Darbe döneminde sosyal hayatı engellenen öğretmen kendini sanata verdi

Darbe döneminde başladığı sanatları günümüzde de devam ettiren Aydoğan, ?1980 ihtilalı her türlü sosyal kültürel faaliyetin önünü engelledi. Bizleri eve kapattı. O günden sonra yapacak hiç bir şey bulamadık cemiyet hayatı sosyal hayat her şey durağanlaştı. O olaylar bizi bu tür şeylere teşvik etti. Tutuklanma dönemleri oldu bizim faaliyet yaptığımız dernekler cemiyetler hepsi kapatıldı. Birçok sosyal faaliyet yasaklandı. Dışarıdaki sosyal alanlarımızı kestiler eğitim faaliyetleri kısıtlanınca bizde ve de boş zamanları değerlendirdik unutulmaya yüz tutmuş birçok el sanatını yaşatmaya çalıştım. Hakkak, kumaş boyamaları, desen üretimi, ebru, tezhip ve rölyef üzerine 1980 yılından beridir çalışmalarını sürdürmekteyim. İşte çalışmalarımın özü budur.? dedi.

Hakkak ustası Necati Aydoğan, bölgede fazla bilinmeyen hakkak kumaş boyamaları, desen üretimi, ebru, tezhip ve rölyef sanatını yaşatmak için yoğun çaba gösteriyor.

Bir yandan öğretmenlik görevini de sürdüren Aydoğan, bir yandan da mesaiden kalan zamanının tümünü bu tür sanatlara ayırdığını belirtti. Aydoğan, şöyle konuştu: ?Bu sanatları kendi çabamla öğrendim. Herhangi bir yerden kurs almadan başladım. Aslında çocukluğumdan bu yana el sanatlarına karşı aşırı merakım vardı. İhtilal de eve kapatılınca hobi olarak ağaçlara desen vermeye başladım. Daha sonra bu işe yatkın olduğumu, ortaya çıkardığım eserleri arkadaşlarımın beğendiğini görünce sanata devam ettim.?

?CEVİZ KÜTÜKLERİ 20 YIL BOYUNCA KURUMAYA BIRAKILIYOR?

Yörede unutulmaya yüz tutmuş çeşitli el sanatlarını kendine hobi edindiğini ve kişisel çabası ile geliştirdiğini belirten Aydoğan, 1980 yılından beri çeşitli el sanatlarını Türk kültürü ile yaşatmaya çalıştığını ifade etti.

Eserlerini ceviz ağaçlarından elde ettiği tahtaların üzerine işlediğini anlatan Aydoğan, eser işlenecek olan ceviz kütüklerini 20 yıl boyunca kurumaya bıraktığını anlattı.

Aydoğan, sanatı, sanat için yapmanın çok önemli olduğunu belirterek, ?Bu bağlamda hiçbir maddi beklenti içerisine girmedim. Sanatla uğraşmayı çok seviyorum. Bundan dolayı çeşitli el sanatlarına her geçen gün ilgim daha da arttı. Böylece, ağaç oymacılığı (hakkaklık), kumaş boyamaları, desen üretimi, ebru, tezhip ve rölyef konularında kendimi geliştirerek çalışmalara başladım. Hobi olarak mesai saatlerimin dışında işyerimde ve evimde bu sanatlarımı sürdürmeye çalışıyorum. Tarihi eserlerle ünlü ilçemizdeki, kümbet ve mezar taşlarındaki Türk bezemelerden etkilenmemek elde değil. Bende bunları hakkak sanatıyla ağaca işledim. Ayrıca kumaşlara işledim ve boyadım. Bu konularda hiçbir hocadan ders almadan tamamladığım eserleri evimin duvarlarında sergiliyorum. Kumaş üzerindeki figür ve boyama sanatlarımı da sehpa ve masa örtüsü olarak kullanıyorum." dedi.

Son zamanlarda ise Mevlana ve semazenlere olan hayranlığını, kumaşlara yansıtmaya çalıştığını söyleyen Aydoğan, sevginin kendisinde doruğa çıktığını dile getirdi. Aydoğan, ?Şeb-i Arus törenlerinde, semazenleri seyrederken, o sade kıyafetlerinin üzerinde neden Türk motifleri de olmasın diye düşündüm. Şimdiye kadar semazen kıyafetine motif çizilmemiş. Ben de ilk defa özel gösterimlerde belki kullanılır diye semazen kıyafetine Türk motifi tasarlayarak çizdim. Bunları ham ipek üzerine işleyerek boyadım. Amacım Mevlana ve semazen sevgisini yaygınlaştırmaktır. Lale ve karanfil motiflerinden ipekten sehpa takımı yapıyorum. Bu kategoriye Mevlana ve semazen figürlerini de ekledim. Eğer bu kabul edilirse özel bir gösteride semazenler için tasarladığım kıyafetler yapılabilir. Yaptığım bu çalışmalardan Şimdiye kadar hiçbir maddi beklentim olmadı." şeklinde konuştu.

?SERGİ AÇIP, GELİRİYLE HACCA GİDECEĞİM?

Yaşamının büyük bir kısmını adadığı hakkak, kumaş boyamaları, desen üretimi, ebru, tezhip ve rölyef sanatının eserleri olan ürünlerini sergi açarak satışa sunacağını aktaran Aydoğan, elde edeceği gelirle hacca gitmenin hayalini gerçekleştirmek istediğini belirtti.