Çelik: Anadolu öğretmen liseleri kesinlikle kapatılmayacak

Haber Giriş : 17 Mart 2005 23:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, öğretmenlik mesleğinin en büyük darbeyi 1978'de aldığını belirterek, "Bu darbe, kendisini çağdaş, ilerici olarak niteleyen bir iktidar döneminde vurulmuştur. Bu dönemde 76 bin kişiye, ideolojik kaygılarla herhangi bir kıstasla sınava tabi tutulmadan 3-5 aylık kurslardan geçirilerek öğretmenlik unvanı verildi. O zaman öğrenci mevcudumuz 250-300 bin idi. Türk milli eğitimine, öğretmenlik sistemine, öğretmenlik mesleğine, öğretmenlik itibarına cumhuriyet tarihinde vurulmuş en büyük darbedir bu" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, öğretmen okullarının kuruluşunun 157. yıldönümü nedeniyle, Balgat Hasan Ali Yücel Anadolu Öğretmen Lisesi'nde düzenlenen etkinliğe katıldı. Bakan Çelik, burada yaptığı konuşmada öğretmenlik mesleğinin önemine ve kutsallığına değindi. Hasan Ali Yücel Anadolu Öğretmen Lisesi'ndeki geleceğin öğretmen adaylarına kendisinin de öğretmen lisesi mezunu olduğunu anımsatan Bakan Çelik, öğretmen okullarının tarihi süreçte isim ve yapılarında yapılan değişimleri anlattı. Öğretmenlik mesleğinin 1970'li yıllarda itibarının sarsıldığını, 1980'li yıllarda yalpalamaya başladığı değerlendirmesini yapan Çelik, öğretmenlik mesleğinin son yıllarda toparlanma sürecine girdiğini söyledi. 16 Mart 1848'de ''Darül Muallimin'' adıyla kurulan öğretmen okullarının batılı tarzda öğretmen yetiştirmeye başladığını kaydeden Çelik, "Değişmeyen ve değişmeyecek bir şey var. O da eğitimin toplum hayatında oynadığı roldür'' diye konuştu. Öğretmenlik mesleğinin cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi övünülür bir meslek haline geldiğini kaydeden Çelik, öğretmen adayı öğrencilere şöyle seslendi; "Öğretmen lisesini tercih ederek gelen arkadaşlarıma şunu özellikle ifade etmek istiyorum. Siz, seçkin öğrencilersiniz. Eskiden olduğu gibi 'bizim çocuk hiçbir şey olamayacaksa bari öğretmen olsun' sözünü ayağımızın altına almak, çöpe atmak zorundayız. En başarılı, en seçkin çocuklarımızı öğretmenlik mesleğine yönlendirmek zorundayız. Çünkü onlar daha sonra bütün meslek erbabını yetiştirecek insanlardır.''

ÖĞRETMEN LİSELERİ ASLA KAPATILMAYACAK

Çelik, bazı çevrelerce kasıtlı olarak Anadolu Öğretmen Liselerinin kapatılacağına ilişkin söylentiler çıkarıldığını belirterek, bu okulların asla kapatılmayacağını tam tersine kendisinin bakanlığa gelişinden itibaren 35 tane öğretmen lisesi açtığını bildirdi. Anadolu öğretmen liselilerine çok önem verdiklerini ifade eden Çelik, "Zaman zaman Anadolu öğretmen liselerinin kaldırılacağı yönünde haberler yayımlanıyor. Anadolu öğretmen liseleri kesinlikle kapatılmayacaktır.Tam aksine gelişerek ve çoğalarak yoluna devam edecektir'' diye konuştu. Çelik ayrıca öğretmenlik mesleğinin niteliği ve yetiştirilmesiyle ilgili olarak yüksek öğretim ayağında ciddi sıkıntılar ve kargaşalar yaşandığını kaydetti ve bu sorunun çözümü konusunda YÖK ile görüşmelere başlanıldığını söyledi.

Çelik, diğer ülkelerin de eğitime verdikleri öneme değinerek, gelecek nesilleri yetiştirecek öğretmenlerin eğitiminin önemli olduğunu vurguladı. Öğretmenlere düşük fiyata diz üstü bilgisayar verilmesi çalışmalarının da tamamlandığını, bunu çok yakında törenle kamuoyuna bildireceklerini kaydeden Çelik, ABD'ye yaptığı geziye ilişkin bilgiler verdi. Çelik, ABD'de de özel bir öğretim kurumunun ABD'li bir kurumla, Türkiye'den ABD'ye İngilizce bilen öğretmen göndermesine ilişkin sözleşme imzaladığını belirtti ve ''Bunu, şunun için anlatıyorum. Biz başarılarımızı gözümüzde büyüttüğümüz sürece, gelişmiş ülkelerin seviyesini yakalayamayız. Atatürk'ün Türk milletine seslenirken, 'Türk, öğün, çalış, güven' sözünde bir sıralama karışıklığı olduğu kanaatindeyim. Çünkü Atatürk, peşinen kimseye 'öğün' diye başlamaz. Bunun sırası, 'Türk, güven, çalış, öğün' şeklinde olmalıdır. Neden, çünkü önce kendimize güvenmeliyiz. Eğer 'ben bunu başarırım' diyorsak, başarı 'ben başarırım' diyenindir. Kendimize güvenimiz varsa, aşağılık kompleksine kapılmamışsak, bu güvenden sonra o başarıyı elde etmek için gerekli olan çalışmayı yapıyorsak, potansiyelimizi harekete geçiriyorsak, bundan sonra elde ettiğimiz başarılarla övünme hakkımız doğar. Aksi takdirde kuru kuruya övünmenin, laf üretmenin hiçbir anlamı yoktur'' dedi.
İHA

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber