'2019'da da yapsak halleri değişmezdi '

17 Nisan grup toplantısında MHP Lideri Devlet Bahçeli düğmeye bastı ve liderler bir araya geldi ve Türkiye 24 Haziran'da seçime gidecek. Gündemin tek maddesi haline gelen seçimlere ilişkin olarak türlü iddialar ve sorular kulislerde konuşuluyor

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 23 Nisan 2018 07:15, Son Güncelleme : 23 Nisan 2018 07:04
'2019'da da yapsak halleri değişmezdi '

Seçime ilişkin merak edilenleri MHP Grup Başkan Vekili Erkan Akçay'a sordum. Akçay, seçimin gerekliliğinin altını çizerken ana muhalefeti hazır olmadıkları düşüncesiyle sert sözlerle eleştirdi. Akçay, baskın seçim iddiaları için 2019'da da yapsak muhalefetin hali değişmezdi dedi. Ve Cumhurbaşkanları adayı Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ın 1. turda yüzde 60 oyla seçileceğinin altını çizdi.

Öncelikle vatana millete hayırlı olsun seçimler. Sayın Bahçeli'nin gündeme bomba gibi düşen sözlerinin ardından nefesler tutuldu ve sonuç itibariyle 24 Haziran'da Türkiye kritik seçime gidiyor. Siz bekliyor muydunuz bu kadar erken tarih?

"SON 2 AYDIR BAZI ÇEVRELER ERKEN SEÇİM ÜZERİNE SPEKÜLASYON YAPMAYA BAŞLADI"

Önemli olan bu seçimlerin erkene alınıp alınmaması hususuydu. Sn. Genel Başkanımız da teferruatlı ve sağlam gerekçelerle neden erken seçim yapılmasına ihtiyaç olduğunu açıkladı. 26 Ağustos tarihini telaffuz etti ertesi gün yapılan liderler zirvesinde de 24 Haziran tarihinde mutabakat sağlandı. Erken seçim tartışmaları aslında 16 Nisan 2017 Anayasa Referandumundan sonra sıklıkla gündeme getirildi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu 13 Haziran 2017'de, 17 Ekim 2017'de, 20 Kasım 2017'de, 12 Mart 2018'de erken seçim çağrısı yaptı.

"CHP, HER FIRSATTA HODRİ MEYDAN DEMİŞTİ"

Yine başka CHP sözcüleri de erken seçimi gündeme taşıdılar, her fırsatta "hodri meydan" dediler. Aslında erken seçim tartışmalarını yapmayan iki parti vardı MHP ve AK Parti. Dikkatle ve özenli bir şekilde 3 Kasım 2019 tarihi işaret edildi; zaten anayasa değişikliği de bunu öngörüyordu. Fakat son iki aydır MHP ve AK Parti dışındaki siyasi çevreler, bilhassa CHP, medya ve bir takım odaklar sürekli erken seçim olacak, olmalı ya da şu tarihte olacak gibi spekülasyonlar yapmaya başladı.

Seçim var mı yok mu, erken seçim olacak mı gibi tartışmaların, polemiklerin sona erdirilmesi gerekiyordu. Bir ülke seçim atmosferine girmiş ve seçim tartışmaları içinde kalmışsa bunun uzun sürmesi ülkeye fayda getirmez. Sonuçta erken seçim ihtiyacı hasıl olmaya başladı.

Tarih konusunda da mümkün olan en kısa sürede yeni sisteme geçilmesi gerekiyordu. Sn. Genel Başkanımız 26 Ağustos'un Türk tarihindeki önemine atfen bu tarihi gündeme getirdi. Ancak Sayın Genel Başkanımız ile Sayın Cumhurbaşkanının yaptıkları görüşmeden 24 Haziran tarihi çıktı. Seçime kalan süre itibariyle bu tarih Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişin gerçekleşebileceği en erken tarihti.

Sizin sözlerinizden talep aslında kamuoyu ya da farklı çevrelerden geldi şeklinde anlıyorum.

"LİDERLER, ÜLKELERİNİN KADERİNİ TEMSİL EDERLER"

Bu algıyı oluşturan ne MHP ne AK Parti ne liderimiz Devlet Bahçeli ne de Cumhurbaşkanı Erdoğan. Bizim dışımızdaki çevreler tarafından sürekli dile getirilip yoğunluk kazandı ve bu sorulara muhatap olmaya başladık. Seçim nedir? Sandık kurulmasıdır. Sandık milli iradeyi tecelli ettirir. Vatandaşımız tercihlerini oy sandığında belirler ve milli irade tecelli eder; ülke nefes alır. Seçimlerden sonra oluşacak yönetim önünü çok daha rahat görür, daha uzun vadeli adımlar atma imkanına sahip olur.

Bu seçim geçmiş seçimlerden biraz daha önem arz ediyor. 24 Haziran'dan sonra Türkiye yönetim şeklinde önemli bir değişikliği gerçekleştirecek. Yürütme çok başlı olmaktan kurtulacak. Kuvvetler ayrılığı daha belirgin hale gelecek, denge-denetim mekanizmaları daha iyi kurulacak, Türkiye daha iyi bir yönetim sistemiyle geleceğe adım atmaya başlayacak.

"MİLLİ DEVLET GÜÇLÜ İKTİDAR"

Bugün itibarıyla ülkemizin kaderini temsil eden iki lider Sn. Devlet Bahçeli ve Sn. Recep Tayyip Erdoğan'dır. Türkiye'nin esenliği, refahı, bekası için iki siyasi lider ittifak etmiştir. Cumhur İttifakı Türkiye'nin kaderini temsil etmektedir. Yeni sistemde milli devlet güçlü iktidarla perçinlenecek. Kararlarını zamanında ve güçlü şekilde alabilen bir devlet haline dönüşecek Türkiye.

Sn. Bahçeli'nin 26 Ağustos çıkışının ardından türlü iddialar ortaya atıldı. Bahçeli'nin bu kararı gerçekten kendi fikri miydi yoksa bir görüşme neticesinde mi gerçekleşti?

"GİZLİ KAPAKLI GÖRÜŞMELERLE BİR ŞEYLER KOTARILMAYA ÇALIŞILMIYOR"

MHP'nin siyaseti ilkelidir, şeffaftır, dürüsttür, gizli kapaklı işler peşinde koşmayız. Kapalı kapılar ardında pazarlık yapmayız. Erken seçim konusunda da bir pazarlık, kapalı kapılar ardında görüşme söz konusu değildir. Bu çalışmalar milletin gözü önünde cereyan etti. Kapalı kapılar ardında bir şeyler kotarılmaya çalışılmıyor. Başta CHP olmak üzere özellikle muhaliflerin anlayamadığı bu. Türkiye'de artık siyasetin paradigması değişti. MHP ve AK Parti'nin birlikte oluşturduğu ittifak hem Türkiye'ye hem de dünyaya örnek teşkil ediyor. Her şey şeffaf, açık, net. Bütün görüşler, öneriler kafa karışıklığına neden olmayacak şekilde kamuoyunun önünde cereyan ediyor. Bazılarının aklı ermiyor bu tür bir siyasi duruşa.

"DANIŞIKLI DÖVÜŞ SÖZÜ SON DERECE YAKIŞIKSIZ"

İki lider arasında 'gizlice görüşüldü, böyle karar alındı, danışıklı dövüş 'gibi son derece yakışıksız iddialar ortaya atıldı. Bunları kabul etmek mümkün değil. Genel başkanımız 17 Nisan'daki grup toplantısında açık ve net bir şekilde ifade etti. Bunun önemli gerekçeleri var. Fakat dikkat ederseniz daha öncesinde CHP'nin öncülük yapmaya çalıştığı bir takım muhalif kesimler sürekli MHP ve AK Parti seçimden kaçıyormuş gibi bir intiba yaratmaya çalıştılar. Bu karar alındıktan sonra başka frekansa geçtiler.

"CHP CIRCIR BÖCEĞİ GİBİ ÖTMEYE DEVAM EDİYOR".

CHP cırcır böceği gibi ötmeye devam ediyor. Biliyorsunuz karınca ile cırcır böceğinin hikayesini. Cırcır böceği sürekli saz çalıp oynuyor, cırcır ediyor ama karınca işini yapıyor. Karınca gündemini oluşturuyor, üretiyor, çalışıyor. Ana muhalefet partisi konumundaki CHP pozisyonunun gereğini kullanarak ne sorumluluk alabildi ne inisiyatif kullanabildi. Sadece her şeye karşı çıktı, her şeyi kötüledi. Ondan sonra işte hodri meydan diyor. Konuşmalarını izliyoruz fevkalade şaşkınlar, rahatsızlar.

Peki, bu seçim tarihi için erken değil baskın seçim ifadesini kullanıyorlar. Ne dersiniz?

"EVET, BU SEÇİM BAZILARI İÇİN BASKINDIR. KİMİN İÇİN SÖYLEYEYİM"

Kesinlikle bir baskın seçim değil. Allah aşkına kime baskın bu tarih? Tüm partiler "Hazırız, hodri meydan!" diyor. Hatta erken seçim çağrısını da neredeyse 1 yıldır onların başlattığını tekrar ifade etmek isterim. Sık sık erken seçim çağrısı yapanlara "Madem öyle, gel böyle!" dedik. Öte yandan bakıyoruz, YSK "hazırız" diyor. Cumhur İttifakı da hazır. O halde bu seçim kime baskın? Ben söyleyeyim; Bu seçim, Türkiye üzerinde operasyon yapmak isteyenlere, proje örgütlerle birleşik cephe halinde Türkiye Cumhuriyetini hedef alanlara baskın bir seçimdir. Bu karar, Türkiye'nin Zeytin Dalı'ndan, Fırat Kalkanından, El Bab Operasyonundan rahatsız olanlara baskındır. Bu karar, FETÖ'yle ve PKK'yla mücadeleden rahatsız olanlara baskındır.

"25 HAZİRAN'DA DA YATMA EYLEMİ YAPSINLAR ARTIK!

Eğer seçimler 3 Kasım 2019'da da olsaydı CHP ve diğer partilerin durumu yine değişmeyecekti. Biliyorsunuz bunlar yürüme eylemi yaptılar geçen yıl 15 Haziran'da, sonra bu yıl 16 Nisan'da oturma eylemi yaptılar. 25 Haziran'da da yatma eylemi yapsınlar artık! Gerçekten bunların durumunu anlamakta güçlük çekiyoruz. Bir siyasi partinin gerekli teşkilatlanmasını sağlamış, kadrolarını oluşturmuş, seçimlere hazır olması lazım. Yan gelip yatacaklarına, oturacaklarına, saz çalacaklarına çalışsalardı. Onların keyfine göre hareket edemeyiz. Bizim büyük sorumluluklarımız var. O bakımdan bu kesinlikle bir baskın seçim değildir. Bizi ne çok suçladılar. 'Baraj problemleri var, AK Parti yüzde bilmem kaçın altında iktidar olamaz' falan. Bunlar diyor ya hodri meydan. Haydi, hodriye hodri! iz.

MHP'nin erken seçim isteğinin arkasında İYİ Parti adres gösterildi. '2019'a kadar daha yapılanır düşüncesi MHP'yi bu isteğe yönlendirmiştir' tezleri kulislere yansıdı. Böyle mi gerçekten?

"HANGİ PARTİNİN SEÇİME GİRİP GİRMEMESİ BİZİ İLGİLENDİRMEZ"

Türk siyasi hayatında hatırladığım kadarıyla 90'dan fazla siyasi parti var. Hangi partilerin seçimlere girme hakkına sahip olduğu seçim kanunlarında yazılı. Siyasi Partiler Kanunda partilerin seçime katılması için haiz olması gereken şartları yazıyor. Yani ortada kanun var, hukuk var. Hiç kimse bu kanun hükmünün ötesinde karar veremez. Bahsettiğiniz parti de kanundaki şartları sağlıyorsa seçime girebilir. Öte yandan hangi partilerin girip giremeyeceği bizi ilgilendiren bir husus değil.

İYİ Parti'yi takip etmiyor musunuz?

"İYİ PARTİ MUHTERİS, BENCİL SİYASETÇİLERDEN OLUŞTU"

Etmiyoruz. Çünkü onlar artık kendi partilerini kurmuşlar. Diğer bütün partiler gibi bir parti. Fakat kendilerine olmayan bir önem atfettikleri için kendilerini gündemde tutma gayretleri var. Bizim gündemimizde öyle bir parti yok. Dokuz parti dolaşmış, bir takım bencil, muhteris siyasetçilerin toplandığı bir organizasyon biliyorsunuz. Parti olmak kolay değil. Çeşitli partiler var biliyorsunuz. Kokteyl partileri, yaş günü partileri sucuk partileri gibi değişik değişik partiler var

Bize bu erken seçimim gerekliliklerini anlatır mısınız? Sayın Cumhurbaşkanı hep 2019'u işaret ediyordu. Neden yapılmalı erken seçim? Sn. Bahçeli 'devletin bekası için gerekli' dedi.

"SİYASET GELECEĞİ ÖNGÖRMEK SANATIDIR"

Siyaset gerçekleri görmek, geleceği öngörmek ve tutum almak sanatıdır. Bu bir liderlik feraseti ve basiretidir. Bizi ilgilendiren ülkenin bekası, mevcut sorunların bir an evvel aşılma arzusu. Zaten ittifakı da bunun için yaptık. Anayasa değişikliği de bunun için yapıldı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye'yi daha ileriye götürecek. Türkiye daha iyi yönetilecek. Muhtemel riskleri, bir takım endişeleri de dikkate alarak erkene alma arzusudur bu. Gündemi takip edenlere yabancı şeyler söylemedi Sayın Genel Başkanımız. Dedi ki, fitne, kriz, dedikodu mekanizması kaos arayışındadır. Bölgesel risk ve tehlikeler artmaktadır. Emperyalizm sınırlarımıza dayanmıştır. Suriye'de işgal ve savaş planları yapılmaktadır. Ülkemiz aleyhine siyasi ve ekonomik operasyonlar derinlik kazanmaktadır. Türkiye döviz-sıcak para-faiz sarmalında ekonomik ambargoya alınmak istenmektedir. Proje terör örgütleriyle mücadelemiz hız kesmeden devam etmektedir. İşte bütün bu gerekçelerle bu çok önemli işlerimizi seçim tartışmalarının gölgesinde bırakamazdık. Seçim polemiklerine son vermeliydik.

'Kaosa oynayanların oyununu bozmak şart' dedi. 'Bu işi uzatmaya gerek yok' dedi. Kirli senaryolar merak ediliyor.

"TEHLİKELER SOYUT DEĞİL, SON DERECE AÇIK VE SOMUT"

Bu süreci etkileyecek faktörlerden bahsetti lider Devlet Bahçeli. Türkiye'nin bölgesel ve uluslararası ilişkileri, Suriye ve Irak'ın kuzeyinde yaşanan hadiseler, dünya ölçeğinde önemli meseleler. 3. Dünya Savaşı Suriye'den çıkacak deniliyor. Ekonomide yaşanabilecek durumlarla ilgili alınması gereken yapısal, uzun vadeli tedbirler var. Toplumsal dinamikler var. PKK'yı, FETÖ'yü, bir takım illegal örgütleri bir proje örgüt şeklinde yönlendiren uluslararası güçler var. AB'nin bazı ülkelerinin Türkiye'ye karşı tutumundan ABD'nin resmen bize düşmanlık yapmasından bunu anlamak mümkün. Bu tehlikeler soyut tehlikeler değil son derece açık ve somut.

Elinizde kamuoyu çalışması var mı? Anketler yayınlanıyor. Sizin elinizde var mı?

"MHP, ANKETLERLE SİYASET YAPMAZ"

MHP, Türk siyasetinin ulu çınarı, amiral gemisidir. Biz anketlerle siyaset yapmayız. MHP'nin ilkeleri, programı, bir fikri vardır. MHP, konjonktürel tutumlar almaz veya dayatılan gündemlere mahküm olmaz. MHP kendi gündemine hakim, ilkeli bir partidir. Allah akıl-fikir, göz vermiş, izan vermiş partimizde siyaset yapan arkadaşlarımız Türkiye'nin 81 ilinde 900'den fazla ilçesinde teşkilatlanmış bir parti. Biz milletin ruhunu hücrelerinde hisseden bir partiyiz. Ayrıca bilhassa medyada yaygara ile yayınlanan anketlerin çoğunun doğru çıkmadığı da bilinen bir gerçek. Çoğu çakma, ısmarlama ve algı yönlendirmesi için yapılıyor bunların

Ekonomide 7,4'lük büyüme yaşandı ama kurdaki oynaklık, piyasada ki bekle- gör pozisyonu da bu karar da etkili mi? Ayrıca ekonomi ikiye bölündü. Mesela TÜSİAD 'erken seçim doğru bir karar olmaz' dedi.

"TÜSİAD OLUMSUZ TEPKİ VEREREK ALGIYI MANİPÜLE ETMEYE ÇALIŞTI"

TÜSİAD'ın eleştirisi seçim kararının ne kadar yerinde olduğunun göstergesidir. TÜSİAD ve yönetimi ve Başkanı maalesef ülke gerçeklerinden kopuk söylem üretme peşinde. Bu hangi ülkenin TÜSİAD'ıdır doğrusu hayretler içinde kaldım. Böyle bir olumsuz tepki vererek algıyı manipüle etmeye çalıştılar. TÜSİAD dışında çok daha geniş ekonomik aktörler var onların açıklamaları ve göstergeler TÜSİAD'ı yalanlıyor. TÜSİAD'ı milli bir yapıda, toplumun kendi iç bünyesinin sözcüsü olmaktan savrulmuş, bir takım uluslararası mahfillerin güdümünde olarak değerlendiriyorum

Uyum yasalarına gelelim. Yasalar yetişecek mi?

Uyum yasalarına ilişkin çalışmalar tamamlanmış durumda. AK Parti'nin oluşturduğu komisyon Sn. Cumhurbaşkanı'na sunum yaptı ve çalışmalar Milli Mutabakat Komisyonunda görüşülüyor. Bunların içinde cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin yüz bin imzanın nasıl verileceği hususu, başbakanın durumu var. Öyle çok sayıda bir maddeye gerek yok. Acil çıkması gereken hususlar. Bir de 600 milletvekiline göre siyasi partiler kanunu ve seçim kanunundaki değişiklik var. Tahmin ediyorum 8-10 maddelik bir uyum kanunu teklifi Çok yakında Meclis başkanlığına sunulacaktır.

Kürt seçmenler konusu tartışma konusu. HDP varlığını Doğu Ve Güneydoğu'da kaybetti. Bu ittifaka nasıl yansır?

"KÜRT SEÇMEN İFADESİ ÇOK SORUNLU, BÖLÜCÜ, KÖTÜ NIYETLİ BİR KAVRAMDIR"

Sorunuz ciddi manada sorunlu. Maalesef medyada bu hata çok sık yapılıyor. Bunun da nedeni milletin zihnini ve kalbini bulandırmak. Bu söylem MHP'ye ve Türk siyasetine karşı operasyon yapmak isteyenlerin dilidir. Seçmenler Kürt, Türk, Laz, Çerkez seçmen diye etnik kökene göre ayrılır mı? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını, seçmenlerini etnik, mezhebi, sınıfsal, statüye dayalı -hatta ve hatta bunların bir adım sonrası trajik bir biçimde tuttuğunuz futbol takımına kadar gidebilir- bir ayrım yapmak ne Türk milletinin sosyolojisine uyar, ne de siyaset bilimine. Türkiye'de seçmen davranışlarında esas olan T.C vatandaşı olmaktır. Bu vatandaşlık doğrultusunda seçmen oyunu kullanır. Seçmenin öznesi vatandaş, birey ve millettir.

81 milyon yekvücut tek bir milletiz. Millet etnik kökenlerine göre ayrılmıyor. Kürt seçmen, Laz seçmen, Çerkez seçmen ifadesi çok sorunlu, bölücü, kötü niyetli bir kavramdır. Bu ayrımcılığı kesinlikle reddediyoruz. Tüm vatandaşlarımız T.C vatandaşı ve Türk milletinin mensuplarıdır. Türk siyasetçi, Laz siyasetçi gibi tanımlama da son derece yanlıştır. Bu bölücü mihrakların insanların zihnine yerleştirip algı oluşturmaya başvurdukları, insanları zihninde ve kalbinde bölmeye çalışan bir algı mühendisliğidir, kasıtlıdır. Türkiye'nin her tarafında MHP teşkilatlanmıştır. Doğu ve Güney Doğu bölgelerinde çok uzun yıllar vatandaşlarımız PKK terör örgütünün tehdidi ve katliamına hedef oldu. O bölgelerimiz şimdi terör örgütünden arındırıldıkça daha rahat, huzur ve güven içinde bu seçimlerde tercihlerini kullanacaklar. Seçmen iradesi bireyseldir. Hiç kimse ona vasilik edemez, kayıt, şart ve sınır koyamaz.

"BİZİM TEŞKİLATLARIMIZDA HER KÖKENDEN İNSANIMIZ VAR"

MHP bugün Türkiye'nin her yerinde teşkilatlanmış, oy almış, milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi çıkarmıştır. İşte Hakkari örneği. İşte Şırnak örneği. Buralara yaptığımız ziyaretlerde gerek vatandaşlarımızın gerek sivil toplum kuruluşlarının bizlere çok büyük teveccühü olmuştur. Ayrıca bu kentlerimizde yaşayan vatandaşlarımızdan çok sayıda destek ve teşekkür mesajı da alıyoruz. Vatandaşlarımız yıllar boyunca terör örgütlerinin baskısı altındaydı. Bugün terörle mücadelede elde edilen başarılar bu kardeşlerimizin özgürce görüş ve düşüncelerini paylaşmasına bir ortam hazırlamıştır. Öte yandan bakıyorsunuz bizim teşkilatlarımızda her kökenden insanımız var. Hepimiz Türk milletinin evlatlarıyız, Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşlarıyız, biriz, beraberiz. Milliyetçiliğimiz ırkçılığın panzehiridir, ilacıdır. MHP'nin bölücülüğe, bölgeciliğe, terör örgütlerine karşı duruşu ve verdiği mücadele Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki seçmenlerimizin MHP'ye olan teveccühünü her geçen gün daha da arttırıyor.

MHP, iktidar partisi değil, Meclis'te 3. parti fakat Türkiye'nin çok önemli kararlarında, bütün virajlarında MHP'nin adımı var. Hakikaten çok garip. Bunun siyaseten karşılığı nedir? Bu gücü nereden alıyorsunuz?

"MHP KLİT, TÜRKİYE'NİN SİGORTASI OLAN BİR PARTİDİR"

Tespitiniz çok doğru. MHP'nin bu konumu milli mukavemet duruşundan kaynaklanır. MHP ilkeli, sorumluluk üstlenen ve sorun çözen adımları atabilen bir parti. MHP ilkesel tutum alır. MHP konjonktürel davranmaz. Milli beka söz konusu olduğunda her türlü parti kaygısını bir tarafa bırakırız. Türk siyasetinde bu özelliğiyle parlayan bir yıldızdır MHP. MHP, tarihi boyunca daimi inisiyatif almıştır. Özellikle ülkemizin çeşitli krizlere girdiği durumlarda krizleri çözen adımları atan parti MHP oldu. MHP bu anlamda kilitleri açan, Türkiye'nin sigortası olan bir partidir. Şimdi bakın biz muhalefeti milli muhalefet olarak değerlendiririz çünkü bizim anlayışımızda muhalefet demek her şeye karşı çıkan her şeyi kötüleyen demek değildir. Daima ilkesel davranırız. AK Parti'ye en sert muhalefeti yaptığımız zamanlarda dahi ülkemiz için olumlu gördüğümüz konularda çok açık destek vermişizdir. AK Parti ile birlikte bir ittifakın içinde olmamıza rağmen bu ittifakın ilkeleri belli, mahiyeti belli, neden yapıldığı belli ve cumhurbaşkanı adayımızı ilk açıklayan parti MHP'dir. Adayımız şu anki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bunun da sebeplerini gerekçelerini ortaya koymuşuzdur. Ama mesela 2018 bütçesinde, bazı kanunlarda ret oyu verdik.

İttifak başka bazı konularda muhalif olmamız başka diyorsunuz.

"KILIÇDAROĞLU ADAY OLURSA 3.TURDA SEÇİLİR!"

Elbette muhalefetimizi yapıyoruz. Biz siyasetimizi kendi doğrularımızla, kendi programımızla, seçim taahhütlerimizle yaparız. Yaparken CHP ve diğerleri gibi her şeye muhalefet etmiyoruz, hakaret etmiyoruz, kaba söz söylemiyoruz. Durum tespiti yapıyor, önerimizi ve eleştirimizi de getiriyoruz. Daha dün OHAL'e ilişkin konuşmayı ben yaptım. OHAL'in uzatılması için desteğimizin gerekçelerini açıkladım ama önerilerimizi de getirdim, hem de eleştirimizi yaptım. Bizim gizli kapaklı veya böyle imalı falan sözlerimiz olamaz. Son derece iyi niyetli, dürüst ve açık bir siyaset yapıyoruz.

Cumhur ittifakı birinci turda yüzde 60 civarında oy alacak. Cumhurbaşkanı adayımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan'dır. Şimdi hala ikinci tura kalırsa vs. hesaplarını konuşuyorlar. Bugün itibarıyla benim tahminime göre Kılıçdaroğlu aday olursa 3.turda seçilir!

Size bu güne kadar oy vermemiş kesimlere ne dersiniz?

"NİYE TEK ADAM REJİMİ OLSUN Kİ? BUNU KIM İSTER Kİ?"

Biz hangi düşüncede olursa olsun bütün vatandaşlarımızın, milletimizin oyuna talibiz. Bize muhaliflerin cumhur ittifakına ya da yeni hükümet sistemine ilişkin söyledikleri iddiaların hiç de doğru olmadığı 16 Nisan referandumundan bugüne kadarki süreçte görüldü. Ülkemizde demokrasi daha güçlü olacaktır, bundan herkes emin olsun. Kuvvetler ayrılığı daha belirgin olacaktır. Gelecek nesiller için çok daha güçlü Türkiye istiyoruz. Atılan her adım vatanımız içindir. Şimdi birçok iddia ortaya atıldı. Neymiş tek adam. Boş iddialar bunlar. Niye tek adam rejimi olsun ki? Bunu kim ister ki? Kesinlikle böyle bir şey olmayacak, zaten MHP böyle bir düşüncenin tarafı olur mu? Olmaz. Sonuç olarak, biz seçmenin hakemliğine güveniriz. Egemenliğin tek kaynağı olarak Türk milletinin iradesinden başka bir güç odağı tanımayız.

Pınar Işık Ardor

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber