Toplumun kirli yüzü Facebook'un dehlizlerinde

Facebook'taki zararlı içerikleri silmekle görevli Türk asıllı Alman Burcu Punsmann, toplumdaki bölünmüşlüğün sosyal medyaya nasıl yansıdığını çarpıcı örneklerle ortaya koydu. Bu işe üç ay dayanabilen Punsmann, şiddetin yüceltilmesine ve birbirinden nefret eden grupların aynı kültürel referansları kullanmasına dikkat çekti

Kaynak : Karar
Haber Giriş : 06 Ocak 2018 09:00, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Toplumun kirli yüzü Facebook'un dehlizlerinde

Facebook'un zararlı paylaşımlarını kontrol eden bir timde çalışan Türk asıllı Burcu Gültekin Punsmann üç ay boyunca yaşadıklarını Süddeutsche Zeitung gazetesinde yayınladığı bir makaleyle kamuoyuna duyurdu. Facebook'un zararlı içeriklerini silme işini Bertelsmann Vakfı'na bağlı Berlin'de bulunan Arvato isimli bir firma yapıyor. Dünyadaki bütün içerikleri kontrol eden bu merkezde Punsmann da Türkçe içeriklerden sorumluydu. Punsmann'ın her gün kontrol etmek zorunda kaldığı binlerce zararlı paylaşım ve ağır çalışma koşulları nedeniyle kontrol görevini ancak üç ay sürdürebildi.

Punsmann üç ay boyunca hem mesleki hem de şahsi olarak yaşadıklarını kamuoyuna aktarma ihtiyacı hissettiği için makaleyi kaleme aldığını belirterek, şirketiyle yaptığı güven anlaşması nedeniyle Facebook'in paylaşım silme kuralları hakkında ayrıntılı bilgi vermeyeceğini belirtti. Facebook'da her hafta 6.5 milyon civarında yeni paylaşım yapılıyor. Punsmann Türkçe içeriklerden sorumlu olduğunu belirterek, "Bu paylaşımlar daha çok Türk toplumunun ideolojik farklıklılıkların ortaya koyan paylaşımlardı. Tarihi semboller, dine karşı saldırılar. Paylaşımlar bazen mizahi bazen de gayet ciddi olarak yapılıyordu" ifadesini kullandı.

İşe başlamadan önce pskilojik danışmanlar aracılığı ile hazırlık yaptıklarını ancak bunun yeterli olmadığını belirten Punsmann, "İşe başlayınca küfür ve hakaretler konusunda hemen uzmanlaşıyorsunuz. Bir çok küfür ve hakaretin ne denli cinsel imalar ve cinsiyetçi olduğunu ilk önceleri bilmiyordum. Mobbingin de sadece gençler arasında değil yetişkinler arasında ne denli acımasız bir şekilde yapıldığın fark etmem beni bir hayli rahatsız etti. Sadece yaralamak amaçlı paylaşımlar gördüm. Sadizmden başka hiç bir amacı olmayan'' dedi.

Kendisinin Türkçe içeriklerden sorumlu olduğunun altını çizen Punsmann, "Böylece Orta Doğu'daki çatışmalara hakkında da kanaat sahibi oldum. Bir toplumu bölen konular en çok sosyal medyada kendisini gösteriyor. Türkiye için Suriye ve Irak belirleyici. Kendimi zaman zaman 'Kürt sorunu' konusunda sürekli cephe değiştiren bir gazeteci gibi görüyordum. Her iki taraf da kendi savaşlarını sergilemek için sosyal medyayı kullanıyor. Paylaşımların çoğu bir vazife ya da üslerin onayı olmadan şahsi olarak yapılıyor. Her iki tarafı görünce olayın saçmalığı gözler önüne seriliyor. Her iki tarafta aynı kültürel referansları kullanıyor" dedi.

YA SOSYAL MEDYADAN GERÇEĞE TAŞINIRSA?

Punsmann çalıştığı dönem esnasında gördüklerini gören herkesin 'hasta bir toplum' olduğumuzu kabul edeceğini belirterek, "Hiç bir sosyal norma uymayan insanlar gördüm. Hiç bir edep tanımayan, başkasına saygısı olmayan, özel alana saygısı olmayan bir dünya gördüm" dedi. İnsanların bu yöntemle dikkat çekmeye çalıştığını belirten Punsmann "Bu kişilerin kamuya ait alanlarda da aynı şekilde davransa neler olacağını düşündüm ve şu kanaate vardım. Günün birinde bu davranış biçimlerine kitle ulaşım araçlarında, cafelerde ya da alışveriş merkezlerinde karşılaşabiliriz."

ÇOCUKLARA VE HAYVANLARA ŞİDDET

Kendisini en çok rahatsız eden paylaşımların ağır şiddet paylaşımları olduğunu belirten Punsmann "Herkes bu paylaşımlara nasıl tahammül edebileceğini kendisi bulması gerekiyordu. Ancak insan ruhu zamanla iğrençlik ve öfkeyi kontrol edece ya da bastıracak yöntemler buluyor. İnsan vücuduna tıbbi olarak yaklaşacak bir yöntemi güdüsel olarak geliştirdim. Bir adli tıp uzmanı gibi et ve kemiği inceler hale geldim. Bazı kaza ve şiddet videolarını detayları yakalayabilmek icin defalarca izlediğim oldu. Böylece ayrıntılı kontrol kurallarını bu videolar için uygulayabiliyordum" Kanlı, parçalanmış vücutların olduğu resimelerin kendisi için bir dehşet olduğunu belirten Punsmann zamanla bununla da baş etmeye başladığını ancak zor olanların çocuklarla hayvanların taciz ve şiddete uğradığı videolar ile kafa kesme görüntüleri olduğunu söyledi.

İÇERİK SİLMEYE BİRKAÇ SANİYEDE KARAR VERİLİYOR

Yaptığı işin kendisini bir hayli değiştirdiğini farkettiğini söyleyen Punsmann "Las Vegas'daki saldırı bile bana gayet normal gelmeye başladı" dedi. Punsmann 700 kişilik bir timini çevresinden tamamen izole edilmiş bir ortamda dışarıyla hiçbir iletişim olmadançalıştığını belirterek, sadece bir dakika süren ve ne zaman olacağı kesinleşmiş zamanlarda ara verdiklerin ifade etti. Paylaşımları silme sürecinin de çok karmaşık bir sistem olduğunu dile getiren Punsmann "Personel bir bilgisayar gibi çalışmak zorundaydı. Her şey standart bir sisteme göre yürüyordu. İnsani kanaat ve değerlendirmeye yer yoktu. Her çalışan günde bin 300 paylaşım değerlendirmek zorundaydı. Bu her paylaşım için bir kaç saniye demek. Aslında analiz gerektiren bir süreçe otomatiğe bağlanıyordu. Karar vermek yerine sadece reaksiyon gösteriyorduk. Ve bunu sürekli tekrarı yabancılaşma ve hüsrana yol açıyordu'' şeklinde konuştu.

MİKDAT KARAALİOĞLU

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber