UMED, Göçmenler ve Medya Çalıştayı Sonuç Bildirgesi açıklandı
İletişim Başkanlığının destekleriyle Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) tarafından düzenlenen Göçmenler ve Medya Çalıştayı Sonuç Bildirgesi açıklandı.

İletişim Başkanlığı'nın destekleriyle Uluslararası Medya Enformasyon Derneğimiz (UMED) tarafından düzenlenen Göçmenler ve Medya Çalıştayı 26 Ocak 2022 Çarşamba günü gerçekleştirildi.
İletişim Başkanlığı Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen Göçmenler ve Medya Çalıştayı, "Medyada göçmen haberleri ve analizleri", "Medyada göçmenlerin hedef gösterilmesi" ve "Göçmen algısında medyanın etkisi" başlıkları altında yapıldı.
Açılış konuşmasını İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun'un gerçekleştirdiği, moderatörlüğünü Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) Kurumsal İlişkiler ve İletişim Daire Başkanı Nedim Aslan'ın üstlendiği RTÜK Başkan Yardımcısı İbrahim Uslu, İçişleri Bakanlığı Göç Uyum Genel Müdürü Gökçe Ok, TRT Genel Müdür Yardımcısı Hasan Öymez, Doç. Dr. İsmail Çağlar, Doç. Dr. Yusuf Özkır, Dr. Esra Oğuzhan Yeşilova, Haber 7 Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli, Filistinli Gazeteci Israa Alsharif, Gazeteci Yazar Erem Şentürk, 24 TV Ankara Temsilcisi Melik Yiğitel, Tarihçi Yazar Murat Özer, Gazeteci Yazar Nil Gülsüm Gül Kurt, Suriyeli Aktivist Ahmet Hamou, ve Filistinli Gazeteci Dr. Zaher Elbek'in sunumlarının ardından aşağıda yer verilen tespit, teklif ve önerilerin "Göçmenler ve Medya Çalıştayı Sonuç Bildirgesi" olarak kamuoyuna deklare edilmesi kararına varıldı.
Medya kanallarında kontrolsüz şekilde hızla yayılan provokatif paylaşımlar,
yanlış ve eksik bilgiler, nefret söylemleri ve göçün politik bir araç olarak
kullanılması göç karşıtlığının artmasına neden olabilmektedir.
Toplumun farklı siyasi kesimlerinin yaptığı açıklamalar ve gazetecilerin kaleme
aldıkları haberler, analizler ve yorumlar yerel toplumun göç olgusuna ve yabancıya
yönelik algı ve tutumunun yabancı düşmanlığı, nefret söylemi ve şiddet eylemleri
temelinde şekillenmesine yol açmaktadır.
Medya, yalanın, ayrımcı söylemlerin yaygınlaştırılmasına, meşrulaştırılmasına
ve yeniden üretilmesine aracılık etmemeli, hakikati göstererek ön yargıların
kırılmasında öncü rol üstlenmelidir.
Yabancı düşmanlığı ve nefret söylemini körükleyen haber, bilgi ve söylemlere
karşı medya, bir arada yaşamayı, ötekini anlama bilincini ve empatiyi güçlendirmeyi
teşvik eden söylemlerin artmasına katkı sunmalıdır. Medya, kamuoyuna göç yönetimi,
göç olgusu konusunda doğru bilgilendirme yapmalı, ev sahibi toplum arasında
eşitlik algısının gelişmesine katkı sunmalıdır.
Medya, bir kişi ya da olaydan yola çıkarak bir topluluğa yönelik olumsuz genellemeler,
çarpıtmalar, abartmalar, olumsuz atıflar içeren söylemler geliştirmemeli, aşağılama
unsuru olarak kullanılan yakıştırmalardan uzak durmalıdır.
Göçmenleri ayrılmak zorunda oldukları ülkelerinden neden ve hangi şartlar nedeniyle
ayrıldıklarını anlayabilmek medyanın en temel çıkış noktası olmalıdır. Unutmamalıyız
ki göç bir suç değil, bir insanlık meselesidir. Medya önce göçmenleri iyi anlamalı,
sonra iyi anlatmalıdır. Göçmenler, tüm zorlukların ve kötülüklerin içinden çıkmış
mağdur insanlardır. Bunu vurgulamak, göstermek ve anlatmak medyanın en temel
görevlerinden biridir.
İnsan onurunun esas olduğu her noktada medyaya görev düşmektedir. Hemen herkes,
göçmenler hakkında her türlü yargılamayı yapmaktadır. Ancak bu seslerin arasında
göçmenlerin sesi duyulmamaktadır. Bu sesin duyurulmasını sağlamak medyanın görevidir.
Göçmenlerin de seslerinin, hislerinin ve bunlar ile birlikte temsil edilebilmelerinin
önü açılmalıdır.
Göçmenler sayılarla, yığınlaştırılan bir üslupla ele alınmamalı, insan haklarının
öznesi olarak görülmelidir. Bu kapsamda mücadele yolları ve yöntemleri ile medyada
insan haklarına saygılı ve bilinçli ortak bir dil kullanılmasını teşvik etmek
için üniversitelerle birlikte hareket edilerek paneller düzenlenmelidir. İletişim
fakültesi öğrencileri, sivil toplum temsilcileri, aktivistler ve göçmenlerle
sıklıkla bir araya gelinmelidir.
Medya, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 14. Maddesinde yer alan "herkesin zulüm altında başka ülkelere sığınma ve sığınma olanaklarından yararlanma hakkı vardır." hükmünü yok saymamalı, göçmenlerin varlığı ve iyilik içinde olabilmeleri konusundaki her türlü girişim ile çabayı desteklemelidir.