İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Dışişleri Bakanlığı'nın 2013 yılı bütçesi görüşülüyor

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 06 Kasım 2012 13:42, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin Avrupa Birliği hedefini hiçbir zaman gözardı etmediğini vurgulayarak, ''Türkiye olmadan Avrupa tarihi yazılamaz. Türkiye olmadan Avrupa'nın geleceği de belirlenemez'' dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen, Dışişleri Bakanlığı'nın 2013 Yılı Bütçesi üzerinde sunum yapan Davutoğlu, tarihin Soğuk Savaş sonrası dönemde, özellikle Türkiye'yi çevreleyen bölgelerde hızla aktığını belirterek, Türkiye'nin de bu süreci yöneterek sürecin aktörü olması gerektiğini söyledi.

Dinamik bir dış politika ile bölgesel ve küresel süreçlerin yönlendirici aktörü olmayı hedeflediklerini dile getiren Davutoğlu, bu yeni dönemde büyük imkanlarla büyük risklerin aynı anda bir arada olduğunu kaydetti.

Böyle dönemlerde tutarlı strateji takip eden ülkelerin mesafe aldığını belirten Davutoğlu, büyük aktörlerin kararlarını bekleyenlerin ise bir müddet sonra bu büyük aktörlerin belirledikleri oyunun sıradan piyonları haline geldiğini söyledi. Davutoğlu, ''Bizim dış politikamızda hiçbir zaman bu olmadı, olmayacak'' dedi.

Avrupa'daki büyük kriz ve Ortadoğu'daki büyük demokratik değişimi ekonomi-politik deprem olarak nitelediğini ifade eden Davutoğlu, ''Biz bu depremin artçı şoklarının yaşıyoruz, yaşamaya da devam edeceğiz'' diye konuştu.

-"Bütün o arkaik yapılar dağılacak"-

Bugün Suriye'de çöken yapıların mezhep, dini yada etnik özellikleri dolayısıyla olmadığına işaret eden Davutoğlu, bu yapıların Soğuk Savaş döneminden kalan yapılar olduğu için çöktüğünü kaydetti.

Soğuk Savaş'ın 2010'lu yıllarda Ortadoğu'da yeni bittiğine işaret eden Davutoğlu, ''Bütün o arkaik yapılar dağılacak'' dedi.

-Ekonomik restorasyon-

Türkiye'nin 1990'lı yıllarda koalisyon hükümetleri, ekonomik krizler ve terör tehdidi dolayısıyla daha çok güvenlik odaklı hareket ettiğini belirten Davutoğlu, sonuçta Türkiye'nin 1990'ların sonrasındaki on yılın imkanlarını yeterince değerlendiremediğini söyledi.

AK Parti iktidara geldikten sonra son 10 yılda Türkiye'nin güçlendiğini vurgulayan Davutoğlu, bu yıllar içerisinde kişi başına düşen milli gelirin arttığını, IMF'ye borcun ise neredeyse kalmadığını kaydetti.

Türkiye'nin 19 yıl sonra tekrar yatırım yapılabilir ülke haline geldiğini ifade eden Davutoğlu, bütün bunların ekonomik restorasyon anlamına geldiğini belirtti.

İktidara geldiklerinde Türk dış ticaretinin AB'ye bağlı olduğunu anımsatan Davutoğlu, dış ticarette farklı ülkelerle yaptıkları anlaşmalarla ihracatta gerçekleşen artışla AB'deki krizi absorbe edebildiklerini kaydetti.

-''Akil dış politikadan vazgeçmeyeceğiz''-

Dış politikadaki restorasyonun ana unsurlarına da değinen Davutoğlu, Türkiye'nin daha önce Bosna'da, Kosova'da savunduğu değerleri bugün de savunmak zorunda olduğunu söyledi.

Davutoğlu, ''Biz hiçbir zaman değer ağırlıklı dış politikadan, akil dış politikadan vazgeçmeyeceğiz, ama aynı zamanda realist bir dış politika takip edeceğiz. İkisini birleştireceğiz, ikisini bir arada geliştireceğiz'' dedi.

Yıllarca Türk dış politikasının bazı ülkelerin ölçeğine ayarlı olduğunu ifade eden Davutoğlu, buna Yunanistan örneğini verdi.

Artık pek çok ülkeyle Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği mekanizmaları kurduklarını, ortak kabine toplantılarıyla önemli kararlar aldıklarını anımsatan Davutoğlu, vizelerin kaldırılması ve serbest ticaret anlaşmaları imzalanması ile karşılıklı ekonomik bağımlılık kurduklarını belirtti.

Komşu ülkelerle ilişkilerin ekonomik boyutuyla ilgili bir tabloyu gösterirken Davutoğlu, İran'dan alınan doğalgazla ilgili olarak, ''Eğer bir ülke daha çok doğalgaz alıyorsa, 'o doğalgazı ödeyecek parası var' demektir. 'Halkının refahını yükseltiyor' demektir. Biz iktidara geldiğimizde sekiz şehirde doğalgaz vardı. Şimdi 100'ü aştı'' dedi.

Bu sırada MHP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, ''Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hiç doğalgaza para ödemez'' dedi.

-''Dostluk köprüsü telakki ettik''-

İran'la ilişkilere de değinen Davutoğlu, İran'la Suriye konusunda farklı düşündüklerini ancak bu ülkeyle dış ticaretin arttığını, bu yıl 25 milyar dolara çıktığını ifade etti.

Her ülkeyle kültürel ve sosyal iletişime de ağırlık verdiklerini belirten Davutoğlu, gittiği her ülkede Türkiye'yle bağı olan yerleri ziyaret ettiğini anımsattı. Davutoğlu, ''Biz bunları dostluk köprüsü telakki ettik. Buralardaki tek bir taş vakıf eseri bile heba edilmesin, zarar görmesin, diye gece gündüz çalışıyoruz. Çünkü bunlar bizim tarihimizin parçaları'' ifadesini kullandı.

''Suriye'de yaşanan kriz de bizden kaynaklanan bir kriz değil'' diyen Davutoğlu, bu konuda Türkiye'yi sorumlu görmenin adil bir yaklaşım olmayacağını söyledi.

Yaptıkları anlaşmalarla çevre bölgeleri Türk insanına açmak istediklerini anlatan Davutoğlu, dinamik Türk insanını seyrüsefer halde tutmayı amaçladıklarını kaydetti.

-Afrika-

Türkiye'nin dünyanın her bir köşesinde diplomatik faaliyet yürüttüğüne işaret eden Davutoğlu, kendi iktidarlarına kadar Afrika, Latin Amerika ve Doğu Asya'nın ihmal edildiğini belirtti.

Afrika'yla dış ticaret hacminin 17 milyar doları aştığını ifade eden Davutoğlu, ''Afrika'da en çok temsil edilen ilk beş ülke arasına giriyoruz'' dedi.

Somali konusunun insani açıdan da önemli olduğuna işaret eden Davutoğlu, Somali'deki tek tam kapasite ile çalışan büyükelçiliğin Türk büyükelçiliği olduğunu söyledi.

Afrika'nın öneminin bundan sonra gittikçe artacağına dikkati çeken Davutoğlu, ''21. yüzyılın ikinci yarısını şimdiden planlıyoruz. Her bir Afrika ülkesinde al bayrak dalgalanacak'' dedi.

Yeni bir Asya stratejisi geliştirdiklerini ve merkeze de Afganistan'ı koyduklarını belirten Davutoğlu, şu anda Asya'da Türkiye büyükelçiliği olmayan ülkelerin çok az sayıda olduğunu söyledi.

-''15 bin dedemizin teri kanı o topraklarda''-

Myanmar ziyaretine yöneltilen eleştirilere de değinen Davutoğlu, ''Myanmar'a gitmemizi eleştirenlere ben şunu hatırlatıyorum, 15 bin dedemiz, Irak'tan, Filistin'den, Kanal Harekatı'ndan esir olarak Myanmar'a getirilen 15 bin dedemizin teri kanı o topraklarda'' dedi.

Myanmar'da beş bin Türk şehidinin bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, şehitlikleri tek tek tespit ettiklerini kaydetti.

Arakan'a gitme izni alan ilk yetkilinin kendisi olduğuna işaret eden Davutoğlu, şehitliklerin korunması konusunda Myanmarlı yetkilerden gerekli izinleri aldıklarını söyledi.

-''Bizi bir denklem içine kimse hapsedemez''-

Türkiye'nin NATO-Şangay İşbirliği denklemine girmeyeceğine işaret eden Davutoğlu, ''NATO ile ilişkilerimiz ne kadar derinleşiyorsa, Afganistan dahil, aynı anda Şangay İşbirliği Örgütü'ne stratejik ortak olan tek ülke biziz. Bu da şunu gösteriyor. Bizi bir denklem içine kimse hapsedemez'' diye konuştu.

Türkiye'nin Latin Amerika ile de gittikçe yakınlaştığını ifade eden Davutoğlu, son iki yıl içinde Peru, Ekvator ve Kolombiya'da büyükelçilik açtıklarını, önümüzdeki dönemde Panama ve Dominik Cumhuriyeti'nde de açacaklarını söyledi.

-Türk-Amerikan ilişkileri-

Böyle bir konsolidasyon hem çevrede hem de bütün dünyada gerçekleştirildiğinde küresel güçlerin de ona göre tanımlandığını ifade eden Davutoğlu, ''Bugün Türk Amerikan ilişkileri tarihindeki en yoğun, en dinamik niteliğini taşıyor'' dedi.

Küresel güçlerin, önlerine dış politika gündemini koyduğunda Türkiye'nin ağırlığını hissettiğini vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:

''Türk Amerikan ilişkilerinin yeni doğası, yükselen ve küresel ağırlığı gittikçe artan bir ülke ile ittifak ilişkisi içinde olan bir küresel gücün yeni, dinamik ilişki biçimidir. Birçok alanda işbirliğimiz bu alanda artıyor. Görüş ayrılığımız olduğunda da, aynen İran nükleer programında olduğu gibi açıkça da gösteriyoruz. Türk dış politikası hiçbir ülkenin ikincil bir gündemi olmamıştır.''

-Türkiye-AB ilişkileri-

Türkiye-AB ilişkilerine de değinen Davutoğlu, Avrupa'daki her toplantıyı ve AB'nin geleceğiyle ilgili kararı yakından takip ettiklerini ifade ederek, ekonomik krizi aşmak için Avrupa'nın ortak politikalara gitmesi gerektiğini söyledi.

Avrupa tarihinin 21. yüzyıldaki konumunun birkaç sene içinde belirleneceğine işaret eden Davutoğlu, ''Türkiye AB hedefini hiçbir zaman gözardı etmiyor. Türkiye olmadan Avrupa tarihi yazılamaz. Türkiye olmadan Avrupa'nın geleceği de belirlenemez. Biz Avrupa'nın merkezindeyiz'' dedi.

-Ortadoğu'daki sınırlar-

Ortadoğu'da yeni anlayışların bölgeye egemen olması gerektiğini söyleyen Davutoğlu, ''Oradaki sınırlara saygı gösteren ama aynen Avrupa'da olduğu gibi o sınırları anlamsız kılan ve Ortadoğu halklarını buluşturan bir anlayışın takipçisiyiz'' dedi.

Bölgenin, suni sınırlardan çok çektiğini ifade eden Davutoğlu, ''Ancak hiçbir şekilde Türkiye bölgede varolan sınırların değişmesi suretiyle yeni sınırlar ihdas etmek suretiyle, yeni çatışma alanları çıkarılmasına izin vermeyecek. Biz yeni duvarlar örecek yeni sınırların peşinde değiliz. Eski duvarları kaldıracak yeni siyasi anlayışların peşindeyiz'' şeklinde konuştu.

Mısır'la kurulacak ilişkilerin Ortadoğu'nun belkemiğini oluşturacağına işaret eden Davutoğlu, Mısır'la 2 milyar dolarlık kredi anlaşmasıyla bu ülkedeki reforma katkı sağlayacaklarını kaydetti.

Suriye'de diplomasinin bütün araçlarını kullandıklarını ve 9 ay Suriye yönetimini barışçıl bir geçiş sürecine ikna etmeye çalıştıklarını anlatan Davutoğlu, ''Kendi halkının taleplerine rağmen kendi şehirlerini hava bombardımanına tutan bir yönetimle benzer düzeyde ilişki sürdürme şansı olmaz'' dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın ''Uludere'de aynısını yaptınız-'' demesi üzerine AK Parti'li milletvekilleri tepki gösterdi.

CHP milletvekilleri de AK Parti Kocaeli Milletvekili Muzaffer Baştopçu'nun kendilerine ''terbiyesiz'' dediğini belirterek özür dilemesini istediler.

Daha sonra konuşmasına devam eden Davutoğlu, ''Bir halk topluca demokratik hakları için ayağa kalkmışsa, biz aynen 1990'lı yıllarda Miloseviç'in, Jirkov'un, Çavuşesku'nun karşısında Balkan halklarının yanında olduğumuz gibi, şimdi de Kaddafi'nin, Mübarek'in, Esed'in karşısında Ortadoğu halklarının yanındayız. Bu açıktır'' diye konuştu.

Davutoğlu, konuşmasının sonunda yoğun bir dış politika gündemini yürütmenin büyük bir onur olduğunu söyledi.

Altı bin memurla büyük bir fedakarlık içinde çalıştıklarını ifade eden Davutoğlu, aynı görevi başka ülkelerin daha fazla memurla yürüttüklerini söyledi.

Yeni nesil Türk diplomatlarından sadece İngilizce ve Fransızca bilmenin dışında mutlaka bir komşu ülkenin dilini de bilmelerini istediklerini anlatan Davutoğlu, aynı zamanda Dışişleri Bakanlığı'nda küresel ölçekli konuşulan Çince, Hintçe ve İspanyolca gibi dilleri bilen diplomat grubu da olacağını kaydetti.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Dışişleri Bakanlığı'nın 2013 yılı bütçesinin görüşmeleri sürüyor.

CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, Türkiye'nin dış politikasına ilişkin ''uçak çakılmaya doğru giderken, sorumluluğun, rota dışında her yerde arandığını'' öne sürdü.

''Sıfır sorun'' derken sorunsuz komşu kalmadığını öne süren Ayaydın, ''Dış politikada dip yaptık'' ifadesini kullandı.

''Esed diktatör de El Beşir ne-'' diye soran Ayaydın, Türkiye'nin Suriye politikasını eleştirdi.

MHP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, elçilik adedinin artırılmasının ''dış politika başarısı olduğunu'' ilk defa duyduğunu söyledi. Türkeş ''Almanya'ya çok güzel elçilik binası yaptınız da Merkel'in görüşünü değiştirebildiniz mi-'' sorusun yöneltti.

Değişen kavramlara göre Türkiye'nin politika oluşturması gerektiğini belirten Türkeş, ''Dış politikanızın Türkiye'ye ekonomik maliyetine de dikkat edilmeli'' diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Osman Korutürk, ''Bakan'ı dinlerken 'keşke akademik hayatına devam etseydi' diye düşündüm'' dedi.

Türk dış politikasının tam bir çıkmaza girdiğini savunan Korutürk, Irak'ın sıkıştığı zaman ekonomik yaptırımları uygulayacağını, yavaş yavaş o noktaya doğru gidildiğini savundu.

Türkiye'nin güçlü bir devlet olduğunu ancak gücünün abartılmaması gerektiğini belirten Korutürk, dış politikanın mutlaka gerçekçi tahlillere dayanması gerektiğini söyledi. Korutürk, ''Teorilere dayalı bir politika izlerseniz bugün geldiğimiz noktaya geliriz, bugün geldiğimiz nokta da iyi bir nokta değil'' diye konuştu.

Koruturk, ''Külahımızı önümüze koyup dış politikamızın geldiği noktayı değerlendirmemiz, bu politikadan 180 derece dönmemiz lazım'' dedi.

-''Hasta adam benzetmesi rahatsız etti''-

AK Parti Antalya Milletvekili Sadık Badak, diplomasinin; topluma, sürdürülebilir et, su, ekmek sağlamak olduğunu vurgulayarak, ''Dışişleri Bakanlığı'nın faaliyetlerini, sürdürülebilir enerji, sürdürülebilir ekmek, sürdürülebilir pazarlar sağlaması açısından isabetli buluyorum'' dedi.

MHP Manisa Milletvekili Sümer Oral, Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun, Gensoru görüşmeleri sırasında 1990'lı yıllarda Türkiye'yi ''hasta adam'' olarak nitelediğini ifade ederek, bu ifadelerin kendisini çok rahatsız ettiğini kaydetti.

Türkiye'nin geçmişte de bugün de sorunları olduğunu, yarın da olacağını anlatan Oral, ''Ancak Türkiye hiç bir zaman hasta adam olmamıştır'' diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Dışişleri Bakanlığı konutunun kirasıyla ilgili Davutoğu'na bazı sorular yöneltti.

CHP Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner, Davutoğlu'nun ''hayal mahsulü şeyleri çok güzel anlattığını'' savundu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber