Sağlık raporunda, hayati tehlikesi vardır kaydı bulunması, sağlık mazereti için zorunlu mudur?

Danıştay mevcut görev yerinin 'sağlık durumlarının tehlikeye düşüreceği' ibaresine açıklık getirdi

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 08 Ocak 2021 10:08, Son Güncelleme : 29 Aralık 2020 16:20
Sağlık raporunda, hayati tehlikesi vardır kaydı bulunması, sağlık mazereti için zorunlu mudur?

Bilindiği üzere, Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin 13 üncü maddesinde, "Memurun sağlık mazeretine dayanarak yer değiştirme talebinde bulunabilmesi için; kendisi, eşi, annesi, babası, bakmakla yükümlü olduğu çocukları ve yargı kararı ile vasi tayin edildiği kardeşinin hastalığının görev yaptığı yerde tedavisinin mümkün olmadığı veya mevcut görev yerinin söz konusu kişilerin sağlık durumunu tehlikeye düşüreceğini eğitim ve araştırma hastanesi veya üniversite hastanesinden alınacak sağlık kurulu raporu ile belgelendirmesi gerekir." hükmü yer almaktadır.

Burada yer alan "mevcut görev yerinin söz konusu kişilerin sağlık durumunu tehlikeye düşüreceğinden" ne anlaşılması gerektiği hakkında Danıştay açıklama getirdi.

Olayda; Dava; tıp eğitimini tamamlayan davacının, 29/12/2015 günlü, 66. Dönem Devlet Hizmeti Yükümlülüğü Kurası ile Hakkari iline doktor olarak atanmasına ilişkin işlemin; eşinin sağlık durumu dikkate alınmaksızın tesis edildiği ileri sürülerek iptali istemiyle açılmıştır.

Davalı idarece, davacının eşinin sağlık mazeretini gösterir sağlık kurulu raporunda, hayati tehlikenin varlığına dair kayıt bulunmaması nedeniyle söz konusu raporun dikkate alınmadığı ileri sürülmüştür.

İlk derece mahkemesi işlemi iptal etmiştir. Gerekçede ise şu hususlara yer verilmiştir.

Davacı tarafından sunulan sağlık raporunda, "Tıbbi bakıma muhtaçtır. Nefroloji Kliniği bulunan bir merkezde çalışması uygundur." ibaresinin yer aldığı, bu ibarenin yorumlanması sonucunda; aksi durumda, davacının eşinin sağlık durumunun tehlikeye girebileceğinin anlaşılmaktadır.

Danıştay bu kararı onamıştır.

T.C.

DANIŞTAY İKİNCİ DAİRE

Esas : 2016/15851

Karar : 2020/914

Tarih : 18.02.2020

TEMYİZ EDEN (DAVALI): Sağlık Bakanlığı

VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri ...

Hukuk Müşaviri ...

KARŞI TARAF (DAVACI) : ...

VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava Konusu İstem : Dava; tıp eğitimini tamamlayan davacının, 29/12/2015 günlü, 66. Dönem Devlet Hizmeti Yükümlülüğü Kurası ile Hakkari iline doktor olarak atanmasına ilişkin işlemin; eşinin sağlık durumu dikkate alınmaksızın tesis edildiği ileri sürülerek iptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Davalı idarece, davacının eşinin sağlık mazeretini gösterir sağlık kurulu raporunda, hayati tehlikenin varlığına dair kayıt bulunmaması nedeniyle söz konusu raporun dikkate alınmadığı ileri sürülmüş ise de; Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin, sağlık mazereti nedeniyle yer değişikliğini düzenleyen 19. maddesinde, anılan maddede sayılan kişilerin "sağlık durumlarının tehlikeye gireceğinin belgelenmesinden" bahsedildiği, davacı tarafından sunulan sağlık raporunda, "Tıbbi bakıma muhtaçtır. Nefroloji Kliniği bulunan bir merkezde çalışması uygundur." ibaresinin yer aldığı, bu ibarenin yorumlanması sonucunda; aksi durumda, davacının eşinin sağlık durumunun tehlikeye girebileceğinin anlaşıldığı, yaşam ve sağlık hakkının Anayasa ile güvence altına alınan haklardan olması nedeniyle davalı idarece, davacının sağlık mazereti göz önüne alınmaksızın tesis edilen atama işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından sunulan sağlık kurulu raporunda, eşinin hayati tehlikesinin bulunduğuna ilişkin bir kayıt bulunmadığı, davacının atandığı ilde eşinin tedavi imkanının bulunduğu, bu sebeple, hukuka aykırılık taşımayan dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...

DÜŞÜNCESİ : Usul ve hukuka uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,

2. .... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın ONANMASINA,

3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,

4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber