Yargıtay krizi göremeyen tüketiciye acımadı

Haber Giriş : 21 Aralık 2005 11:16, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yargıtay, kriz öncesinde kullandığı döviz cinsinden konut kredisini kurdaki artış nedeniyle ödeyemeyen tüketicinin, döviz kurunun kriz öncesi kurdan sabitlenerek ödenebileceğine ilişkin yerel mahkemenin kararını bozdu.

Yargıtay, "devalüasyon olacağını" göremeyen tüketiciye acımadı. Yargıtay, Türk parası yerine dövizle sözleşme yapan ve borç altına girenlerin ülkede geçmişte yaşanan ekonomik krizler karşısında dövizle borçlanmalarda bu tür artışların yaşanabileceğini öngörmesi gerektiğini bildirdi.

Devlet memurluğundan emekli olan Mustafa Yelegen, TMSF'ye devredilerek ardından Bayındırbank bünyesinde toplanan bankaların birinden, 29 Şubat 2000'de 35 bin marklık konut kredisi aldı. Yelegen, 36 aylık taksitlerle ayda 1351,18 mark karşılığı borcunu ödemekteyken 2001 ekonomik krizi sonrasında yaşanan develüasyon sonucu markın TL karşısındaki değeri, 320 bin liradan 500 bin TL'nin üzerine çıktı. Bunun üzerine Yelegen, "emekli devlet memuru olduğu için edinimini ifa etmesinin imkansızlaştığını, ortaya çıkan imkansızlığın kendisinin öngöremeyeceği olağanüstü ve objektif bir imkansızlık olduğu" gerekçesiyle, borcunu kriz öncesi döviz kuru olan 320 bin lira üzerinden uyarlanmasını istedi.

Sivas 3'üncü Asliye Hukuk Mahkemesi, Yelegen'in bu istemini kabul ederek "Davacı tarafından ilk taksidi 28 Eylül 2004 tarihinden başlamak üzere toplam 3 milyar 374 milyon TL olan borcun, 224 milyon 954 bin liralık taksitlerle ödenmesine" karar verdi.

"AHDE VEFA"

Bayındırbank yerel mahkemenin kararına Yargıtay nezdinde itiraz etti. Dosyayı inceleyen Yargıtay 13'üncü Hukuk Dairesi kararında, "sözleşme hukukuna egemen olan sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesine göre" sözleşmenin yapıldığı andaki gibi uygulanması gerektiğini bildirdi. Yargıtay, "Karşılıklı borç doğuran akitlerde taraflardan biri için sonradan ağırlaşmış, kararlaştırılan edimler dengesi sonradan ortaya çıkan olaylar nedeniyle değişmiş olsa bile, borçlu (denge aleyhine bozulan taraf) Borçlu sözleşmedeki edinimini aynen ifa etmelidir" görüşüyle yerel mahkemenin kararını bozdu.

EKONOMİK KRİZLER BİR ANDA OLUŞMUYOR

Türkiye'de yıllardır süren enflasyondaki beklenenin üzedrindeki artışların Türk Parasının yabancı pyaralara karşı sürekli değer kaybettirmesinin toplumun yaşamını ağırlaştırdığı ve huzursuzluk kaynağı olduğu belirtilen kararda şöyle denildi:
"İşte bu olgu karşısında kredi veren bankaların enflasyon rizikolarından korunmak amacıyla dövize endeksli kredi sözleşleşmeleri düzenledikleri bir gerçektir. Develüasyon ve ekonomik krizlerin bir anda oluşmadığı bir gerçektir. Yabancı para karşısında sürekli değer kaybeden Türk parası yerine döviz ile sözleşme yapan ve borç altına girenlerin ülkedeki geçmişte yaşanan yüksek enflasyon ve ekonomik krizler karşısında dövizle borçlanmada bu tür artışların yaşanabileceğini öngörmesi, dövizin seyri karşısında davalının bunu tahmin etmesi gerekirdi. Kaldı ki davanın dayandırıldığı olaylardan sonra dövizinseyri karşısında da işlem temelinin de çökmesinden bahsedilmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulması gereklidir."

hürriyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber