11 yıl önce işkence gören öğrenci, polisle karşılaşınca...
Manisa'da işkence gören 16 liseliden biri olan Sema Taşar şimdi bir avukat.
Yıllar sonra işkenceci polisle adliyede karşılaşma anını anlattı: "Cüppemle beni
görünce rahatsız oldu. Ceza aldılar, yanına kâr kalmadı. İçim rahat."
İşkencecimle karşılaştım
11 yıl önce Manisa'da işkence gören 16 lise öğrencisinden Sema Taşar avukat
olduktan sonra o polislerden biriyle adliyede karşılaştı. "Rahatsız oldu,
gözlerini kaçırdı. Sessizce bir süre öylece durduk".
Manisa'da duvara slogan yazdıkları için günlerce ağır işkence gören ve sonra da
Türkiye ve tüm dünyada işkenceye karşı sembol haline gelen 16 gençten biri bugün
avukat. 26 Aralık 1995'te gözaltına alınan 16 liseli genç serbest bırakıldıktan
sonra gözaltında yaşadıkları işkence, tüm Türkiye'de insan hakları konusunda
önemli bir değişim sürecini tetiklemişti. Bu gençlerden Sema Taşar, hukuk
fakültesini bitirdikten sonra bugün avukat. 26 yaşındaki Taşar, 3.5 aylık hamile
ve çiçeği burnunda bir avukatken işkencecisiyle adliye koridorunda karşılaştı.
Sema Taşar (Doğan), şimdi İzmir'de avukatlık yapıyor. Yakın çevresinin dışında
Taşar'ın, Manisalı gençlerden olduğunu bilen hemen hemen yok. Eşiyle birlikte,
İzmir'de hayatını sürdüren Sema Taşar, ortak bir kaderi paylaştıkları cezaevi
arkadaşlarıyla arada bir de olsa görüşüyor. Sema Taşar, "Herkes yaşamını kurdu.
Başka başka yerdeler" diyor. Sema Taşar, işkence gördüğü koridorlardan avukat
olarak geldiği adliye koridorlarına giden zorlu 11 yılı SABAH'a anlattı. İşte
onun öyküsü:
İŞKENCECİMLE GÖZ GÖZE GELDİM:
Bir gün adliye koridorundaydım. Avukat cüppem üstümdeydi. Birden, fotokopi çeken
birisini gördüm. Hani, yarı açık cezaevinde kalanlar, adliyede çalışıyorlar ya.
İşkence yapan polisti. Gözlerini kaçırdı. Çok enteresan durumdu. Ben rahattım. O
beni görünce rahatsız oldu. Bir süre sessizce öyle durduk ve ben daha sonra
oradan ayrıldım.
O BENİM GEÇMİŞİM, UNUTMADIM:
Bu benim geçmişim. Ama travma boyutunu atlattım. Arkadaşlarımla konuştum.
Bilinçaltına süpürmedim. Doktorlar da, böyle olmasını istiyor. Zamanla uzaktan
bakmayı da öğreniyorsunuz. Bir de 'adalet yerini buldu. Yanına kar kalmadı'
diyorsunuz. Çünkü, bizim davada şanslıydık. Polisler ceza aldı. Adalet duygusu
tatmin etti.
PSİKOLOJİK ŞİDDET UNUTULMAZ:
Fiziksel şiddeti unutuyorsunuz. Ama, onurunuzu zedeleyen, 11 günlük gözaltınızı
unutmuyorsunuz. Çünkü, o kadar profesyoneller ki. Yara bere izi kalmayacak
biçimde işkence yapıyorlar. İşkenceyi sözlü ifade edemediğimiz için sağlam
raporu verdiler. İz olduğunda hemen kapatıyorlar. Ben,bu sürede tüberkülozoldum.
4 arkadaşım da aynı hastalığa yakalandı. Cezaevinde 3.5 ay kaldım. Şimdi ise
size yapılmasa bile, tanık olduğunuz olaylar var. Önemli olan içinizden bunu
hissetmek. İşte o zaman, olaylara farklı bakıyorsunuz.
İLK TERCİHİM HUKUK OLDU: Ben, Manisa davasından önce zaten Hukuk Fakültesi'ni
istiyordum. Ama, bu olay olunca, ilk tercihim oldu. Bunda avukatlarımızın büyük
etkisi oldu. Dava sürecince idealist olmamı sağladılar. Başınıza gelenler büyük
haksızlık ve bu haksızlığa karşı mücadele veriyorsunuz. Bir şeyler
kazanıyorsunuz. Demek ki bir şeyleri değiştirebilirsiniz. Onlar umut verdi ve
ben de avukat oldum.
FİGÜRAN DEĞİLİZ: Türkiye'de bir şeyler iyiye doğru değişiyor. Bunu görmezden
gelemeyiz. Benim, hem o dönem olarak hem de avukat olarak iki tarafı da görme
şansım var. Hem mağdur, hem sanık gözüyle bakabilirim. Manisa, Türkiye'de bir
şeyleri değiştiren örnek dava derler. Bizler de artık figüran
değiliz.Türkiye'de, son yıllarda yasalarda önemli adımlar atıldı. Büyük
gelişmeler var. Ama uygulamada eksiklik yaşanıyor. Artık, AİHM kararları, iç
hukukumuzaş yavaş hakim. Hakim ve savcılar titizlik gösteriyorlar.
SEVGİMİ VERECEĞİM: 3.5 aylık hamileyim. Cinsiyeti daha küçük belirlenmedi. İsim
arıyoruz. Onu çok seveceğim. Sonuçta birçok insan bize sahip çıktı, mücadele
etti. Sevgilerini verdi. Bağrına bastı. Sadece kötü tarafı görmek yanlış.
Sevgilerini verenler bizim mücadele etmemizi sağladı. Ben de çocuğuma bu sevgiyi
vereceğim.
BAZI KADINLAR ŞİDDETİ KÖRÜKLÜ YOR: Şiddet her yerde var. Ayrımcılık da bir
şiddet. İnsanların hakkını vermemek, emeğin sömürülmesi, çocukların kaçak
çalıştırılması hepsi şiddet. Bir kamu kurumunda sizin yerinize bir başkasına
öncelik verilmesi de şiddet. Ama sadece kadınlar şiddete maruz kalmıyor. Çünkü,
şiddet yapan erkekleri yetiştiren kadınlar değil mi? Kadınlar, erkeklerle eşit
olmadığımızı empoze ediyorlar. Sadece kadın olduğumuz için hakkımız verilmedi
diyenlere eleştiri anlamında söylüyorum bunları.
sabah