e-imza yaygınlaşmadıkça, sanal dolandırıcılığın önüne geçilemez. peki nasıl dolandırıyorlar...

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 15 Şubat 2007 08:42, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İzmir'de sanal korsanların Rus hackerlarla işbirliği yaparak 1 milyon kişinin banka hesap bilgilerini elde etmesi ve 4 bin kişinin hesaplarını boşaltması, internet bankacılığının güvenilirliğini tartışmaya açtı.

Türkiye'de internet korsanlarının mağdurları her geçen gün artarken, Sanal Banka Mağdurları Derneği Başkanı Cem Polatoğlu, internette soygunun önüne geçmek için e-card adı verilen elektronik imza sisteminin yaygınlaşmasının şart olduğunu belirtiyor. Hackerların müşterinin bütün şifre ve kart bilgilerine ulaşsa dahi bilgisayarına bağlı e-card'a ulaşamadan hesabında işlem yapamadığına dikkat çeken Polatoğlu, herkesin şifrelerinin uluorta dolaşmasından şikayetçi.

Teknolojideki ilerlemeler, bankacılık işlemlerini şubeden kurtarıp internet ve ATM gibi alternatif dağıtım kanallarına yönlendiriyor. 15 milyonun üzerinde kayıtlı müşterisi bulunan internet bankacılığına ilgi her geçen gün artarken, bu alandaki mağduriyetlerin önüne bir türlü geçilemiyor. İnternet üzerinden yapılan işlemlerin hacmi 140 milyar doların üzerine ulaşmasıyla sanal bankacılığın bir numaralı tehlikesi de hackerlar olmaya başladı. Dünyada internet yoluyla yapılan hırsızlıkların 2,4 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor. Gartner Araştırma Şirketi'nin araştırmasına göre son bir yılda internet kullanıcısı başına düşen zarar bin 200 doları buldu. Akıl almaz yöntemlerle banka hesaplarını boşaltan dolandırıcılar, bilişim suçları alanındaki boşluktan yararlanarak Türkiye'yi kendine hedef seçti. Sanal Banka Mağdurları Derneği Başkanı Polatoğlu, Türkiye'nin özellikle İsrail ve Rusya kökenli hackerların oyun alanı haline geldiğini belirterek, "Rahatlıkla girip hesapları boşaltabiliyorlar. Bizde şubesiz bankacılığın oranı yüzde 50'lere ulaştı; ama hâlâ daha bilişim mahkemeleri kurulmuyor." diyor. Bankaların, Türkiye'de gelişmiş insan gücü ve teknik altyapı ile gelişmiş ülkelerden daha iyi olduğuyla övündüğüne işaret eden Polatoğlu'na göre, buna rağmen bankalar hâlâ mevduat hesaplarını sigortalatmaya çekiniyor. Her kullanıcıdan yıllık 25-30 YTL kart aidatı alınıyor, buna karşılık kimse güvende değil. Sanal hırsızların mağdur ettiği kişilerden biri işadamı Aydın Ağaoğlu. Kredi kartı ekstresini incelediğinde üç günde 6 bin 118 dolarlık harcama gören Ağaoğlu, banka ile yaptığı uzun görüşmelerinin ardından bilgisi dışında yapılan alışverişlerin bedelini ödemekten kurtulmuş. Serkan Gol de 11 Ocak'ta bir bankanın Bursa Heykel Şubesi'nden elden 20 bin YTL yatırmış. Paranın 1 saat sonra kendisine ait olmayan işlemlerle yine aynı bankanın Eskişehir Şubesi'ne havale edildiğini öğrenmiş. Bankayı tedbirsizlikle suçlayan Gol, "Banka bu konuda yaptığım başvuruda, 'şifreni korusaydın' cevabını verdi." diyor. Bir banka yetkilisi, vatandaşların kimlik bilgilerinin elde edilmesi için gerçekleştirilen muhtarlık soygunlarına dikkat çekiyor: "Muhtarlık bürosunda o mahallede oturanların bütün bilgileri var. Hırsızlar bunları çalarak sahte kimlik yapımında veya o kişilerin adına açılacak hesaplarda kullanıyor. İstanbul'da geçen yıl 2 bin 200 civarında muhtarlık soyulmuş." Yapı Kredi yetkililerine göre, bankadan gelmiş gibi görünüp şifre, kullanıcı kodu, hesap numarası soran ya da kişisel bilgilerin güncellenmesini isteyen e-postalar dikkate alınmamalı. Garanti Bankası Şubesiz Bankacılık Birim Müdürü Barbaros Uygun ise müşterileri korumak için bir dizi uygulama geliştirdiklerini, yakında kısa mesajla doğrulama sistemiyle her türlü işlemin müşteriye gönderilecek şifrelerle onaylanacağını bildirdi. Uygun'a göre, müşteriler şifrelerini korumakla yükümlü, bankaların sorumluluğu yok.

Parayı kuyumcuda nakite çeviriyorlar

Bankaların alternatif dağıtım kanalları yetkililerinden alınan bilgilere göre dolandırıcılık için kullanılan hesapların genel özelliği, (alıcı hesaplar) yeni ve çoğunlukla başkalarına ait kimlik (sahte veya tahrif edilmiş) belgelerle açılmış olması. Bu hesaplar, genelde 10-20 YTL gibi küçük bakiyelerle açılıyor. Bunun yanında, özellikle e-posta yollayarak bilgisayarlara virüs bulaştırıyor. Bu virüs programı, kişinin tüm hareketlerini ve tüm bankacılık şifrelerini hackerlara gönderiyor. Elde edilen şifreler yoluyla hesaplardan para çekiliyor ve yeni açılan hesaplara EFT veya havale yapılıyor. Uzun süre hareket görmemiş hesaplar da, fraud hesap olarak kullanılıyor ve bu hesap sahiplerine genellikle bankadaki kayıtlı iletişim bilgilerinden ulaşılamıyor. Son zamanlarda gelişen yeni tip dolandırıcılık eylemi ise şu şekilde yapılıyor:

1. Banka müşterisinin internet şifre bilgileri ele geçiriliyor.

2. Hacker, şifrelerini elde ettiği müşteri adına bir kuyumcu veya döviz bürosunu arayıp döviz veya altın almak istediğini belirtiyor.

3. Ancak hacker bu işlem için nakit getirmek istemediğini söyleyerek YTL tutarı yatırabileceği bir banka hesap numarası talep ediyor.

4. Döviz bürosu veya kuyumcu, gerçek müşteri olduğunu düşündüğü dolandırıcıya banka hesap numarası veriyor.

5. Dolandırıcı, kuyumcu yetkilisinden aldığı hesap numarasına, şifrelerini elde ettiği banka müşterisi hesabından parayı gönderiyor.

6. Kuyumcu, kendi bankasını arayarak paranın geldiği bilgisini alıyor ve dolandırıcıya talep ettiği miktarda altın veya dövizi veriyor.

7. Böylece dolandırıcı, bankadan çekemeyeceği tutarı bir kuyumcu aracılığı ile nakde çevirmiş oluyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber