BTK Uzman Yardımcısının mali hak talebine İDDK'dan ret

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunda uzman yardımcısı olarak görev yapan davacı tarafından, mali ve sosyal haklarının Kurumda 15/01/2012 tarihinden önce göreve başlayan uzman yardımcıları ile eşitlenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemi reddeden ilk derece mahkemesi kararını onadı.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 14 Ekim 2022 00:32, Son Güncelleme : 14 Ekim 2022 00:41
BTK Uzman Yardımcısının mali hak talebine İDDK'dan ret

İlk derece mahkemesince şu hususlar vurgulanmıştır:

Anayasa Mahkemesi bir düzenlemeyi iptal ederse eski düzenleme yürürlüğe girmez

Anayasa Mahkemesinin istikrar kazanmış içtihatlarında; kendisinden önceki kanunu, kanun hükmünde kararname ya da bunların hükümlerini açıkça yürürlükten kaldıran bir kanunun, kanun hükmünde kararnamenin veya bunların hükümlerinin iptal edilmesi durumunda, eski yasal düzenlemenin kendiliğinden ve yeniden yürürlüğe giremeyeceği kabul edilmiştir.

Haklı beklentiden söz edilemez

15/01/2012 tarihinden sonra düzenleyici ve denetleyici kurumlar ile TMSF'de ilk defa veya yeniden göreve başlayanlar 375 sayılı KHK'nın Ek 11. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde sayılan emsali personelle eşit mali ve sosyal haklara sahip olacaklarını bilerek ve bu durumu kabul ederek göreve başladıklarından, bu kişilerin mali ve sosyal hakları bakımından kazanılmış haklarının ihlali söz konusu olmadığı gibi parasal haklarının daha önceki sisteme göre ödenmesi yönünde haklı bir beklentilerinin bulunduğunun da söylenemeyeceği;

Eşit ücret uygulamasıyla kamu kurum ve kuruluşlarında benzer unvanlarla görev yapan personelin parasal haklarının eşitlenerek uygulamada birliğin sağlanması, her kurumun kendi kuruluş kanununa göre farklı ücret belirlemesinin önlenmesi, böylece kamu personel rejiminde mali ve sosyal haklar bakımından yeknesaklığın sağlanmasının amaçlandığı; bu yönüyle kuralın kamu yararına aykırı olduğunun söylenemeyeceği gerekçesiyle 6704 sayılı Kanun'un 30. maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 11. maddesinin birinci fıkrasının değiştirilen (b) bendinde yer alan ".15/1/2012 tarihinden sonra." ibaresi ile ".ve uzman." ibarelerinin, Anayasa'ya aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin reddine karar verilmiştir

T.C.

DANIŞTAY

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No: 2021/2375

Karar No: 2022/560

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...

VEKİLİ : Av....

KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Kurumu

VEKİLLERİ : Av. ..., Av....

İSTEMİN KONUSU:

.... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunda uzman yardımcısı olarak görev yapan davacı tarafından, mali ve sosyal haklarının Kurumda 15/01/2012 tarihinden önce göreve başlayan uzman yardımcıları ile eşitlenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kalınan parasal hakların göreve başladığı tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:

.... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla;

Mahkemelerinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının Danıştay Onbirinci Dairesinin 07/04/2016 tarih ve E:2014/1600, K:2016/1732 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak,

2813 sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Kuruluşuna İlişkin Kanun'un 5. maddesinin 5/11/2008 tarih ve 5809 sayılı Kanun'un 67. maddesiyle değişik 5. fıkrasında, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunun, Kurumun karar organı olduğu, Kurulun, biri başkan olmak üzere toplam yedi üyeden oluştuğu ve Kurul Başkanının Kurumun da başkanı olduğu; 7. fıkrasında, Kurum personelinin ücretleri ile diğer mali haklarının Kurum içi hiyerarşi de gözetilerek Kurul tarafından tespit edileceği, Kurum personeline Kurul tarafından belirlenecek esaslar çerçevesinde fazla mesai ücreti ve performansa dayalı ödül verileceği, Kurum personeline yapılacak ödemelerin toplamının Kurul üyelerine yapılacak ödemelerin toplamını geçemeyeceği; 8. fıkrasında ise, Kanunlarla Kuruma verilen görevlerin gerektirdiği asli ve sürekli görevler ve hizmetlerin, bilişim başuzmanı, bilişim uzmanı, teknik uzman ve idari uzman ile bilişim, teknik ve idari uzman yardımcılarından oluşan meslek personeli ve diğer personel eliyle yürütüleceği kurallarına yer verildiği;

375 sayılı KHK'nın Ek 11. maddesine dayanılarak çıkarılan 05/12/2012 tarih ve 28488 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 15/01/2012 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe konulan 2012/3739 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının "Meslek Personeli" başlıklı 2. maddesinde; "(1) 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 11 inci maddesinde meslek personeli kapsamında Başbakanlık Uzmanları emsal alınanların kadro veya pozisyon unvanları kurumlar itibarıyla ekli (II) sayılı listede gösterilmiştir. Bunların yardımcıları için Başbakanlık Uzman Yardımcıları emsal alınır." hükmünün düzenlendiği;

06/04/2011 tarih ve 6223 sayılı Kanun'un verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulunca 11/10/2011 tarihinde kararlaştırılan ve 02/11/2011 tarih ve 28103 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen ve 15/01/2012 tarihinde yürürlüğe giren Ek-11. maddede; ''Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra; ... b) 5018 sayılı Kanuna ekli (III) sayılı Cetvelde sayılan düzenleyici ve denetleyici kurumlar ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kadro ve pozisyonlarına ilk defa veya yeniden atanan kurul başkanı, kurul üyesi ve başkan yardımcısı ile murakıp ve uzman unvanlı meslek personeline, ilgili mevzuatı uyarınca ödenen her türlü maaş, aylık, ücret, ek ücret, prim, zam, tazminat, ikramiye, fazla çalışma ücreti, kar payı ve her ne ad altında olursa olsun yapılan diğer ödemeler ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılan bütün ayni ve nakdi ödemelerin bir aylık toplam net tutarı; kurul başkanı için bakanlık müsteşarı, kurul üyesi için bakanlık müsteşar yardımcısı, başkan yardımcısı için bakanlık genel müdürü, murakıp ve uzman unvanlı meslek personeli için Başbakanlık uzmanlarına mevzuatında kadrosuna bağlı olarak mali haklar ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılması öngörülen ödemelerin bir aylık toplam net tutarını geçemez ve bunlar, emeklilik hakları bakımından da emsali olarak belirlenen personel ile denk kabul edilir. ... ç) (b) ve (c) bentlerinde yer alan idarelerde istihdam edilen personelden anılan bentlerde emsali belirlenmemiş olan personele, ilgili mevzuatı uyarınca ödenen her türlü maaş, aylık, ücret, ek ücret, prim, zam, tazminat, ikramiye, fazla çalışma ücreti, kar payı ve her ne ad altında olursa olsun yapılan diğer ödemeler ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılan bütün ayni ve nakdi ödemelerin bir aylık toplam net tutarı, ilgili kurumun önerisi Devlet Personel Başkanlığının görüşü ve Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenecek emsali Devlet memuruna ilgili mevzuatında kadrosuna bağlı olarak mali haklar ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılması öngörülen ödemelerin bir aylık toplam net tutarını geçemez. Emsal alınacak memur unvanlarının tespitinde, kadro veya pozisyon unvanları ile ifa ettikleri görevler itibarıyla 657 sayılı Kanuna göre girebilecekleri sınıflardaki aynı veya benzer görevlerin aynı veya benzer kadro, unvan veya derecesi dikkate alınır '' hükümlerine yer verildiği;

Mahkemelerinin itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesince alınan 03/12/2015 tarih ve E:2015/101, K:2015/111 sayılı kararla; dayanağı 6223 sayılı Yetki Kanunu'na aykırı olarak mevcut veya yeni ihdas edilen ya da bir başka bakanlıkla birleştirilen bakanlıkların görev, yetki, teşkilat ve kadrolarının düzenlenmesiyle bağlantılı ve bunların zorunlu sonucu olmaksızın doğrudan mali haklara ilişkin bir düzenleme yapıldığı gerekçesiyle; 27/06/1989 tarih ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye, 11/10/2011 tarih ve 666 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesiyle eklenen ek 11. maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan "...uzman..." ibarelerinin Anayasa'nın 91. maddesine aykırı olduğuna ve iptallerine ve bu iptal nedeniyle uygulanma olanağı kalmayan, aynı bentte yer alan, bu ibarelerden önce ve sonra gelen ".ile ... unvanlı meslek personeline,..." ve "...unvanlı meslek personeli için Başbakanlık uzmanlarına..." ibarelerinin de 6216 sayılı Kanun'un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince iptallerine karar verildiği;

Anayasa Mahkemesinin istikrar kazanmış içtihatlarında; kendisinden önceki kanunu, kanun hükmünde kararname ya da bunların hükümlerini açıkça yürürlükten kaldıran bir kanunun, kanun hükmünde kararnamenin veya bunların hükümlerinin iptal edilmesi durumunda, eski yasal düzenlemenin kendiliğinden ve yeniden yürürlüğe giremeyeceğinin kabul edildiği;

666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen ek 11. maddenin (b) bendindeki uzman ibarelerinin Anayasa Mahkemesinin 03/12/2015 tarih ve E:2015/101, K:2015/111 sayılı kararıyla 6223 sayılı Yetki Kanunu kapsamında bulunmadığından Anayasa'nın 91. maddesine aykırı bulunarak iptal edildiği, iptal kararının usule ilişkin olduğu ve Anayasa Mahkemesince iptal edilen düzenlemelerin eşitlik ilkesine ya da hukuki öngörülebilirlik ilkesine aykırı olduğu şeklinde herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, diğer taraftan kamu görevlilerine parasal bir ödeme yapılabilmesi için yasal dayanağının olması gerektiği ve bir kanun hükmünün Anayasa Mahkemesince iptali üzerine iptal edilen düzenlemeden önceki düzenlemelerin kendiliğinden uygulanmayacağının açık olduğu, kaldı ki iptal edilen düzenlenmelerin 14/04/2016 tarihinde yeniden kabul edilerek 6704 sayılı Kanun olarak 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girdiği, davacı 15/01/2012 tarihinden sonra göreve başladığından göreve başladığı tarihte 666 sayılı KHK'nın 1. madesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen ek 11. maddenin (b) bendi hükümlerinin yürürlükte olduğu, dolayısıyla hukuki öngörülebilirlik ilkesinin ihlal edilmesinin de söz konusu olmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı,

Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra yeniden yapılan düzenlemeyle yürürlüğe giren 6704 Sayılı Kanun'un 30. maddesine karşı yine Anayasa Mahkemesinde iptal davası açıldığı ve Yüksek Mahkemenin 15/11/2017 tarih ve E:2016/133, K:2017/155 sayılı kararıyla ilgili hükmün Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine oyçokluğuyla karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Onikinci Dairesinin 11/02/2020 tarih ve E:2018/3549, K:2020/1115 sayılı kararıyla;

Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 11. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan "...uzman..." ibarelerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi kararının 16/12/2015 tarihli ve 29564 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği ve 6704 sayılı Kanun'la yapılan düzenlemenin ise 26/04/2016 tarih ve 29695 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, 6704 sayılı Kanun'un ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonraki mali, sosyal hak ve yardımlar için sonuç doğurabileceği;

Bu durumda, davacı tarafından, mali ve sosyal haklarının Kurumda 15/01/2012 tarihinden önce göreve başlayan uzman yardımcıları ile eşitlenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddi üzerine açılan davada, davalı Kurumda 15/01/2012 tarihinden sonra göreve başlayan davacının mali, sosyal hak ve yardımlarına sınırlama getiren 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen Ek 11. maddesinin (b) bendinde yer alan "...uzman..." ibaresi Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edildiğinden ve 15/01/2012 tarihinden önce ve sonra göreve başlayan uzman yardımcıları arasındaki mali, sosyal hak ve yardımlarına ilişkin farklılığa yol açan sınırlamanın yasal dayanağı kalmadığından, davacının 15/01/2012 tarihinden önce göreve başlayan personel ile aynı mali ve sosyal haklardan yararlanması gerekeceği açık olup, tesis edilen dava konusu işlemde ve davanın reddine ilişkin Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti:

...İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla;

666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen ek 11. maddenin (b) bendindeki "...uzman..." ibarelerinin Anayasa Mahkemesinin 03/12/2015 tarih ve E:2015/101, K:2015/111 sayılı kararıyla 6223 sayılı Yetki Kanunu kapsamında bulunmadığından Anayasa'nın 91. maddesine aykırı bulunarak iptal edildiği, iptal kararının usule ilişkin olduğu ve Anayasa Mahkemesince iptal edilen düzenlemelerin eşitlik ilkesine ya da hukuki öngörülebilirlik ilkesine aykırı olduğu şeklinde herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, diğer taraftan kamu görevlilerine parasal bir ödeme yapılabilmesi için yasal dayanağının olması gerektiği ve bir kanun hükmünün Anayasa Mahkemesince iptali üzerine iptal edilen düzenlemeden önceki düzenlemelerin kendiliğinden uygulanmayacağının açık olduğu, kaldı ki iptal edilen düzenlenmelerin 14/04/2016 tarihinde yeniden kabul edilerek 6704 sayılı Kanun olarak 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girdiği, davacı 15/01/2012 tarihinden sonra 31/12/2012 tarihinde göreve başladığından göreve başladığı tarihte 666 sayılı KHK'nın 1. madesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen ek 11. maddenin (b) bendi hükümlerinin yürürlükte olduğu, dolayısıyla hukuki öngörülebilirlik ilkesinin ihlal edilmesinin de söz konusu olmadığının anlaşıldığı belirtilerek dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı,

Nitekim benzer değerlendirmelerin Anayasa Mahkemesince de yapıldığı; 6704 sayılı Kanun'un 30. maddesiyle 27/06/1989 tarih ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ek 11. maddesinin birinci fıkrasının değiştirilen (b) bendinin Anayasa'nın 10, 49 ve 55. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması üzerine, 11/01/2018 tarih ve 30298 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 15/11/2017 tarih ve E:2016/133, K:2017/155 sayılı kararıyla;

Konuya ilişkin ilk düzenleme olan 666 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen ek 11. maddenin birinci fıkrasının (b) bendine yönelik Mahkemenin verdiği iptal kararlarının itiraz konusu kuralların içeriklerinin Anayasa'ya uygunluğunun incelenmesi ve bu inceleme sonucunda Anayasa'ya aykırı bulunmaları sonucu değil, söz konusu düzenlemelerin yetki kanunu kapsamında bulunmaması sebebiyle verildiği; bir diğer deyişle anılan iptal kararlarının, esasa yönelik olmayıp usule ilişkin olduğu;

Kanun koyucunun iptal kararları doğrultusunda söz konusu düzenlemeyi bu defa kanunla yaptığı ve iptal edilen Kanun Hükmünde Kararname'nin ilgili hükmünün yürürlüğe girdiği ve herkes tarafından bilinen 15/01/2012 tarihini esas almak suretiyle kuralın bu tarihten sonra Kanun'da öngörülen kadro ve pozisyonlara ilk defa veya yeniden atananlara uygulanmasını öngördüğü;

Bu kapsamda 15/01/2012 tarihinin, daha önce bilinmeyen veya bilinmesi mümkün olmayan bir tarih değil, aynı konuya ilişkin daha önceki düzenlemenin yürürlük tarihinin tekrarından ibaret olduğu; söz konusu tarihin, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihe kadar uygulamada esas alındığı ve 15/01/2012 tarihinden sonra Kanun'da öngörülen kadro ve pozisyonlara ilk defa veya yeniden atanan kişilere söz konusu KHK kuralı uyarınca ödeme yapıldığı; gerek kuralda yer alan 15/01/2012 tarihinin herkesçe bilinen bir tarih olması ve yaklaşık dört yıl boyunca ülke çapında uygulanmış olması, gerekse Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararının usul yönünden verilmiş bir karar olması hususları dikkate alındığında, kanun koyucu tarafından getirilen ve önceki kuralla aynı içeriğe sahip olan yeni düzenlemede önceki kuralın yürürlük tarihi olan ve bu yönüyle objektif nitelik taşıyan 15/01/2012 tarihinin esas alındığı; bu nedenle 15/01/2012 tarihinin ilgililer yönünden öngörülmesi imkansız bir tarih olarak nitelendirilebilmesi mümkün olmadığı gibi ilgili kuralın geçmişte yürürlüğe girdiği tarihin esas alınmış olması nedeniyle gerçek anlamda bir kanunun geriye yürümesinden de söz edilemeyeceği; bunun ötesinde 666 sayılı KHK'nın 02/11/2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmasına rağmen konuya ilişkin hükmünün 15/01/2012 tarihinde yürürlüğe gireceğinin öngörülmesinin de geriye dönük bir uygulama yapılmasının amaçlanmadığını gösterdiği;

15/01/2012 tarihinden sonra düzenleyici ve denetleyici kurumlar ile TMSF'de ilk defa veya yeniden göreve başlayanlar 375 sayılı KHK'nın Ek 11. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde sayılan emsali personelle eşit mali ve sosyal haklara sahip olacaklarını bilerek ve bu durumu kabul ederek göreve başladıklarından, bu kişilerin mali ve sosyal hakları bakımından kazanılmış haklarının ihlali söz konusu olmadığı gibi parasal haklarının daha önceki sisteme göre ödenmesi yönünde haklı bir beklentilerinin bulunduğunun da söylenemeyeceği;

Eşit ücret uygulamasıyla kamu kurum ve kuruluşlarında benzer unvanlarla görev yapan personelin parasal haklarının eşitlenerek uygulamada birliğin sağlanması, her kurumun kendi kuruluş kanununa göre farklı ücret belirlemesinin önlenmesi, böylece kamu personel rejiminde mali ve sosyal haklar bakımından yeknesaklığın sağlanmasının amaçlandığı; bu yönüyle kuralın kamu yararına aykırı olduğunun söylenemeyeceği gerekçesiyle 6704 sayılı Kanun'un 30. maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 11. maddesinin birinci fıkrasının değiştirilen (b) bendinde yer alan ".15/1/2012 tarihinden sonra." ibaresi ile ".ve uzman." ibarelerinin, Anayasa'ya aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin reddine karar verildiği gerekçesi eklenmek suretiyle davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, dava konusu uyuşmazlığın Mahkemece doğru değerlendirilmediği, lehine kazanılmış bir hakkın söz konusu olduğu, Anayasa Mahkemesi kararında da kazanılmış hakkın hukuken üstün olduğuna hükmedildiği, Yüksek Mahkeme tarafından kararının 03/12/2015 tarihinde verildiği, karardan 6 ay geçmesine rağmen herhangi bir kanuni düzenleme yapılmadığı dolayısıyla Anayasa Mahkemesi kararının geçerliliğini koruduğu, iptal kararı sonrası 6704 sayılı Kanun'la yapılan düzenlemenin 26/04/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, yeniden yapılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tesis edilen dava konusu işlemin hukuka aykırılığını etkilemeyeceği ve ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonraki mali, sosyal hak ve yardımlar için sonuç doğurabileceği belirtilerek, ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, davacının 670 sayılı Olağanüstü Hal KHK'si ile FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne aidiyet, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kamu görevinden çıkarıldığı, bu kapsamda davanın konusuz kaldığı, öte yandan, İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin .... İdare Mahkemesinin temyize konu ...tarih ve E:..., K:...sayılı ısrar kararının ONANMASINA,

3.Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber