Avrupa Birliği 6.Çerçeve Programı, Türkiye'de Bilim Düzeyi ve Yükseköğretim Kurulu'nun durumuna ilişkin tespitler

Haber Giriş : 19 Ocak 2004 22:39, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Avrupa Birliği 6.Çerçeve Programı, Türkiye'de Bilim Düzeyi ve Yükseköğretim Kurulu'nun durumuna ilişkin tespitler

Avrupa birliği 6.çerçeve programı kapsamında alınan projelerin AB'ne girmek için başvuran ülkelere dağılımı aşağıdaki tabloda verilmiştir.

TABLO: Avrupa Birliğine aday ülkelerin aldıkları proje sayısı.

Ülke Nüfus(Milyon) Aldığı Proje Sayısı
Bulgaristan 8,3 92
Kıbrıs Rum Kesimi - 3
Çek Cumhuriyeti 10,3 139
Estonya 1,4 65
Macaristan 10,1 116
Letonya 3,7 96
Litvanya 3,7 96
Malta 0,4 18
Polonya 38,7 223
Romanya 22,5 142
Slovakya 5,4 101
Slovenya 2 71
Türkiye 66,2 14

Tabloda da görüldüğü gibi 66 milyonluk Türkiye bilim adamları sadece 14 proje alırken 0.4 milyonluk Malta 18, 2.4 milyonluk Letonya 48 ve Yugoslavya'dan yeni ayrılan 2 milyonluk Slovakya101 proje almıştır. Bu projeleri almak için diğer ülkelerle birlikte çalışma şartı vardır. Birlikte çalışmak için hem yabancı dil hem de belirli bir bilimsel düzey gereklidir.

Her fırsatta üniversitelerin tek dertleri kısıtlı bütçedir diyen rektörler AB'nden milyarlarca dolarlarla verilen bu proje paralarını almıyor ya da alamıyorlarsa dönüp özeleştiri yapmaları gerekir. Acaba rektörlerin yeterli düzeye sahip olmayan profesör,doçent ve yardımcı doçent yetiştirmelerinin nedenleri nelerdir. Örneğin; rektörler her kadro ilan ederken "alacağımız bu akademisyen bize oy verir mi?"düşüncesi v.s. bilimsel ölçüt dışındaki kriterleri mi (!) göz önünde bulunduruyorlar.

Proje ile para alıp karşılığında bilim üretmeyen rektörler bütçeden para alıp inşaat faturalarıyla harcamaları kolay kapatabilmektedirler.Diğer taraftan aynı raporda bu ülkelerin 1 yılda (2002-2003) yayınladıkları "peer review" yayın sayısı tablosunda Letonya'dan 17,Malta'dan 8 ve Romanya'dan 6 "peer review" yayını görülürken bu tabloda maalesef Türkiye'nin adı bile yoktur. Yani 66 milyonluk Türkiye'de yaklaşık 10 bin profesör,10 bin doçent ve 20 bin yardımcı doçentin bulunduğu üniversitelerden bir tane bile "peer review" yayın yapılmamıştır.

Türkiye'deki akademisyenlerin AB kapısındaki yukarıda adı geçen ülkelerin akademisyenleri düzeyinde bilimsel aktivitelere sahip olmamasının nedenleri de aslında yine adı geçen ilerleme raporunda verilmiştir. YÖK ve rektörler öğretim üyeleri üzerinde geniş ve sınırsız disiplin güçlerini kullanma yetkisine sahip olduğundan dolayı yükseköğretim sisteminde akademik, idari ve finansal özerklik yoktur.

Yrd.Doç.Dr.Kazım YAMAN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber