Haksız şikayette bulunan tazminat ödeyecek

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, şikayet hakkını, meşruluk çerçevesini aşarak kullanan kişinin tazminat ödemesine karar verdi.

Bir ilin Eczacı Odası Başkanı, başkan olduğu dönemde Sağlık Bakanlığına yazdığı ihbar mektubunda, ildeki bir sağlık biriminde görev yapan doktorun, ?Bazı eczacılar ve yabancı ilaç firması mümessilleriyle yasal olmayan ilişkilerle menfaat grubu oluşturduklarını? iddia etti.

Oda başkanı, mektubunda, doktorun, ?Bir devlet hastanesi acil servisinde görev yaptığı sırada reçetelere yazdığı her kutu ilaç karşılığında maddi çıkar sağladığını ve hastaları belli eczanelere yönlendirdiğini? de ileri sürdü. İhbar mektubu üzerine, il valiliğince yapılan ön inceleme sonunda, ?Yazılan reçetelerin usul ve fenne uygun olduğu belirlenerek? soruşturma izni verilmesine yer olmadığına karar verildi.

Şikayetlere maruz kalan doktor, ?Oda başkanı tarafından haksız şikayet edildiğini bu yüzden kişilik haklarının zarar gördüğünü? savunarak manevi tazminat istemiyle dava açtı. Yerel mahkeme, doktorun tazminat istemini yerinde görmeyerek reddetti.

Kararın, davacı doktor tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 4. Hukuk Dairesine geldi. Daire, yerel mahkeme kararını bozarak, doktora manevi tazminat ödenmesi gerektiğine karar verdi. Ancak, yerel mahkeme ilk kararında direnerek, davacı doktorun tazminat istemini reddetti.

Doktor, yerel mahkemenin bu kararını da temyiz edince, dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna geldi. Yerel mahkemenin direnme kararını bozan Genel Kurulun kararında, yargılama sırasında dinlenilen davacı ve davalı tanıkların, doktor hakkındaki ihbar mektubundaki olayları doğrulamadığına işaret edildi.

Kararda, davalının (Eczacı Odası Başkanı) başında bulunduğu oda yönetiminin iddia edilen olaylar zincirini değerlendirerek, gerçek bilgiye ulaşılmasının mümkün olduğuna işaret edildi.

?KİŞİLİK HAKLARI ZARARA UĞRAMIŞTIR?

Şikayet hakkının, meşruluk çerçevesi aşılarak kullanılması sonucu, doktorun kişilik değerlerinin zarar gördüğünün belirgin olduğu kaydedilen kararda, bilgi ve belgelerin ihbar mektubunda aktarılan olaylar zincirinin doğru olmadığını ortaya koyduğu vurgulandı. Kararda, şöyle denildi:

?Kendisini destekleyen hiç bir olgusal temeli olmayan bu değerlendirmeler ile aşırıya kaçılarak, davacının kişilik değerleri karşısında öncelikli korunma yeteneği yitirilmiş bulunmaktadır. Davacının, hukuka aykırı bu saldırı karşısında kişilik haklarının zarara uğradığı ve manevi tazminat koşullarının oluştuğu görülmektedir.?