Danıştay İDDK'dan görevden alınan daire başkanı hakkında yeni tarihli önemli karar!

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından herhangi bir gerekçe ileri sürülmeksizin, görevinde başarısızlığı ya da yetersizliği konusunda somut bir neden ortaya konulmaksızın, salt takdir yetkisi kullanılarak daire başkanlığı görevinden alınarak şube müdürlüğü görevine atanan davacı hakkındaki işlemi bozdu!

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 11 Haziran 2021 10:05, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Danıştay İDDK'dan görevden alınan daire başkanı hakkında yeni tarihli önemli karar!

Dava konusu olayda, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığında Park ve Bahçeler Dairesi Başkanı olarak görev yapan davacı, daire başkanlığı görevinden alınarak aynı Daire Başkanlığı emrine şube müdürü olarak atanmıştır.

İlk derece mahkemesi, davacının yürütmüş olduğu daire başkanlığı görevinde başarısız veya verimsiz olduğunun hukuken kabul edilebilir, hizmet gereklerine uygun, kamu yararını gözeten somut ve nesnel delillerle ortaya konulamadığı gerekçesiyle işlemi iptal etmiştir.

İstinaf sonucunda Konya Bölge İdare Mahkemesi Daire başkanlığınca verilen kararda özetle; belediye başkanlarının görevlerini kamu görevlisi olarak yürütmesine karşın görevlerinin seçim süresi ile sınırlı bulunduğu, yürütülen görevin devamı için seçimlerde tekrar başarılı olunmasının zorunlu olduğu, bu kapsamda belediye başkanlarının, görev yapacağı personeli seçme ve atama hakkı ile yetkide paralellik ilkesi gereğince görevden alma hakkı bulunduğunun kabulü gerektiğini ifade ederek işlemi hukuka uygun bulmuştur.

Temyiz sonucunda ise, Danıştay İkinci Dairesi, Daire Başkanı olarak görev yapan davacının söz konusu görevi ile ilgili olarak hakkında hiçbir adli ve idari soruşturma açılmadığı gibi, disiplin cezası da almadığı ve görevinde başarısız veya yetersiz olduğu yönünde de somut, nesnel ve hukuken kabul edilebilir bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığı, bu durumda, davacının görevinden alınmasını gerektirecek, hukuken geçerli somut bilgi ve belgenin olmadığı gerekçesiyle işlemi bozmuştur.

Ancak, Konya Bölge İdare Mahkemesi ilk kararında ısrar ettiğinden dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna gitmiştir.

İlgili kurul ise, Danıştay İkinci Dairesiyle benzer gerekçelerle, davalı idare emrinde daire başkanı olarak görev yapan davacının bu görevinden alınarak şube müdürü olarak atanmasında herhangi bir gerekçe ileri sürülmediği gibi davacının görevinde başarısızlığı ya da yetersizliği hususunda somut bir neden de ortaya konulmadığından Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapılan işlemi bozarak yeni bir karar vermek üzere dosyayı iade etmiştir.

T.C.

DANIŞTAY

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No: 2020/1069

Karar No: 2020/1661

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .

VEKİLİ : Av. .

KARŞI TARAF (DAVALI) :Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı

VEKİLİ : Av. .

İSTEMİN KONUSU: Konya Bölge idare Mahkemesi 1. İdare Dava Dairesinin 06/02/2020 tarih ve E:2019/1163, K:2020/165 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava Konusu İstem: mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığında Park ve bahçeler Dairesi Başkanı olarak görev yapan davacının, daire başkanlığı görevinden alınarak aynı Daire Başkanlığı emrine şube müdürü olarak atanmasına ilişkin 04/07/2018 tarih ve 02/86431 sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen özlük ve parasal hak kayıplarının yasak faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mersin 2. İdare mahkemesinin 08/11/2018 tarih ve E:2018/1022, K:2018/1318 sayılı kararıyla; davacının, yürütmüş olduğu daire başkanlığı görevinde başarısız veya verimsiz olduğunun hukuken kabul edilebilir, hizmet gereklerine uygun, kamu yararını gözeten somut ve nesnel delillerle ortaya konulamadığı, tesis edilen dava konusu atama işleminin hukuki bir gerekçesinin olmadığı anlaşıldığından ve dava konusu 04/07/2018 tarih ve 86431 sayılı işlem ile Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı emrine Şube Müdürü olarak atanmasından önce de 15/05/2014 tarih ve 1410 sayılı işlem ile Kent Estetiği ve yeşil Alanlar Daire Başkanlığına mühendis olarak atandığı, anılan atama işleminin iptali istemiyle açılan davada, Mersin 1. İdare Mahkemesinin 19/12/2014 tarih ve E:2014/822, K:2014/936 sayılı kararı ile işlemin iptaline karar verildiği, bu davanın halen temyiz aşamasında derdest olduğu hususu da dikkate alındığında, davacının daire başkanlığı görevinden alınmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka, mevzuata, hak ve nefaset ilkelerine uyarlık görülmediği; öte yandan, Anayasa'nın 125. Maddesinde; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlandığından, yapılan yargılama ile hukuka aykırılığı saptanan dava konusu işlem nedeniyle davacının mahrum kaldığı özlük haklarının iade edilmesi, parasal haklarının ise yasal faiziyle birlikte tazmin edilmesi gerektiği gerekçesiyle, anılan işlemin iptaline, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının iadesi ve parasal haklarının davanın açıldığı tarihten (27/07/2018) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi isteminin kabulüne karar verilmiştir.

BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 04/04/2019 tarih ve E:2019/190, K:2019/546 sayılı kararıyla; Daire başkanlığı kadrosunun da üst düzey kadro olduğu, üst düzey kamu yöneticilerinin, kamu kurum ve kuruluşlarının geleceğe dönük planlarını ve politikalarını saptayan, bu plan ve politikalardaki hedefleri gerçekleştirmek için gerekli kaynakları ve bu kaynakların kullanım yerlerini belirleyen ya da bu kişilerin emir ve direktifleri yönünde uygulamayı yapan veya onlara yardımcı olan kişiler oldukları; ayrıca, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nda atama yapma ve görevden alma konusunda idarelere tanınan takdir yetkisinin bu tür kadrolar için daha geniş olduğunun kabul edilmesinin, bu görevlerden başka görevlere atanmaya ilişkin işlemlerin kazanılmış hakları veya genel olarak hukuk güvenliği ilkesini ihlal ede bir yönü bulunmadığı, gibi, belediye başkanlarının görevlerini kamu görevlisi olarak yürütmesine karşın görevlerinin seçim süresi ile sınırlı bulunduğu, yürütülen görevin devamı için seçimlerde tekrar başarılı olunmasının zorunlu olduğu, seçilmiş kamu personeli olan belediye başkanları, atama suretiyle görev yapan kamu personelinin görevlerinin gereği gibi ve başarılı bir biçimde yürütülememesi halinde doğacak müeyyidelerin yanında, bir de seçilememek suretiyle bu görevinin sona ermesi sonucuyla karşılaşacağından, belediye başkanlarının, görev yapacağı personeli seçme ve atama hakkı ile yetkide paralellik ilkesi gereğince görevden alma hakkı bulunduğunun kabulü gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmediği, nitekim Danıştay Beşinci Dairesinin 08/06/2017 tarih ve E:2016/26122,K:2017/16354 sayılı kararının da bu yönde olduğu; diğer taraftan, belirtilen sebeplerle Daire kararıyla dava konusu işlemin hukuka uygun olduğuna hükmedilmiş olduğundan, hukuka uygunluğu yargı kararıyla ortaya konulan işlemden dolayı özlük hakkı ve parasal hak kaybına uğranıldığından bahsedilmeyeceğinden, davacının özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi isteminin de reddedilmesi gerektiğinin açık olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulüne, Mersin 2. İdare Mahkemesinin 08/11/2018 tarih ve E:2018/1022, K:2018/1318 sayılı kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

DAİRE KARARININ ÖZETİ: Danıştay İkinci Dairesinin 22/10/2019 tarih ve E:2019/2053, K:2019/537 sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu olayda, davacının, davalı mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı uyuşmazlık konusu olayda, davacının, davalı Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde Daire Başkanı olarak görev yaparken, söz konusu görevi ile ilgili olarak hakkında hiçbir adli ve idari soruşturma açılmadığı gibi, disiplin cezası da almadığı ve görevinde başarısız veya yetersiz olduğu yönünde de somut, nesnel ve hukuken kabul edilebilir bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığı, bu durumda, davacının görevinden alınmasını gerektirecek, görevinde yetersiz ve verimsiz olduğuna ilişkin hukuken geçerli somut bilgi ve belgenin davalı idarece sunulmaması karşısında, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak davacının daire başkanlığı, görevinden alınarak şube müdürü olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, aksi yöndeki Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi kararında ise hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 04/04/2019 tarih ve E:2019/190, K:2019/546 sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

BÖLGE İDARE MAHKEMESİ ISRAR KARARININ ÖZETİ: Konya Bölge idare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 06/02/2020 tarih ve E:2019/1163, K:2020/165 sayılı kararıyla; davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 20/12/1999 tarihinde Mersin Üniversitesi araştırma görevlisi olarak göreve başladığı, 09/07/2001 tarihinde davalı idare bünyesinde teknik hizmetler sınıfında mühendis olarak çalışmaya başladığı, 14/10/2002 tarihinde yüksek mühendis, 14/04/2008 tarihinde doktorasını tamamlayarak doktor unvanını aldığı, 14/11/2012 tarihli işlemle Yeşil Alanlar ve İşletmeler Daire Başkanı olarak atandığı, 15/05/2014 tarihli işlemle mühendis olarak atanması üzerine açılan davada, Mersin 1. İdare Mahkemesinin 19/12/2014 tarih ve K:2014/936 sayılı kararı ile anılan işlemin iptaline karar verildiği, söz konusu kararın Danıştay İkinci Dairesinin 22/10/2019 tarih ve E:2016/6622, K:2019/5330 sayılı kararı ile onandığı; görev yaptığı süre içinde hakkında herhangi bir soruşturma yapılmadığı, sicillerinin olumlu olduğu, dava konusu işlem nedeniyle özlük ve parasal açıdan mağdur edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, idarelerinin ihtiyacı, kamu yararı ve hizmet gerekleri dikkate alınarak dava konusu işlemin takdir hak ve yetkisi çerçevesinde tesis edildiği ve istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: Özkan BULUT

DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 06/02/2020 tarih ve E:2019/1163, K:2020/165 sayılı ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY: Davacı, 20/12/1999 tarihinde Mersin Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak göreve başlamış, 09/07/2001 tarihinde ise davalı idare bünyesinde teknik hizmetler sınıfında mühendis olarak çalışmaya başlamıştır. 14/11/2012 tarihli işlemle Yeşil Alanlar ve İşletmeler Daire Başkanı olarak atanmış, 15/05/2014 tarihli işlemle mühendis olarak atanması üzerine açılan davada; Mersin 1. İdare Mahkemesinin 16/10/2014 tarih ve E:2014/822 sayılı kararı ile yürütmenin durdurulmasına, Adana Bölge İdare Mahkemesinin 25/11/2014 tarih ve YD İtiraz No:2014/1922 sayılı kararı ile yürütmenin durdurulması kararına yapılan itirazın reddine, yapılan yargılama neticesinde, 19/12/2014 tarih ve K:2014/936 sayılı karar ile anılan işlemin iptaline, bu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının davanın açıldığı 24/06/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine hükmedilmiştir. Anılan kararın yürütmenin durdurulması istemli temyiz edilmesi sonucunda ise; Danıştay Beşinci Dairesinin 10/03/2015 tarih ve E:2015/776 sayılı kararı ile yürütmenin durdurulması isteminin reddine, Danıştay İkinci Dairesinin 22/10/2019 tarih ve E:2016/6622, K:2019/5330 sayılı kararı ile de Mahkeme kararının onanmasına hükmedilmiş; yargı kararı üzerine davalı idarece davacı göreve başlatılmış, Daire Başkanı olarak atanmasından sonra 22/04/2015 tarih ve 3789 sayılı işlemle Gülnar Koordinasyon Şube Müdürlüğüne görevlendirilmiş, bu işleme karşı açılan davada, Mersin 1. İdare Mahkemesinin 14/12/2015 tarih ve E:2015/743, K:2015/1669 sayılı kararı ile görevlendirme işleminin iptaline, anılan karara itiraz üzerine Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 03/11/2016 tarih ve E:2016/699, K:2016/263 sayılı kararı ile itirazın reddi ile Mahkeme kararının gerekçe değiştirilerek onanmasına, aynı Dairenin 16/03/2017 tarih ve E:2017/2002, K:2017/337 sayılı kararı ile de karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiş, görevlendirme işleminin iptali yolundaki Mahkeme kararı üzerine tekrar merkezde görevlendirilmiştir.

Davacı Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı Park ve Bahçeler Daire Başkanlığında Daire Başkanı olarak görev yapmakta iken 04/07/2018 tarih ve 86431 sayılı dava konusu işlemle bu görevinden alınarak aynı Daire Başkanlığına Şube Müdürü olarak atanması üzerine, anılan işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı ileri sürülen özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenmekte olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 76 ncı maddesinin 1 inci fıkrasında; "Kurumlara görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memuru bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler." hükmüne yer verilmiştir.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun "Personel İstihdamı" başlıklı 22 inci maddesinin 1 inci fıkrasında; "Büyükşehir belediyesi personeli büyükşehir belediye başkanı tarafından atanır. Personelden müdür ve üstü unvanlı olanlar ilk toplantıda büyükşehir belediye meclisinin bilgisine sunulur." hükmü düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda yer verilen hükümler ile memurların naklen atanmaları konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin kullanımının mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu ve bu açıdan yargı denetimine tabi tutulduğu İdare Hukukunun bilinen ilkelerindendir.

Buna karşılık, sözü edilen takdir yetkisinin, ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin neden ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptal gerektireceği hususunun yerleşmiş yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunduğunu da vurgulamak gerekir.

Maddi olay göz önüne alındığında; davalı idare emrinde daire başkanı olarak görev yapan davacının bu görevinden alınarak şube müdürü olarak atanmasında davalı idarece herhangi bir gerekçe ileri sürülmediği gibi davacının görevinde başarısızlığı ya da yetersizliği hususunda somut bir neden de ortaya konulmamıştır.

Bu durumda, daire başkanı olarak görev yapan davacı hakkında somut bir neden ortaya konulmaksızın salt takdir yetkisi kullanılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Bu itibarla, davanın reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;

2. İdare mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulü; kararın kaldırılması, davanın reddi yolundaki Konya İdari Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin temyize konu 06/02/2020 tarih ve E:2019/1163, K:2020/165 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3. Kullanılmayan 89,60 TL harcın istemi halinde davacıya iadesine,

4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 30/09/2020 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin temyize konu 06/02/2020 tarih ve E:2019/1163, K:2020/165 sayılı ısrar kararının ONANMASI gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber