Böylesi hiç görülmedi: AKP'li vekil kendi partisindeki ihale kayırmacılığını açıkladı.

Haber Giriş : 17 Nisan 2006 08:07, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Böylesi hiç görülmedi: AKP'li vekil kendi partisindeki ihale kayırmacılığını açıkladı.

Bir AK Parti milletvekili, gazetecileri Meclis'teki bürosuna çağırarak kendi partisindeki ihale kayırmacılığını açıkladı.

AK Parti Hatay Milletvekili Fuat Geçen, Hatay'daki 2 milyon 118 bin YTL'lik üç ihalenin AK Parti İl Başkanı Mahmut Narin'in yakınlarına verildiğini söyledi. Savcıları göreve çağıran Geçen şöyle dedi:

Üç ihale aynı şirkete
"İl Başkanı'nın yakınlarına ait Narin Tarım Gıda şirketi, Vakıflar Müdürlüğü'nden 1 milyon 776 bin, Devlet Hastanesi'nden 324 bin, Antakya Belediyesi'nden de 117 bin YTL'lik ihale aldı."

Kadın kolları ne aldı?
Kadın kolları ile il yöneticilerinin ne kadar aldığının da ortaya çıkmasını isteyen Geçen, adı iddialara karışan AK Parti Grup Başkanvekili Ergin için "Etik gereği istifa etmeli" dedi.

Yönetime 2'nci uyarı
"Yolsuzluk kültürü yayılıyor" diyen Fuat Geçen daha önce de parti yönetimine Unakıtan'la ilgili muhtıra gibi bir mektup yazmıştı.

Partisinin ihale kıyağını basına bir bir açıkladı

AK Parti Milletvekili Geçen, kendi partisinin Hatay'daki ihale kıyağını ilk kez görülen bir yöntemle kamuoyuna açıkladı. Grup Başkanvekili'ni istifaya çağıran Geçen, parti yönetimine Yüce Divan tehlikesini hatırlattı.

AK Parti Hatay Milletvekili Fuat Geçen, bir ilki gerçekleştirdi ve partisinin Hatay'daki ihale kıyaklarını, gazetecilere bir bir açıkladı. Pazar sabahı 4 gazeteciyi TBMM'ye ofisine çağıran Geçen, 2 milyon 118 bin YTL'lik 3 kamu ihalesinin AK Partili İl Genel Meclisi Başkanı Mahmut Narin'in yakınlarına dağıtıldığını söyledi, savcıları ihaleleri incelemek için göreve çağırdı. Geçen, AK Parti Grup Başkanvekili Sadullah Ergin'i de "Siyasal etik gereği neyse onu yapsın" sözleriyle istifaya çağırdı. Geçen'in açıklamaları şöyle:

* 3 İHALE NARİN'E:
Son tartışmalarda gündeme gelen ihale listesinde, şu anda İl Genel Meclisi Başkanı olan Mahmut Narin'in ismi geçmiyor. Ancak son yasal düzenlemeyle il genel meclis başkanları, yeni yetkilerle devletin resmi valisi gibi oldular. Yakınlarının Narin Tarım Gıda diye bir şirketi var. Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nden 1 milyon 776, Devlet Hastanesi'nden 324 bin, Antakya Belediyesi'nden 117 bin toplam 2 milyon 118 bin YTL'lik ihale almış.

* AKP'LİLERİN ALDIĞI İHALELER: Hatay'da Kamu İhale Kurumu sadece 4 kurumda 16 isimle ilgili bir araştırma istedi. Biz de, sanki Hatay'da bizim yönetim elemanlarımız yüzde 3'lerde, 4'lerde bir ihale alınmış gibi yaklaşıma girdik. Siyasal kadrolar ihaleden çok 'doğrudan temin' metoduyla yapılan ihalelerde siyasi nüfuz kullanırlar. Rakamlar doğru değil. Hatay'da teşkilatların siyasi nüfuz kullanarak aldıkları ihale sayısı, yüzde 3 ve 4 gibi açıklamaların çok üstündedir. Kadın kolları, il başkanlığı, il yöneticileri ne kadar almış, bunların bilinmesi lazım.

* SAVCILAR BAKMALI: Bu ihaleler acaba kamu menfaati korunarak mı verilmiş? Biz sayı ile meşgul olduk. Niye bu kadar çok? Hatay'daki sorunlar derinleşecek ve ağırlaşacak. Doğrudan teminlerde kamu menfaati gözetilmelidir. Doğru düzgün bedellerle mi alındı, kıymet bedelleri doğru mu yapılmış? Cumhuriyet savcılarının bu konuda süreç başlatması lazım.

* HATAY FIRSAT: Hatay olayı, ilk etapta kötü geliyor, ama Türkiye için hayırlara vesile olabilir. Türkiye genelinde bir yolsuzlukla mücadele fırsatı olabilir. Zaten Kamu İhale Kurumu, doğrudan teminlerle ilgili bir sıkıntı gördü galiba ve 2004'ün altıncı ayından itibaren oransal kısıtlama getirdi. Kurumlar, daha önce direkt temin yapardı. Kamu menfaatinin zarar gördüğünü anladılar ve en fazla yüzde 10, dediler. Ama, bu önlemin de izinsiz 'delindiği' konusunda duyumlar var. Elimde belge yok. Duyum var.

* YOLSUZLUK KÜLTÜRÜ: Siyasal iktidarlar yolsuzlukla mücadele iddiasıyla iktidara gelip ya yolsuzluğun tarzını değiştiriyorlar ya da kamuoyuna yönelik 'Bizim iktidar döneminde bilinmesin' diyor. Ben AK Parti 'Bu bilinmesin' diye çaba gösteriyor, demiyorum. Ama, bir yolsuzluk kültürü yerleştirilmek isteniyor. AK Parti ile meşgul değilim. Ben AK Parti'nin siyasal, ömrünün, iktidar erkinin uzunluğu, kısalığı ile de meşgul değilim. Türkiye'de gittikçe derinleşen ve kökleşen ve kültür olmaya yönelen yolsuzlukla ilgili enstrümanlardan biri de siyasi partiler ayağıdır. Ben bu enstrümanlardan birini, siyasi aktörleri sorguluyorum. Bu Sadullah Ergin'i sorguluyorum. Bu, AK Parti Genel Merkezi ise onu da sorguluyorum.

* YÖNETİME ANLATTIM: Parti disipliniyle ilgili süreci zorlayan bir şahsiyetim. Ancak, ilk kez, bunu bir özel husus gibi görüp, bu 1-1.5 aylık süreci il bazı dahil genel merkez ve tepe yönetimi dahil tamamen istişare ederek, sürecin hatasız, kendi doğrularımı söyleyerek, zararsız yürümesi için elimden gelen her şeyi yaptım. Aman ha, bu hadiseyi sonuçlandıralım, duruşumuzu öyle gösterelim, diye telkin ve arzımız oldu.

* YÜCE DİVAN TETİKLENİR: Diğer siyasi partilerin düştüğü hataya düşmekteyiz. "Kirli görülmeyelim!" Nasıl olur bu? "Kamuoyu nezdinde bu infiale yol açar! Hadisenin boyutunu küçültelim! Muhalefet bunu kullanır! Toptan ret psikolojisine girelim!" Biliyorsunuz Yüce Divan süreci bu tür hadiselerle tetiklenir. Siyasettesinizdir, elinizde bir sürü güç ve erk vardır. Zamanı kurtarırsanız. İktidardan düşersiniz, yeni Meclis gelir ve Yüce Divan'a gidersiniz. Bu nedir? Yıpratma enstrümanıdır. Ne zaman bu psikolojiden siyasi kadrolar kurtulursa yolsuzlukla mücadelede asıl süreç o zaman başlar. Yoksa benim hırsızım, senin hırsızın, olur.

* İSTİFA ÇAĞRISI: Psikolojik aklama metotlarına yönelmemek lazım. Ben Hatay'daki bu hadiselerin ortaya çıkmasında, sürecin işlemesinde bazı aksaklıkları gören milletvekiliyim. AK Parti olarak iktidara, manevi, kültürel, ahlaki ve örfi duygularımızla hareket edeceğimiz sözü vererek geldik. Ve bunu da muhafazakar demokrat söylemimizle dillendirdik. Etik kuralların gereğini herkesin yapması gerekir. Ergin dahil.

* TALİMATLI BÜROKRAT OLMAZ: Sadullah Ergin'le ilgili iddialar arasında bazı işadamlarına ihale verilmesi ve bürokratların talimatlandırıldığı da vardı. Nefesleri tutarak, iddianın çok ağır olduğunu düşündük. Etik açıdan çok acı bir tablo. Bürokratlar Ankara'ya kadar gelip işleri kimlere verileceği konusunda sizin telkinlerinizi alma gereği duyuyorsa, memuru bu duruma getirmek çok düşündürücü.

sabah

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber