Danıştay'dan 'Kamu Personeli Kanun Tasarısı Taslağı'na eleştiri

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 30 Kasım 2005 11:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Danıştay, "Kamu Personeli Kanun Tasarısı Taslağı"nın, ana istihdam biçimi olarak benimsediği sözleşmeli personeli, sürekli güvencesizleştirdiğini, taslağın, bu şekliyle iş sürekliliğini ortadan kaldırdığını bildirdi.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Danıştay Başkanlığı, taslağa ilişkin görüşünü tamamlayarak Başbakanlığa gönderdi.

Danıştay'ın görüşünde, taslakta, "kamu görevinin gerektirdiği asil, sürekli görevleri kamu gücünü kullanarak yerine getirenlerin memur olarak tanımlandığı, memur sayısının sınırlandırılarak önceliğin sözleşmeli personele verildiği ve kadro güvencesinin kaldırıldığı" vurgulandı.

Görüşte, taslağın, kamu personel rejimini, istihdam biçimini, ücret ve güvence bakımından kökten değiştirdiğine işaret edilerek, zaman içinde gerekliliği görülerek çalışanlara tanınan bazı haklardan vazgeçilerek geri dönüşlere yol açıldığı sonucuna varıldı.

HAKİM VE SAVCILARLA İLGİLİ DÜZENLEME

Anayasa'nın 140. maddesinin amacının, "hakim ve savcılarla ilgili bütün düzenlemelerin özel kanunda yer alması" olduğuna dikkat çekilen Danıştay görüşünde, hakim ve savcıların, mali haklar ve sosyal yardımlar bakımından Kamu Personeli Kanunu kapsamına alınmalarının söz konusu hükümle bağdaşmadığı ifade edildi.

Görüşte, bu nedenle hakim ve savcıların mali ve sosyal hakları bakımından bu kanun kapsamından çıkarılması gerektiği vurgulandı.

Danıştay görüşünde, hakim ve savcıların, mali ve sosyal haklarıyla ilgili düzenlemenin, özel kanun olan 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda yer almasının Anayasal bir zorunluluk olduğuna işaret edildi.

Taslakla 25 yaşını doldurduğu halde evlenmemiş kız çocuklarının aile yardımı ödeneğinden yararlanmasının ortadan kaldırıldığı da belirtilen Danıştay görüşünde, "Devletin, kazanım olan sosyal yardımları bulunulan noktanın gerisine götürmesi kabul edilebilir nitelikte bulunmamıştır" denildi.

"ANAYASA'YA AYKIRI..."
Danıştay görüşünde, taslakta, "sözleşmeli personel ile geçici personel eliyle işlerin yürüyeceği, bu istihdam şekli dışında personel çalıştırılamayacağı" ve "bazı özel hizmetlerin hizmet satın alınması yoluyla da gördürülebileceği" şeklindeki hükümlerin yer aldığı anımsatıldı. Bu düzenlemenin, Anayasa'nın, "kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler" başlıklı 128. maddesinde yer almayan bir istihdam şeklini düzenlediği vurgulanan görüşte, "Bu düzenleme, taslağın, belirtilen istihdam şekilleri dışında personel çalıştırılamayacağına ilişkin kuralıyla da çelişmekte ve Anayasa'nın sözü edilen hükmüne aykırılık teşkil etmektedir" ifadelerine yer verildi.

"Kamuda görev yapan memur sayısını azaltarak sözleşmeliliği ana istihdam biçimi olarak benimseyen taslak, bu şekliyle iş sürekliliğini ortadan kaldırmaktadır" denilen görüşte, şunlar kaydedildi:

"Sözleşmeli personele memurlarda olduğu gibi, toplu eylem ve hareketlerde bulunma yasağı, grev yasağı getirilmiş ve sendikal güvenceler bile ortadan kaldırılmış iken hizmet sürekliliğini sağlayacak düzenlemelere yer verilmemesi çalışma barışını bozacağı gibi, hizmetin etkin ve verimli yürütülmesini engelleyecek nitelikte bulunmuştur."

"İŞ GÜVENCESİ YOK"
Danıştay görüşünde, öngörülen sözleşmelilik statüsünde, halen uygulanmakta olan kadro karşılığı sözleşmelilerin sahip olduğu istihdam güvencesinin bulunmadığı, işçilerin sözleşme hukuku çerçevesinde sahip oldukları iş güvencesinin de mevcut olmadığı belirtildi.

Yüksek Mahkeme'nin görüşünde, Başbakanlık ve bakanlıkların politikalarının belirlenmesinde ve bu politikaların uygulanmasında önemli yere sahip olan müsteşarların, ülkenin yatırım politikalarında önemli yere sahip yatırımcı genel müdürlüklerin, ülke için yadsınamaz öneme sahip Merkez Bankası gibi kuruluşların başkanlıklarının, istisnai kadro veya pozisyona alınmasının, kamu hizmetlerindeki sürekliliği olumsuz yönde etkileyebileceğine işaret edildi.

Taslakta geçici görevlendirmeyle ilgili herhangi bir kıstas getirilmediği ifade edilen Danıştay görüşünde, bunun, keyfi uygulamalara neden olabileceği belirtilerek, şu tespitlere yer verildi:

"Taslak, ana istihdam biçimi olarak benimsediği sözleşmeli personeli, sürekli güvencesizleştirmektedir. Sözleşmeli personelin hizmet yılına bile bakılmaksızın görevine son verilmesi sözleşmeli personelin, sürekli hizmet yürütecek niteliği kazanmasını hemen hemen olanaksızlaştırmaktadır.

Memurlar için basamak ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller, sözleşmeli personel için sözleşmenin feshi sonucunu doğurmakta ve güvence tamamen bertaraf edilmektedir."

HAKİM VE SAVCILARA PERFORMANS KRİTERİ
Taslakta, hakim ve savcıların da performans değerlendirmesine tabi tutulacağının öngörüldüğü ifade edilen görüşte, bunun, Anayasa'da öngörülen yargı bağımsızlığını ve hakim teminatını zedeleyeceği, değerlendirme yapacak bir merci olmaması nedeniyle yüksek yargı mensuplarının performansının değerlendirmesine olanak bulunmadığı belirtildi.

Anayasal güvence altına alınan ve ayrı statüye tabii tutulan yargı mensuplarının, bu taslağın mevcut haliyle yasalaşması durumunda, memur kadrosuna atanacakları ifade edilen Danıştay görüşünde, yargı mensuplarının taslak kapsamı dışında tutulmasının zorunluluk olduğu vurgulandı.

Görüşte, halen sözleşmeli personel olarak çalışanların büyük kısmının kadro güvencesi olmadığına işaret edilerek, halen memur olarak çalışırken bu taslağa göre sözleşmeli personel pozisyonuna atananlar ile memur olarak çalışmayı tercih edenlere tanınan güvencelerin, anılan personele de uygulanması gerektiği vurgulandı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber