Vali yardımcısına tehdit: Temizöz'den övgüyle bahset

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 20 Şubat 2011 10:38, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Diyarbakır'da görülen faili meçhul davasına tanık olarak çağrılan dönemin Cizre Kaymakamı Osman Bulgurlu'nun, isimsiz bir mektupla tehdit edildiği ortaya çıktı.

Şu anda Antalya vali yardımcısı olan Bulgurlu'ya gönderilen üç sayfalık mektupta, davanın tutuklu sanıklarından emekli Albay Cemal Temizöz'ü övmesi isteniyor. Davanın son duruşmasında o dönemdeki olaylar hakkında herhangi bir bilgisi olmadığını söyleyen Bulgurlu'nun 'bu tehdit' mektubundan dolayı konuşmadığı anlaşıldı.

Dönemin Cizre Kaymakamı Osman Bulgurlu'nun neden konuşmadığı, duruşma sonunda Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz'ın dosyaya eklenen belgeleri okumasıyla ortaya çıktı. Yılmaz, tanık Bulgurlu'nun kendisine gönderilen 3 sayfalık isimsiz mektubu mahkemeye ibraz ettiğini ve bu yüzden konuşmadığını söylediğini dile getirdi. Mektupta Bulgurlu'nun mahkemeye çıkması halinde Temizöz'den övgüyle bahsetmesi, emir-komuta zinciri içinde çalıştığını söylemesi ve Temizöz'ün yasal olmayan herhangi bir işe karışmadığını vurgulaması isteniyor. Mektupta, duruşmada sivil araçlar (beyaz Toros) ve itirafçıların sorulması halinde, "İlçe jandarma komutanlığının sivil aracının olmadığını, itirafçıların jandarmada kullanıldığını duymadığını, görmediğini, Yavuz, Selim Hoca ve Cabbar'ı tanımadığını (Temizöz'ün rütbelilerden kurduğu ekibin kullandığı kod isimler)' söylemesi isteniyor. Tehdit mektubunun kimler tarafından yazıldığı henüz belirlenemedi. Ancak, mektupta yer alan bilgiler ile Temizöz ve avukatlarının duruşmada Bulgurlu'ya yönelttiği soruların benzerlik göstermesi dikkat çekti.

Dönemin Cizre kaymakamı olan Antalya Vali Yardımcısı Osman Bulgurlu'ya kargoyla gönderilen imzasız mektup, 29 maddeden oluşuyor. Mektupta, "Bilgiler Cemal Albay ile yapılan görüşmeler esnasında kendisinin belirtmiş olduğu hususlardan oluşmaktadır." ibaresi yer alıyor. Mektup özetle şöyle:

"Sayın Valim, bilginize başvurulacağını düşünerek 1993-94 yıllarında Cizre'de görev yaptığınız esnada, Cizre'nin genel durumunu anlatan bazı hususları unutmuş olabileceğinizden tarafınıza iletilmesinin uygun olacağını değerlendirdik.

Cizre'ye geldiği dönemdeki (ilk gelişi) karşılaştığı tablo/genel durumdan bahsedilmesi.

PKK ve silahlı milislerin Cizre'yi nasıl kıskaca alarak haftanın birkaç günü ilçe genelinde saldırı yaptığı.

Yolların, köprülerin, geçitlerin nasıl mayın ve patlayıcı madde tehdidinin altında olduğunu.

İlçe genelinde yapılan her saldırıda bir yerlerin hedef alındığını.

Bir saldırıda hükümet konağının hedef alındığını, Cemal Yüzbaşı'nın hükümet konağına intikal ederek nasıl yangını söndürdüğünü.

Cizre genelinde yapılan saldırıların birinci hedeflerinden birinin de kendisi olduğunu, Kaymakamlık konutuna çok yoğun ateşler ile saldırı yapıldığını, konutun içinde yere yatmış bir vaziyette karanlıkta Cemal Yüzbaşı'yı aradığını, Cemal Yüzbaşı'nın kendisini nasıl kurtardığını.

Cizre'nin PKK'nın halk mahkemelerini kurup insanları yargıladığı bir yer olduğunu.

Cemal Yüzbaşı'nın, göreve başladığı andan itibaren çok aktif mücadele edeceğini, örgütün üstüne gideceğini, saldırıyı beklemeyeceğini söyleyerek Cizre genelinin emir-komutasına talip olduğunu.

Cemal Yüzbaşı'nın, yaptığı çalışmalarla bazı aşiretleri de kazanarak isteyeni gönüllü ve geçici köy korucusu yaptığını.

Korucuların sayısı arttıkça onları da bir düzene koyup her gün, gece-gündüz ilçenin güvenliği için görevlendirdiğini.

Kendisinin de bazı vatandaşlardan elde ettiği istihbarî bilgileri Cemal Yüzbaşı'ya ilettiğini.

Cemal Yüzbaşı'nın talebi üzerine yoksul vatandaşlar için sık sık un ve kuru gıdayı ilçe jandarma komutanlığına gönderdiğini, Cemal Yüzbaşı'nın da bu malzemeleri dağıttığını.

SORULURSA, 'CİZRE'NİN FATİHİ CEMAL YÜZBAŞI'DIR' DİYECEKSİN

Sorulursa İlçe Jandarma Komutanlığı'nın sivil aracının olmadığını bildiğini.

İtirafçıların jandarmada kullanıldığını duymadığını, görmediğini.

Nevruz'dan önce de 1993 sonu veya 1994 başı olabilir, PKK'yı tel'in mitinginde de yine Cemal Yüzbaşı'dan büyük destek gördüğünü.

Bugün, devletin minnet borcu olması gereken kişilerin yargılandığını gördüğünde çok üzüldüğünü, bir kaymakam olarak bunun bir komplo olduğuna inandığını, o dönem eğer Cizre'nin adım adım huzura kavuşturulmasına bir isim konulacaksa en uygununun 'Cizre'nin Fatihi Cemal Yüzbaşı'dır' demek olduğunu düşündüğünü.

(Eğer görev dönemine denk geliyorsa) Ağustos 1994'te de PKK'yı tel'in mitingi yapıldığı, pankartlı, büyük Türk bayrağı altında yürüyüş, konuşmalar gibi.

(Sorulursa) Yavuz, Selim Hoca, Cabbar vs. gibi kişileri tanımadığını.

Çok yoğunluklu mayınlama yapıldığını, Cemal Yüzbaşı'nın bu mayınlardan dolayı toprak yollu karakollara ulaşması ve kontrol etmesi mümkün olmadığından, temin ettiği atlarla araziden gece gündüz karakollara gittiğini bildiğini...

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber