Mesleki Yeterlilik Kurumu'nun ilk genel kurulu yapıldı

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 08 Aralık 2006 14:56, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI BAŞESGİOĞLU:"BU KURUM, İNSAN KAYNAKLARINI İSTİHDAMA KATACAK ŞEKİLDE, ONUN BİLGİ VE BECERİLERİNİ ÖLÇECEK VE YÖNLENDİRECEK, HEM YURT İÇİNDE HEM DE ULUSLARARASI PİYASADA YER ALABİLMESİNİ SAĞLAYACAKTIR. SOSYAL GÜVENLİK REFORMU ASLA VE ASLA POPÜLİZMİN YER BULAMAYACAĞI BİR ALANDIR"


MİLLİ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK: "GENÇ NÜFUSU İYİ YETİŞTİREMEZSEK, BU NÜFUS BİZİM İÇİN DEZAVANTAJ OLUR, NÜFUSUMUZU NÜFUZ HALİNE GETİRMEZSEK BU YARIŞTA KAYBEDERİZ"


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, sosyal güvenlik reformunun asla ve asla popülizmin yer bulamayacağı bir alan olduğunu söyledi.

Mesleki Yeterlilik Kurumu 1.Genel Kurulu Sosyal Güvenlik Kurumu binasında gerçekleştirildi. Genel Kurula, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Burada bir konuşma yapan Bakan Başesgioğlu, Mesleki Yeterlilik Kurumu'nun kuruluşunda bakanlıklar ve bakanların kişisel komplekslerini yenerek işbirliği yaptıklarını belirtti. Genel Kurul'daki 77 delegeden 23'ünün kamudan, geri kalanının ise sosyal taraflardan oluştuğuna dikkat çeken Başesgioğlu, yönetim kurulunun da bu kompozisyona göre oluşturulacağını söyledi. Yetkileri sosyal taraflarla paylaşmak konusunda hiçbir kıskançlıklarının olmadığını ifade eden Başesgioğlu, "Artık tribünlerde durmayalım. Sahaya inelim ve yapacaklarımızı birlikte yapalım" dedi. Bir çölde bir bardak sudan taşan 1 damla suyun çok önemli olduğu kadar, bir toplumda da tek bir bireyin potansiyelinden yararlanmamanın ve atıl bırakmanın büyük kayıp olduğuna işaret eden Başesgioğlu, "Bu kurum insan kaynaklarını efektif bir şekilde istihdama katacak şekilde, onun bilgi ve becerilerini ölçecek ve yönlendirecek, hem yurt içinde hem de uluslararası piyasada yer alabilmesini sağlayacaktır" dedi.

Konuşmasında Sosyal Güvenlik Reformu ve reform karşıtı çalışmalara da değinen Başesgioğlu, emeklilerin sırtından bu reforma karşı çıkmanın yanlış oyduğunu söyledi. Başesgioğlu, gelirlerin vatandaşa yeniden dağıtılmasında öncelikli kitlenin yoksullar olması gerektiğini de belirterek, Sosyal Güvenlik Reformu'nun bu konudaki adaletsizliği gidereceğini kaydetti. Başesgioğlu, "Sosyal Güvenlik Reformu asla ve asla popülizmin yer bulamayacağı bir alandır. Sosyal güvenlikte popülizme kaçarsanız büyük hata yaparsınız. İşte Türkiye'de 34-35 yaşında insanların emekli edilmesiyle gelinen nokta ortadadır. Hükümetin bundan hiçbir siyasi rant beklentisi yoktur. Hükümet seçimi düşünmüyor. Bu gelecek nesilleri düşünen bir anlayıştır. Çocuklarımızın; torunlarımızın daha çok borçla doğmasını istemiyorsak, bu reformu yapmak zorundayız" diye konuştu.

Sosyal Güvenlik Reformu'nun uzun vadeli faydaları olduğunu anlatan Başesgioğlu, "Ama bu reforma karşı gayretler var. Keşke bu karşı çıkanların bunun altında imzaları olsa da, 10-20 sene sonra onların yakasına yapışsalar" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Çelik de, Mesleki Yeterlilik Kurumu'nun kurulmasının siyasi istikrarın bir sonucu olduğunu belirterek, "Bu kadar çok kamu kurumu ve sosyal tarafın olduğu bu kurum, koalisyon döneminde olsa kurulamazdı. 'Sizin bakanlığınıza bağlı olsun, bizim bakanlığımıza bağlı olsun' denirdi. Koalisyon tarafları birbirlerini ikna etmeye çalışarak ömürlerini heba ederlerdi" diye konuştu. Çelik, meslekti ve teknik eğitimin AB ülkeleri için çok önemli olduğunu belirterek, "Ama bizim için zaruret derecesinde önemlidir" dedi. AB ülkelerinde işgücü bulunmadığını, Türkiye'nin ise büyük bir genç nüfusa sahip olduğunu ifade eden Çelik, "Bu bizim için büyük bir imkan oluşturuyor. Bu nüfusu iyi yetiştiremezsek, bu nüfus bizim için dezavantaj olur. Nüfusumuzu nüfuz haline getirmezsek bu yarışta kaybederiz" şeklinde konuştu. Toplumda 'AB'ye tam üye olsa da, serbest dolaşım konusunda Türkiye'ye kota konulacağı' inancı bulunduğunu da belirten Çelik, "Ama bazı ülkeler 'Sizin aday ya da tam üye olmanız gerekmez, vasıflı elemanlarınız varsa isteriz" diyor. AB'nin 1.5 milyon vasıflı insan ihtiyacı var" dedi. Türkiye'deki genç nüfusun hem Türkiye hem de AB için avantaj olduğunu vurgulayan Çelik, Viyana'da katıldığı bir toplantıda bu konuyla ilgili bir anısını da anlattı. Çelik, bu konuda konuştuğu bir bayana, 'Viyana'yı iki kez kuşattık ama alamadık. Kuşatmaya değil. bu sefer sizi kurtarmaya geliyoruz" dediğini anlattı. Çelik, "Şaka bir yana, Türkiye'nin genç nüfusa sahip olması, eğer doğru politikalar yürütürsek Avrupa ve bölge için avantaj haline gelir" dedi. Çelik, Mesleki Yeterlilik Kurumu'nun uluslararası geçerliliği olan belgelerin edinilmesinde, yabancı dil bilen meslek erbabının yetişmesinde ve iş dünyasının istediği vasıflı eleman yetiştirilmesi konusunda büyük yarar sağlayacağını da kaydetti. Bakan Çelik, dün iki okulda gerçekleşen zehirlenme olayıyla ilgili bir soru üzerine ise bu konuda yazılı bir açıklama yapacaklarını kaydetti.

"LİMANLARIN AÇILMASI KONUSUNDA BİR MUTABAKAT SAĞLANMASI GEREKİR"

Genel Kurul çıkışında gazetecilerin sorularını cevaplandıran Bakan Başesgioğlu, Sosyal Güvenlik Reformu'na tepkilerle ilgili eleştirilerinin hatırlatılması üzerine, "Ben süreci anlatmaya çalıştım. Samimi duygularımı paylaştım. Biz yapısal reformlar yapmadığımız sürece uluslararası rekabette çok geri kalacağımıza inanıyorum. Onun için de hiç çekinmeden yapısal reformlar konusunda geç kaldığımız bu mesafeyi kapatmak zorundayız. Sosyal Güvenlik Reformu buna dahil, başka reformlar da buna dahil. Çünkü dünya sürekli gelişiyor, değişiyor. Bizim de bu değişime çok kısa sürede tepki vermemiz gerekiyor. Hassasiyetim bundan; yoksa hiçbir kişisel kırgınlığım yok" dedi.

Başesgioğlu, AB konusunda Türkiye'nin limanlarlın açılması ile ilgili getirdiği önerinin hatırlatılması ve bu yeni açılımı ne zaman öğrendiklerinin sorulması üzerine ise "Geçen yapmış olduğumuz akanlar Kurulu Toplantısı'nda AB süreci çok detaylı bir şekilde, hem Sayın Babacan, hem de Sayın Gül tarafından Bakanlar Kurulu'na takdim edildi. Orada bu hususlar görüşüldü. Bu politikayı hem Sayın Başbakanımız hem Sayın Dışişleri Bakanımız yürütüyor. Ama bu toplantıdan sonra bu noktada herhangi bir toplantımız olmadı" dedi. Bu açılımın Bakanlar Kurulu'nda anlatılıp anlatılmadığının sorulması üzerine Başesgioğlu, "Bütün versiyonlar ve bütün alternatifler orada konuşuldu. Ama bunlardan bu süreçte 'tek seçenek budur' noktasında herhangi bir husus söz konusu olmadı. Ama bu devam eden bir süreç. Yani bizim AB sürecindeki görüşümüz bellidir. Kıbrıs konusundaki görüşlerimiz bellidir. Yani biz Türkiye Cumhuriyeti olarak Kıbrıs Rum Kesimi'nin tek taraflı olarak AB'ye alınmasına karşı olduğumuzu ve Kıbrıs sorununun AB içine taşındığını biliyoruz. Şu anda bütün Avrupa bunun mahsurlarını yaşıyor. Yani süreç tamamen Rumların engellemesi neticesinde bir kilitlenme noktasına gitmiştir. Hangi tarafın haksız olduğunu bütün Avrupa kamuoyu da görmüştür. Ayrıca Türkiye'ye verilen izolasyonların kaldırılması sözünde de durulmamıştır. Bugün bu şekilde bir gelişme olmuştur. Ama işin sonunda elbette köklü bir politika değişikliğinde hem hükümet kendi içinde hem devletimizin ilgili kurumlarıyla mutlaka bu konuda bir mutabakat sağlanması gerekir" diye konuştu. 'Altın gol yorumuna katılıyor musunuz?' şeklindeki bir soruya ise Başesgioğlu, "Bu süreçte karşılıklı çeşitli çıkışlar olur. Ama önemli olan günün sonunda hangi noktaya geldiğimiz önemli. Yarın bakarsınız daha farklı bir versiyon ortaya çıkar. Bu diplomasinin de gerektirdiği bazı ince hususlardır" cevabını verdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber