Prefabrik üniversiteden modern kampüse geçtiler

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 19 Eylül 2009 21:54, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:59

Marmara depreminde bazı bölümlerinin ağır hasar görmesi, bazı bölümlerinin ise tamamen yıkılması yüzünden öğretime ara verilmesi ve tüm çalışanlarının farklı üniversitelere gönderilmesi düşünülen Kocaeli Üniversitesi'nde (KOÜ), prefabrike yapılarda eğitim verilen son birim olan Mühendislik Fakültesi de Umuttepe Kampüsü'ndeki modern binaya taşındı.

Depremde 12 öğretim üyesi ve öğretim elemanı ile çok sayıda öğrencisini yitiren KOÜ'nün öğrenci sayısı 10 yılda 13 binden 61 bine ulaştı. Avrupa Üniversiteler Birliği'ne üye olan KOÜ, bilimsel çalışma ve yayınlarıyla Türkiye'nin sayılı üniversiteleri arasına girmeyi başardı.

KOÜ Rektörü Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, Kocaeli Üniversitesi'nin 1992'de kurulduğunu, yapılanma süreci devam ederken 17 Ağustos 1999 Marmara depremiyle bütün fiziki altyapısının yıkıldığını hatırlattı.

Deprem sabahı dönemin rektörü ve aynı zamanda eşi olan Prof. Dr. Baki Komsuoğlu ile tıp fakültesi olarak da kullanılan SSK Hastanesine gittiklerini anlatan, Sezer Şener Komsuoğlu, "Asistanlarımız, nöbetçi doktorlarımız hastaları ağır hasar gören hastaneden bahçeye ve civarda park etmiş belediye otobüslerine taşımıştı. Çadırdan oluşturduğumuz acil serviste toprağı samanla örttük ve acil hastalara burada hizmet vermeye çalıştık. 26 gün hastanenin bahçesinde çadırlarda hasta baktık. Daha sonra Kızılay, bazı sivil toplum kuruluşları ve yurt dışından sağlanan kaynaklarla prefabrike binalar yaptık, hastaları buralara naklettik. O sırada da tıp fakültesi eğitimine devam ettik" dedi.

Depremin ardından sağlam tek bir sınıf dahi kalmadığını dile getiren Komsuoğlu, "Manevi olarak yıkılmıştık. Üniversiteler, kentleriyle var olan yerlerdir. Kentin yıkılması demek, bizim de yıkılmamız anlamını taşıyordu. Baki Hoca 'Eğitime nerede olursa olsun devam etmeliyiz' şeklinde bir karar verdi. Bu karar, üniversitenin geleceği açısından bir dönüm noktası oldu" diye konuştu.

Depreminin ardından karşılaştıkları en önemli sorunun bir taraftan 13 bin öğrenciye eğitim vermek için imkan yaratmak, diğer taraftan da öğrenci ve öğretim elemanlarının yaşadığı olumsuz psikolojiyi hafifletip, onları Kocaeli'de kalmaya ikna etmek olduğunu dile getiren Komsuoğlu, şunları anlattı:

"O dönemler arkadaşlarımla İzmit Tren Garı'na, Şehirlerarası Otobüs Terminaline gidiyorduk, il dışından gelen öğrenciler varsa karşılayalım, ilgi gösterelim, kaydolmaktan vazgeçmesinler diye. Öğrencileri buralardan arabalarımızla yurtlara ya da gideceği yere kadar götürüyorduk. Üniversite dağılmasın diye çok gayret gösterdik, 'öğrenci buradan kaçarsa üniversiteyi bir daha toparlayamayız' düşüncesindeydik. Tabii o dönemde bazı öğretim üyelerimiz de ayrılmak istiyordu, 'olmaz, eğitime başlayamayız' düşüncesiyle birlikte güvensizlik de vardı. Ancak Baki Hoca eğitime başlama yönünde çok önemli bir karar vermişti."

Öğrencileri eğitimlerini Kocaeli Üniversitesi'nde sürdürmek, ailelerini de bu konuda ikna etmek için büyük çaba gösterdiklerini, bu konuda çok sayıda anısı olduğunu dile getiren Komsuoğlu, şöyle devam etti:

"Oğlu tıp fakültesini kazanan bir aile bana geldi ve 'oğlumuzu 17 yıl sonra bulduk, onu deprem kentine teslim edemeyiz, verin kaydını, oğlumuzu Bursa'ya götüreceğiz' dedi. Ben aileyi bir akşam yemeğine davet ettim. 'Oğlunuzu bize bırakırsanız onu çok iyi eğiteceğiz' diye ikna etmeye çalıştım. Aile, çocuğun okuyacağı sınıfları da gezdikten sonra ikna oldu.

Adıyaman'dan gelen bir başka öğrencimizi ise tren garında, bankta yatarken bulduk. Kendisini aldık, şu anki Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Ayşe Sevim Gökalp ona burs sağladı. Birkaç ay sonra da kendisinin dans ederken çekilmiş fotoğrafını bir ulusal gazetede gördük. Bizim yurdu bırakıp Mehmetçik Çadırkenti'ne geçmişti. Neden oraya gittiğini sorduğumuzda 'hocam orada üç öğün yemek veriyorlar' demişti. Çok çalışkan bir öğrencimizdi, şimdi ne yapıyor bilmiyorum."

Öğrencilerin barınma ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla biri Derince'de diğeri İzmit Doğu Kışla Parkı yakınında iki binayı vakıf yurdu haline dönüştürdüklerini belirten Komsuoğlu, "Yurdun eşyalarını arkadaşlarla birlikte yerleştirdik, yatak çarşaflarına varıncaya kadar geçirdik. Öğrencilerimiz 2 yıl o yurtları kullandı" dedi.

Kendisi ve bazı arkadaşlarının işin sosyal yanıyla, Prof. Dr. Baki Komsuoğlu'nun ise inşaatlarla ve işin fiziki yönüyle daha fazla ilgilendiğini belirten Komsuoğlu, yaşanan büyük yıkıma rağmen biraz gecikmeyle de olsa 13 Kasımda Hereke'de Sümerbank'a ait binalarda eğitime başladıklarını, bir taraftan da bazı bölümler için prefabrike yapılar kurduklarını anlattı.

İlk fırsatta merkez yerleşke oluşturmak için Baki Komsuoğlu ve arkadaşlarının çalışmalara başladığını ve 2000 yılında Umuttepe Yerleşkesi'nin temelinin atıldığını belirten Sezer Şener Komsuoğlu, "Hem var olan 13 bin öğrencinin öğrenimini o fiziki mekanlarda devam ettirdik hem de Umuttepe yerleşkesi için mali olanaklar bulduk. Bunları inançlı bir kadro ile yaptık. Yani o sıradaki üzüntümüzün önüne azimlerimizi koyduk. Onun için bu üniversitenin Türkiye'deki diğer üniversitelerden bir farkı var. KOÜ, bu kadar yıkımdan sonra azimle tekrar ayağa kalkmıştır" dedi.

Depremin ardından Sanayi Mahallesi'nde prefabrike binalar ile oluşturulan Veziroğlu Yerleşkesi'nde eğitime başlanan Mühendislik Fakültesi'ni de kısa süre önce Umuttepe Kampüsü'ne taşıdıklarını, böylece prefabrike yapılarda eğitim verilen bölüm kalmadığını ifade eden Komsuoğlu, şöyle devam etti:

"Oradaki öğrenci ve öğretim görevlilerine minnettarım. 10 yıl boyunca prefabrike binaların çilesini çektiler. Umuttepe'de en geç onların fakültesi bitti. 5 fakülte büyüklüğünde bir fakülte. O öğrenci ve öğretim üyelerini de buraya taşımanın mutluluğunu yaşıyoruz.

10 yıl kolay değildir, dirençle, dayanarak, problemlerini çok büyütmeden prefabrike yapılarda yaşadılar, eğitim yaptılar. Yayınlar, çalışmalar ürettiler, doçent, profesör oldular. Ama artık bu yıl onlar da Umuttepe'deler. Bu yıl onun da mutluluğunu yaşıyoruz."

Depremin 10 yılı anma törenlerinin Ağustos ayında KOÜ'de gerçekleştirildiğini anımsatan Komsuoğlu, "Böyle muhteşem bir kampüste 10 y ıl sonra bunu başarabilmenin kıvancını yaşadık. Bu çok hoş bir şey. Anlatması kolay, inanılması zor bir durum. Bu yıl 1. sınıflara 13 bin 924 kayıt yaptırıldı. Şu anda 11 fakülte, 7 yüksekokul, 1 devlet konservatuvarı, 3 enstitü, 18 meslek yüksekokulu bulunan KOÜ, o günlerden hiç fire vermeden 1920 öğretim elemanı ve bu yılki kayıtlarla birlikte 61 bin öğrenciye ulaştı."

Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, bilimsel çalışma ve yayınlar açısından KOÜ'nün aynı dönem kurulan 15 üniversite arasında bazen birinci, bazen de ikinci, Türkiye'deki tüm üniversiteler arasında ise YÖK'ün verilerine göre 22. sırada olduğunu vurguladı.

KOÜ'nün Avrupa Üniversiteler Birliği (AÜB) üyesi olduğunu ve Magna Charta deklarasyonunu imzaladığını, AÜB'nin Türkiye'deki üniversiteler arasında kalite kontrolü yaptığı 17 üniversiteden biri olduğunu söyleyen Komsuoğlu, Türk yükseköğretim kurumları arasında Farabi Değişim Programı Çerçevesi'nde öğrenci ve öğretim elemanı değişimi yaptığını, 23 AB ülkesinin 88 üniversitesi ile 115 Erasmus anlaşması bulunduğunu belirtti.

KOÜ Teknopark'ının Türkiye'deki en gelişmiş ilk dört teknopark arasında bulunduğunu, üniversite araştırma fonundan 37 projeye destek verildiğini, DPT fonundan üniversitelerin aldığı pay yönünden iyi konumda olduklarını, halen devam eden 50 projenin TÜBİTAK araştırma fonundan yararlandığını, üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde ve teknoloji transfer ofisleriyle ilgili çalışmalar yürüttüklerini anlatan Komsuoğlu, çevredeki bazı üniversitelerin tıp fakü ltesi öğrencilerine eğitim verdiklerini de ifade etti.

Komsuoğlu, Suudi Kalkınma Fonu'ndan sağlanan krediyle inşa edilen KOÜ Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinin bölge illerinden gelen hastalara da hizmet verdiğini, "akıllı bina" sistemiyle yapılan hastanede 8.5 şiddetindeki depremde dahi elektrikler kesilmeden ameliyat yapılabileceğini bildirdi.

Otomatik bahçe sulama sistemine sahip Umuttepe Yerleşkesi'nin Türkiye'de tamamı projelendirilerek 4 yılda açılışı yapılan tek yerleşke olduğunu belirten Komsuoğlu, üniversitedeki tüm mekanik cihazların otomasyona bağlı, yerleşke dışından bile kumanda edilebildiğini, KOÜ'nün Türkiye'de arıtma tesisi bulunan, engelli öğrenciler için merdiven asansörün kullanıldığı ilk üniversite olduğunu söyledi.

Komsuoğlu, toplam 6 bin 500 dönüm alana sahip Umuttepe Yerleşkesi'nin 800 dönümünün sit alanı olduğunu, bu alanda yakında arkeolojik kazıların başlatılacağını sözlerine ekledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber