2010 yılı MEB bütçesi TBMM genel kurulunda kabul edildi

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 21 Aralık 2009 09:26, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58

Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK, ÖSYM ve 94 devlet üniversitesinin 2010 yılı bütçesi oylanarak kabul edildi.


Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Bakanlığı ile ilgili, 2010 yılı ocak ayında yürürlüğe girecek olan stratejik planın, gelecek yıllar için bir yol haritası niteliğinde olacağını bildirdi.

TBMM Genel Kurulunda, Milli Eğitim Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) ile 94 devlet üniversitesinin 2010 yılı bütçesi görüşülüyor.

Bütçe üzerinde Hükümet adına söz alan Bakan Çubukçu, temel önceliklerinin eğitimin tüm kademelerinde çocukların ve gençlerin en iyi şekilde yetişmesini sağlamak olduğunu söyledi.

Çubukçu, bu nedenle 2010 yılı Ocak ayında yürürlüğe girecek olan stratejik planın büyük önem arz ettiğini, planın, gelecek yıllar için de bir yol haritası niteliğinde olacağını dile getirdi.

Bakan Çubukçu, Milli Eğitim Bakanlığında yeni bir dönemi başlatacak olan bu planla, hizmetlerin planlı üretilmesi ve uygulamanın etkin şekilde işlenmesinin baz alındığını vurguladı.

Milli Eğitim Bakanlığının 2010 yılı hedeflerini anlatan Çubukçu, 2008-2009 öğretim yılında okul öncesi okullaşma oranının yüzde 33'e çıkarıldığını bildirdi. Okul öncesi eğitimde okullaşma oranı yüzde 51'in üzerinde olan 32 ilde pilot uygulamaya geçildiğini belirten Çubukçu, hedeflerinin bu illerde yüzde 100, ülke genelinde de yüzde 40'a ulaşmak olduğunu söyledi.

Çubukçu, okul öncesi eğitimin yaygınlaşmasının kız çocuklarının okullaşmasında doğrudan etki yaptığını belirtti. Bakan Çubukçu, okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak amacıyla önümüzdeki dönemlerde de ihtiyaç duyulan alanlarda öğretmen atamalarının gerçekleşeceğini bebildirdi.

Bakan Çubukçu, stratejik plan hedeflerine göre 2014 yılında okul öncesi eğitimi yüzde 70'e çıkaracaklarını anlattı.

-''İLKÖĞRETİMDE HEDEF, YÜZDE 100''-

Bakan Çubukçu, ilköğretim alanında 2008-2009 öğretim yılında yüzde 98 olan net okullaşma oranını yüzde 100'e çıkarmayı hedeflediklerini, bu amaçla zorunlu ilköğretim çağında olup okula kayıtlı olmayan ya da devam edemeyen öğrenciler için uygulamaya konulan e-okul sistemiyle takip çalışmalarının devam ettiğini belirtti.

Çubukçu, takip çalışmaları sonucunda ilköğretime kayıtsız ve kayıtlı olduğu halde devamsız 326 bin öğrencinin, Eylül 2009 tarihi itibariyle ilköğretime erişimlerinin sağlandığını söyledi.

İlköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısının 2008-2009 öğretim döneminde yüzde 32'ye düştüğünü kaydeden Çubukçu, 9. Kalkınma Planı ve Hükümet Programındaki 30 öğrenci hedefine ulaşılmak için çalışmalara devam edildiğini bildirdi.

-KIZ ÇOCUKLARININ OKULLAŞMA ORANI-

Çubukçu, orta öğretim alanında, kız çocuklarının okullaşma oranının artırılması için kız ve erkek öğrenciler arasındaki makasın 5 yıl içinde yüzde 2'nin altına indirilmesinin, en önemli hedeflerinden biri olduğunu kaydetti.

Bakan Çubukçu, gelecek dönemde, mesleki eğitim sisteminin, katsayı sorununun da çözüldüğü ölçüde, payının ve kalitesinin artacağına inandığını dile getirdi.

Mesleki ve teknik eğitimin genel eğitim içindeki oranının 2002-2003 öğretim yılında yüzde 28 olduğunu anımsatan Çubukçu, kendi dönemlerinde tüm olumsuzluklara rağmen bu oranın yüzde 43'e yükseltildiğini belirtti. Çubukçu, hedeflerinin bu alanda 2012 yılına kadar yüzde 50'ye ulaşmak olduğunu söyledi.

Engellilerin eğitimi alanında da önemli gelişmeler olduğunu, eğitim alan her öğrenciye ödeme yapıldığını belirten Çubukçu, ''Göreve geldiğimizde 27 bin özürlü eğitim görürken, bugün bu rakam 210 bine ulaştı. Eğitilebilir engelli sayısının 300 bin olduğunu düşünürsek, yüzde 100 hedefe ulaşmakta az bir miktar kaldı'' dedi.

YENİ KURULAN ÜNİVERSİTELER-

Bakan Çubukçu, 2003-2009 yılları arasında 41'i devlet, 22'si vakıf olmak üzere 63 üniversite kurulduğunu ve 81 ilin üniversiteye kavuşturulduğunu söyledi. Üniversitelerin kaderlerine terk edilmediğini ifade eden Çubukçu, şöyle devam etti:

''Türkiye'yi dolaşıyorum. Yeni kurulan üniversiteleri özellikle ziyaret ediyorum. Bir çok üniversitenin, çok ilerisine geçtiklerini görüyoruz.

Burada, 'bir ev parasına üniversite kuruluyor...' itirazları dile getirildi. 2007 yılından bu güne kadar, üniversite bütçelerini imzalarken gördüm ki hepsinin bütçeleri milyonların üzerinde. Elbette üniversitelere daha fazla destek vermek istiyoruz. Yüksek öğrenime yaptığımız yatırımlar, dönemimizin parlak çalışmalarından birisidir.''

-''EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLANDI''-

e-dönüşüm alanında Milli Eğitim Bakanlığı olarak önemli adımlar atıldığını belirten Çubukçu, ADSL internet erişimi sağlanan ilköğretim kurumlarının sayısının yüzde 95'e, orta öğretim kurumlarının sayısının ise yüzde 100'e ulaşarak, eğitimde fırsat eşitliğine yönelik gelişme sağlandığını ifade etti.

Çubukçu, 2003-2009 yılı arasında, öğrencilerin annelerine 1 milyar 269 milyon lira ödeme yapıldığını anımsattı. İlköğretimde burs alan öğrenci sayısının 2009 yılında 184 bin olduğunu belirten Çubukçu, 2010 yılında bu rakamı 225 bine çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.

Hayırseverlere de eğitime yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür eden Bakan Çubukçu, tüm Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan dersliklerin üçte 1'inin AK Parti döneminde yapıldığını, bu başarıyı gölgelemeye kimsenin hakkı olmadığını sözlerine ekledi."

Çubukçu, TBMM Genel Kurulunda, Milli Eğitim Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) ile 94 devlet üniversitesinin 2010 yılı bütçesi üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Bakanlık sistematiği içinde bazı uygulamaların merkezi ve objektif kurallara bağlı olduğu vurgusunu eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in ve kendisinin yaptığını belirten Çubukçu, kadrolaşma, yandaş getirme gibi itirazların tam da bu nedenle ortadan kaldırıldığını söyledi.

Çubukçu, ''İlk defa bizim dönemimizde atamalarda objektif ve adil kurallar getirilmiştir'' diye konuştu.

''Kadrolaşma'' eleştirielerini de yanıtlayan Çubukçu, özellikle 657 Sayılı Kanunun 76. maddesine göre, bakanların atama yetkisinin olduğunu hatırlattı. Çubukçu, ''Bu da hukuki bir yetki ve bu yetki ilk kez sayın bakan tarafından da kullanılmadı. Daha önceki bakanlarca defalarca kullanıldı. Dolayısıyla siyasi kadrolaşma iddialarında bulunmadan, kadrolaşma konusunda çok mahir gruplar olarak karşımızda duruyorsunuz. Hangi dönemde hangi kadrolaşmalar yapıldığını çıkarırım'' dedi.

Bakan Çubukçu, bir soru üzerini, Türk cumhuriyetlerinden 9 bin 529 öğrencinin eğitim için Türkiye'ye geldiğini bildirdi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'a yöneltilen eleştirileri de yanıtlayan Çubukçu, şöyle konuştu:

''(Hukuku dolanmak) şeklinde bir kelime kullanmadığını defalarca açıklamış olmasına rağmen, bugün yanlış yer alan bir şeyin o kişiye yakıştırılması söz konusu. 'Hukuku dolanma' konusunda herhangi bir kötü niyet sahibi olmadığı gibi, böyle bir niyeti ne YÖK Başkanının ne de bizlerin söz konusu. Ama hukukun nasıl dolanıldığına, nasıl dolanarak hukuksuzluk yaratıldığına bu ülke çok yakından şahittir, biz de şahidiz. Hukuk çok dolanılıyor ve hukuku dolananlar da belli...''

Rektör atamalarına da değinen Çubukçu, ''En az oy alanın rektör olduğuna şahitlik ettiğimiz dönem sizin siyasi yandaşlarınızın dönemidir. Tek oy aldığı halde rektör atanan dönem, sizin siyasi yandaşlarınız atama yaptığı dönemdir. Biz, öyle hareket etmiyoruz'' dedi.

Rektör atamalarına ilişkin düzenlemede herhangi bir değişiklik yapılmadığını belirten Çubukçu, ''Dün nasıl yapılıyorsa atamalar, bugün de aynı değerlendirmelerle yapılıyor. Bu değerlendirmelerin siyasi değerledirme olduğu itirazını kabul etmiyorum. Ama siyasi değerlendirme yapanların çoğunun bu yönde atamalar yaptığını bildiğimiz için, dervişin fikri neyse, zikri odur diyorum'' diye konuştu.

Polis koleji sınavlarında soruların çalındığı iddiasının soruşturulduğunu, sınavın da iptal edildiğini belirten Çubukçu, dolayısıyla bu konuda gereken adımların atıldığını söyledi.

Çubukçu, eğitim-öğretim dönemi içinde yapılan atamaların büyük aksaklıklar yarattığını dile getirerek, Ağustos ayında tek bir atama yapılacağını bildirdi.

Bakan Çubukçu, bu yıl 7 bin öğretim görevlisi kadrosu verileceğini anımsattı.

-TARTIŞMA-

CHP'li Koçal'ın ''Gazetelerden okuduğumuza göre Başbakan Rize gezisinde üşütmüştür. Umarız bu üşütme sadece fiziki üşütmedir. Bu anlamda kendisine sağlık diliyorum'' sözlerine tepki gösteren Çubukçu, ''Şu kürsüde eğitim adına konuşma yapanların da eğitilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu ülkenin Başbakanı hakkında ima yoluyla da olsa söylediğiniz sözleri size aynen iade ediyorum. Hem argo, hem de eğitime ihtiyaç duyulan imaların bu kürsüye yakışmadığını düşünüyorum'' dedi.

''FİZİKİ OLMAYAN ÜŞÜTENLERE AİTTİR''-

AK Parti Grup Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı da söz alarak, ''Bu beyan, bu kürsüye, iktidarda muhalefette olalım hiç birimize, milletvekili olma vasfıyla bağdaşır bir beyanat değildir'' diye konuştu. Bahçekapılı, şöyle devam etti:

''Başbakanımız hastalanmıştır. Hastalanmayı siyaset aracı haline getirmeyi ben ve grubum, insanlık anlayışımızla bağdaştırmıyoruz. Hasta olmayı siyasi araç haline getirmeyi, insana ait olan hasletlerden erdemli olmaya da hiç yakıştırmıyoruz. Sayın Koçal lütfen sözünüzü geri alınız. Bizim başbakanımız, ülkesini, insanını, vatanını ve milletini sevdiği için hiç bir kimsede görmediğimiz şekilde çalışmaktadır ve çalışmaya devam edecektir. Bir Başbakan hakkında bu kürsüden böyle konuşmak ancak beyin olarak veya düşünce olarak fiziki olmayan üşütenlere aittir.''

TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, itiraz eden CHP Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz'e ''el hareketlerini bırakın. Burası sokak değil'' sözleriyle uyardı.

CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, Çubukçu'nun konuşmasında sataşma olduğu gerekçesiyle söz istedi.

Bunun üzerine Başkanvekili Yakut, Milli Eğitim Bakanı Çubukçu'ya, sözlerinin kime yönelik olduğu sordu.

Çubukçu'nun, ''Özellikle sayın Başbakan'a yönelik ve içeriği itibariyle argo bulunduğumu, bu Meclis kürsüsüne yakıştırmadığımı ifade ettiğim CHP Milletvekili Ali Koçal'ın sözlerine üzerine söyledim'' demesi üzerine, Yakut, Koçal'a söz verdi.

Koçal, ''Ben sayın Başbakan ile ilgili üşütmüş derken, bu üşütmüş ifadesini arkasından açıkladım. Grup başkanvekilinize de ifade ettim'' dedi.

Koçal, ''Milli Eğitim Bakanın konuşan milletvekilleriyle ilgili 'bunların eğitme ihtiyacı' olduğunu söylemesi kadar abesle iştigal bir şey yoktur. Milli Eğitim Bakanı'nın kendisinin, müsteşarının, bürokratlarının, YÖK Başkanı'nın eğitime ihtiyacı vardır. Milli Eğitim Bakanı milletvekillerine böyle bir suçlamada bulunuyorsa derhal istifa etmelidir'' diye konruştu.

Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK, ÖSYM ve 94 devlet üniversitesinin 201 yılı bütçesinin bölümlerinin okunarak oylamasına geçildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber