127 adet evrakı 3 yıl süreyle işlemsiz bıraktığı iddia edilen savcıya dair 3. Ağır Ceza Mah.'sinin kararı
T.C.
EYÜP
3.AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO :
BAŞKAN : HAMZA YAMAN 31502
ÜYE : CEVDET ÖZFİLİZ 22885
ÜYE : ZAHİDE MUTLU 35031
KATİP : CEMİLE SAYGILI
A-İDDİA:
Şüpheli hakkında tanzim edilen ..................sayılı iddianamesinde Şüpheli
......... ........... C.Savcısı olarak görev yaptığı 2005 yılı Adalet Bakanlığı
normal denetim sırasında 127 adet muhtelif soruşturma evrakının 1.12.2005
tarih itibariyle 3 yıl kadar süreyle işlemsiz bırakıldığı bu sebeple 5237
sayılı yasanın 257/2 mad. gereğince cezalandırılmasına karar verilmek üzere
son soruşturmanın açılması talebiyle dosya mahkememize gelmiştir.
B-SAVUNMA:
C.Savcısı ................ dosya içindeki muhtelif savunmalarında özetle:
2001 yılında ........... C.Savcılığına tayin edildiğini, görev yaptığı .........
Adliyesinin fiziki imkansızlıklar nedeniyle aynı odayı 3 cumhuriyet savcısıyla
paylaştığını, müstakil bir odasının bulunmadığını, çalışma mekanının
olumsuz olduğunu yine görev yaptığı süre içinde.......Ağır Ceza Mahkemesinde
iddia makamını temsil ettiğini bahsi geçen mahkemede duruşmaların bazen haftada
5 gün olduğunu yine görev yaptığı dönem içinde kendisine hiçbir dönem müstakil
bir katip verilmediğini bir katibin 3-4 savcının işlerine baktığını, gelen evrakların
bile kendisi tarafından hazırlık evraklarına eklendiğini yine aynı dönem içinde
yoğun iş temposu, sağlıksız çalışma ortamı nedeniyle kalp yetmezliği teşhisi
konulduğunu, kalp pili takıldığını yine eşinin ailesinden olan ve anne ve babasının
vefatıyla bakımını eşinin yaptığını, eşinin kardeşi ............kronik.......hastası
olup 24 saat sürece bunun bakım ve görümünün kendi evinde eşi tarafından yapıldığını
bunun da kendisine zaman kaybına sebebiyet verdiği gibi stres kaynağı oluşturduğunu,
meydana gelen terakümün bu sebepten kaynaklandığını beyan etmiştir.
C-DELİLLER:
1.Dosya içinde bulunan Şüphelinin tedavisine ilişkin evraklar
2.Dosya içinde bulunan Şüphelinin eşinin tedavisine ilişkin evraklar
3.Dosya içinde bulunan C.Savcıları işbölümü cetvelleri,
4.Şüphelinin kullandığı izinler ve raporlu olduğu günlere ilişkin dosya içindeki
belgeler,
5.Şüphelinin çıkarmış olduğu işlere ilişkin .......... C. Başsavcılığının 22.05.2005
tarihli yazısı,
6. Yine .....Asliye ceza mahkemesinin ve...... Asliye c.mahkemesinin dosya içinde
bulunan yazıları,
7.Dosya içinde bulunan Adalet Bakanlığı müfettişi ......... ait soruşturma raporu
ve rapor ekleri,
8. Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulunun 24.1.2006 tarihli hakim ve savcıların
bakabilecekleri azami iş yükünü belirtir cetvel.
D-DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
a) Konuya ilişkin ulusal ve uluslararası mevzuat
BM Savcıların Rolüne Dair Yönerge
Savcıların Statüleri ve hizmet şartları
3. Adalet dağıtımında temel bir unsur olan savcılar, her zaman mesleklerinin
şeref ve itibarını korurlar.
4. Devletler, savcıların baskıya, engellemeye, tacize, yolsuz bir müdahaleye
veya haksız olarak hukuki, cezai veya başka bir sorumluluk iddiasına maruz kalmadan
görevlerini yerine getirmelerini sağlar.
5. Savcıların görevlerini yapmaları nedeniyle kişisel güvenliklerinin tehdit
edilmesi halinde, kendileri ve aileleri yetkili makamlar tarafından fiziksel
koruma altına alınır.
6. Savcıların hizmet için sahip olmaları gereken makul şartlar, yeterli bir
ücret almaları ve gerekiyorsa, görev süreleri, emeklilik aylığı ve emeklilik
yaşı yasayla ve yönetmeliklerle düzenlenir
7. Savcıların yükselmeleri ile ilgili bir sistemin bulunması halinde bu sistem
objektif faktörlere, ve özellikle mesleki niteliklere, ehliyete, dürüstlüğe
ve tecrübeyi esas alır; bu konularda adil ve tarafsız bir usule göre karar verilir.
...Savcıların gerek daha iyi yöntemlerle göreve alınmaları ve hukuki ve mesleki
açıdan eğitilmeleri suretiyle, gerekse suçlulukla ve özellikle suçun yeni biçim
ve boyutlarıyla mücadele ederken gerekli her türlü vasıtanın kendilerine temin
edilmesi suretiyle görevlerinde başarının gerektirdiği mesleki nitelikleri edinmelerini
sağlamak....
ANAYASA
B. Hâkimlik ve savcılık teminatı
MADDE 139. ? Hâkimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada
gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması
sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.
Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini
sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte
kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar
saklıdır.
C. Hâkimlik ve savcılık mesleği
MADDE 140. ? Hâkimler ve savcılar adlî ve idarî yargı hâkim ve savcıları olarak
görev yaparlar. Bu görevler meslekten hâkim ve savcılar eliyle yürütülür.
Hâkimler, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre görev
ifa ederler.
Hâkim ve savcıların nitelikleri, atanmaları, hakları ve ödevleri, aylık ve ödenekleri,
meslekte ilerlemeleri, görevlerinin ve görev yerlerinin geçici veya sürekli
olarak değiştirilmesi, haklarında disiplin kovuşturması açılması ve disiplin
cezası verilmesi, görevleriyle ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından
dolayı soruşturma yapılması ve yargılanmalarına karar verilmesi, meslekten çıkarmayı
gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve meslek içi eğitimleri ile diğer
özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre
kanunla düzenlenir.
Hâkimler ve savcılar altmışbeş yaşını bitirinceye kadar hizmet görürler; Askerî
hâkimlerin yaş haddi, yükselme ve emeklilikleri kanunda gösterilir.
Hâkimler ve savcılar, kanunda belirtilenlerden başka, resmî ve özel hiçbir görev
alamazlar.
Hâkimler ve savcılar idarî görevleri yönünden Adalet Bakanlığına bağlıdırlar.
Hâkim ve savcı olup da adalet hizmetindeki idarî görevlerde çalışanlar, hâkimler
ve savcılar hakkındaki hükümlere tâbidirler. Bunlar, hâkimler ve savcılara ait
esaslar dairesinde sınıflandırılır ve derecelendirilirler, hâkimlere ve savcılara
tanınan her türlü haklardan yararlanırlar.
G. Hâkim ve savcıların denetimi
MADDE 144. ? Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve
genelgelere (Hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp
yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç
işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup
uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma, Adalet
Bakanlığının izni ile adalet müfettişleri tarafından yapılır. Adalet Bakanı
soruşturma ve inceleme işlemlerini, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak
olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırabilir.
2802 sayılı kanun
Madde 54 - (Değişik madde: 22/12/2005-5435 S.K./24.mad)
Hâkim ve savcılar, haftalık çalışma süresi ve günlük çalışma saatleri yönünden
Devlet Memurları Kanunundaki hükümlere tâbidirler. Ancak, hizmetin gerekleri
ile görevin özelliklerinden doğan hâllerde mesai saatleri dışında ve tatil günlerinde
nöbet tutarlar.
Nöbet gün ve saatleri ile nöbet tutanların dinlenme hakları, iş ve kadro durumlarına
göre Cumhuriyet savcıları için Cumhuriyet başsavcıları, hâkimler için adlî yargı
adalet komisyonu başkanları tarafından, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca
belirlenecek esaslara göre tespit edilir.
Özel kanunlardaki hükümler saklıdır.
Türk Ceza Kanunu
Madde 257 - (2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin
gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine
veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu
görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır
b- Değerlendirme ve Sonuç
Yukarıda toplanan deliller ve mevzuat hükümleri karşılaştırıldığında şüpheliye
isnat edilen fiil, görevi ihmal suçuna ilişkin olup suçun yasadaki karşılığı
TCK'nun 257/2 maddesi olup buna göre .......... görevin gereklerine aykırı hareket
etmek suretiyle kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ..........
şeklinde suç tanımlaması yapılmış olup tartışılması gereken husus ilgili C.Savcısının
görevinin gereklerine aykırı hareket edip etmediği ihmal veya gecikme gösterip
göstermediğine ilişkindir.
Yukarıdaki Yüksel Kurulunun ilke kararında Ağır Ceza C.Savcılarının senelik
bakacağı dosya sayısı 1000 olarak belirtilmiştir.
Dosya içindeki belgelere göre ilgili C.Savcısının müstakil bir odası yoktur.2
veya 3 cumhuriyet savcısı ile beraber aynı odayı paylaşmaktadır.Yine paylaşılan
odalar da 10-15 metre karelik küçük, basık ve çalışma şartlarına uyumlu olmayan
nitelikteki yüce yargının görev ve sorumluluklarına ve konumuna yakışmayacak
nitelikte sağlıksız bir şekildedir.Bilindiği gibi çağdaş Batı ülkelerinde hakim
ve savcıların gerek çalışma gerekse dinlenme odaları ve ayrıca duruşma salonu
dışında müzakereler için öngörülmüş ayrıca müzakere salonları ve kütüphaneleri
bulunmaktadır.İstanbul'da bir iki tanesi istisna hiçbir adliyede kütüphane bulunmadığı
gibi, hakim savcıların dinlenmesine tesis edilmiş odaya rastlamak da Türkiye
de hiçbir adliyede mümkün değildir.
Halbuki hakim ve savcılar günün her saatinde yoğun bir iş temposu ve iş sirkülasyonuna
muhatap olmaktadırlar.1000 tane hazırlık evrakına bakan bir savcı her hazırlık-soruşturma
dosyasında en az iki kişiyi dinlemesi gerektiği düşünülürse 2000 kişiyi dinlemesi
gerekmektedir.Kaldı ki bir dosyada Şüpheli sayısı veya müşteki sayısı veya tanık
veya bilirkişi olarak bir yıl içinde onbinlerce kişiyi dinlemek zorunda kalmaktadırlar.
C.Savcılarının bu kişileri dinlemeleri ve ifadelerinin tespiti için ayrı bir
sorgu ve ifade alma odaları da yoktur.Bir C.Savcısı aynı odada ifade alırken
aynı odada diğer C.Savcısı dosya incelemek zorunda, karar yazmak zorunda veya
oda ifade almak zorundadır.15 metrekarelik bir odaya bazen 10 kişi toplanabilmektedir,
buda C.Savcılarının evrakı hakkıyla inceleme ve muktezaya bağlamasını engellemekte
ve geciktirmektedir.
Yine C.Savcılarının müstakil katipleri bulunmamaktadır.C.Savcısı çağırdığı
kişileri dinlemek için de önceden görevli zabıt katiplerinden randevu almak
zorundadırlar.Dünyanın hiçbir ülkesinde görevli C.Savcısından daha az sayıda
zabıt katibinin olması mümkün değildir.Yoğun iş yükü altında bu iş yükünü çözebilmek
için Yüksek Kurul tarafından büyük merkezlere hakim savcı ataması yapılmakta
ancak idare tarafından kadro tahsis edilmediği için yardımcı personel ataması
yapılmamaktadır.C.Savcıları çoğu kez müzekkerelerini ve kararlarını kendileri
yazmakta, gelen evrakı dosyalara kendileri yerleştirmektedirler.
Yine C.Savcıları kendilerine verilen bu soruşturma evraklarından hariç idari
işlemler, denetleme görevleri gibi değişik görevlere de bakmaktadırlar.Bu görevler
de sorun olmadığı sürece iş yükü olarak ortada gözükmemektedir.
Ayrıca C.Savcıları bu işlerden hariç olmak üzere duruşmalarda iddia makamını
temsil etmekte, dosyaları inceleyip, dosyaya ilişkin taleplerini ve esas hakkındaki
mütalaalarını sunmaktadırlar.
Bilindiği gibi yargılamada asıl işlem yargılamaya konu olayı anlamak, olay üzerinde
etraflıca düşünüp muhakeme edip akıl yürütmek gerekirse müzakere etmek ve olayın
tüm boyutlarıyla, tüm unsurlarıyla tespit edebilmektir. Usul ekonomisi açısından
vatandaşın işlerinin bir an önce yapılması, adaletin gerçekleştirilmesi önemliyse
de bundan daha da önemli olan maddi hakikatin bulunması ve gerçek adaletin temin
edilmesidir.Yani gerçek adalet hakkın zamanında verilmesi olduğu gibi, hakkın
ilgiliye hakkıyla teslim edilmesi de adaletin önemli bir unsurudur.Bunun için
C.Savcılarının soruşturmayı etkin yürütebilmesi gerekir.Soruşturmanın etkinliğinin
soruşturmanın hızlı yürütülmesine kurban edilmemesi gerekir.Günümüz Türkiye'sinde
ve İstanbul şartlarında yoğun iş yükü, biriken evraklar, yetersiz kadro, soruşturmanın
etkin yürütülmesine engellediği gibi teraküme sebebiyet vereceği korkusuyla
C.Savcılarının etkin soruşturmadan uzak durdukları da bir gerçektir.
C. Savcıları Türk milleti adına, Türk toplumunu korumak, demokratik cumhuriyetin
bekçisi olmak durumundadırlar.Bu kutsal görevin bir evrak çıkarma memurluğuna
dönüşmemesi gerekir.C.Savcılarının başarı kriteri mücerret çıkarttıkları-sonuçlandırdıkları
evrak sayısına göre değil yaptıkları işin niteliği ve maddi hakikatin ortaya
çıkmasına ne kadar katkı sağlayabildikleri ile ölçülmesi gerekir.Nitelikten
ziyade niceliğe önem verme; C.Savcılarının hukuk teknisyeni olma durumuna sokabilecektir.Bundan
özenle kaçınılması ve Cumhuriyetin Savcılarının adalet mekanizmasının vazgeçilmez
bir temel taşı olabilmesi için yargı erkinin gerekli güç ve imkanlarla donatılması
gerekir.
Somut olayda görevli C.Savcısına 4 yılda 4584 soruşturma evrakı verilmiş olup
bu evraklardan 3659 unun karara bağlamıştır.İlgili C.Savcısı bu dönem içinde
Asliye Ceza mahkemeleri ve ağır ceza mahkemelerinde duruşmalara katılmış olup
2002-2003 ve 2004 yıllarında 2374 karar .....asliye ceza mahkemesinde 2001 yılında
.......Asliye ceza mahkemesinde 434 karara iştirak ettiği, 2004 yılından itibaren
.......4.ağır ceza mahkemesinde göreve başlayıp toplam 810 karara katıldığı
anlaşılmaktadır.
Bu rakamlar çağdaş batı ülkelerinde bir hakimin veya C.Savcısının ömrü boyunca
bakacağı evrak sayısından fazladır.
İlgili C.Savcısı bu dönem içinde büyük bir kalp rahatsızlığı geçirmiş ve uzun
müddet de görevinden ayrı kalmıştır.Bu şekilde bir kalp rahatsızlığı geçiren
kişide bu kadar performansı göstermesi de takdire şayandır.Diğer kurumlarda
sadece C.Savcısının idari iş benzeri işlerini yapmasına rağmen ve bir C.Savcısının
maruz kaldığı risk, stres ve iş yükünün yüzde birine maruz kalmamasına rağmen
bu görevde bulunan diğer idare elemanlarının son derece modern, şık çalışma
ortamlarının olduğu, her türlü güvenlik ve konforlarının sağlandığı, işe geliş
ve gidişlerinin her nam adı altında olursa olsun tahsis edilen kamuya ait araçlarla
sağlandığı, kendilerine ait özel sekreteryalarının olduğu, bir günde toplam
yazdıkları yazı sayısı veya imzaladıkları evrak sayısı 2-3'ü geçmeyen bu idarecilere
onlarca yardımcı personel verilmektedir
Hakim ve savcıların son derece güvenliksiz belediye otobüsleri ile ulaşımlarının
sağlanmaya çalışıldığı, bazı adliyelerde bunun da olmadığı yine somut olayda
görevli C.Savcısının son derece kıt imkanlarla olumsuz sağlık şartlarına rağmen
çalışmış, kendisine verilen görevleri hakkıyla yerine getirme yönünde gayrette
bulunmuştur.İlgili C.Savcısı incelenen dosya kapsamına göre aciliyeti olan tutuklu
işlerde herhangi bir ihmali bulunmamış, tutuksuz olan bir kısım dosyaların ise
takipsiz kaldığı anlaşılmaktadır.
Ancak ilgili C.Savcısının gerek şahsi durumu gerek kendisine yükletilen
iş miktarı, gerekse aile durumu değerlendirildiğinde şahsın elinden gelen
gayreti gösterdiği ancak işlere yetişemediği anlaşılmaktadır.
Herne kadar diğer C.Savcıları aynı dönemde daha fazla iş çıkarttıkları bir gerçekse
de her insanın kendi özel şartları içinde değerlendirmeye tabi tutmak gerekir.
Diğer Savcıların göstermiş olduğu olağan dışı performansı herkesten beklenemez.
Kaldı ki ilgili savcının özel şartları vardır. Diğer savcıların fazla
iş çıkarması şüpheli aleyhine yorumlanamaz. Hiçbir insan kendi imkan ve
kabiliyetinden daha fazlasını yapmaya ve daha fazla sorumluluk yüklenmeye zorlanamaz.Gerek
uluslar arası sözleşmeler gerekse iç hukukumuzdaki düzenlemeler değerlendirildiğinde
Yüksek Kurulun tespit ettiği iş miktarını fiilen çalıştığı döneme oranlandığında
hakkıyla iş çıkaran ve emsali olan diğer devletlerdeki meslektaşlarına göre
daha fazla performans gösterip elinden geleni yapmış olan C.Savcısının; yasanın
257.maddesindeki ihmal ve gecikme hususunda sorumlu tutulması mümkün değildir.
Yasanın 257 maddesinin 2.fıkrasındaki suç görevi ihmal suçuna vücut vermekte
olup anılan suç ancak kasten işlenen suçlardan olup, somut olayda ilgili C.Savcısının
yukarıdaki kaynaklanan sebeplerden soruşturma evraklarının incelenip gerekli
işlemlerinin yapılmamasında herhangi bir ihmal ve geciktirme kastının bulunmadığı
anlaşıldığından Şüpheli hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM
1- Yukarıda sayılan gerekçelerden dolayı ..........hakkında SON SORUŞTURMANIN
AÇILMASINA YER OLMADIĞINA,
2- Karardan bir suretin ilgili C.Savcısına tebliğine,
3- Karardan bir suretin Eyüp C.Başsavcılığına gönderilmesine,
4- Dair karar ..........
BAŞKAN 31502 ÜYE 22885 ÜYE 35031 KATİP