Kamudaki mevzuata aykırı hiyerarşik kademe sorunu çözüm bekliyor

Kamu kurum ve kuruluşlarında 1 sayılı CBK'nın 509. Maddesine aykırı bir şekilde oluşturulan Koordinatörlük, Şube Koordinatörlüğü, Birim Sorumlusu gibi kanunsuz hiyerarşik kademe sorunlarına çözüm bulunmalı!

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 25 Mayıs 2023 00:10, Son Güncelleme : 24 Mayıs 2023 23:26
Kamudaki mevzuata aykırı hiyerarşik kademe sorunu çözüm bekliyor

KAMU PERSONEL REJİMİ VE DEVLET TEŞKİLATLANMASINA DAİR SORUNLAR

SORUN 1: Kamu Kurum Ve Kuruluşlarında Oluşturulan Mevzuata Aykırı Hiyerarşik Kademeler ve Uygulama Sonuçları

Bakanlıkların Temel Kuruluşları ve Hiyerarşik Kademelerini düzenleyen 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin "Ortak Hükümler" bölümünde yer alan 509 uncu maddesinde,

"(1) Bakanlıklar, merkez teşkilatı ile ihtiyaca göre kurulan taşra ve yurtdışı teşkilatından ve bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlardan meydana gelir.

(2) Bakanlık merkez teşkilatı, bakanlığın sorumlu olduğu hizmetlerin yürütülmesi, bu hizmetlerle ilgili amaç ve politika tayini, planlama, kaynakları düzenleme ve sağlama, koordinasyon, gözetim ve takip, idareyi geliştirme ve denetim gibi görevleri yerine getirmek üzere gerekli birimlerden meydana gelir.

(3) Bakanlığın kuruluş amaçlarını gerçekleştirmek ve yürütmekte oldukları hizmetleri vatandaşlara sunmakla görevli bakanlık taşra teşkilatı, ihtiyaca göre aşağıdaki kuruluşların tamamından veya birkaçından meydana gelecek şekilde düzenlenir.

a) İl valisine bağlı il kuruluşları,

b) Kaymakama bağlı ilçe kuruluşları,

c) Doğrudan merkeze bağlı taşra kuruluşları.

(4) Bakanlık merkez, taşra teşkilatları ile bağlı ve ilgili kuruluşların hiyerarşik kademeleri; hizmetin özelliklerinden kaynaklanan farklılıklar dikkate alınmak kaydıyla aşağıdaki şekilde düzenlenir.

a) Bakanlık merkez teşkilatında:

1) Bakan Yardımcılığı,
2) Bakan Yardımcılığına bağlı Genel Müdürlük, Kurul Başkanlığı veya Daire Başkanlığı,
3) Genel Müdürlük veya Kurul Başkanlığına bağlı Daire Başkanlığı,

b) Bağlı kuruluşlarda:

1) Genel Müdürlük,
2) Daire Başkanlığı,
3) İhtiyaca göre kurulacak Şube Müdürlüğü,

c) Taşra teşkilatı bölge kuruluşlarında:

1) Bölge Müdürlüğü,
2) Şube Müdürlüğü veya Başmühendislik,
3) Şeflik veya Mühendislik,

ç) Taşra teşkilatı il kuruluşlarında:

1) Vali,
2) İl Müdürlüğü,
3) Şube Müdürlüğü,
4) Şeflik,

d) Taşra teşkilatı ilçe kuruluşlarında:

1) Kaymakam,
2) İlçe Müdürlüğü,
3) İhtiyaç bulunan ilçelerde Şube Müdürlüğü,
4) Şeflik." hükmü yer almaktadır.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte daha önce Bakanlıkların teşkilatlanma yapısını düzenleyen 3046 sayılı Kanunda da teşkilatlanma esasları benzer şekilde düzenlenmekteydi. Ancak söz konusu Kanundaki hükümlerin 1 sayılı CBK' ya tam olarak eklemlenmediği görülmektedir.

Bakanlık merkez teşkilatında hiyerarşik kademelerde en son "Daire Başkanlığı" hüküm altına alınmıştır. Ancak Şube Müdürü ve Şef kadrolarının ihdas edildiği ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca Görevde Yükselme ve Unvan değişikliği sınavlarıyla kurumların bu unvanlara atama yaptığı dikkate alındığında, Daire Başkanlığı ibaresinden sonra gelmek üzere, Şube Müdürlüğü ve Şeflik ibarelerinin de anılan CBK'ya eklenmesi, bağlı kuruluşlarda da Şube Müdürlüğü ibaresinden sonra gelmek üzere Şeflik unvanının eklenmesi yerinde olacaktır.

Diğer taraftan, Bakanlıklarda mevcut durumda mevzuat eksikliğinden dolayı yürürlükteki mevzuatta yer almayan çeşitli unvanlar kullanılmaktadır. Bunlara örnek olarak Koordinatörlük, Şube Koordinatörlüğü, Birim Sorumlusu vb. unvanlar verilebilir. Ancak özel Kanunlardaki ve kurumların kendi özel mevzuatında yer alan düzenlemeler hariç tutulursa bu hususun İdare Hukukunun temel kavramı olan İdarenin Kanuniliği ilkesine de aykırılık oluşturduğu açıktır. Söz konusu hususun, mezkur Kararnamenin 509 uncu maddesine, "Kamu kurum ve kuruluşlarında bu maddede yer verilen hiyerarşik kademeler dışında herhangi bir teşkilatlanma yapısı kurulamaz" şeklinde bir ibarenin eklenmesiyle düzeltilmesi uygun olacaktır.

Ayrıca, yürürlükteki mevzuat hükümlerine aykırı olarak kamu kurum ve kuruluşlarında yapılan iş ve işlemler (evrak üzerinde veya elektronik belge yönetim sistemiyle), oluşturulan yanlış hiyerarşik kademeler vd. hususların idari sorumluluk yanında Türk Ceza Kanunu bağlamında da cezai olarak TCK'nın 257 nci maddesinde yer verilen "Görevi kötüye kullanma" suçunu oluşturduğu açıktır. Kamu görevlilerince işlenebilen, şikayete bağlı olmayan suçlar kategorisinde olan, kamu görevlisinin görevin gereklerine aykırı hareket etmesiyle oluşan ve mağduriyete sebep olma yoluyla, kamunun zararına sebebiyet verme nedeniyle veya kişilere haksız bir menfaat sağlama suretlerinden biriyle bu suçun işlenebildiği göz önünde bulundurulmalıdır. Kamu kurum ve kuruluşlarının Rehberlik ve Teftiş Kurulu Başkanlığı/Teftiş Kurulu Başkanlığı/Rehberlik ve Denetim Başkanlığı/Teftiş Başkanlığı gibi denetim birimlerince konunun incelenerek veya suçtan maddi veya manevi şekilde zarar gören kişilerce şikayet yoluyla ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına şikayette bulunulması gerektiği değerlendirilmektedir.

Öte yandan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun disiplinle ilgili hükümlerini düzenleyen "cezai kovuşturma ile disiplin kovuşturmasının bir arada yürütülmesi" başlıklı maddesinde de aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olmasının disiplin kovuşturmasını geciktiremeyeceği, memurun ceza kanununa göre mahküm olması veya olmaması hallerinin de ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamayacağı da dikkate alınmalıdır. Yukarıda yer verilen hükümler birlikte değerlendirildiğinde idari disiplin soruşturmasının ve cezai soruşturmanın/kovuşturmanın ilgili kamu görevlileri hakkında birlikte yürütülebileceği açık şekilde anlaşılmaktadır. Bu çerçevede, kamu kurum ve kuruluşlarının mevzuat hükümlerine aykırı iş ve işlemlerini bir an önce kaldırması uygun olacaktır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber