Telif hakkı ihlali suçundan mahkumiyet memur olma şartlarını etkiler mi?

Telif hakkı ihlali suçundan alınacak cezanın sadece 1 yıldan fazla hapis cezası olmasında memur olma şartları kaybedilmektedir. Ancak uygulamada ya kişiler uzlaşmakta, ya 1 yıldan az hapis cezası çıkmakta ya da çıkan hapis cezaları hakkında HAGB verilmektedir ki bu durumlarda memur olma şartları kaybedilmemektedir.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 27 Ocak 2021 14:50, Son Güncelleme : 27 Ocak 2021 18:56
Telif hakkı ihlali suçundan mahkumiyet memur olma şartlarını etkiler mi?

Soru: Bilindiği üzere son zamanlarda sosyal medyada ve web sitelerinde karikatür paylaşan kişiler hakkında telif davaları açılıyor. Binlerce kişiye dava açılmış durumda. Kendi kişisel blog sayfamda kurban bayramiyla ilgili bir karikatür paylaşmıştım. Şu an bu karikatür için eser sahibi tarafından dava açıldı. Acaba bu dava sonucunda bir ceza ve tazminat ödemek zorunda kalırsam memuriyetten atılır mıyım? Çok zor durumdayım. Ne yapacağımı bilmiyorum. Her yerde paylaşılan bir karikatür yüzünden tüm hayatım alt üst oldu 12.000 TL tazminat bir yanda 5 yıla kadar hapis cezası istemi bir tarafta uyku bile gözüme girmiyor.

Cevap: Telif hakkı ihlali konusu herkesin başına gelebilecek bir durumdur. Sosyal medyanın, iletişimin, teknolojinin geldiği noktada hepimiz bu riskle karşı karşıyayız. Suç kasdı içermeyen basit gördüğümüz bir paylaşım başımıza dert açabilmektedir. Google'da bir görsele tıkladığımızda "görseller telif hakkına tabi olabilir" uyarısıyla karşılaşıyoruz. Eser sahibinin hak ihlali ile ilgili bir hassasiyeti olmasa bile bu alanı faaliyet konusu seçmiş avukatlar eser sahibini ikna edip dava sürecini başlatabilmektedir.

657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesine göre Devlet memuru olabilmenin genel şartlarından biri de "Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahküm olmamak" tır. Bu hükümde belirtilen nitelikte bir mahkumiyeti olanlar memur olamayacağı gibi, memurken mahkum olanların da görevine son verilmektedir. Ancak mahkumiyete dayalı olarak işlem tesis edilebilmesi için mahkumiyetin temyiz aşamasından geçerek kesinleşmiş olması gerekmektedir.

Sorudan anladığımız kadarıyla hakkınızda 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 71. maddesinin birinci fıkrasının 1. bendi kapsamında dava açıldığı anlaşılmaktadır. Anılan bent hükmünde, "Bir eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı hak sahibi kişilerin yazılı izni olmaksızın işleyen, temsil eden, çoğaltan, değiştiren, dağıtan, her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma ileten, yayımlayan ya da hukuka aykırı olarak işlenen veya çoğaltılan eserleri satışa arz eden, satan, kiralamak veya ödünç vermek suretiyle ya da sair şekilde yayan, ticari amaçla satın alan, ithal veya ihraç eden, kişisel kullanım amacı dışında elinde bulunduran ya da depolayan kişi hakkında bir yıldan beş yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur." denilmektedir. Kanunun 75. maddesine göre ise bu şuçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması şikayete bağlı tutulmuştur.

Takibi şikayete bağlı suçların bir niteliği de bu suçların uzlaştırma kapsamında olmasıdır. Şikayet halinde Cumhuriyet Savcısı kamu davası açmak için suçun işlendiği konusunda yeterli kanaate sahip olursa dosyayı uzlaştırma bürosuna göndermekte, bir uzlaştırmacı tayin edilmekte, iddianamenin hazırlanabilmesi için uzlaştırma sürecinin sonuçlanması gerekmektedir. Tarafların uzlaşması halinde Cumhuriyet Savcısı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verilerek dosya kapatılmaktadır.

Tarafların uzlaşmaya yanaşmadığı durumda ise savcı iddianame hazırlayarak yargılama sürecini başlatmaktadır. Yargıya intikal etmiş bir davanın sonucu hakkında bir şey söylemek mümkün değildir. Ancak yargılama sürecinde mahkeme 5846 sayılı Kanunun 71. maddesine muhalefet sebebiyle suç işlendiği kanaatine varırsa mahkumiyet hükmü verebileceği gibi adli para cezası da verebilecektir. Adli para cezası verilmesi halinde memuriyet şartları kaybedilmemektedir. Mahkumiyette ise alt sınır bir yıl üst sınır ise beş yıl hapis cezasıdır. Mahkumiyet kararında indirimler uygulandıktan sonra verilen hapis cezası bir yılı geçmiyorsa yine sorun yoktur. Ayrıca iki yıla kadar hapis cezalarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verilebilmekte bu durumda da memur olma şartları kaybedilmiş sayılmamaktadır.

Sonuç olarak telif hakları konusunda hepimizin dikkatli olması gerekiyor. Kasıtlı bir şekilde telif hakkını ihlal etmek asla savunulacak bir durum değildir ve dini yönüyle kul hakkının da ihlalidir. Ancak suç işleme kasdı olmaksızın yapılan bir paylaşım sebebiyle böyle bir ithamla karşılaşılması halinde panik yapmaya gerek olmadığını, telif hakkı ihlali şikayetiyle ilgili olarak savcının kamu davası açılmasına gerek görmesi halinde önce uzlaştırma sürecinin, uzlaşma olmaması halinde ise mahkemece verilecek kararın beklenmesi gerektiğini, kararın beraat olabileceği gibi memuriyete engel oluşturmayan bir karar da olabileceğini, hangi karar verilirse verilsin idarelerce memur hakkında işlem tesis edilebilmesi için kararın kesinleşmesinin zorunlu olduğunu değerlendirmekteyiz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber