan, gizli gündemleri olduğu yönündeki eleştirileri de ?Din devleti peşinde değiliz? sözleri ile yanıtladı. TCK'nın 301. maddesiyle ilgili kararlılıklarının sürdüğünü belirten Erdoğan ?Bu işin zamanlaması siyasetçi için çok önemli. Eğer bu zamanlamayı iyi yapamazsanız bunun faturası ağır gelecektir? dedi. Ergenekon soruşturmasına da değinen Başbakan, hala devlet içinde bu süreci yavaşlatmaya çalışan unsurlar olduğunu söyledi. Erdoğan, bu tip çetelere karşı mücadelenin kararlılıkla süreceğini vurguladı.

Haberin devamı

ATV'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, Anayasa değişikliğinin Cumhurbaşkanı Gül tarafından onaylanması durumunda, CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne başvurma niyetinde olduğunu hatırlattı.

Erdoğan bu durumda Yüksek Mahkeme'nin düzenlemeyi şekil yönünden incelemesi gerektiğini söyledi: ?Anayasa Mahkemesi'ne gidebilir. Anayasa Mahkemesi'nin ondan sonra vereceği karar, şekil noktasındadır, şekil noktasından vermesi gerekir?

EK 17 İÇİN ANAYASA MAHKEMESİ'Nİ BEKLEYECEĞİZ

Erdoğan, Yüksek Öğretim Kanunu'nun ek 17. maddesi'nde yapılması planlanan değişiklik için de Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa değişikliği konusundaki kararını bekleyeceklerini belirtti: ?Anayasa'nın bu değişikliğini şöyle açıklayayım. Burada, kendini bununla adeta bağlanmış gören bir anlayış var. Bu anlayışı biz çözelim istiyoruz. Anayasa'nın 42. maddesi bunu getiriyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkanı'nın bir açıklaması oldu, ?Burada herhangi bir değişiklik olması halinde bizim daha önceki yaklaşımımız değişebilir' diye.

Orada, kılık kıyafetle ilgili herhangi bir ifade kullanılmadı. Kullanılmayışının sebebi, bizim hassasiyetimiz oradadır, Anayasa'nın 2. maddesine atıf yapıyorlar ya, bununla bu işin ilgisinin, alakasının olmadığını ortaya koyabilmek için. Kaldı ki, Türkiye demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti. Bu devlette yüksek öğrenim zaden 42. maddede işleniyor. Ne deniyor orada, ?eğitim-öğretim hakkı engellenemez' deniyor.

Burada sadece yüksek öğrenim olayını soyuttan somuta çıkaran bir adım var, bu açıklanıyor. Sadece iş, ilköğretimde, ortaöğretim de değil ama yüksek öğrenimde bunun önünün açılması lazım. Burada sadece belli bir kesime yüksek öğrenim imkanı verip, belli kesimi bundan mahrum ederseniz, bu ayrımcılık olur ki bu da Anayasa'ya aykırıdır. Anayasamız bir ayrımcılık anayasası değil. Bunu, onunla getirmiş oluyoruz. Diğeri ise teknik ayrıntıdır. O teknik ayrıntı üzerinde, Anayasa Mahkemesi'nin kararından sonra çalışmanın, şu anda attığımız adım üzerinde çalışmanın, çok daha isabetli ve faydalı olacağını düşünüyoruz.?

Erdoğan, ?Anayasa Mahkemesi kararı gelmeden, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün parlamentoya iade etme ihtimali var mı?? sorusunu yanıtlarken, ?Bu noktada Sayın Cumhurbaşkanımızın takdiri ne olur, ne olmaz bilemem. Kendine göre değerlendirmelerini bu arada yapıyordur, hukuki bir çok istişarelerde bulunuyordur. Ona göre kararını verecektir. Vereceği karar çok çok önemli? dedi.

Başbakan, özellikle türban düzenlemesinin ardından AK Parti'ye yönelik olarak dile getirilen, gizli amaçları olduğu yönündeki iddiaları da yalanladı.

?Biz partimizi kurarken bir şey söyledik: ?Bizim partimiz bir defa din eksenli bir parti olmayacak' dedik. Bunu çok açık ilan ettik. Bizler bir din devleti peşinde değiliz, böyle bir gayretimiz yok.?

BİZ, 301'İ GETİRECEĞİZ

Başbakan özgürlükler konusunda sadece türban için düzenleme yapılmasını eleştirenlere de yanıt verdi: ?Biz, 301'i getireceğiz, o konuda biz kararlıyız, ondan sonra da parlamentodan geçireceğiz. Bu hafta, Vakıf Kanunu biter. Ondan sonra önümüzde 301 olayı var, Sosyal Güvenlik Kanunu var. Bunlar bizim şu anda çok çok önemsediğimiz yasalar. Bunları çıkaracağız. AB uyum süreciyle ilgili bu yasalar önem arz ediyor. Bunlar, öncelikli olarak çıkaracağımız kanunlar? diye konuştu.

ZAMANLAMA ÖNEMLİ YOKSA FATURASI AĞIR GELİR

301. madde konusunda da sivil toplum örgütlerinden kanaatlerini istediklerini, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Dışişleri Bakanı olduğu dönemde sivil toplum örgütlerini konuyla ilgili olarak davet ettiğini anımsatan Erdoğan, ?Onlar da getiremedi. Daha sonra biz bir çalışma yaptık. İsmini vermeyeceğim, Türkiye'de bu konuda ihtisas sahibi olduklarını söyleyen sivil toplum örgütlerine de gönderdi. Dediler ki, ?Hükümet hazırlasın bize göndersin, biz ondan sora düşüncemizi belirtelim.' Böyle bir şey de olmaz. Bu işin zamanlaması siyasetçi için çok önemli. Eğer bu zamanlamayı iyi yapamazsanız bunun faturası ağır gelecektir...

ERGENEKON'DA SONUNA KADAR GİDECEĞİZ

Ergenekon soruşturmasına da değinen Başbakan, hala devlet içinde bu süreci yavaşlatmaya çalışan unsurlar olduğunu söyledi. Erdoğan, bu tip çetelere karşı mücadelenin kararlılıkla süreceğini vurguladı.

?Ergenekonlarla da birlikte yaşamaya alışacağımız mı?? sorusu üzerine Erdoğan, ?Görüyorsunuz. Şu ana kadar gelen iktidarların dışında attığımız adımı atan bir başka iktidar yok. Sonuna kadar gideceğiz? dedi.

Ergenekon olayının, son olayla başlamadığına dikkati çeken Erdoğan, ?Öncesi var. Ümraniye ile olay başladı ve devam ediyor, bitmiş değil. Daha bunun gerisi var? diye konuştu.

?Siz düğmeye bastınız bu konuda ve sonuna kadar gideceğinizi söylüyorsunuz? sözleri üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

?Hala devletin içinde bu süreci yavaşlatmaya çalışan unsurlar var. Bunlar, biz iktidara gelmeden önce zaten tespitlerimizdi. Şimdi biz bunları meydana çıkarmanın gayreti içindeyiz. Yasama, yürütme, yargı bu konuda duyarlı. Bu kurumları bizim yıpratmamamız lazım. İçeride bu dediğimiz unsurları da cımbızlayarak çıkartmamız lazım. Çıkaracağız ki ülke tertemiz, pırıl pırıl bir hale gelmiş olsun.?

KIBRIS'TA SEÇİM SONUCUNU GÖRELİM

?AB'de Türkiye'nin şu anda müzakere sürecini tıkayan en önemli anahtar konu Kıbrıs. Burada ne yapılacak?? sorusuna Erdoğan, ?Bugünkü seçimi görelim bakalım. Belki bugün beklemiyoruz ama bugün olmazsa bile önümüzdeki hafta netleşecek. Kıbrıs politikasını değiştirecek ne denli tesir meydana getirir o da ayrı mesele. Ben yine ümitli olmak istiyorum? yanıtı verdi.

ALMANLARIN KIZMAYA HAKKI YOK

Erdoğan, bir gazetecinin, ?Almanya'da Türk okulları, Türk üniversiteleri isteyerek Almanları kızdırdınız? sözleri üzerine, şunları söyledi: ?Burada kızmaya hakları var mı? Ben gayet kibar bir şekilde ikili ve heyetler arası görüşmelerde kendilerine açık açık söyledim. Biz de Alman Lisesi, Kabataş Lisesi, İstanbul Erkek Lisesi var. Bütün liselerimizde Almanca, seçmeli yabancı dildir. Burada da, eyaletlerinizde Türkçe eğitim veren birer tane okulunuz olsa, bunun yanında Almanca'yı da iyice öğrenme imkanı verseniz...Bana orada bir şey söylemediler.?

KÜRTLER BURANIN ASLİ UNSURU

Bir gazetecinin, ?Bana orada bir soru yönelttiler: ?Acaba Türkiye'de Kürtler asimile mi entegre mi?' Ne diyorsunuz bu konuda?? sorusu üzerine Erdoğan, ?Kürtler buranın asli unsuru. Onların burada asimile olmak, entegre olmak gibi bir sorunu olamaz ki? dedi.

Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: ?İsteyen, istediği yerde ana dilini öğrenmek için kurslar kurabilir. Öyle benzetmeler, kıyaslar yapalım ki, bunlar zeminini bulsun. Şu anda Güneydoğu Anadolu'da yaptığımız çalışmalarda benim vatandaşımın böyle bir sorunu yok. Bunların hepsi sanal olarak ortaya konuyor. Sanal olarak ülkemizi bir yerinden bölmeye yönelik adımlar olarak ortaya konuyor. Sen ana dilini mi öğrenmek istiyorsun, buyrun kurslar... Bunu Kopenhag Siyasi Kriterleriyle getirdik mi? Getirdik. Bunu şimdi daha da geliştireceğiz. Şimdi TRT'nin bir kanalını o bölgede tamamıyla Kürtçe yayın yapan, hatta Arapça, Farsça yayın yapan bir hale getireceğiz.?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber