ABD herkesle kavgalı

FETÖ ve PKK papazı Brunson'un tahliye edilmemesini bahane ederek Türkiye'yi "yaptırım uygulamak"la tehdit eden ABD, aslında hegemonyasının çöküşünü hazmedemiyor. ABD bu panikle Batı, Rusya, Çin, İran ve Latin Amerika ülkelerini tehdit ediyor. Türkiye'nin bağımsız dış politikası da ABD'yi çıldırtıyor.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 28 Temmuz 2018 08:05, Son Güncelleme : 28 Temmuz 2018 08:28
ABD herkesle kavgalı

Türkiye, Rusya ve İran işbirliği karşısında Suriye'de kaybeden, Irak ve Suriye'de sahada gücü İran'a kaptıran, yükselen Çin'i durduramayan Amerika, aleyhine işleyen küresel denklemde Türkiye'yi de elinden kaçıracağını fark edince agresifleşti. Ankara'nın, Filistin-Kudüs meselesinde dünyayı İsrail-ABD eksenine karşı birleştirmesine, İran'a yönelik yaptırımlara uymama kararı da eklenince Washington iyice ağzını bozdu. ABD Başkanı Trump, FETÖ-PKK'ya yardım etmek ve casusluk suçlarından yargılanan İzmir Diriliş Kilisesi Papazı Andrew Craig Brunson'un serbest bırakılmayışını bahane ederek Türkiye'ye tehditler savurdu. 6 Kasım'da yapılacak ABD Kongresi ara seçimleri öncesi 'Siyonist Hristiyanlar' olarak bilinen Evanjelist seçmene Brunson tepkisiyle 'selam çakan' Trump, Türkiye'ye yönelik yaptırım tehdidiyle iki ülke arasındaki gerilimi yeni bir boyuta taşıdı.

TEHDİTLER ARDI ARDINA

Hem Trump'ın hem de yardımcısı Mike Pence'in ardı ardına savurduğu tehditler, Türkiye'ye F-35 savaş uçağı teslimatını engellemeyi öngören tasarının Temsilciler Meclisi'nde kabul edilmesiyle eşzamanlı gerçekleşti. Projenin ortağı olmasına ve birçok parçasını milli imkanlarla üretmesine rağmen uçakların Türkiye'den gasp edilmesine Washington merkezli mali tehditler de eklendi. Geçtiğimiz günlerde Ankara'ya gelen ABD Hazine Bakan Yardımcısı Marshall Billingslea, "Türkiye, uluslararası finansman sistemine entegre kalmak istiyorsa, ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarına uymak zorunda" diyerek küstahça ifadeler sarf etti ve İran'la iş yapacak firmalara kendince gözdağı vermeye soyundu. Ancak Başkan Erdoğan, ABD'nin İran'a yönelik ambargo talebine karşılık bu ülkeden gaz alımının süreceği mesajını vermekte gecikmedi. Türkiye'nin Rusya ile işbirliğini baltalamaya çalışan ABD, TSK envanterine önümüzdeki yıl katılacak hava savunma sistemi S-400'ü üreten Rus şirketi de çeşitli yaptırım kararlarıyla engellemeye çalıştı. Peşpeşe gelen tüm bu adımlar, ABD'nin rahatsızlık nedenlerinin 'papazın tutuklanması' olayının çok daha ötesinde olduğuna işaret ediyor.

DİRENMEKTE KARARLIYIZ

Suriye'de stratejik ortağı Türkiye yerine PKK/PYD ile ortaklık kuran ve darbe girişimi yapan FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'i halen Pensilvanya'da barındıran Amerika'ya karşı Türkiye ise adımlarını milli menfaatleri doğrultusunda atmaya kararlı görünüyor. Gülen'in iadesi konusunda Türkiye'yi oyalayan ABD'ye yüzlerce dosya gönderildi. Son olarak, FETÖ'nün sivil imamlarından Kemal Batmaz ile Hakan Çiçek'e ait olduğu belirlenen cep telefonlarında darbe girişiminin emir ve talimatının Gülen tarafından verildiğine yönelik ulaşılan yeni deliller de karşı tarafı panikletti. Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması için 'terörle mücadele' kisvesi altında sahada yeni oldubittiler yaratılmasına karşı 'Türkiye-Rusya-İran' arasındaki mutabakat da Beyaz Saray'ı çıldırtan etkenlerin başında geldi. Türkiye, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları ile Suriye'de oluşturulmak istenen terör koridorunu çöpe yolladı.

HEGEMONYA BİTİYOR

Beyaz Saray'ın hırçınlaşması Türkiye-Rusya-İran denkleminin ötesinde küresel bir boyut da taşıyor. Dünya genelindeki kanlı saltanatının sonuna yaklaştığını ve askeri-politik hegemonyanın bitmekte olduğunu görerek büyük panik yaşayan Washington, stratejik ortaklıklarını ve şimdiye dek kurduğu bütün ilişkileri çöpe atıyor. Türkiye'nin kurduğu denklemin dünyayı ABD-İsrail karşıtı bir sinerjiye dönüştürmesi de bu savruluşu hızlandırdı. Türkiye'nin doğunun yükselen yıldızları Çin ve Rusya ile işbirliğini S-400 alımından milli para ile ticarete geniş bir açıda güçlendirmesi, komşusu İran'a karşı ambargoya da destek vermemesi, Brunson kriziyle iyice görünür hale gelen restleşmenin önümüzdeki dönem artarak devam edeceğini gözler önüne serdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber