İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Dinçer: Yunus Emre'yi sansürlemek bizim haddimize mi?

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 19 Aralık 2012 13:05, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer İlköğretim Kitaplarında Yunus Emre şiirinin sansürlendiği iddialarına ilişkin olarak, ?Ben bu tartışmayı biraz öküz altında buzağı arama tartışması olarak görüyorum? dedi. Bakan Dinçer üniversite sınavlarında Din Kültür ve Ahlak Bilgisi sorusu sorulacak olması konusunda ise endişe edilecek bir durum olmadığını söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ?Okullar Hayat Olsun Projesi? değerlendirme toplantısına katıldı. Toplantı çıkışı basın mensuplarının soruların yanıtlayan Dinçer, İlköğretim ders kitaplarında Yunus Emre şiirinin sansürlendiği iddialarına ilişkin olarak, ?Konu Yunus Emre olunca Yunus Emre'yi sansürlemek bizim haddimize mi. Böyle bir şeyi düşünmek bile doğru değil. Normal şartlarda bu bahsedilen kitap özel bir yayınevinin hazırladığı bir ders kitabı. Bizim Talim Terbiye Kurulu denetiminden geçmiş bir kitap. Talim Terbiye Kurulu bir sansür kurulu değil ki böyle bir şey yapsın. Normal olarak biz bakanlık olarak hangi sınıfta hangi kazanımların olacağını tespit ediyoruz. Piyasada hazırlanan ders kitaplarını hazırlayan öğretmenlerin bu kazanımları oradaki anlatımlarında sağlayıp sağlamadıklarını ölçüyoruz. Dolayısıyla kitabı hazırlayan yazar, o kazanımları öngören dizeleri almış, onun dışındaki dizelere yer vermemiş. Dolayısıyla bizim ölçümümüzde şiirin tamamı var mı yok mu diye bir inceleme yapılmaz. Ben bu tartışmayı biraz öküz altında buzağı arama tartışması olarak görüyorum. Biz asla öyle bir şey düşünmeyiz. Piyasadan gelen kitapların kazanımlara uygun şekilde hazırlanıp hazırlanmadığını kontrol ederiz? diye konuştu.


*10. sınıf ders kitabında, Yunus Emre'ye sansür iddiası..


Üniversite sınavında Din Kültür ve Ahlak Bilgisi Dersi sorusunun sorulacak olmasını da değerlendiren Ömer Dinçer, ?Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi konusunda zaten önceki yıllarda da soru soruluyordu. Bu felsefe bölümü başlığı altında her yıl 2 ya da 3 soru soruluyordu.

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile ilgili konular çok özelleştirilmiş konular olmaktan çok genel dinler tarihi ile ilgili bilgileri kapsar. Bu açıdan toplumun farklı kesimlerinin zaten bilmesi gerekmeyen konuları öğrenmesini zorlayan bir tavır içerisinde olmazdı. Umarım bundan sonra da öyle devam edecektir. Bu konuda yapılan tartışmanın bilgi eksikliğinde kaynaklandığını düşünüyorum. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile ilgili soruları anlayabildiğim kadarıyla ayrıca soracaklar. Felsefe bölümü başlığı altında 2-3 soru soruluyordu. Bu kez de 4 ya da 5 soru sorulacak. Orada bir tek hatırlatılması gereken taraf şu. Biliyorsunuz Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi anayasal olarak belirlenmiş ve zorunlu derslerimiz arasındadır. Bütün çocuklarınım bu dersleri alırlar zaten. Sadece azınlık okullarında bu ders verilmez. Azınlık okulunda verilmeyen derslerle ilgili soru sorulduğunda alternatif sorular sorulur. Tahmin ediyorum bu kararı veren YÖK ve ÖSYM buna benzer soruların cevaplarını vererek bunu hazırlamıştır. Dolayısıyla ben endişe edecek bir hususun olduğunu düşünmüyorum? ifadelerini kullandı.

Basın mensuplarının kılık kıyafet serbestliği konusundaki sorularını da yanıtlayan Bakan Dinçer, ?Genelde yönetmelik yaklaşım itibariyle kılık kıyafeti serbest bıraktı. Bununla birlikte toplumsal hassasiyetleri göz önüne alarak bazı sınırlamalar koydu. Bu sınırlama şu an ihtiyacımıza cevap veriyor gibi duruyor? dedi.

Bakan Dinçer, taşımalı eğitimde yaşanan sıkıntılarla ilgili haberlerin hatırlatılması üzerine,

?Son zamanlarda gazetelerde bununla ilgili çok haber görüyoruz. Biz özellikle taşımalı eğitim ile ilgili yaptığımız uygulamalarda o fotoğraflardaki görüntülerin olmadığını biliyoruz. O konularda medya mensuplarından meslek ahlakına uygun şekilde haber yapmalarını özellikle rica ediyorum. Son zamanlarda yapılan haberlerin pek çoğunun aslında teyit edilmeden yapılmış haberler olduğunu görüyorum. Köyde çadırda eğitim diye yapılan haber baştan sona asparagastır. İlgillere ve şikayetlerde bulunduk? şeklinde konuştu.

?EĞİTİMİ 12 YILA ÇIKARARAK DÜNYA STANDARTLARINA GELMEYİ HEDEFLEDİK?

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Türkiye'de lise mezunu olanların oranının yüzde 28, dünya genelinde ise yüzde 88 olduğunu belirterek, ?Biz eğitimi 12 yıla çıkararak birkaç yıllık süre içerisinde dünya standartlarına gelmeyi hedefledik? dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın yaklaşık 1 yıl önce uygulamaya koyduğu ?Okullar Hayat Olsun Projesi?nin değerlendirme toplantısı, Elit World Otel'de gerçekleştirildi. Toplantıya Bakan Ömer Dinçer ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile çok sayıda davetli katıldı. Bakan Dinçer, toplantıda yaptığı konuşmada, eğitim alanında yapılan değişikliklere dikkat çekti. 4+4+4 ve Okullar Hayat Olsun projeleri ile kıyafet serbestisinin birbiriyle paralel ve birbirini destekleyecek türden bir yaklaşımla ortaya çıktığını belirten Dinçer, ?4+4+4 sistemi aslında iki farklı anlam ifade ediyor. Birisi stratejik olarak çevreyle uyum sağlama yönünde, diğeri ise iç çevredeki yeni bir anlayışı, yeni bir yaklaşımı ifade etme yönünde. Her şeyden önce 4+4+4 sistemiyle birlikte eğitimin 12 yıla çıkartılması, okullarımızın kademeli bir şekilde ilk, orta ve liseye dönüştürülmesi, seçmeli derslerin konulması ve ortaöğretimin yeniden yapılandırılmasıyla ilgili hazırlıklar belki hep birlikte bakıldığında bir hedefi var. O da küresel dünyayla Türkiye arasında oluşan açıklığı kapatmak, mesafeyi örtmektir? diye konuştu.

Bakan Dinçer, Türkiye'de şu anda toplam nüfusun lise mezunu olma oranının yüzde 28 olduğunu ifade ederek, ?Tüm dünyanın lise seviyesindeki okullaşma oranı yüzde 88. Biz eğitimi 12 yıla çıkarmakla birlikte aslında önümüzdeki birkaç yıllık süre içerisinde ancak dünya standartlarına gelmeyi hedefledik? dedi.

Türkiye'nin siyasi ve sosyal anlamda demokratikleştikçe, bunun eğitimi de yansımasının ortaya çıktığını dile getiren Dinçer, ?Biz eğitimde yeni bir anlayışla artık demokratik ve daha esnek bir yapı kurgulamaya çalışıyoruz. Hem kademeli hale getirilmesi, hem seçimlik derslerin ortaya konması, hem bölümler veya programlar arasında geçiş sağlayacak türden esnekliklerin ortaya konulmaya başlaması bunu ifade ediyor. Şimdiye kadar devlet toplumdaki herkesi tek tip kabul etti, herkesi eşit olarak gördü. Toplumun farklı kesimlerini birbirinden ayrı görmedi. Dolayısıyla herkesi tek tip görmüş olması sebebiyle herkese tek bir eğitimi öngördü? şeklinde konuştu.

Bakan Dinçer, Okullar Hayat Olsun Projesi'nin Türkiye'deki eğitim sistemindeki demokratikleşme ve esnekleştirmenin bir başka yansıması olduğunu söyledi. Dinçer, ?Biz daha önce serbestliği devletin ortaya koyduğu sınırlar içerisinde yaşıyorduk. Şimdi ise serbestliği vatandaşın bir hakkı ve özgürlüğü olarak görüyor, onun dışında bir başkasının hakkını kesmesin diye bir takım istisnai sınırlamalar getirerek düzenlemeye çalıştık. O açıdan hala eksik olabilir, hala tartışılacak boyut olabilir ama anlamı itibariyle bakıldığında bütün bunların hepsinin Türkiye'deki özgürleşmenin, demokrasinin gelişmesinin, daha da önemlisi yaşam kalitesinin artırılmasıyla alakalı çok önemli gelişmeler olduğunu ifade etmek istiyorum? dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber