MEB'de bakan korkusu, adım attırmıyor
MEB'de işler yolunda mı?
Tabir caizse herkes korkuyor. Herkes bir iş yaparken bakan ne der diye düşünüyor. Bazen kaş yapayım derken göz çıkarılıyor, bazen de iyi yapayım derken tepki ile karşılaşılıyor.
Teşkilat yasası değişti, genel müdürlükler lağvoldu, genel müdürler tabir caizse merkez müdürlüğü kadrolarına alındı. Adı değişen genel müdürlük koltuğuna oturup oturamayacaklarını kestiremiyorlar.
Sayın bakanın büyük bir kısmını belki de tamamını değiştireceği kesin. Fakat aceleci davranmıyor. Eğer değiştirmeyecek olsa idi ayrı kadrolar tahsis etmez mevcutlar yeni adlardaki genel müdürlüklere devam eder diye KHK da madde koyulurdu. Ortaöğretim ve Din Öğretimi Genel Müdürlükleri değişmediğinden bu koltuklar sahiplerinde. Yeni teşkilat yasasından sonra müsteşar ataması, ardından mesleki teknik eğitim genel müdürlüğüne atama yapıldı. Dün de Bakan yardımcımız belli oldu. Sayın Orhan ERDEM. Kimdir diye soracak olursak İşletme eğitimi almış son seçimlerde milletvekili aday listesinde yer almayan eski Konya milletvekili.
Eğitimle ilgisi okuduğu yıllarda sistemde yer alması ve çocuklarının eğitim hayatında yer alması ile sınırlı gibi görülüyor. Sayın Bakan'a hangi konularda yardımcı olacağını zaman gösterecektir. Biz yine de hayırlı olmasını diliyoruz? Büyüklerimizin elbet ki bir bildikleri vardır.
Konumuza dönecek olursak;
Teşkilat yasasına ve daha önceki aksaklıklara dayalı yapılması gereken mevzuat değişiklikleri yapılamıyor yada halen üzerinde çalışıldığı için yayımlanamıyor.
Müdür, Müdür yardımcılığı sınavı yapılacakken sayın bakan müdürlük sınavına ihtiyaç yok dedi, oysa ki sınav takvimi işliyordu, işledi ve yapıldı.
Sınav bitti iller atama yapalım mı yapmayalım mı diye düşünmeye başladılar çünkü Teşkilat yasasını değiştiren KHK'ya göre Sözlü sınav getirilmesi gündeme geldi.
Atama yaparsak bakan kızar mı diye düşünen il müdürleri oldu ve bu konuda en cesur kararı Tekirdağ alarak sınavdan hemen sonra duyuruya çıktı fakat duyurusunu ikinci bir emre kadar askıya aldı. Yani elinde patladı.
Bu kez diğer iller de tedirgin oldular ve atama yapamaz oldular.
Bu kez boş kadrolara görevlendirme yapalım diyen iller oldu, onlar da korktular tepkiden. Örneğin İstanbul'da 700 müdür yardımcılığı açığı var. Görevlendirme için düğmeye basıldı talepler alındı fakat bir türlü sonuçlandırılamadı.
Bu kez müdürler isyan bayrağını çektiler, çünkü müdür yardımcısız kaldılar. Rotasyonla boşalan yerler doldurulamadı. İşler aksamaya başladı. Hiç müdür yardımcısız çalışan kurumlar da var bin öğrenci ile tek müdür yardımcısı ile çalışan da, normunda bir açık olup kalan 4 kadrosu dolu olan da var. Okulunu beğenmeyip başka ilçelere gitmek için baskı yapan da var, kendi okulunda boş bulunan kadroya geçici olarak görevlendirilmek isteyen de var.
İl MEM'leri korkutan sayın bakanın görevlendirmelere sıcak bakmaması oldu. Bu da sonuçta görevlendirme idi. Sayın bakan iller arası görevlendirmeleri (il-İlçe müdürü) bitireyim derken ve bitirememişken il müdürleri bu konuda tepki almaktan korkuyorlar.
Aklın yolu bir! Çık duyuruya ata asaleten bitsin bu iş. Bu da yapılamıyor çünkü yamalı bohça yönetmelik var. Uygulasan dert uygulamasan dert. Değişiklik de yapılamıyor çünkü Anadolu Liseleri sorununun çözümü şart. İDDK kararı bekleniyor olabilir.
Eğer yönetmelik değiştirilemiyorsa atama da uzun bir süre yapılamayacaksa sayın bakan talimat vermeli ve acil ihtiyacı olan okullara yönetici görevlendirmelerine müsaade etmelidir.
Bir genelge ile kıstas koymalıdır birileri kafasına göre iş yapmasın adam kayırmasın diye. Bu kıstas öncelikle okul içi yoksa ilçe içi o da bulunamazsa il içinden görevlendirme şeklinde olmalıdır. Her hangi birinde başvuran çoksa müdürün teklifi yada Ek-2 kıstas olmalıdır.
Sayın bakan kurucu müdürlüğe de bir el atmalı ve sınavsız asil müdürlüğün yolunu açan bu uygulama ile yapılan kayırmacılığı son vermelidir. İstanbul B ilçesi okul kurulacak ilçe müdürü ilçeden deneyimli birini teklif ediyor yok olmaz birilerine söz verildi diye kıdemi düşük birisi uzak ilçelerden görevlendiriliveriyor? Buna da çözüm sayın bakan.
Geçici görevlendirmelere neşter vurulacaksa sayın bakanın talimatlarına rağmen devam eden hüllelere, olmayan kadrolara yapılan görevlendirmelere neşter vurulmalıdır.
Sayın DİNÇER bakan olduktan sonra dahi bu tür görevlendirmeler yapılmıştır. Örneğin İstanbul'un G ilçesinde şube müdürü kadro sayısı 2 iken 5 kişi çalışmaktadır. Burada genellikle normlar düzenlenecek, artacak denilmekte ise de daha yeni (2008) ilçe olmuş bölgeler de dahi bu sorun vardır.
Bu kadrolar artacaksa bile asaleten atamanın mevzuatı düzenlenmelidir.
Yani MEB'de işler durma noktasında. Bir yandan kaybetmekten korkulduğu için kalkmaktan dahi imtina edilen makamlar diğer taraftan çıkarılamayan yada yetiştirilemeyen mevzuatlar, diğer bir taraftan ise bakan tepkisinden korkanlar?
Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi