MEB Resmi Okullarda Yatılılık, Bursluluk, Okul Pansiyonları Yönetmeliğine açılan dava sonuçlandı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 25/11/2016 tarih ve 29899 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Resmi Okullarda Yatılılık, Bursluluk, Sosyal Yardımlar ve Okul Pansiyonları Yönetmeliği'nin bazı maddelerinin iptaline ilişkin davayı sonuçlandırdı.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 26 Kasım 2022 00:10, Son Güncelleme : 26 Kasım 2022 00:25
MEB Resmi Okullarda Yatılılık, Bursluluk, Okul Pansiyonları Yönetmeliğine açılan dava sonuçlandı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 25/11/2016 tarih ve 29899 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Resmi Okullarda Yatılılık, Bursluluk, Sosyal Yardımlar ve Okul Pansiyonları Yönetmeliği'nin bazı maddelerinin iptaline ilişkin davayı sonuçlandırdı.

Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 16/03/2021 tarih ve E:2017/726, K:2021/1578 sayılı kararının ONANMASINA karar verildi.

Belletici öğretmenlere ilişkin düzenleme hukuka uygun bulunmuştu

Davacı Sendika tarafından; dava konusu düzenleme ile belletici öğretmenlik görevinin resen verileceği, istekli olanların değerlendirilmesi gerektiği, bu görevin gönüllülük esasına göre yürütülmesinin eğitim-öğretim hayatının işleyişi için daha uygun olacağı, zorunlu olarak verilen belletici öğretmenlik görevinin öğretmenlerin sıkıntıya düşmesine neden olduğu, pansiyonun bağlı bulunduğu okulun kadrolu öğretmenlerinin görevlendirilmesinde de istekliler arasından görevlendirme yapılması gerektiği iddia edilmekte ise de, pansiyonlarda öncelikle ve çoğunlukla pansiyonun bağlı bulunduğu okulun kayıtlı öğrencilerinin kalmakta olduğu göz önünde bulundurulduğunda; okulun ve pansiyonun fiziki koşulları, pansiyon ile ilgili yaşanabilecek olası sorunlarda okul ve pansiyon yönetimi ile iletişim, öğrenci talepleri ve öğrenci öğretmen iletişimi gibi hususlar dikkate alınarak, öncelikli olarak o okulun kadrolu öğretmenlerinin belletici öğretmen olarak görevlendirilmesinde ve bu görevlendirmenin de resen yapılmasında kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.


T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2021/1884
Karar No: 2022/1283

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...Sendikası
VEKİLİ: Av. ...

KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Bakanlığı
VEKİLİ: Hukuk Müşaviri...

İSTEMİN KONUSU:

Danıştay Sekizinci Dairesinin 16/03/2021 tarih ve E:2017/726, K:2021/1578 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

25/11/2016 tarih ve 29899 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Resmi Okullarda Yatılılık, Bursluluk, Sosyal Yardımlar ve Okul Pansiyonları Yönetmeliği'nin 10. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan "%5'i" ibaresinin, 12. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde yer alan "ilköğretim ve ortaöğretim" ibaresi ile "olup görevli bulundukları yerleşim biriminde çocuklarının devam edeceği düzeyde ve türde okul bulunmayanların öğrenci olan" ibaresinin ve 39. maddesinin 1. fıkrasının eksik düzenlenme nedeniyle iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti:
Danıştay Sekizinci Dairesinin 16/03/2021 tarih ve E:2017/726, K:2021/1578 sayılı kararıyla; davalı idarenin usule ilişkin itirazı yerinde görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
Anayasa'nın 10. ve 42. maddeleri, 2684 sayılı İlköğretim ve Ortaöğretimde Parasız Yatılı veya Burslu Öğrenci Okutma ve Bunlara Yapılacak Sosyal Yardımlara İlişkin Kanun'un 4. ve 14. maddeleri, 2698 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Okul Pansiyonları Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan belletici tanımı ile 16. maddesi, Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Resmi Okullarda Yatılılık, Bursluluk, Sosyal Yardımlar ve Okul Pansiyonları Yönetmeliği'nin 10. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi, 12. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi ile 39. maddesinin 1. fıkrasında yer alan kurallar aktarılarak,

Dava konusu Yönetmeliğin 10. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan "%5'i" ibaresi yönünden;

Yönetmeliğin "Kontenjan dağılımı" başlıklı 10. maddesinde, "Her yıl tespit edilen parasız yatılılık veya bursluluk kontenjanlarının,

a) %10'u 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamına giren öğrenciler ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun veya bu Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlar, 2453 sayılı Yurt Dışında Görevli Personele Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 2566 sayılı Bazı Kamu Görevlilerine Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun mülga 45 inci, 56 ncı, mülga 64 üncü maddeleri ve 65 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 47 nci maddesi kapsamında harp veya vazife malulü sayılanların öğrenci olan çocuklarına,

b) %5'i Bakanlığa bağlı resmi okul veya kurumlarda kadrolu veya sözleşmeli olarak çalışan, emekli olan ya da vefat eden öğretmenlerin öğrenci olan çocuklarına,

c) %5'i ailesinin oturduğu yerleşim biriminde ortaokul, özel eğitim ortaokulu veya imam-hatip ortaokulu bulunmayan öğrencilere,

ç) %80'i (a), (b) ve (c) bentleri dışındaki diğer öğrencilere" ayrılacağının düzenlendiği,

Mülga Yönetmelik'te, Bakanlığa bağlı resmi okul veya kurumlarda kadrolu veya sözleşmeli olarak çalışan, emekli olan ya da vefat eden öğretmenlerin öğrenci olan çocuklarına %15 kontenjan ayrılmasına rağmen, kullanılan kontenjanın 2014 yılında %8,54, 2015 yılında %7,79, 2016 yılında ise %6,30 olduğu, her yıl boş kalan kontenjan oranının arttığı ve bu nedenle öğretmen çocuğu olmayan parasız yatılılığı kazanan öğrencilerin mağduriyetine sebep olunduğunun anlaşıldığı,

İdarelerin işlem tesis ederken kendilerine Anayasa ve kanunlarla çizilen çerçeve içinde takdir hakkına sahip olduklarının açık olduğu, idarelerin; düzenleme yetkisine sahip olduğu alanlarda, uygulamaları çağın gereklerine ve toplumun ihtiyaçlarına uygun olarak değiştirip, yeniden düzenlemesi, kamu hizmetine egemen olan ilkelerden biri olan uyarlama (değişkenlik) ilkesi uyarınca hem bir görev hem de bir yetki niteliği taşıdığı,

Bu nedenle, takdir hakkı kapsamında tesis edilen düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı,

Dava konusu Yönetmeliğin 12. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde yer alan ibareler yönünden;

2684 sayılı Kanun'un "Sınavsız olarak parasız yatılı alınacak öğrenciler" başlıklı 5. maddesinde, "Durumları 5434 sayılı T. C. Emekli Sandığı Kanununun 65. maddesinin (d) fıkrası, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 2453 sayılı Yurt Dışında Görevli Personele Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile 2566 sayılı Bazı Kamu Görevlilerine Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine uyan kişilerin çocukları; doğal afetler, savaş ve olağanüstü haller sebebiyle korunmaya muhtaç duruma düşmüş olan çocuklar ve ayrıca görev yaptıkları yerde çocuğunun devam edeceği düzeyde okul bulunmayan öğretmenlerin çocuklarından Milli Eğitim Bakanlığınca tespit edilecek kontenjan kadarı sınavsız olarak parasız yatılı öğrenciliğe alınırlar. Ancak, bu gibi öğrencilerden özel giriş sınavı ve kayıt-kabul şartları bulunan eğitim-öğretim kurumlarına alınacakların, bu kurumların kayıt-kabul şartlarını taşımaları ve sınavlarını kazanmaları gereklidir. Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenecek esaslar ve kontenjan dahilinde, Cumhurbaşkanlığının müsaadesi alınarak yabancı uyruklu öğrencilere de sınavsız olarak parasız yatılılık hakkı tanınabilir. Birinci ve ikinci fıkralarda belirtilenler dışında, Milli Eğitim Bakanlığınca tespit edilecek yerlerde görev yapan öğretmenlerin çocukları da sınavsız olarak parasız yatılı öğrenciliğe alınırlar."; 20. maddesinin (ç) bendinde, "Görev yaptıkları yerleşim birimlerinde çocuklarının devam edeceği düzeyde okul bulunmayan öğretmen çocuklarından; görevli olduğu il veya ilçe milli eğitim müdürlüğünden alınacak görev yaptıkları yerde çocuğunu okutacak düzeyde okul bulunmadığını gösteren belge, istenir ." hükümlerine yer verildiği,

Dava konusu Yönetmeliğin "Parasız yatılılığa doğrudan yerleştirme" başlıklı 12. maddesinde, "Aşağıdaki öğrenciler boş kontenjanlara süre kaydı aranmaksızın parasız yatılı olarak yerleştirilir.

a) 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu kapsamındaki öğrenciler.

b) 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamındaki öğrenciler.

c) 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun veya bu Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlar, 2453 sayılı Yurt Dışında Görevli Personele Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 2566 sayılı Bazı Kamu Görevlilerine Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun mülga 45 inci, 56 ncı, mülga 64 üncü maddeleri ve 65 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 47 nci maddesi kapsamında harp veya vazife malulü sayılanların öğrenci olan çocukları.

ç) Doğal afet ve savaş gibi olağanüstü durumlar nedeniyle korunmaya muhtaç duruma düşen öğrenciler.

d) Bakanlığa bağlı resmi ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında öğretmen olup görevli bulundukları yerleşim biriminde çocuklarının devam edeceği düzeyde ve türde okul bulunmayanların öğrenci olan çocukları.

e) Başbakanlığın izniyle ülkemizde okutulmak üzere getirilen yabancı uyruklu öğrenciler. ..." hükmünün yer aldığı,

10/07/2008 tarih ve 26932 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumlarında Parasız Yatılılık, Burs ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliği'nin 17. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde, "Kurumlarda öğretmen olup da görevli bulundukları yerde çocuklarının devam edeceği düzeyde okul bulunmayanların çocukları"nın Bakanlıkça belirlenecek kontenjan kadarının sınavsız olarak parasız yatılılığa yerleştirileceği düzenlemesine yer verildiği,

Ancak, dönem itibarıyla mevcut eğitim sistemi dikkate alındığında, sınavla öğrenci alan okullar ile sınavsız öğrenci alan okulların aynı düzeyde olduğundan söz edilemeyeceği için, idare tarafından eğitim sistemi hakkında bir değerlendirilme yapılmadan tüm ortaöğretim kurumlarının aynı düzeyde değerlendirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamakta olup, "düzey" ibaresinin okullar tarafından sınavla öğrenci alan ve almayan okullar şeklinde değerlendirilmesi gerektiği,

Anılan Yönetmeliği ilga eden dava konusu Yönetmeliğin 12. maddesinde de, bu vurguyu haklı kılar biçimde "düzeyde ve türde" ifadesine yer verilmek suretiyle tereddüt yaşanmamasının amaçlandığı,

Bu nedenle, normlar hiyerarşisine uygun olarak takdir hakkı çerçevesinde tesis edilen düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı,

Dava konusu Yönetmeliğin 39. maddesinin 1. fıkrası yönünden;
2698 sayılı Kanun'un "Belleticilerin görevlendirilmesi" başlıklı 5. maddesinde, öğrencilerin ders saatleri dışında eğitim ve gözetim faaliyetleri ile pansiyonların idari işlerini yürütmek üzere belleticilerin görevlendirileceği, görevlendirmenin, ilköğretim ve ortaöğretim kurumları öğretmenleri arasından valilik onayı ile yapılacağının belirtildiği,

Dava konusu Yönetmeliğin "Belletici ve nöbetçi belletici öğretmen görevlendirilmesi" başlıklı 39. maddesinin 1. fıkrasında, "Belletici ve nöbetçi belletici öğretmenlik görevi pansiyonun bağlı bulunduğu okulda görev yapan kadrolu öğretmenler tarafından yürütüleceği" kuralına yer verildiği,

Davacı Sendika tarafından; dava konusu düzenleme ile belletici öğretmenlik görevinin resen verileceği, istekli olanların değerlendirilmesi gerektiği, bu görevin gönüllülük esasına göre yürütülmesinin eğitim-öğretim hayatının işleyişi için daha uygun olacağı, zorunlu olarak verilen belletici öğretmenlik görevinin öğretmenlerin sıkıntıya düşmesine neden olduğu, pansiyonun bağlı bulunduğu okulun kadrolu öğretmenlerinin görevlendirilmesinde de istekliler arasından görevlendirme yapılması gerektiği iddia edilmekte ise de, pansiyonlarda öncelikle ve çoğunlukla pansiyonun bağlı bulunduğu okulun kayıtlı öğrencilerinin kalmakta olduğu göz önünde bulundurulduğunda; okulun ve pansiyonun fiziki koşulları, pansiyon ile ilgili yaşanabilecek olası sorunlarda okul ve pansiyon yönetimi ile iletişim, öğrenci talepleri ve öğrenci öğretmen iletişimi gibi hususlar dikkate alınarak, öncelikli olarak o okulun kadrolu öğretmenlerinin belletici öğretmen olarak görevlendirilmesinde ve bu görevlendirmenin de resen yapılmasında kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, mülga Yönetmelik'te öğretmen çocuklarına ayrılan kontenjanın %15 olduğu, dava konusu Yönetmelik ile bu oranın %5'e düşürüldüğü, kontenjanların belirlenmesinde davalı idareye takdir hakkı tanınmış ise de, bu yetkinin sınırsız olmadığı, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun kullanılması gerektiği, öğretmen çocuklarına ayrılan kontenjanın %15'ten %5'e düşürülmesindeki gerekçenin anlaşılamadığı, yapılan düzenlemenin ölçülülük, gereklilik ve amaca uygunluk ilkeleriyle bağdaşmadığı, sınavsız olarak kontenjandan yararlanma imkanının, yalnızca Bakanlığa bağlı ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin çocuklarına tanındığı, Bakanlığa bağlı mesleki eğitim merkezleri, halk eğitim merkezleri, anaokulu, öğretmen evi gibi kurumlarda çalışan öğretmenlerin çocuklarına bu hakkın tanınmadığı, bu durumun eşitlik ilkesine aykırı olduğu, öğretmenlerin görev yaptığı yerde çocuklarının devam edeceği düzeyde ve türde okulun bulunması şartının aranmasının hukuka aykırı olduğu, örneğin Çorum'da görev yapan bir öğretmenin çocuğu, başarılı bir puan alıp İstanbul Kabataş Lisesine girmeye hak kazansa bile, Çorum'da Anadolu Lisesi bulunduğu için bu haktan yararlanamayacağı, re'sen verilecek belletici ve nöbetçi belletici öğretmenlik görevinin mağduriyete yol açacağı gibi hukuka aykırı olduğu, bu durumun angarya yasağı ve dinlenme hakkına aykırı olduğu, dayanak Kanun'da resen görevlendirmeye ilişkin idareye bir yetki verilmediği, yapılması gerekenin; pansiyonun bağlı olduğu okulda görev yapan öğretmenlerden istekli olanlar arasından görevlendirme yapılması, ihtiyacın karşılanamaması durumunda yerleşim biriminde görev yapan öğretmenlerden istekli olanların görevlendirilmesi, buna rağmen ihtiyacın karşılanamaması durumunda ise, resen görevlendirmenin gündeme gelmesi şeklinde bir düzenleme olduğu, yine, yalnızca kadrolu öğretmenlere bu görevin verilmesinin de hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 16/03/2021 tarih ve E:2017/726, K:2021/1578 sayılı kararının ONANMASINA,

3. Kesin olarak, 07/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber