Türkiye'nin gündeminde artık türban sorunu yok

Tüm partilerin başörtüsü konusunda konsensüs sağladığını söyleyen AK Parti Grup Başkanvekili Canikli, “Toplum karaçarşaflı öğretmene sıcak bakmaz” dedi

Kaynak : Vatan
Haber Giriş : 05 Ekim 2013 09:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Türkiye'nin gündeminde artık türban sorunu yok

Deniz Güçer

AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, Meclis'te gündeme ilişkin sorularımızı yanıtladı:

- Türban meselesi bitti mi ve milletvekillerinizden başörtüsüyle Genel Kurul'a girmek için başvuru var mı?

Bize böyle bir başvuru ve talep yok. Zaten buna gerek de yok, artık gündemde böyle bir sorun kalmadı. Türkiye'de artık bu konuda sadece biz değil tüm siyasi partiler tarafından bir konsensüs sağlanmıştır. CHP'si, BDP'si, MHP'si tüm siyasi katmanlarıyla ortada bir mutabakat vardır. Bu konunun gündemden çıkması tüm toplum tarafından talep edilmekteydi ve ilanını biz yaptık. Biz hiçbir milletvekiline de lehte veya aleyhte yönlendirme yapmayız ve yapamayız. Böyle bir hakkımız yok. Herkes kendi iradesiye karar verir. Örtmek veya örtmemek fark etmez. Biz saygı duyar, destekleriz. Görevimiz bu yasağın ortadan kaldırılmasını sağlamaktı, Allaha şükür sağlandı. Artık bundan sonra her alanda taktir insanların. Milletvekilleri için de, diğer -üçü hariç - alanlar içinde.

- "İçtüzüğe göre yine de başkan inisiyatif kullanıp 'Giremezsiniz' diyebilir mi?

Diyemez. İç tüzükte başörtüsü yasağı söz konusu değil zaten.

- Peki kadınların ceket -pantolonla girebilmesi mümkün mü?

Bizim itirazımız yok. Fiilen de giyilebilir. İç Tüzük değişikliğinde monte de edilebilir. Bizim bununla ilgili hiçbir sıkıntımız yok, destekliyoruz.

- Başörtülü adaylar büyükşehir, il, ilçe belli mi?

Hayır, aday belirleme sürecinde ortaya çıkar. Diğer adaylar gibi başvuracaklar. Anketler yapılacak, teşkilat yoklamasına girecekler...

- "Başörtüsü tamam da kara çarşaflı öğretmenler derslere girerse ne olacak?" sorusuna yanıtınız nedir?

Bu, klasik uç örneklerden yola çıkarak, öcü gibi gösterip sistemin tümünü karalama çabasıdır. 800 bin öğretmenimiz var. Allah aşkına diyelim ki bir iki kişi bu teşebbüste bulundu, ne anlama gelir? Hiçbir anlama gelmez. Toplam içinde oran itibariyle bir anlam ifade etmez. Toplum konsensüsü başörtüsünde sağladı. Uç noktalarda bir konsensüs yok. Sorun başörtülü kadınlarımızın bu imkanlardan faydalanmasıydı ve bu konuda konsensüs sağlamıştır.

- Yani karaçarşaflı öğretmene itiraz toplumdan mı gelir?

Bence toplum buna sıcak bakmaz.

Kimse beyaz değil

- Paket açıklandı. İlk sürpriz Andımız oldu. Rahatsız olan da var olmayan da...

Türkiye tek bir etnik kökenden oluşmuyor. Ama bu millet Türk milletidir, net olarak ifade edelim. Türk milleti etnik bir tanımlamanın karşılığı değildir. 'Etnik kökeni çağrıştırıyor' eleştirisi gelebilir ama sonuç itibariyle unutmamak lazım; bu topraklara bu isim verilmiş. Türk milleti sadece Türkiye'de değil dünyada daha geniş şekilde tanımlanabiliyor. Bazen Orta Doğu bazen Balkanlar bu kavrama dahil edilebiliyor. Geçmişinde büyük bir tarih, kültür ve medeniyet var. BDP'lilerin bile bu kavrama sıcak bakacaklarını belirten açıklamaları olmuştu.

- Mesele Türk etnik vurgusu sadece

Kimse etnik yapısından o ona bağlı yaşam biçiminden dolayı övülemez, eleştirilemez. Dinimiz de böyle der. Peygamberimizin veda hutbesinde ifade edilmiştir. Kimseye etnik özelliklerinden dolayı farklı muamele yapamayız. Bazılarının söylediği gibi kimse 'beyaz' değildir. Ne kültürümüzde ne inancımız da ne de evrensel değerlerde yer bulabilir.

- Yani ne beyaz Türk ne beyaz Kürt var...

Kesinlikle öyle. Kimsenin farkı yok. Andımız da etnik yapıyı çağrıştıran bir ifade olarak görülüyor. Daha üst şemsiye olarak tanımlamaya çalıştığımız az önceki millet kavramından farklı oluyor. Bir etnik yapıya özellik katıyor gibi algılanıyor. Bu da birliğe, bütünlüğe zarar verir. İnsan kendini o etnik yapıdan görmüyorsa 'Niye görmüyorsun' deme şansımız yok. Andımız açık bir şekilde etnik bir yapıyı çağrıştırıyordu.

Devlet eğitiminde dil tektir

- Özel okullarda Kürtçe düzenlemesi BDP'den de MHP'den de eleştiri aldı, Burhan Kuzu'nun da itirazları oldu...

Bütün dünyada ve Türkiye'de eğitim kamu eliyle yürütülür. Kamunun yaptığı eğitimde tek eğitim dili olması önemli ve bundan vazgeçilemez. Bizim bu kararlılığımız çok açıktır ve önemli olan budur. Ama insanlar kendileri finanse etmek yoluyla bu eğitimi vermek istiyorlarsa verebilirler. Bir sakınca yok. Dediğim gibi Devletin verdiği eğitim Türkçe'dir ve öyle kalacaktır.

- Kürtçe sınav olabilir mi? Üniversite sınavı mesela...

Bunlar çok detay, ilerde konuşulması gereken konular. Ülkede özel okullara imkan sağlanması eğitim dilinin tek olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Realiyete de bakmak lazım. Demokratik yaklaşım insanların taleplerini karşılamak, çok sesliliği sağlamaktır. Şu anda zaten bir çok özel okulda İngilizce, Fransızca anadil gibi eğitim veriliyor. Bu yeni değil. Bazıları ilerde tehlike olacağını ifade ediyorlar ama bence en ufak bir tehlike arz etmeyecektir.

- Sayıları az mı olacak size göre?

Bir kere toplam eğitim içindeki oranına baktığınızda ben çok çok küçük kalacağını düşünüyorum. Önümüzdeki yıllarda hep birlikte göreceğiz. Bu düzenleme ülkenin birliğine katkı sağlar, insanın başka arayışlara girmesini engeller. Çünkü kendi sorunu bu topraklarda, Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından çözülmüştür. Bu sevgi bağlarını güçlenidirir başka etkisi olmaz. Böyle rahat diyorum çünkü geçmişte başka alanlarda gördük. Tabu olarak görülen alanlarda serbest bırakıldı. Kürtçe müzik yasaktı. Serbest bırakıldı. O zaman da 'Türkiye elden gitti' diyenler oldu ama yasakken yüz bin satan kasetler diplere vurdu.

- Arapça okullar da açılabilir bu durumda?

Mümkün tabii. Evrensel standartlara da uygundur bu. Ama tüm ana diller için geçerli. Hiçbir zaman tehdit teşkil etmez ve eğitim içinde sınırlı kalacağını düşünüyorum.

- Bu paket çözüm sürecine engel midir, destek midir?

Çözüm sürecini destekleyenler samimiyse, bu demokrasi paketleri, evrensel değerleri yakalama çabalarına katkı sağlar. Kim olursa olsun samimi olanlar için katkı sağlar. Olaya bölgesel yaklaşımla bakmayan, etnik köken bağnazlığıyla değerlendirmeyen herkes için bu paketler serisinde ilaç vardır. Ama araç olarak kullanıyorsa o zaman bu tedbirlerden memnun olmalarını beklemiyoruz. Onlar için de yapmıyoruz zaten.

Bu harekette çatışma olmaz

- Başbakan, Cumhurbaşkanlığı konusunda 'Görev verilir' dedi. Bir engel var mı?

Başbakanımız cumhurbaşkanı olmak isterse veya parti böyle bir karar verirse, biz milletimizin Başbakanımızı seçeceğine yürekten inanıyoruz. Hangi şart altında olursa olsun.

- Gül'ün 'Hizmet ederim' sözlerini siz nasıl yorumluyorsunuz? Köşk - Başbakanlık gerginliği iddiaları var...

Bu iddialar yeni değil. Başbakanımızın henüz milletvekili olmadığı dönemde de bu gerilim tartışmaları yaşandı. Ama hiçbirinin doğru olmadığı sayısız kereler ortaya çıktı. Parti demiyorum bu hareket içinde hiçbir şekilde şahsi gelecek kaygılarından yola çıkarak bir çatışma, ayrışma söz konusu olamaz. Bu hareketin kuralları buna izin vermez. Herkes için geçerli bu.

- Cumhurbaşkanı Ak Parti'nin başına tekrar gelir mi?

Sayın Cumhurbaşkanımız bu hareketin içinde önemli bir figür ve isimdir. Bu hareketin içindedir. Ve böyle kararlar zaten mutlaka birlikte verilir. Bu tür olaylarda bizde geniş istişarenin ötesinde diğer görüşmeler yapılır. Bu hareketi sıkıntıya sokmayacak bir mutabakata varılır. Dediğim gibi şahsi ikballe ilgili kaygılar ön plana çıkmaz.

Vekil lider sultasından kurtuluyor...

- Dar bölge sistemiyle ilgili bazı partilerin endişeleri var?

Hem dar bölge hem de daraltılmış bölge sistemi uygulanır ve uygulanması gerekir. Türkiye'de parlamenter sistem uygulamasında en büyük eleştiri milletvekilleriyle onları temsilen Ankara'ya gönderen, gücün kaynağı olan insanlarla arasındaki iletişimin kopmasıydı. Mesela İstanbul.. Aday olan 30-40 kişinin bölgesindeki 4 milyon insanı tanıma imkanına sahip değil deniyor ve bu eleştiri doğru bir eleştiri. Muhalefet 'Lider sultası' diyor. Milletvekillerini liderler belirliyor. Halbuki dar veya daraltılmış bölge bütünüyle ortadan kalkıyor. Milletvekili kendisini seçen insanlarla bire bir görüşmek zorunda.

- Bu milletvekillini güçlü mü yapacaktır?

Hem kendisi güçleniyor, lider sultasından kurtuluyor. Hem de temsili demokrasi teoriden pratiğe aktarılıyor. Ne diye eleştiriyorlar anlamıyorum.

Aleviler artık CHP'nin samimiyetini sorguluyor

- Alevilerle ilgili yeni paketten örneğin cemevleri önemli gibi çıkacak mı?

Çalışma devam ediyor. Alevi vatandaşlarımızın taleplerini tamamen olmasa da büyük oranda karşılayacak düzenlemeler olacaktır. CHP'liler TBMM kapanmadan önce bizi Alevilerin taleplerini yerine getirmemekle suçladı. CHP uzun yıllar tek başına iktidar oldu ama hiçbir sorunu çözmedi. Hep Alevi vatandaşları suistimal etti, oy deposu olarak gördü. Bizim ise asla bir önyargımız olmadı. Çok ciddi adımlar attık ve atacağız.

- Aleviler partinizin bakışını sizce çok mu 'Sünni' buluyor?

Türkiye'de bir takım algılar oluşmuş. Kimseyi suçlamıyorum bu sosyolojik bir gerçek. Kökleşmiş önyargılar var. Bunları da 5, 10 yılda yıkmak kolay değil. İcraatlarımızda bunların belirleyici olmadığı sayısız kereler ortaya çıkmış durumda. Dersim meselesinde Başbakanımızı Alevi vatandaşlarımız destekledi. Şimdi de Kılıçdaroğlu'nun da CHP'nin geçmişteki samimiyetsiz uygulamalarından farklı davranmadığını gördüler. Ve son zamanlarda CHP'yle ilgili Alevi vatandaşlarımızın tekrar bir değerlendirme süreci başlattığını görüyoruz. Öncelikle kayıtsız destek verdikleri CHP'nin Alevi vatandaşlarımıza yönelik samimiyetleriyle ilgili bir sorgulamadır bu...

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber