Akademik İlanlarda Üst Ünvan Kısıtlamasına Danıştay Engeli
Danıştay Sekizinci Dairesi, akademik ilanlarda üniversiteler tarafından konulan üst ünvana sahip olma kriterinin genel bir koşul olması bakımından YÖK onayına tabi olduğuna hükmetti!

Üniversiteler tarafından ilan edilen öğretim üyesi kadrolarına yabancı dil,
makale yapma, proje yönetme gibi belirli ek koşulların konulduğu ve bunun için
ilgili mevzuat doğrultusunda YÖK onayı arandığı genel olarak bilinmektedir.
Bununla birlikte, zaman zaman üniversiteler tarafından ilan metinlerine; Doçent
kadrolarına Profesörlerin, doktor öğretim üyesi kadrolarına ise Doçent ve Profesörlerin
başvuru yapamayacağı şart olarak eklenmektedir.
Bu hususta, yargıya yansıyan bir başvuruda Danıştay Sekizinci Dairesi üst ünvana
atanmış bir kişinin daha alt akademik bir ünvana başvuru yapmasının engellenmesine
ilişkin koşulun tüm kadrolar için getirildiğini dikkate almak suretiyle bu ek
şartın YÖK onayına tabi olduğuna hükmetmiştir.
Bu durumdan dolayı, Yükseköğretim Kurulu'nun onayının alınması zorunluyken, Kanun'da aranan "onay şartı" yerine getirilmeden çıkılan ilana bağlı olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uygunluk bulunmadığından aksi yöndeki İstinaf Mahkemesi kararı bozulmuştur.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/4295
Karar No : 2025/401
TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNAN (DAVACI) : ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Üniversitesi
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI YANINDA MÜDAHİL : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... gün ve E:..., K:... sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: ... Üniversitesi Rektörlüğü tarafından ... Meslek Yüksekokulu
Yönetim ve Organizasyon Bölümü İşletme Yönetimi Programına doktor öğretim üyesi
alımı için yapılan 31/12/2020 tarihli ilan üzerine ilgili kadroya başvuran davacının,
kadroya atamasının yapılmayarak, ...'ın atanmasının yapılmasına ilişkin ...
tarih ve E:... sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:...,
K:... sayılı kararıyla; davaya konu kadroya İşletme Yönetimi alanında doktora
yapmış ve Davranışsal Finans konusunda çalışma yapmış akademisyenler arasından
atama yapmak amacıyla 31/12/2020 tarihli ilana çıkıldığı, ilanda "Doçent
kadrosuna Profesörler, Doktor Öğretim Üyesi kadrosuna Profesör ve kadro ünvanı
Doçent olanların müracaat edemez." şartına yer verildiği, doçent unvanına
sahip davacının da aralarında bulunduğu 5(beş) akademisyen tarafından doktor
öğretim üyesi kadrosuna atanmak için talepte bulunulduğu, ... Yüksekokulu Yönetim
Kurulunda konunun değerlendirilmesi aşamasında bilim kurulu üyelerinden ikisi
tarafından davacının doçent kadrosunda olmasına istinaden atamasının mümkün
olamayacağı yönünde görüş belirtildiği, Mahkemece her ne kadar 20/10/2021 tarihli
Ara Kararı ile bilirkişi incelemesi yaptırılması yönünde alınan karar uyarınca
düzenlenen bilirkişi raporu mevcut ise de, bilirkişi raporunun dosyanın esasına
yönelik değerlendirmeler içerdiği, eser incelemesi ve yeterlilik yönünden değerlendirme
yapılmadan önce davacının doçent ünvanı ile birlikte ilan edilen kadroya başvurup
başvuramayacağının çözüme kavuşturulması gerektiği, bu bağlamda; doçent unvanının
hem bir üst ünvan olması hem de davalı idarenin doçent ünvanlı akademisyene
ihtiyacının bulunmamasından dolayı anılan şartın getirilmesinde kamu yararı
ve hizmet gereklerine aykırılık olmadığı, davacının başvuru yapmaması gereken
kadroya atanmamasına ve başvuru şartlarını taşıyan adaylar arasından gerekli
değerlendirme yapılmak suretiyle ilgili kadroya Dr..... atanmasının yapılmasına
ilişkin dava konusu işlemde mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle
davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka
ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını
sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar
verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ilan edilen kadroya atanmak için gerekli başvuru şartlarını sağladığı, nitekim davalı idarece ön değerlendirme aşamasında başvurusunun kabul edildiği, akademik dosyasının değerlendirilmek üzere jüriye gönderildiği, temyize konu kararın hukuka aykırı olduğu ve bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idare tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmakta olup; davalı yanında müdahil tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Mahkemece yapılan incelemede; idarece
getirilmiş olmakla birlikte uyuşmazlık özelinde uygulanmayan şartın dikkate
alınması suretiyle, davacının başvuru yapmaması gereken kadroya atanmamasına
ve başvuru şartlarını taşıyan adaylar arasından gerekli değerlendirme yapılarak
ilgili kadroya ...'ın atanmasının yapılmasına ilişkin ilişkin işlemde hukuka
aykırılık bulunmadığı değerlendirilmiş olup; idarece başvuru sonrası dikkate
alınmayan bu şartın yargı yerince dikkate alınmasının, davacıyı dava açmadan
önceki hukuki durumunda daha geriye götürdüğü, bu haliyle; davacının, dava açmakta
gözettiği yarar ve menfaatin yargı kararıyla bertaraf edildiği, bu durumun Anayasa'nın
36. maddesi bağlamında hak arama özgürlüğünün ihlali sonucunu doğurduğu, dolayısıyla
bu aşamada Mahkemece de davacının başvuru şartlarını sağladığının kabulü ile
işin esasına yönelik karar verilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
Mahkemece, her ne kadar 20/10/2021 tarihli Ara Kararı ile dosyada bilirkişi
incelemesi yaptırılması yönünde alınan karar uyarınca düzenlenen bilirkişi raporu
mevcut ise de -hükme esas alınmamıştır- anılan bilirkişi raporunda; açılan kadroya
başvuran adayların kadroya uygun olup olmadıkları bu açıdan adayların bilimsel
çalışmaları ve akademik geçmişlerinin bilimsel değerlendirmesinin yapılması
gerekirken; raporda, jüri raporlarındaki değerlendirmelere yer verilerek jüri
raporlarının teknik değerlendirmesinin yapıldığı ve jüri raporlarının objektif
değerlendirmeler içerdiğinin tespiti yapılmış olup; bilirkişi raporunun bu hali
ile kabulü ve hükme esas alınması mümkün olmadığından, Mahkemece, uyuşmazlıkta
yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, uyuşmazlığın esası yönünden
karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının
bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten
ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava; ... Üniversitesi Rektörlüğü tarafından ... Yüksekokulu Yönetim ve Organizasyon
Bölümü İşletme Yönetimi Programına doktor öğretim üyesi alımı için yapılan 31/12/2020
tarihli ilan üzerine ilgili kadroya başvuran davacının, kadroya atamasının yapılmayarak,
...'ın atanmasının yapılmasına ilişkin ... tarih ve E:... sayılı işlemin iptali
istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun "Doktor Öğretim Üyesi" başlıklı
23. maddesinde: "a) Yükseköğretim kurumlarında açık bulunan doktor öğretim
üyesi kadroları rektörlükçe ilan edilir. İlan edilen bu kadrolara fakültelerde
dekan; diğer birimlerde müdürler, biri o birimin yöneticisi biri de o yükseköğretim
kurumunun dışından olmak üzere üç profesör veya doçent tespit ederek bunlardan
adayların her biri hakkında yazılı mütalaa isterler. Dekan veya ilgili müdür
yönetim kurullarının görüşünü aldıktan sonra önerilerini rektöre sunar. Atama
rektör tarafından en çok dört yıl süre ile yapılır. Her atama süresinin sonunda
görev kendiliğinden sona erer. Görev süresi sona erenler yeniden atanabilirler...
c) Yükseköğretim kurumları, doktor öğretim üyesi kadrosuna atama için Yükseköğretim
Kurulunun onayını almak suretiyle, münhasıran bilimsel kaliteyi artırmak amacına
yönelik olarak, bilim disiplinleri arasındaki farklılıkları da göz önünde bulundurarak,
objektif ve denetlenebilir nitelikte ek koşullar belirleyebilirler.
" hükmüne yer verilmiştir.
12/06/2018 tarih ve 30449 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Öğretim Üyeliğine
Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği'nin "Başvuru ve atanma süreci" başlığını
taşıyan 6. maddesinde; "(1) Doktor öğretim üyesi kadrolarına başvuranlar
özgeçmişlerini, bilimsel çalışma ve yayınlarını dört nüsha olarak ilgili dekanlık
veya müdürlüğe teslim eder.
(2) Fakültelerde dekan, diğer birimlerde müdür; ilan edilen kadrolar için adayların
durumlarını incelemek üzere, en az biri başka üniversite veya yüksek teknoloji
enstitüsünden olmak üzere adayın başvurduğu bilim alanı ile ilgili olan üç profesör
veya doçent kadrosunda bulunan doçenti, ilana son başvuru tarihinden itibaren
on beş gün içinde tespit eder. İlan edilen kadronun bulunduğu birimin bölüm
başkanının, profesör veya doçent kadrosundaki doçent olması halinde, tespit
edilecek üç profesör veya doçent kadrosundaki doçentten biri olarak belirlenmesi
zorunludur.
(3) Dekan veya ilgili müdür her aday için bu öğretim üyelerine, adaylarla ilgili
bilimsel yayın ve çalışmalara ilişkin dosyaları göndererek bir ay içerisinde
yazılı görüşlerini bildirmelerini ister. Dosya inceleme sonuçlarının bir ay
içinde gelmemesi halinde aynı usulle tespit edilen başka profesör veya doçente
dosyalar incelenmesi için gönderilir.
(4) Dekan veya ilgili müdür yazılı görüşlerin alınmasından sonra ilk yönetim
kurulu toplantısında aday veya adaylar hakkında ayrı ayrı görüş alır. Bir açık
kadroya birden fazla adayın başvurması halinde yönetim kurulu gerekçeli olarak
tercihini belirtir. Dekan veya ilgili müdür kanaat ve önerilerini rektöre sunar.
Rektör atamanın yapılıp yapılmayacağına karar vererek gerekli işlemleri yürütür.
(5) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 34 üncü maddesi uyarınca sözleşmeli
olarak çalıştırılacak yabancı ülke vatandaşı öğretim elemanlarının doktor öğretim
üyeliğine atanma ile ilgili şartları sağlamaları kaydıyla sözleşmeli olarak
çalıştırılmasında bu Yönetmelikte belirlenen ilan şartı dışındaki usul ve esaslar
uygulanır." kuralı; "Atama" başlığını taşıyan 7. maddesinde;
"(1) Doktor öğretim üyeleri, ilgili yönetim kurulunun görüşü alındıktan
sonra fakültelerde ilgili dekanın, diğer birimlerde müdürün önerisi ile rektör
tarafından en az bir en çok dört yıl süre ile atanır.
(2) Her atama süresinin sonunda görev kendiliğinden sona erer. Görev süresi
sona erenler ilgili yönetim kurulunun uygun görüşü üzerine rektör tarafından
yeniden atanabilir.
(3) Doktor öğretim üyelerinin ne kadar süre ile atandığı kendilerine tebliğ
edilir." kuralı yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan mevzuatın bir bütün olarak değerlendirilmesinden, yükseköğretim
kurumlarında açık bulunan ve rektörlük tarafından ilan edilen doktor öğretim
üyeliği kadrolarına yapılacak atama işlemi öncesi, 2547 sayılı Kanun'un 23.
maddesi ve Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği'nin 5, 6 ve 7.
maddelerindeki prosedürün izlenmesi gerekmektedir. Buna göre, rektörlük tarafından
kadro ilan edilmesi sonrası, usulüne uygun olarak oluşturulacak üç kişilik jüriden
adayların her bir hakkında yazılı mütalaa alınmalıdır. Her bir aday hakkında
düzenlenen jüri raporlarının alınması üzerine ilk yönetim kurulu toplantısında,
aday veya adaylar hakkında ayrı görüş alınarak, açık bulunan kadroya birden
fazla adayın başvurması halinde yönetim kurulunun gerekçeli olarak tercihini
belirtmesi gerekmektedir. Devam eden süreçte, dekan veya ilgili müdür kanaat
ve önerilerini rektöre sunar ve rektör, atamanın yapılıp yapılmayacağına karar
verir.
Kanun'da belirtilen koşulların dışında, anılan kadrolara yapılacak atamalar
için belirlenen ve yasada yer almayan genel ve objektif nitelikteki ek kriterler
için Yükseköğretim Kurulu'nun onayının alınması zorunluyken, üniversiteler tarafından
ilan edilen bir kadro için, ihtiyaç ve hizmet gerekleri göz önünde bulundurularak
getirilen özel ve ilan edilen kadroya özgü, spesifik koşulların Yükseköğretim
Kurulunun onayına tabi olmadığı kabul edilmektedir. Üniversitelerin, akademik
kadrolara yapacakları atamalarda aranacak genel şartlar yanında istenen özel
şartların özellikle bilimsel kaliteyi artırmak amacına yönelik olarak, bilim
disiplinleri arasındaki farklılıkları da göz önünde bulundurarak, objektif ve
denetlenebilir nitelikte olması gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta; ... Üniversitesi ... Yüksekokulu Yönetim ve Organizasyon Bölümü
İşletme Yönetimi Programı 1. derece doktor öğretim üyesi kadrosuna, İşletme
Yönetimi alanında doktora ve Davranışsal Finans konusunda çalışma yapmış akademisyenler
arasından atama yapılması amacıyla 31/12/2020 tarihinde ilana çıkılmıştır. İlanda
"Genel açıklamalar" başlığı altında "Doçent kadrosuna Profesörler,
Doktor Öğretim Üyesi kadrolarına Profesör ve kadro ünvanı Doçent olanlar müracaat
edemez." şartına yer verilmiştir.
İlanda yer alan bu koşulun, ilan kapsamında toplam 29 adet olmak üzere farklı
bölüm ve ana bilim dalına öğretim üyesi alımına yönelik olduğu, bütün öğretim
üyeleri kadroları için geçerli kural olarak kabul edildiği anlaşılmıştır. Bu
çerçevede; anılan şartın, genel ve objektif nitelikte ek koşul olması nedeniyle
Yükseköğretim Kurulunun onayının alınmasının zorunlu olduğu açıktır.
Bu bağlamda; anılan şart için Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından onay alınıp
alınmadığının sorulmasına, onay alındıysa onaya ilişkin bilgi ve belgenin okunaklı,
onaylı örneğinin istenilmesine ilişkin Dairemizin 25/10/2024 tarih ve E:2023/4295
sayılı Ara Kararı üzerine dosyaya sunulan bilgi ve belgenin değerlendirilmesinden
konuya ilişkin gerekli Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı onayının alınmadığı görülmektedir.
Bu itibarla; Kanun'da belirtilen koşulların dışında, anılan kadrolara yapılacak
atamalar için belirlenen ve kanunda yer almayan genel ve objektif nitelikteki
ek kriterler için Yükseköğretim Kurulu'nun onayının alınması zorunluyken, Kanun'da
aranan "onay şartı" yerine getirilmeden çıkılan ilana bağlı olarak
tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uygunluk bulunmadığından
aksi yöndeki İstinaf Mahkemesi kararında hukuki isabet olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... gün ve E:..., K:...
sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare
Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, kesin olarak 05/02/2025 tarihinde
esasta oybirliği gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
(X)- Adnan Menderes Üniversitesi tarafından İşletme Yönetimi programına doktor
öğretim üyesi alımına ilişkin 31/12/2020 tarihli ilan üzerine ilgili kadroya
başvuran davacı tarafından, atanmama işlemi ile ilgili kadroya ...'ın atanmasının
yapılmasına ilişkin ... tarih E:... sayılı işleminin iptali istemiyle açılan
davada; davacının doçent unvanlı olması nedeniyle başvuru yapmaması gereken
kadroya atanmamasına ve başvuru şartlarını taşıyan adaylar arasından gerekli
değerlendirme yapılmak suretiyle tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı
gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf
kanun yolu başvurusunun reddine ilişkin kararın davacı tarafından temyizen bozulması
istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılamla Usulü Kanunu'nun "Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanunu ile Vergi Usul Kanununun Uygulanacağı Haller" başlığını taşıyan
31. maddesinde, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; . bilirkişi, keşif,
delillerin tespiti, . işlemlerinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin
uygulanacağı, ancak, davanın ihbarı ve bilirkişi seçiminin Danıştay, mahkeme
veya hakim tarafından re'sen yapılacağı kurala bağlanmış olup,anılan hükümle
atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Bilirkişiye
Başvurulmasını Gerektiren Haller" başlığını taşıyan 266. maddesinde, Mahkemenin,
çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan
birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına
karar vereceği, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi
mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı, 282. maddesinde ise hakimin,
bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği
hükmüne yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta; davalı idarenin 31/12/2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan
... Üniversitesi akademik personel alımı ilanında, üniversite bünyesinde birden
fazla bölüme farklı kadro ve unvanlarda öğretim üyesi alımına yönelik duyurunun
yapıldığı, davacının da ... Yüksekokul Yönetim Organizasyon Bölümü, İşletme
Yönetimi Programı Doktor Öğretim Üyesi kadrosu için başvuruda bulunduğu, anılan
ilanın "Genel Açıklamalar" başlıklı bölümünde; "Doçent kadrosuna
Profesörler, Doktor Öğretim Üyesi kadrosuna Profesör ve kadro ünvanı Doçent
olanların müracaat edemez." açıklamasına yer verildiği, doçent unvanına
sahip davacı tarafından anılan kadroya başvuru için hazırlanan akademik dosyanın
üniversite bünyesinde oluşturulan jüriye gönderilmek suretiyle adaylar arasından
anılan kadroya atamasının en uygun olan kişinin belirlenmesi yolunda akademik
görüş talep edildiği ve davacının doçent olduğunun belirtilmesiyle beraber akademik
dosyasının da incelendiği görülmektedir.
Mahkemece yapılan incelemede; idarece getirilmiş olmakla birlikte uyuşmazlık
özelinde uygulanmayan şartın dikkate alınması suretiyle, davacının başvuru yapmaması
gereken kadroya atanmamasına ve başvuru şartlarını taşıyan adaylar arasından
gerekli değerlendirme yapılarak ilgili kadroya ...'ın atanmasının yapılmasına
ilişkin ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı değerlendirilmiş olup;
idarece başvuru sonrası dikkate alınmayan bu şartın yargı yerince dikkate alınmasının,
davacıyı dava açmadan önceki hukuki durumunda daha geriye götürdüğü, bu haliyle;
davacının, dava açmakta gözettiği yarar ve menfaatin yargı kararıyla bertaraf
edildiği, bu durumun Anayasa'nın 36. maddesi bağlamında hak arama özgürlüğünün
ihlali sonucunu doğurduğu, dolayısıyla bu aşamada Mahkemece de davacının başvuru
şartlarını sağladığının kabulü ile işin esasına yönelik karar verilmesi gerektiği
değerlendirilmektedir.
Yine; Mahkemece, her ne kadar 20/10/2021 tarihli Ara Kararı ile dosyada bilirkişi
incelemesi yaptırılması yönünde alınan karar uyarınca düzenlenen bilirkişi raporu
mevcut ise de, bilirkişi raporunun dosyanın esasına yönelik değerlendirmeler
içerdiği, eser incelemesi ve yeterlilik yönünden değerlendirme yapılmadan öncelikle,
davalı idarenin, doktor öğretim görevlisi kadrosu için açılan ilanda yer alan
şartı getirmesi ve davacının doçent ünvanı ile birlikte ilan edilen kadroya
başvurup başvuramayacağının çözüme kavuşturulması, başvuru şartlarını taşıdığının
değerlendirilmesi halinde ise bilirkişi raporunun dosyanın çözümü için değerlendirilmeye
alınması gerektiği belirtilmiştir.
Çözümü hukuk dışında özel ya da teknik bilgiyi gerektirecek hallerde bilirkişinin
oy ve görüşünün alınacağı tartışmasız olup; bu kapsamda bilirkişilerce yapılacak
olan değerlendirme, ancak uyuşmazlık konusu dava konusu üzerine teknik tespitler
yapılarak hazırlanan bilimsel, objektif ve tarafsız raporun mahkemeye sunulmasından
ibarettir. Bilirkişilerce yapılan teknik değerlendirmelerin ışığında hukuka
uygunluk tespitinin Mahkemece yapılacağı tabiidir.
Burada; anılan bilirkişi raporunda; açılan kadroya başvuran adayların kadroya
uygun olup olmadıkları bu açıdan adayların bilimsel çalışmaları ve akademik
geçmişlerinin bilimsel değerlendirmesinin yapılması gerekirken; raporda, jüri
raporlarındaki değerlendirmelere yer verilerek jüri raporlarının teknik değerlendirmesinin
yapıldığı ve jüri raporlarının objektif değerlendirmeler içerdiğinin tespiti
yapılmış olup; bilirkişi raporunun bu hali ile kabulü ve hükme esas alınması
mümkün değildir.
Nitekim; Dairemizin 20/12/2017 tarih ve E:2014/3331; K:2017/9567 sayılı kararı
da benzer yöndendir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; Mahkemece, uyuşmazlıkta yeniden bilirkişi
incelemesi yaptırılmak suretiyle, uyuşmazlığın esası yönünden karar verilmesi
gerektiği gerekçesiyle temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması
gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.