Gerekirse devlet ibadetleri kısıtlar!

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 02 Ekim 2006 08:24, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Cumhurbaşkanı Sezer, yeni yasama yılının açılışında yaptığı konuşmada yine irtica tehdidinden bahsetti. Laikliğin yeniden tanımlanmasına karşı çıkan Sezer, ibadet ve düşüncenin kısıtlanabileceğini savundu

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TBMM'nin 22. Dönem 5. Yasama Yılı'nın açılışında konuştu. Sezer, Cumhurbaşkanı olarak Meclis'te yaptığı son konuşmada kamuoyunca bilinen görüşlerini tekrarladı. Sezer, inanç ve ibadetlerin laiklik ilkesi gereği sınırlanabileceğini söyledi. Sezer, 'Bu dönemde, çocuklara denetimsiz ortamlarda bilim dışı, mistik ve dogmatik kimi bilgiler aşılanmasına duyarsız kalınması, caydırıcılığı azaltacak yaptırımlarla cesaretlendirilmeleri son derece tehlikelidir' dedi. Sezer'in konuşmasından önemli satırbaşları:

İRTİCA TEHDİDİNİ TEKRARLADI

Bir başka tehdit ise; Cumhuriyet'in kuruluşundan beri var olan, bugün de etkinliğini artırarak sürdüren irtica tehlikesidir. Türkiye'de irticai tehdidi yeterince algılayamayanların, özellikle son yirmi yılda yaşanan olayları üst üste koyup birlikte değerlendirmesi gerekmektedir. İrticai tehdidinin, Devlet'in temel niteliklerini değiştirme hedefinden sapmadığı gözlenmektedir. Cumhuriyet'in kazanımlarının ortadan kaldırılması, laiklik kavramının çeşitli biçimlerde yorumlanarak içinin boşaltılması, irticai tabanın giderek genişletilmesi, kadrolaşma ve dini bireysellikten çıkararak toplumsallaştırma ve siyasete yansıtma çabalarının yoğunlaşmasının, toplumda gerginliği artırdığı dikkat çekmektedir.

YENİ LAİKLİK TANIMINA KARŞI

Belirtmek gerekir ki, demokrasi, özgürlük, kamu yararı, kamu düzeni, laiklik gibi kimi kavramların Anayasa'da 'kavramsal' tanımı yapılmamış olabilir. Anayasalar, kurallarıyla bu kavramların işlevlerini ve anlamlarını ortaya koyarak çerçevesini çizip, işlevsel tanımını yaparlar. Anayasamızda da, laikliğin işlevsel tanımı yapılmıştır. Laiklik ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturan tüm değerlerin temel taşıdır. Laiklik ilkesi bu bağlamda değerlendirilmelidir.

İBADET YASAKLANABİLİR

Dinin, bireyin manevi yaşamını aşarak, toplumsal yaşamı etkilemesine izin verilemez; bireyin inanç ve ibadet yaşamına, kamu düzenini, güvenini ve çıkarlarını korumak amacıyla sınırlamalar konulabilir. Devlete, kamu düzeninin koruyucusu sıfatıyla, dinsel hak ve özgürlükler üzerinde denetim yetkisi tanınmıştır.

KOMŞU DESTEĞİ YETERLİ DEĞİL

Karşılaşılan güvenlik sorunlarına karşın Türkiye, istikrarını ve gönencini korumada başarılı olmuştur. Türkiye'nin üniter yapısını değiştirmek amacıyla giderek artan eylemler gerçekleştiren terör örgütüne karşı savaşımında Türkiye'ye, dost, komşu ve bağlaşıklarınca yeterince yardım ve destek verilmemektedir.

'Mistik eğitim' dedi

İlköğretimin temel hedefi, etkili bir rehberlik ve danışmanlık hizmeti sunarak çocuklarımızı erken yaşlardan itibaren ilgi, yetenek, gelişim ve öğrenme özelliklerine göre geleceğe hazırlamaktır. Bu dönemde, çocuklara denetimsiz ortamlarda bilim dışı, mistik ve dogmatik kimi bilgiler aşılanmasına duyarsız kalınması, bu niyetle hareket eden kişi ya da kurumların, caydırıcılığı azaltacak yaptırımlarla cesaretlendirilmeleri son derece tehlikelidir. Yükseköğretimdeki sorunlarımızın kalıcı biçimde çözülebilmesi için, bu alana yönlendirilen mali kaynakların çoğaltılması gerekmektedir.

HSYK'yı ve seçim sistemini eleştirdi

Yargıç ve savcıların tüm özlük ve disiplin işleri, Yargıtay, Danıştay ve Uyuşmazlık Mahkemesi üyelerinin seçimi gibi önemli yetkilerle donatılmış Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun oluşumunda, bir siyasal parti mensubu olan Bakan'ın ve onun buyruk ve direktifleri ile hareket eden Müsteşar'ın yer almasını da eleştiren Sezer, 'Bu durum, yargı bağımsızlığını zedelemektedir ve düzeltilmesi gerekir. Ne var ki, oy kullanan seçmenin siyasal görüşünün büyük oranlarda parlamentoda temsil edilemediği seçim sistemini de, temsilde adalet ilkesiyle bağdaştırmak olanaksızdır' dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber