Bakan Tunç açıkladı: Bir yıl ceza alan 18 gün cezaevinde kalacak
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 10. Yargı Paketi'ndeki denetimli serbestlik sistemine ilişkin değişiklikleri açıkladı. Tunç, bir yıl ceza alan suçların 18 gün cezaevinde kalacağını açıkladı

Adaletin amacının insan onurunu, haklarını korumak olduğunu vurgulayan Tunç, toplumsal barışın teminatının adalet olduğunun altını çizdi.
Tunç, ıslah ve kişileri topluma yeniden kazandırma anlayışının sahadaki en önemli yansımalarından birinin denetimli serbestlik sistemi olduğuna işaret ederek, "Denetimli serbestlik, yalnızca bir infaz şekli değil, aynı zamanda insanı merkeze alan bir adalet felsefesinin yaşayan yüzü. Çünkü, adaletin değeri, yalnızca verilen cezanın ağırlığıyla değil, o cezanın ne ölçüde hak ve insan onuruna uygun şekilde uygulanabildiğiyle ortaya çıkar" diye konuştu.
Adaleti yalnızca cezalandırma olarak değil, hatadan dönmeyi mümkün kılan, kişileri topluma yeniden kazandırmayı hedefleyen bir anlayışın mensupları olduklarını dile getiren Tunç, şöyle devam etti:
"Denetimli serbestlik, suçla yüzleşmiş kişilerin toplumla yeniden buluşmasını mümkün kılan bir köprüdür. Kopmuş bağları onaran, kırılmış umutları yeşerten ve kaybolmuş yönleri yeniden ortaya çıkaran bir toplumsal rehabilitasyon hamlesidir. Her kişiyi bir potansiyel olarak gören, her hatayı arınma fırsatı sayan yüksek adalet tasavvurunun tezahürüdür. Denetimli serbestlik sistemi, suç işleyen her bireyi mutlak kötülüğün temsilcisi olarak damgalamaz. Aksine, onun içinde hala bir insan, hala bir umut ve hala bir değişim ihtimali gören kapsamlı bir yaklaşımı temsil eder. Bu sistem, suça karışmış bireyi toplumsal dışlanmanın girdabına bırakmak yerine, yeniden kazanım zemini sunar."
Tunç, denetimli serbestliğin "cezasızlık" değil, aksine kişinin toplumla uyum içinde yaşamaya devam etmesini amaçlayan etkin bir infaz yöntemi olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"20 yılda 5,6 milyon yükümlüye dokunan bu sistemin etkinliğini yalnızca rakamlarla değil, umuda kavuşmuş hayatlarla, onarılan aile bağlarıyla ve topluma yeniden kazandırılan bireylerle ölçüyoruz. Denetimli serbestlik sistemiyle 2005'ten bugüne kadar 8 milyon 464 bin karar infaz edilmiş, 3 milyon 628 bin iyileştirme faaliyeti yürütülmüş, 1 milyon 478 bin bağımlılıkla mücadeleye yönelik çalışmalar gerçekleştirilmiş, 1 milyon 449 bin yükümlü kamuya yararlı işlerde görevlendirilmiş, 74 bin yükümlüye ayni ve nakdi yardım sağlanmış, 71 bin yükümlü elektronik izleme sistemiyle takip edilmiş, çevreci faaliyetlerle 2 milyon 400 bin fidan toprakla buluşmuş."
"Cezasızlık algısını ortadan kaldıran önemli düzenleme yürürlüğe girdi"
TBMM'de kabul edilerek yasalaşan 10. Yargı Paketi'yle denetimli serbestlikle ilgili önemli düzenlemelerin hayata geçirildiğini vurgulayan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Değişiklikle aldıkları cezanın koşullu salıverme tarihine kadarki sürenin en az 10'da 1'ini ceza infaz kurumunda geçirme mecburiyeti getirildi. Daha öncesinde hepinizin bildiği gibi 2 yılın altındaki suçlar bakımından 1 yıl koşullu salıverme, 1 yıl da maktu denetimli serbestlik süresi nedeniyle 2 yılın altındaki cezalarda, cezaevinde bulunmama durumu toplumda cezasızlık algısına neden olduğunu hepimiz biliyoruz. 'Suç işledi yanına kar kaldı...' Karşılıklı olarak tartışmalara neden olan, basit suç olarak görülen ancak 2 yıla kadar olan ama toplumda birtakım huzursuzluklara neden olan bu konunun çözümüyle ilgili olarak Meclisimize sunduğumuz taslak kabul edildi.
Bu anlamda artık yeni düzenlemeyle 2 yıl ceza alan, koşullu salıverme tarihine kadarki sürenin 10'da 1'i dediğimiz, yani en az 36 gününü cezaevinde geçirmek durumunda kalacak. Hiç cezaevine girmiyordu, 36 gün cezaevinde kalma durumu olacak. Bir yıl ceza almışsa 18 gün cezaevinde kalma durumu olacak. Yine 6 ay ceza almışsa en az 9 gün cezaevini görecek. Dolayısıyla, bu da toplumda cezasızlık algısını, denetimli serbestlikten kaynaklanan o 1 yıllık otomatik uygulanan süre nedeniyle toplumdaki eleştirileri ortadan kaldırmaya yönelik önemli bir düzenleme yürürlüğe girmiş oldu."
"Çeşitli kurumlarla, kuruluşlarla, STK'larla önemli iş birlikleri gerçekleştiriyoruz"
CTE Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım da denetimli serbestlik çatısı altında yürüttükleri "kamu yararına çalışma tedbiri" kapsamında çok sayıda kurumun ihtiyaçları giderilirken, bir yandan da yükümlülerin takım çalışması, sorumluluk ve paylaşma gibi duyguları güçlendirerek onların sosyal hayata hazırlanmalarını temin ettiklerini söyledi.
Cezanın infazı konusunun ağır ve kapsamlı bir sorumluluk olduğunu ifade eden Yıldırım, "Cezanın infazı, tutuklu ve hükümlülerin iyileştirilmesi, sosyal hayata kazandırılması meselesi diğer tüm kurum ve kuruluşların paydaş olması, STK'ların, toplumun bütününün içerisinde yer alması gereken ağır ve büyük bir sorumluluk alanını ifade ediyor. Bu alanda akademisyenlerin desteğine özellikle vurgu yapmak gerekiyor. Bu anlayış içerisinde denetimli serbestlik alanında da çeşitli kurumlarla, kuruluşlarla, STK'larla önemli iş birlikleri gerçekleştiriyoruz" diye konuştu.
5275 sayılı Kanunun 105/A maddesindeki düzenleme yürürlüğe girdi
Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazı 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/A maddesinde yer almaktadır. Bu hükme 04/06/2025 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ek cümle eklenmiştir. İşte ilgili hüküm
Madde 105/A - BİLGİ (Ek madde: 05.04.2012 - 6291 S.K/Madde 1)
(1) (Değişik fıkra: 14.04.2020 - 7242 S.K/Madde 46) TARİHÇE Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla, açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitimevinde bulunan ve koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi halli hükümlülerin talebi halinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, hükmün infazına ilişkin işlemleri yapan Cumhuriyet başsavcılığının bulunduğu yer infaz hakimi tarafından karar verilebilir. (Ek 2. cümle: 04.06.2025 - 7550 S.K/Madde 13) Hükümlünün bu infaz usulünden yararlanabilmesi için beş günden az olmamak üzere koşullu salıverilme tarihine kadar ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken sürenin en az onda birini ceza infaz kurumunda geçirmiş olması gerekir.