Gerçek işsiz sayısı 5 milyonun üzerinde...

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 22 Eylül 2006 13:57, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Hisarcıklıoğlu: Gerçek işsiz sayısı 5 milyonun üzerinde...

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ''Benim ülkeme yatırım yapan, iş sahası açan, ihracat yapan, ekonomik büyümemize katkı sağlayan sermaye hangi milliyete, hangi dine, hangi ırka ve hangi renge sahip olursa olsun kıymetlidir'' dedi.

Hisarcıklıoğlu, Hilton Kayseri Otelinde düzenlenen Uluslararası Avukatlar Birliği Seminerinde, Türkiye'nin tarihinin hiçbir döneminde kapalı bir toplum olmadığını söyledi.

Türkiye'nin her dönemde komşularıyla ve diğer devletlerle gerek siyasette, gerekse ticaret ve ekonominin her alanında iyi ilişkiler kurduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, geçen yüzyılın son çeyreğinde telaffuz edilmeye başlanan küreselleşme, dünya ile bütünleşme ve benzeri kavramların Türk toplumunun hiçte yabancı olmadığı kavramlar olduğunu kaydetti.

Hisarcıklıoğlu, mirasını devraldıkları Osmanlı Devleti'nin egemenliği altındaki topraklarda adı konmamış bile olsa bu kavramları dış ilişkilerinin temeline oturttuğunu belirtirken, şöyle devam etti:

''Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik temellerinin atıldığı 1. Türkiye İktisat Kongresinde yabancı sermaye kavramı açık bir şekilde ifade edilmiştir. Kongrenin kabul ettiği misaki ve iktisadi esasların 9. maddesinde, yabancı sermaye ile ilişkili olarak şu ifadeler yer almıştır; 'Türkiye kendisine düşman olmayan milletlere daima dosttur, sermayesinin aleyhtarı değildir'. Aslında 82 yıl önce benimsenen bu ifade bir çoğumuzun bugün de benimseyebileceği temel bir stratejik tabirdir. Ne yazık ki aradan 82 yıl geçmesine rağmen bu ifadenin içinin doldurulmamış olması, herkesin dilediği yöne çekme gayreti, sığ ve temelsiz tartışmalar, bizi temel bir stratejiden yoksun bırakmıştır.

Bu yüzden maalesef tartışmalar iki uç noktada gidip gelmektedir. Bir kesim meseleye ideolojik gözlükle bakarak tamamen karşı çıkıyor, diğer kesim ise 'ne olursa olsun gel' mantığıyla hareket etmektedir. Oysa ki her türlü ekonomik, siyasal ve sosyal olayda olduğu gibi sadece siyah ve beyaz yoktur. Aslında gri tonların da varlığının bilincinde olmadan her şeye bir ideolojik gözlüğün arkasından bakmak ülke yararına değildir, ama neye malolursa olsun, denetimsiz ve başıboş bir yaklaşımda doğru değildir.'' Sermayenin renginin, ırkının, milliyetinin olmadığını her platformda dile getirdiklerine işaret eden Hisarcıklıoğlu, Türkiye'ye daha fazla yatırım gerektiğine dikkati çekti.

Hisarcıklıoğlu, bunu yerli ya da yabancı olmasının farketmeyeceğini ifade ederken, şunları anlattı:

''GERÇEK İŞSİZ SAYISI 5 MİLYONUN ÜZERİNDE''

''Ülkemizdeki gerçek işsiz sayısı 5 milyonun üzerinde. Resmi rakamlara göre ise 2,5 milyon civarında. Öte yandan her yıl 700 bin gencimiz istihdam piyasasına katılmakta, iş ve aş bulma çabasına girmektedir. Mevcutlar hariç sadece bu gençlerimizi istihdam etmek için en muhafazakar rakamla en az 40 milyar dolar gerekmektedir. Ne yazık ki son 80 yılda bir defa bile yıllık yatırım miktarı bu rakama ulaşmamıştır. Çünkü, hem tasarruf oranımız çok düşük, hem tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişte geç kaldık, hem de teknoloji üretiminde gerilerdeyiz. Türkiye gibi tasarım açığı olan, kamu kaynakları sınırlı ve yüksek kamu borç stoku olan ülkelerde büyümenin ve istihdamın motoru dışardan gelecek olan doğrudan yatırımlar olmaktadır.'' Bugün dünyada çok ciddi bir tasarım fazlası olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bir ülke ne kadar dünyadan ve ekonomik kurallardan kopuksa yabancı sermaye o kadar fırsatçı ve geçici olacaktır. Sonuçta ülke hesabına atılacak eksilerin maliyeti de bir o kadar fazla olacaktır. O nedenle yabancı sermayenin tehlikesinden sözetmeden önce kendi yatırım ve iş ortamımızla ilgili eksikliklerimizle ilgilenmek bence daha uygun olur. Bu çerçevede benim ülkeme yatırım yapan, iş sahası açan, ihracat yapan, ekonomik büyümemize katkı sağlayan sermaye hangi milliyete, hangi dine, hangi ırka ve hangi renge sahip olursa olsun kıymetlidir. Meseleye ideolojik açıdan değil, pragmatik açıdan bakılmasını gerekli olduğunun altını çizmek istiyorum.''

''TEMEL ÖLÇÜT, ÜLKE YARARI OLMALI''

Hisarcıklıoğlu, yabancı sermaye yatırımı konusunda temel ölçütün ülke yararı olması gerektiğine işaret ederken, ''zira yabancı sermaye bir ölçü değildir ama sonuçta da babamızın oğlu değildir. Elbette yabancı sermayenin yatırım yaptığı ülkelere faydası vardır ama o da sonuçta kendi çıkarını ön planda tutacaktır. Bu yüzdün siz de ondan maksimum faydayı sağlamak ve onun çıkarını iyi yönetmek zorundasınız. Bu da onun değil bizim sorumluluğumuzdur'' diye konuştu.

Türkiye'nin temel eksikliğinin pek çok konuda özellikle de yabancı sermaye ve yatırımı teşvik gibi bir stratejisinin olmaması olduğunu savunan Hisarcıklıoğlu, bu nedenle Avrupa'daki televizyon pazarının elinde bulunduran Türkiye'nin yan sanayi kurulamadığı için yüzde 90'ının ithal girdiye bağlı olduğunu anlattı.

Hisarcıklıoğlu, dünyada ülkeler arasındaki mücadelede orduların değil şirketlerin ön plana çıktığını belirterek, şunları söyledi:

''Bakıyorum dünyanın ilk 100 firması arasında, üzülerek söylüyorum 1 Türk şirketini göremiyorum. Eğer Türkiye kendisine bu bölgede stratejik önem addediyorsa, 'bölgesel güç olacağım' diyorsa bunu ancak global ölçekte iş yapan, global ağırlığı olan şirketler aracılığıyla yapabilir. Aksi halde sadece Türkiye sınırlarında kalırsak büyük şirketler karşısında tutunamayız.

Bu noktada bir ödev de kendi şirketlerimize düşmektedir. Ne yazık ki şirketlerimizde birlikte iş yapma, ortaklık kurma veya birleşerek daha büyük güçlü bir şirket oluşturma kültürü yok. Dünyada küresel rekabet bir gerçeğe dönüşürken, şirketlerimizin kurumsallaşmadan, büyümeden ayakta kalması da mümkün değildir. Ülkemizdeki şirketlerin büyük bölümü aile şirketidir. Ancak, kurumsallaşamadıkları için yüzde 20'si büyümekte, kalanların ömrü ise en fazla 20 yıl olmaktadır. Kurumsallaşamazsak küçük balık olarak kalır ve büyük balıkların hedefi haline geliriz.'' Hisarcıklıoğlu, Türkiye için en doğru stratejinin yatırım ortamının hem yerli hem de yabancı sermaye açısından daha elverişle hale getirilmesi olduğunu, asıl korkulması gerekenin yabancı sermaye değil işsizlik olduğunu sözlerine ekledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber