Sağlık çalışanlarına uygulanan şiddete karşı düzenleme yolda

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olayları Sağlık Bakanlığı'nı harekete geçirdi. Bakan Müezzinoğlu, Bakanlar Kurulu'na sunulacak çalışmayla şiddet uygulayanların tutuklanmasının önünün açılacağını söyledi

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 08 Mart 2016 10:09, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Sağlık çalışanlarına uygulanan şiddete karşı düzenleme yolda

Sağlık çalışanlarına fiziksel ve sözlü şiddet uygulayanların tutuklanması kolaylaştırılıyor. '2 yıldan az cezalardaki tutuklama yapamama' düzenlemesi kaldırılıyor. Böylece 2 yıldan az olan cezalarda da şiddet uygulayanlar tutuklanabilecek.

TCK 100. maddede yapılacak değişiklikle sağlık çalışanlarına yönelik tehdit ve hakaret suçları da tutuklama nedeni sayılacak.

Sözlü şiddet olan tehdit ve hakaretin sınırlarına çarşamba günü yapılacak Bakanlar Kurulu'nda karar verilecek.

Ayrıca polisin eylemde bulunanı 24 saat gözaltında tutma yetkisinin de hassas bir şekilde kullanılması sağlanacak. Daha önce sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlara yönelik 24 saatlik gözaltı hakkı tam olarak uygulanmıyordu.

Bu hafta sunulacak

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Milliyet'e yaptığı açıklamada, hekime ve sağlık çalışanlarına şiddeti önlemede yeni bir çalışma içinde olduklarını belirterek, "Bu hafta inşallah Bakanlar Kurulu'na getireceğiz. Şu anda mahkemelerin iki yıldan az olan cezalarda tutuklama yetkisi yok, tutuklama yapamaz. Şimdi hekime ve sağlıkçıya şiddet uygulayan kim olursa tutuklayabilecek. Eskiden olduğu gibi 2 yıl süre sınırı olmayacak. En caydırıcı olan bu. Bunun dışında daha farklı uygulamalar daha var. Onları da çarşamba günü Bakanlar Kurulu'na sunduktan sonra ve onların da artı eksi önerilerini aldıktan sonra yol haritamız çıkmış olacak" diye konuştu.

Son 3 yılda sağlık çalışanlarına sözlü ve fiziksel şiddetin sürekli yükselmesi bu adımın atılmasında etkili oldu. Sağlık Bakanlığı rakamlarına göre 2013'te 7 bin 157 sözel şiddet, 3 bin 558 fiziksel şiddet (toplam 10 bin 715), 2014'te 7 bin 227 sözel şiddet, 3 bin 947 fiziksel şiddet (toplam 11 bin 174), 2015'te 8 bin 221 sözel şiddet, 3 bin 694 fiziksel şiddet (toplam 11 bin 915) gerçekleşmiş. Yani verilere göre sağlık çalışanları 2015'te günde ortalama 10 fiziksel şiddet, günde ortalama 22 sözel şiddet olayıyla karşı karşıya kalmış.

Bu hafta çarşamba günü yapılacak Bakanlar Kurulu'na gelecek ve değerlendirilecek olan sağlıkta şiddeti önleme eylem planını Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 14 Mart Tıp Bayramı'nda açıklaması planlanıyor. Davutoğlu'nun sağlıkçılara yıpranma başta olmak üzere özlük hakları gibi bazı müjdeler de vereceği öğrenildi.

Milliyet'i İstanbul Bahçeşehir'deki evinin bahçesinde ağırlayan Müezzinoğlu, eşi, kızı, damadı ve torunları ile birlikte yürüyüş yaptı ve bisiklete bindi.

Müezzinoğlu'nun Milliyet'in sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

'Aksamadan devam'

Güneydoğu'da sağlık alanında neler yapacaksınız?

Sağlık alanında Güneydoğu'da terör eylemleri öncesindeki sağlık dinamikleri neyse aynı koşulları hızla sağlıyoruz. Adres değişikliği olan tüm vatandaşlarımızı, yaklaşık 355 bin vatandaşımızı, tek tek arayarak yeni adreslerindeki aile hekimlerine entegre ettik. Cizre ve Hakkari'de tahrip edilen hastanelerimiz var. Buralar yeniden restore edilecek. Sağlık hizmetleri sunumunda en ufak bir aksamanın olmaması ile ilgili her türlü tedbiri aldık, alıyoruz. Adres değişikliğinde hamile annelerin doğumlarının planlanması, aşı takvimi devam eden çocukların aşılarının aksamaması, diyaliz tedavilerinin yine aksamadan devam etmesi. Evde sağlık hizmeti alan, evde tedavi gören kanser gibi kronik hastalıkların yeni koşullardaki sağlık hizmeti almalarını planladık. Şu anda tek sorunumuz sokağa çıkma yasağı olan bölgedeki varsa sivil vatandaşımız. O vatandaşlara ulaşmamızda sorun var. İnşallah o tür sorunlar da en kısa zamanda ortadan kalkar.

Ev ev ziyaretler

Yaşanan travmalara yönelik bir adım var mı?

Özellikle bizim sağlık yöneticilerimiz bu anlamda ev ev ziyaretlerle ve telefonlarla vatandaşımızın her yönüyle yanlarındadır. Ailecek başka bir yere gitmiş veya devletin kiraladığı otellerde kalanlara her türlü sosyal psikolojik desteği de Aile Bakanlığımız veriyor. Yanılmıyorsam 450 psikolog bölgede. Bin 500 dolayında psikoloğu da hizmete alma ilanı yapıldı. Bunlar alındığında orada her türlü psikolojik destek verilecek. 3 mağduriyet var. Bir güvenlik açısından var. Terör bu ülkenin her sokağından temizlenecek. Hizmet alımı ile ilgili tedbirler alındı. Üçüncü mağduriyet ekonomik. Ekonomi ekibimiz her türlü tedbirleri alıyor. Ticaret yapanların yeniden ticaret yapabilecekleri finansman destekleri, faizsiz kredi destekleri, bunlar da planlanıyor.

Ben bölgede dolaştım. Cizre'ye habersiz gittim. Diyarbakır'a gittim. Vatandaşın duruşu, 'Bir an önce huzur ve güvenli olsun. Ben geleceğe umutla ve güvenle bakmak istiyorum' şeklinde. Terör örgütünün düzeni bozmasından rahatsızlar.

Doğu'da doktor açığı var mı?

Hizmet açığı oluşacak bir doktor açığımız yok. Hatta yer yer fazlalığımız da oluştu. Çünkü gönüllü ekipler gelmeye başladı bölgeye. Cizre'ye gittiğimde Trabzon'dan, İzmir'den, Uşak'tan gönüllü doktorları, hemşireleri gördüm. Açıkcası çok mutlu oldum. Kaç günlüğüne geldiklerini sordum. 10 gün dediler. Ama gidip tekrar geleceklermiş. Böyle duyarlılığı olan bir toplumuz. HDP'li iki milletvekili Sur'daki vatandaşlara, 'Sakın evleri boşaltmayın. Burada durun' çağrısı yaptılar. Vatandaşların, 'Siz sıcacık evlerinizde yaşayacaksınız. Bizi de burada teröristlere yem yapacaksınız' diyerek iki milletvekilini kovduklarına şahit oldum. Vatandaş HDP'nin de terör örgütünün de gerçek yüzünü gördü. CHP'yi anlamakta zorlanıyorum. Bugün CHP'nin nerede durduğunu CHP'lilerin bile bildiği kanaatında değilim.

'Milleti merkez alan muhalefetimiz yok'

Başkanlık sistemi ve yeni anayasa tartışmalarına bakışınız?

Türkiye'nin temel sorunu milleti merkezi alan ve hukukunu koruyan bir muhalefetimiz yok. Demokrasiyi ve milli iradeyi belirli güç odaklarının istediği zaman, istediği gibi çıkmaza sokabileceği bir sistem demokrasi de olamaz milli irade de olamaz. Milletin hak ve hukukunu gözetleyen bir anayasa ve sistem gerekiyor. Bu güçlü bir parlamenter sistem olabilir. Veya cumhur, başkanını seçiyorsa buyursun başkanlık sistemi olsun. Sistemin çıkmazlarıyla millete bedel ödetmeye çalışan bir anlayış var. Millet sürekli kim benim kaderimle oynayacak diye tereddüt yaşayamaz. Adam gibi bir anayasa ve adam gibi milli iradeyi koruyan bir sistem olmalı. Bunun adı başkanlık sistemi de olabilir. İş yapmayanın yapacak başka bir işi olmaz. Proje üretmeyenin yapacağı tek şey var. Bir muhatap bulup eleştirmektir. Cumhurbaşkanımız bu ülke adına yeni yeni icraatların peşinde koşuyor. Onların da tek bir görevi var yalnız eleştirmek. Eleştirmekle kalsa yetiyor ama iftira atmak dedikodu üretmek ve yıpratmak çalışması yapmak yaptıkları. Biz Ak Parti olarak 14. bütçeyi getirdik. Muhalefet böyle devam ederse biz 28. bütçemizi de getireceğiz. Keşke bu milletin gerçekleri muhalefeti de birazcık acıtsa. Ama muhalefeti bir şey acıtıyor. O da Ak Parti'nin başarıları.

Abdullah Karakuş

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber